Ali Yahi
Cezayir İstihdam ve Hazırlık Dairesi Başkanı General Muhamed Kayidi'nin görevden alınması kararı kamuoyunda birtakım spekülasyonlara yol açtı. Bu kararı kimileri Fransa, Rusya ve Türkiye arasındaki rekabete bağlarken yetkililer, bölgesel değişkenlerin değişimi dayattığını belirtti.
İlginç görevden alma
Kayidi'nin görevden alındığına dair haberler, Hirak Hareketi’nden bu yana sahip olduğu popülaritesi ve rütbesi olmasaydı ülkede geniş bir ilgi uyandırmayacaktı. Kayidi önceki rejime mensup yozlaşmış yetkilileri takip etme konusundaki katılığından dolayı "tırpan" olarak adlandırıldı.
Cezayir, Fas ve Fransa ile yaşanan gerginliklerin yanı sıra güvenlik koşullarının kötüleştiği Sahel bölgesi ve Libya ülkelerinden gelen tehditlerle karşı karşıya. Dolayısıyla Cezayir her düzeyde içsel dönüşümlere tanık olduğu için kararın zamanlaması tepkilerde tutarsızlıkları ve belirsizlikleri artırdı.
Cezayir Genelkurmay Başkanı Korgeneral Said Şangariha, 7 Nisan 2020'de göreve başlayan General Muhammed Kayidi'nin yerine İstihdam ve Hazırlık Dairesi Başkanı olarak Tümgeneral Bilkasım Hasenat'ın tensip törenine nezaret etti.
Cezayir Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Şangariha'nın İstihdam ve Hazırlık Dairesi personeline, daha fazla özveri gösterme ve tüm faaliyetleri yoğunlaştırma ihtiyacı hakkında bir dizi talimat ve direktif sunduğu belirtildi. Uyanık olmanın zorunluluklarından bahsedilen talimatlarda son dönemde elde edilen kazanımlara gerekli ve doğru iyileştirmeler ve uyarlamalar yapmak için sürekli çaba göstermenin yanı sıra, bölgede ortaya çıkan güvenlik sorunlarına uyum sağlamak, Cezayir'e hizmet etmek ve ülkenin yüksek çıkarlarını korumak vurgusu da yapıldı.
Şangariha, İstihdam ve Hazırlık Dairesi personelini gerekli titizlik ve azimle çalışmaya ve kendilerine emanet edilen görevleri tam ve eksiksiz olarak yerine getirmeye çağırdı.
Görevden alma nedeni belirsizliğini koruyor
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığına göre İsviçre'nin Cenevre kentinde ikamet eden Cezayirli insan hakları savunucusu Muhammed Huzeyr yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bu konudaki resmi açıklamalar net değil, ancak görevden alma kararının Fas'ta olanlarla, Sahra sorunuyla veya bölgesel tehditlerle ilgili olduğunu düşünmüyorum. Resmi olmayan ve açıklanmamış sorunlar olduğunu düşünüyorum. Kayidi askeri mahkemeye sevk edildikten sonra akıbetiyle ilgili çelişkili haberler ortaya çıktı.”
Görevden alınma nedeninin bilinmediğini vurgulayan Huzeyr, konunun bölgedeki gelişmelerle ilgili olduğu iddiasını reddetti ve görevden almanın askeri yapılanmayla ilgili olduğunu kaydetti.
Huzeyr, resmi bir görev için Mali’de olan General Kayidi'nin ordunun genel stratejisi konusunda bazı komutanlarla aynı fikirde olmadığını belirtti.
Ordunun yeniden yapılandırılması
Siyaset uzmanı gazeteci Muhammed Lahvazi ise, "Son iki yılda ordudaki generaller yolsuzluk dosyaları veya rejim içindeki kamplaşma mücadelesi nedeniyle bir dizi görevden alma olayı ile karşılaşmasına rağmen General Muhammed Kayidi'nin görevden alınması sürpriz oldu. Bunun nedeni Kayidi’nin, Genelkurmay ile bölge başkanları arasındaki ilişkileri koordine edici hassas bir pozisyonda olması. Bu nedenle görevden alınmasının arkasındaki gerçek nedenler belirsizliğini koruyor. Ancak şurası kesin ki, bu adım, askeri kurumun iç ve bölgesel düzeyde içinden geçtiği aşamanın gereklerine göre yeniden yapılandırılması bağlamında geldi. Kayidi'nin görevden alınması iç, bölgesel ve uluslararası düzenlemeler ve dosyalarla ilgili. Cezayir, devletteki karar vericiler tarafından tayin edilen ve belirli özelliklere sahip kişileri gerektiren belirli seçenekleri benimsemek zorundadır.”
Önceki toplu görevden almalar
Kayidi'yi görevden alma kararı şok etkisi yapan ilk karar değil. Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun’un göreve gelmesinden bu yana türünün en büyüğü olarak tanımlanan toplu görevden almalar gerçekleşti.
İçerisinde beş kıdemli ordu komutanı ve ordunun en eski generallerinden birinin de yer aldığı görevden alınan isimlerin tamamı merhum Cezayir Genelkurmay Başkanı Ahmed Kayid Salih döneminde göreve gelmişti.
Cezayir Cumhurbaşkanlığı, Tebbun'un Cezayir ordusu Lojistik ve Organizasyon Dairesi Başkanı Tümgeneral Ali Ekrum’u görevden aldığını açıkladı. Onun yerine Tümgeneral Havas Ziyadi göreve getirildi.
Bilgi ve Elektronik Harp Dairesi Başkanı Tümgeneral Abdulkadir Laşkam da görevden alındı ve yerine Tümgeneral Ferid Becait göreve atandı. Görevden alınan bir başka isim Cezayir Savunma Bakanlığı Askeri Sanayi Başkanı Tümgeneral Reşid Şavaki’nin yerine ise Tümgeneral Havas Ziyadi getirildi.
Şerşel bölgesindeki Kara Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Selim Kureyd görevden alınan isimler arasında kendine yer bulurken yerine gelecek isim henüz açıklanmadı. Ekipman Merkez Müdürü Tümgeneral Muhammed Tabudelt'in yerine ise Tuğgeneral İsmail Sıddıki getirildi.
Devletin yönelimlerine uyulması
Modern ve çağdaş tarih profesörü Barikullah Habib, Kayidi'nin görevden alınmasının, ülkenin içinde bulunduğu genel olaylara ve mevcut koşullara ayak uydurmak amacıyla ordunun yönetim kadrosunda bir kan tazelenmesi çerçevesinde geldiğini belirtti. Barikullah Habib sözlerini şöyle sürdürdü: “Cumhurbaşkanı, devletin savunma ve dış politikadaki yönelimleri doğrultusunda bazı isimleri değiştirme konusunda tam yetki ve güce sahiptir.”
Gazeteci Eyüp Emziyan, Kayidi'nin görevine son verilmesinin, cumhuriyet yasalarına uygun ve ordudaki dönüşümlü pozisyonlarda normal bir mesele olarak kabul edilebileceğini belirtti. Emziyan, “Şu ana kadar doğruluğu teyit edilmeyen bazı sızıntılara göre, General Muhammed Kayidi'ye başka görevler verildi. Kayidi'nin birçok komşu ülkeyi içeren birleşik askeri bloğun komutanı olarak atanması ve özel operasyonlar, terörle mücadele ve rehinelerin serbest bırakılması konusunda dış ekiplere başkanlık edecek pozisyona getirilmesi bekleniyor. Bölgede olup bitenler göz önüne alındığında, bazılarının bu gelişmelere siyasi bir karakter kazandırma ve kamuoyunu askeri yapılanma içinde bir çatışmanın varlığına inandırma girişimlerine rağmen, bu değişiklikleri normal görüyorum. Yaşananlar, Cezayir'in egemenliğini ve topraklarının kutsallığını güvence altına almayı, herhangi bir acil durum beklentisine karşı hazırlanmayı, her türlü saldırganlıkla yüzleşmeyi ve mevcut aşamanın zorlukları ile başa çıkmayı amaçlayan düzenlemelerdir."