Genç Afganlar neden Taliban'a katıldıklarını anlattı

Washington Post, 11 Eylül atmosferinde doğanların hikayelerini aktardı

Afganistan'daki ABD üsleri şimdi Taliban'ın kontrolünde (Lorenzo Tugnoli/Washington Post)
Afganistan'daki ABD üsleri şimdi Taliban'ın kontrolünde (Lorenzo Tugnoli/Washington Post)
TT

Genç Afganlar neden Taliban'a katıldıklarını anlattı

Afganistan'daki ABD üsleri şimdi Taliban'ın kontrolünde (Lorenzo Tugnoli/Washington Post)
Afganistan'daki ABD üsleri şimdi Taliban'ın kontrolünde (Lorenzo Tugnoli/Washington Post)

Taliban'ın Afganistan'da kontrolü ele geçirmesinin ardından bütün gözler ülkeye çevrildi.
Örgütün iktidara gelmesinden sonra kadınlara, azınlıklara ve yasaklara dair pek çok soru işareti doğdu. Taliban ise 20 yıl öncesine göre ılımlı mesajlar vererek yeni bir profil çizmeye çalışıyor.
Peki Taliban'ın genç üyelerinin hikayesi ne? Bu kişileri örgüte katılmaya hangi sebepler itti?
ABD'nin önde gelen gazetelerinden Washington Post (WP), 2000 ile 2003 arasında doğan Taliban üyeleriyle görüşerek bu sorulara yanıt aradı.
Haberde, o dönem Usame bin Ladin'in lideri olduğu El Kaide'nin 11 Eylül 2001'de ABD'de düzenlediği saldırılardan sonra ABD'lilerin askere katılması gibi genellikle kırsal bölgelerde yaşayan Afganların da ABD işgali sonrasında Taliban'a katıldığı yazıldı.
Ancak WP'ye göre genç Afganlara 11 Eylül'le ilgili yanlış bilgiler veriliyor ya da bu konu gizleniyor. Sudarsan Raghavan imzasıyla yayımlanan yazıda bu durumun, Afganların ABD düşmanlığıyla büyümesine yol açtığı öne sürüldü.
Taliban'ın genç üyeleri genellikle, Batı yardımlarının ulaşmadığı kırsal bölgelerden geliyor. ABD askerlerinin saldırılarını ve yakınlarının öldürüldüğünü gören bu kişiler Taliban'a katılıyor.
Haberde, gençlerin Batı destekli Afgan hükümetindeki yolsuzluklar yüzünden de örgüt üyesi olduğu belirtildi.
Genç Afganlardan bazılarıysa, medresede aldıkları eğitimden sonra cihat için Taliban'a katılıyor.
WP'nin görüştüğü isimlerden biri, 11 Eylül saldırılarından bir yıl sonra dünyaya gelen Esmatullah Ömeri.
What-the-Talibans-youngest-fighters-tell-us-about-the-future.jpgw1440-scaled.jpeg
Esmatullah Ömeri (ortada), Bagram bölgesinde nöbet tutuyor (Lorenzo Tugnoli/Washington Post)
Ömeri, 48 yaşındaki amcası Muhammed Kerim ve diğer aile üyelerinin kendisine 12 yaşındayken el yapımı patlayıcı yapmayı öğrettiğini söyledi. Küçükken okula gittiğini ve kuzenleriyle oynadığını belirten Ömeri; abisinin, amcalarının ve kuzenlerinin Taliban üyesi olduğunu ifade etti.
Ömeri'nin abisinin saldırı planını öğrenen ABD kuvvetleri, bir baskınla onu öldürdü. O dönem 16 yaşında olan Ömeri, bu olay üzerine resmen Taliban'a katıldı:
"8. sınıftaydım ama kardeşim şehit olunca okulu bıraktım."
Ömeri, ABD askerlerine ilk saldırısını da o dönem gerçekleştirdi:
"Saldırıda 5 ya da 6 ABD askeri öldü. Saldırı başarıya ulaşınca mutlu oldum."
Ömeri, ABD'nin hava saldırılarının ve askerlerin baskınlarının kendisini motive ettiğini sözlerine ekledi.
Amca Kerim ise "Taliban neden çocukları alıyor?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Topraklarımızı işgal edenlere ve kafirlere karşı savaşmak herkesin görevi. Cihat her yerde zorunlu."
Ömeri, Taliban'a katıldıktan birkaç ay sonra da kardeşi ve birkaç kuzeni de peşinden geldi.

"20 yıl önce dünyada değildim"
18 yaşındaki Kari Mütevekil, 4 yıl önce ABD ve Afgan kuvvetlerinin baskısının ardından örgüte girdiğini söyledi.
WP, 11 Eylül'le ilgili bir soruya "20 yıl önce dünyada değildim" diyen Mütevekil'in savaşma nedeninin diğerlerine göre daha "ayrıntılı" olduğunu yazdı.
Mütevekil, "ABD'liler İslamiyet'in kökünü kazımak için buraya geldi" diye konştu:
"Din adamlarını öldürmek ve dinimizi ortadan kaldırmak istediler."
18 yaşındaki Gül Muhammed Heymat, Paktika eyaletindeki bir medreseye gittikten sonra Taliban militanı oldu. "Bize ABD işgalini ve vahşeti anlattılar. İşgalcilere karşı cihata katılmamız ve savaşmamız söylendi" diyen Heymat, medresede 11 Eylül saldırılarından veya El Kaide'nin Afganistan'daki varlığından hiç bahsedilmediğini söyledi.
ezgif-6-803fabdfb850.jpg
Gül Muhammed Heymat ve çocukluk arkadaşı Assadullah Tassal, Taliban’a birlikte katıldı (Lorenzo Tugnoli/Washington Post)
Heymat, bin Ladin'i iyi bir Müslüman ve mücahit olarak gördüğünü de sözlerine ekledi.
21 yaşındaki Muhammed Sajid ise aslında intihar bombacısı olmak için medreseye gönderildiğini belirtti.
Burada patlayıcı yapmayı, yeleğe sarmayı ve fünyeye bağlamayı öğrenen Sajid, üç yıl önce bir saldırı planladığını ancak yakalanıp hapse atıldığını bildirdi.
Taliban'ın serbest bıraktığı Sajid, başarısız olduğu için pişmanlık duyduğunu kaydetti:
"Şehit olmaya hazırdım."
 
Independent Türkçe, Washington Post



Barrack: Lübnan, Hizbullah konusunu İsrail ile görüşmeli

ABD'nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, 22 Temmuz 2025'te Lübnan'ın Beyrut kentinde Reuters'a verdiği röportajda. (Arşiv-Reuters)
ABD'nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, 22 Temmuz 2025'te Lübnan'ın Beyrut kentinde Reuters'a verdiği röportajda. (Arşiv-Reuters)
TT

Barrack: Lübnan, Hizbullah konusunu İsrail ile görüşmeli

ABD'nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, 22 Temmuz 2025'te Lübnan'ın Beyrut kentinde Reuters'a verdiği röportajda. (Arşiv-Reuters)
ABD'nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, 22 Temmuz 2025'te Lübnan'ın Beyrut kentinde Reuters'a verdiği röportajda. (Arşiv-Reuters)

ABD'nin Türkiye Büyükelçisi ve Başkan Donald Trump'ın Suriye temsilcisi Tom Barrack, bugün, Lübnan'ın Hizbullah meselesini İsrail ile görüşmesi gerektiğini belirterek, İsrail'in Lübnan'a yönelik saldırılarını genişletmemesini umduğunu söyledi.

Abu Dabi'de düzenlenen bir konferansta yaptığı konuşmada, Lübnan'ın geçmişi unutup İsrail ile bir anlaşmayı hızlandırma zamanının geldiğini belirterek, Lübnan, Hizbullah ve İsrail arasında doğrudan görüşmeler çağrısında bulundu.

ABD elçisi ayrıca, ABD'nin geçen yıl devrilmeden önce eski Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimine uyguladığı Sezar Yasası kapsamındaki Suriye yaptırımlarının da kaldırılmasını umduğunu belirtti.

Trump, mayıs ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ile yaptığı görüşmenin ardından Suriye'ye yönelik tüm yaptırımların kaldırılacağını duyurdu. Ancak, Şam ile ticareti kısıtlayan ve Sezar Yasası olarak bilinen en katı yaptırımlar, ancak ABD Kongresi kararıyla kaldırılabiliyor.

Bu arada Barrack, Türkiye'nin Gazze Şeridi'nde planlanan uluslararası istikrar gücüne katılmasının, "karşılıklı güven eksikliği" olarak nitelendirdiği bir durum nedeniyle pek olası olmadığını söyledi.

Barrack, Türkiye'nin Gazze'deki uluslararası güce katılımının, Hamas ile ilişkileri ve Filistin hareketini silahsızlandırmaya yönelik ABD destekli çabaları göz önüne alındığında faydalı olacağını belirtti.

Axios haber sitesi dün, iki ABD'li yetkili ve Batılı bir kaynağa dayanarak, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze barış sürecinin ikinci aşamasına geçişini duyurmayı ve Noel'den önce bölgedeki yeni yönetim yapısını açıklamayı planladığını bildirdi.

Trump yönetimi, savaşın geri dönmesini önlemek ve kırılgan ateşkesi sürdürmek için Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçmeyi hedefliyor. İlk aşamanın temel bileşenlerinden biri olan Hamas'ın hayatta olan ve ölen tüm tutukluları serbest bırakması neredeyse tamamlandı ve iade edilecek yalnızca bir tutuklunun naaşı kaldı.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre anlaşmanın ikinci aşaması, İsrail'in Gazze'nin ek bölgelerinden çekilmesini, uluslararası bir istikrar gücünün konuşlandırılmasını ve Trump liderliğindeki "Barış Konseyi"ni de içeren yeni yönetim yapısının harekete geçirilmesini içeriyor. BM Güvenlik Konseyi, geçen ay hem uluslararası istikrar gücünü hem de Barış Konseyi'ni yetkilendirmişti.

 


İsrail, Lübnan'ın diplomatik girişimlerine hava saldırılarıyla karşılık verdi

Lübnanlılar, dün Güney Lübnan'daki Cba köyünü hedef alan İsrail hava saldırısının ardından hayatta kalanları arama çalışmalarını izliyor (AFP)
Lübnanlılar, dün Güney Lübnan'daki Cba köyünü hedef alan İsrail hava saldırısının ardından hayatta kalanları arama çalışmalarını izliyor (AFP)
TT

İsrail, Lübnan'ın diplomatik girişimlerine hava saldırılarıyla karşılık verdi

Lübnanlılar, dün Güney Lübnan'daki Cba köyünü hedef alan İsrail hava saldırısının ardından hayatta kalanları arama çalışmalarını izliyor (AFP)
Lübnanlılar, dün Güney Lübnan'daki Cba köyünü hedef alan İsrail hava saldırısının ardından hayatta kalanları arama çalışmalarını izliyor (AFP)

İsrail dün, Lübnan ile sivil müzakerelerin sonucunda oluşan "olumlu atmosfer" hakkındaki yetkililerinin çelişkili pozisyonlarını çözüme kavuşturdu ve bunlarla askeri yoldan ayrı olarak ilgileneceğinin açık bir işaretini verdi. Ateşkes izleme komitesi toplantısından 24 saatten kısa bir süre sonra, Güney Lübnan'da dört evi hedef alan, bunlardan birinde Litani Nehri'nin kuzeyindeki bir eve yönelik saldırılar düzenledi.

İsrail'in bu gerilimi artırışı, Lübnan medyasının sızdırdığı bilgilere bir yanıt gibi görünüyor. Buna göre, İsrail ile müzakere heyetinin başkanı olan Büyükelçi Simon Karam'ın görevi, düşmanlıkların sona erdirilmesi, esirlerin iadesi, işgal altındaki topraklardan çekilme ve sadece Mavi Hat üzerindeki noktaların düzeltilmesi konularını görüşmekti. Yerel el Cedid kanalı ise Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın "Lübnan'ın normalleşmeye girmediğini ve bir barış anlaşması imzalamadığını vurguladığını" bildirdi.

Cumhurbaşkanı Avn, dün geceki hükümet toplantısında yaptığı konuşmada, "İlk oturumun çok verimli olmayacağı açık, ancak bu ayın 19'unda başlayacak olan sonraki oturumların önünü açtı" dedi ve "savaş dili yerine müzakere dilinin hakim olması gerektiğini" vurguladı.


İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi yaptığı açıklamada, askeri ve güvenlik servislerinden temsilcilerin de aralarında bulunduğu bir heyetin, Gazze Şeridi'nde tutulan son İsrailli rehinenin naaşının iadesini görüşmek üzere dün Mısır'ı ziyaret ettiğini duyurdu.

Ofis tarafından yapılan açıklamada, "Başbakan'ın talimatları doğrultusunda bir heyet Kahire'ye gitti... ve son rehine Ran Gvili'nin derhal iadesini sağlamak amacıyla arabulucularla görüşmelerde bulundu." ifadeleri yer aldı. Açıklamada, "Görüşme sonucunda, çabaların derhal yoğunlaştırılması konusunda mutabakata varıldı" ifadeleri kullanıldı.

frgt
Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları'na bağlı savaşçılar, Kızılhaç çalışanlarıyla birlikte, 1 Aralık 2025'te Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampının enkazı arasında İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken nöbet tutuyor (EPA)

Ateşkes anlaşmasının 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail, Filistinli grupların teslimi geciktirdiği yönündeki suçlamalarına rağmen, 20 canlı rehineyi ve Gvili'ninki hariç tüm cesetleri aldı. Hamas, savaştan kalan devasa moloz yığınları nedeniyle cesetlerin kurtarılma sürecinin yavaş ilerlediğini savunuyor.