Avrupa Komisyonu, bu hafta Brüksel’de düzenlenecek İçişleri Bakanları Konseyi’nin olağanüstü toplantısında tartışılmak üzere, üye ülkelerin kademeli olarak aşı zorunluluğu uygulaması önerisini içeren bir belge hazırladı.
Şarku’l Avsat’ın ulaştığı belge aynı zamanda, aşılamanın önemine ilişkin geniş çaplı yol gösterici kampanyalar yürütülmesini, aşı karşıtı hareketlerin yaydığı yanlış ve yanıltıcı bilgilerin yalanlanmasını, seyahat etmek veya işyerlerine giriş için aşı zorunluluğu uygulanmasını öneriyor.
Çoğu Avrupa ülkesinde virüsün bulaşma oranlarındaki hızlı artışla birlikte, Avrupa Birliği ülkeleri arasında geçişler için aşı zorunluluğu uygulanmasının ardından, hükümetler, bazı mesleklerin icra edilebilmesi için aşı zorunluluğu uygulamaya yöneliyor. Bu noktada, İtalya’nın tüm çalışanlara ve işçilere bunu aşı zorunluluğu uygulayan Batı ilk ülke olduğunu hatırlatmak gerekiyor. Ancak AB ülkelerinde, genel bir aşı zorunluluğu uygulanmaya yönelik adımlar atılması ve ek doz uygulanmasına yönelik kampanyaların hızlandırılması sonucunda, halkın buna yönelik tepki göstermesi ve protestolar düzenlemesine ilişkin endişeler artıyor. Protestolar, birçok büyük şehirde hala devam ediyor, söz konusu eylemler geçtiğimiz hafta sonu İtalya, Belçika ve Hollanda’da olduğu gibi protestocular ile güvenlik güçleri arasındaki şiddetli çatışmalara neden olabiliyor.
Avusturya’da aşısızlara sokağa çıkma yasağı
Avusturya Başbakanı Alexander Schallenberg dün (Pazar) yaptığı açıklamada, ülkesinin bugün (Pazartesi) itibariyle, Kovid-19 vaka sayılarındaki sıçramaya karşı mücadele etmek için, koronavirüse karşı tam dozları olmamış milyonlarca kişiye sokağa çıkma yasağı uygulanacağını belirtti. Schallenberg basın konferansında, Avusturya’nın 9 eyaletinin yetkileri yaptığı sanal konferansta belirlenen yeni önlemleri açıkladığı sırada “Aşı oranını artırmalıyız. Aşı oranı utanç verici bir şekilde düşük.” ifadelerini de kullandı. Avusturya’da tam doz aşı olan kişilerin oranı nüfusun yaklaşık yüzde 65’ine denk geliyor, bu oran Batı Avrupa’daki en düşük aşılama oranlarından biri oluyor.
Avrupa hükümetlerinin aşı karşıtı gruplar üzerinde kısıtlamaları sıkılaştırma, aşılanmalarını zorunlu hale getirme eğilimi daha da artarken, aşı karşıtı grupların liderleri de faaliyetlerine hız verdi. Eski ABD Başkanı John F. Kennedy’nin torunu olan eski ABD Senatörü Bob Kennedy’nin oğlu Robert F. Kennedy Jr, İtalya’nın Milano şehrinde aşı zorunluluğuna karşı düzenlenen ve sokaklarda yürüyüş yapan kitlesel bir gösteriye öncülük etti. Göstericiler aşıların etkili olmadıklarını savunarak, aşılara karşı küresel bir cephe oluşturulması ve hastalığın vitaminler, antienflamatuar ve bağışıklık uyarıcı ilaçlarla tedavi edilmesi çağrısında bulundu.
ABD’de aşı karşıtı harekete öncülük eden Robert F. Kennedy Jr’ın son zamanlardaki tutumları, aşırı sağcı grupların yanında durmakla suçlanmasına neden oldu. Kennedy, Milano’da binlerce protestocuya seslenerek “Bu mücadeleyi, özgürlük, demokrasinin yanı sıra sadece İtalyanlardan değil, dünyanın tüm demokratik ülkelerindeki vatandaşlardan alınan anayasal hakların yeniden sağlaması için veriyoruz.” ifadelerini kullandı.
Robert F. Kennedy Jr önümüzdeki günlerde Avrupa’daki diğer protestolara da katılacağını açıklayarak “Anayasal haklara ve demokrasiye yönelik bu saldırının arkasında duran büyük ilaç şirketleri küresel olması sebebiyle, direniş cephesi de küresel olması gerekiyor.” dedi. Kennedy’nin “Salgının gerçek olduğunu inkar etmiyoruz, ancak bu aynı zamanda, küresel seçkinler için zalim kalıpları empoze etmek ve zenginlerin kasasına servetler dökmek üzere devasa servetler yaratmak için de büyük bir fırsat.” dedi.
Robert F. Kennedy Jr aşıların salgınla enfeksiyonu engellemediğini, dolayısı zorunlu hale getirilmelerinin, askeri bir otorite gibi davranan hükümetlerin vatandaşlar üzerinde daha sıkı denetim sağlamasına yol açarken, halk sağlığına hizmet etmediğini düşünüyordu. Aynı zamanda, ABD’li milyarder Bill Gates’i, ilaç şirketlerinin, tıbbi kuruluşların ve istihbarat servislerinin yardımıyla ve suç ortaklığıyla, tüm sesleri ve karşı görüşleri bastırırken bu krizden çok büyük karlar elde eden, Google gibi birçok zengin ve büyük şirkete benzemekle suçladı. Bunların yanı sıra aşıların içerisinde çıplak gözle görülemeyen çipler olduğu düşüncesini de reddetti ancak Microsoft şirketinin yıllardır vücuda yerleştirilen termal çipler üzerinde çalıştığını ve tüm insanlık hakkında veri ve bilgi toplayarak, dünya üzerinde bir kontrol sağlamaya çalıştığına inandığını belirtti. Aşı karşıtı protestoların arkasında aşırı sağcı hareketlerin olduğuna yönelik haberler ile ilgili olarak, bu protestolara çok sayıda sol örgütün de katıldığını vurguladı ve söz konusu haberlerin büyük ilaç şirketlerinin çıkarlarına hizmet etmek amacıyla insanlar arasında anlaşmazlık yaratma stratejisine uygun olduğunu söyledi.
Daha önceki 6 güne kıyasla son 24 saat içinde Kovid-19 günlük yeni vaka sayılarında hafif bir düşüş kaydetmişken, Almanya dün pandeminin başlangıcından bu yana ilk kez bir hafta içerisinde kaydedilen toplam vaka sayısında çeyrek milyon sınırını aştı.
Almanya Başbakanı Angela Merkel bugün federal yetkililer ile geniş çaplı bir toplantı gerçekleştirecek. Toplantı sonunda sosyal etkinlikler, seyahat ve toplanmalara yönelik yeni bir katı önlem ve kısıtlama paketinin açıklanması bekleniyor. Söz konusu önlem ve kısıtlama paketinde, kamu ve özel sektörde temel hizmetlerde çalışan sağlık personeli ve diğer çalışanlara aşı zorunluluğu getirilecek olması da kesinlik kazandı.
Avusturya Başbakanı Alexander Schallenberg dün akşam 9 eyaletten yetkililerin katıldığı toplantının sonunda yaptığı açıklamalarda, hükümetin, toplam nüfusun yüzde 35’ini (iki milyondan fazla kişi) oluşturan aşı olmamış kişilere tam izolasyon uygulamasına karar verdiğini açıkladı ve ‘son derece kusurlu’ olarak tanımladığı aşı kampanyasının hızlandırılması gerektiğini vurguladı. Güvenlik güçlerinin, İtalya, Belçika ve Fransa gibi bir dizi ülkede seçimlerin arifesinde aşırı sağcı örgütlerin ve partilerin protestolara dahil olduğu ve siyasi amaçlar için protestoları suiistimal ettiklerine yönelik aldığı bilgiler ve ulaştığı kanıtlar, Avrupalı yetkililerin endişelerini artmasına neden oldu.