Erdoğan, Suriye’nin kuzeyindeki YPG mevzilerini hedef alma uyarısını yineledi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Twitter ekran görüntüsü)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Twitter ekran görüntüsü)
TT

Erdoğan, Suriye’nin kuzeyindeki YPG mevzilerini hedef alma uyarısını yineledi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Twitter ekran görüntüsü)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Twitter ekran görüntüsü)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’nin kuzeyinde Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) belkemiğini oluşturan YPG mevzilerini hedef alan bir askeri operasyon olasılığını bir kez daha ima ederek, Türkiye’nin Suriye ile güney sınırındaki güvenlik hatlarını güçlendirme sözü verdi.
Erdoğan, Çanakkale’de yapımı tamamlanan projelerin toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Sınırlarımızın üzerine kurduğumuz güvenlik hatlarını birleştireceğiz” diyerek, ABD destekli SDG’nin temelini oluşturan YPG’ye karşı bir operasyona atıfta bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümet yetkilileri, geçtiğimiz haftalarda Suriye’nin kuzeyindeki YPG mevzilerini hedef alan yeni bir askeri operasyon başlatma uyarılarında bulundu.
Türkiye, ABD ve Rusya’yı, 2019'da Ankara ile yapılan anlaşmalar kapsamında YPG’yi güney sınırından 30 kilometre uzakta tutma taahhütlerini yerine getirmemekle suçluyor.
Türkiye, olası bir askeri operasyona hazırlık olarak bölgeye daha fazla askeri takviye gönderdi ve Suriye’nin kuzeyinde yüzlerce ek asker konuşlandırdı.
Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ekim ayı sonunda Roma’da G20 liderler zirvesinin oturum aralarında ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmesinin ardından operasyon olasılığına ilişkin açıklamalar azaldı.
Türk güçleri ve ona bağlı muhalif gruplar, son dönemde Fırat’ın doğu ve batısındaki YPG mevzilerine yönelik çok sayıda saldırı gerçekleştirdi.
Aynı bağlamda, son günlerde Suriye’nin kuzeybatısındaki Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde, Halep, Lazkiye ve İdlib’de eksenlerinde Suriye rejim güçleri ile Türkiye’ye yakın muhalif gruplar arasında çatışmalar yaşandı.
Rejim güçleri, İdlib’in doğusundaki Taftanaz ilçesi çevresi, Lazkiye kırsalındaki Türkmen Dağı ve Halep’in batısındaki Tadil ve Kefr Taal köylerini top atışları ile hedef aldı.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin (SOHR) dün yaptığı açıklamaya göre, muhalifler gruplar ise rejim güçlerinin Maaret en-Numan şehri ile Carade ve Hamidiye köyleri civarındaki mevzilerini hedef aldı.
Rejim güçleri ve muhalifler arasında, İdlib kırsalındaki Zaviye Dağı’nda yer alan Futeyra ve Fleyfel bölgelerinde de ağır makineli tüfekler ile karşılıklı saldırılar yaşandı.



İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)
TT

İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi toplantısında yaptığı açıklamada, Suriye’deki bazı silahlı grupların Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşündüğünü söyledi. Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığına göre Katz, İsrail’in Şam ile güvenlik anlaşması ya da normalleşme yolunda olmadığını belirterek, Suriye ordusu ya da ülkedeki farklı milislerin İsrail yerleşimlerine saldırma veya Suriye’deki Dürzi toplumunu yeniden tehdit etme ihtimaline karşı hazırlık yapıldığını ifade etti.

Katz, Husilerin de Golan Tepeleri’ne yönelik olası bir kara harekâtını değerlendirdiğini söyledi.

Öte yandan, İsrail güçleri Aralık 2024’te Beşşar Esad rejiminin çöküşünün ardından Suriye’nin güneyinde dokuz noktada konuşlandı. Bu noktaların büyük bölümü, iki ülke arasındaki sınırda Birleşmiş Milletler tarafından izlenen tampon bölgede yer alırken, konuşlanma alanları arasında Cebel Hermon’un (Şeyh Dağı) Suriye tarafındaki iki nokta da bulunuyor.

İsrail, bu birliklerin İsrail yerleşimlerini korumak ve düşman unsurların eline geçtiğinde tehdit oluşturabilecek silahları güvence altına almak amacıyla Suriye topraklarında yaklaşık 15 kilometre derinliğe kadar faaliyet yürüttüğünü açıkladı. Bu potansiyel tehdit unsurları arasında Lübnan Hizbullahı ile İran destekli diğer milis gruplar da yer alıyor.

Suriye’nin güneybatısında bulunan Golan Tepeleri, başkent Şam’ın yaklaşık 60 kilometre batısında yer alıyor ve toplamda 1.860 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. İsrail, Haziran 1967 Savaşı sırasında bölgenin yaklaşık 1.250 kilometrekarelik kısmını işgal etmiş, 1981’de ise fiilen ilhak etmişti. Ancak bu ilhak, bölgeyi hâlen işgal altındaki Suriye toprağı olarak kabul eden Birleşmiş Milletler tarafından tanınmıyor.


BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
TT

BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)

Birleşmiş Milletler’in Lübnan Özel Koordinatörü Jeanine Hennis-Plasschaert, Perşembe günü yaptığı açıklamada, hükümetin aldığı önemli kararlar ve Lübnan Silahlı Kuvvetleri’nin güçlendirilmiş varlığına rağmen ülkenin güneyindeki belirsizlik ortamının devam ettiğini belirtti. Hennis-Plasschaert, bu iki unsurun “normalleşme yolunda temel bir zemin oluşturduğunu” söyledi.

Hennis-Plasschaert, “Birçok Lübnanlı için çatışma düşük yoğunlukla da olsa sürüyor. Mevcut durum devam ettiği sürece, düşmanlıkların yeniden tırmanma ihtimali ortadan kalkmış değil” ifadelerini kullandı.

BM yetkilisi, mevcut fırsatın değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Diyalog ve müzakereler tüm sorunları çözemeyebilir; ancak taraflar arasında karşılıklı anlayışın oluşmasına katkı sağlar ve en önemlisi, istenen güvenlik ve istikrara giden yolu açar” dedi.

İsrail ile Hizbullah arasında geçen yıl Kasım ayında, Gazze’deki savaşın yol açtığı bir yılı aşkın karşılıklı bombardımanın ardından ABD arabuluculuğunda ateşkes sağlanmıştı. Ancak İsrail, anlaşmaya rağmen Güney Lübnan’daki bazı noktalarda varlığını sürdürürken, ülkenin güneyi ve doğusuna yönelik saldırılarına devam ediyor.


Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi güçleri, başbakanlık için dokuz aday arasından hem yurtiçi hem de yurtdışından kabul gören kişiyi seçeceklerini açıkladı

Koordinasyon Çerçevesi güçleri liderleri kendilerini ‘en büyük blok’ ilan ettiler (Facebook)
Koordinasyon Çerçevesi güçleri liderleri kendilerini ‘en büyük blok’ ilan ettiler (Facebook)
TT

Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi güçleri, başbakanlık için dokuz aday arasından hem yurtiçi hem de yurtdışından kabul gören kişiyi seçeceklerini açıkladı

Koordinasyon Çerçevesi güçleri liderleri kendilerini ‘en büyük blok’ ilan ettiler (Facebook)
Koordinasyon Çerçevesi güçleri liderleri kendilerini ‘en büyük blok’ ilan ettiler (Facebook)

Irak parlamentosunda şu anda ‘en büyük blok’ konumundaki (Şii) Koordinasyon Çerçevesi güçleri, dokuz aday arasından yeni bir başbakan seçmeye hazırlanıyor.

Şii ittifakının genel sekreteri Abbas Radi dün yaptığı açıklamada, adayın Irak’ta kabul görmesi, uluslararası gerekliliklerle başa çıkma becerisine sahip olması ve devlet kaynaklarını partizan amaçlarla kullanmayacağına dair taahhütte bulunması gerektiğini vurguladı. Radi, güvenlik ve ekonomi alanlarında başbakanın görevlerine ilişkin ayrıntılı bir programın, gelecek hükümetin bir parçası olabilecek bir ekip tarafından hazırlanmasının ardından, en olası adayın özelliklerini belirleyecek bir toplantının yapılacağını da sözlerine ekledi.

Koordinasyon Çerçevesi, siyasi normlara uygun olarak cumhurbaşkanlığı, başbakanlık ve meclis başkanlığı makamlarına getirilecek isimlere karar vermek için Kürt ve Sünni güçlerle müzakereler yürütürken, adayları değerlendiren önde gelen siyasi şahsiyetlerden oluşan bir komisyon aracılığıyla faaliyet gösteriyor.

Radi, rekabetin tanınmış önde gelen isimler arasında yaşandığını söyledi.

Radi, Şarku’l Avsat’ın Koordinasyon Çerçevesi güçlerinin yeni gündeminin bir parçası olarak milis grupların silahları sorununu ele almayı düşünüp düşünmediğine ilişkin sorusuna verdiği yanıtta, “Hükümet programı, yeni başbakan tarafından uygulanacak güvenlik reformlarını içerecek” ifadelerini kullandı.