Yemen: Suudi Arabistan’ın siviller için acil barınma projeleri uygulanıyor

Yemen’in Marib kentinde yerlerinden edilen siviller için Suudi fonlarıyla acil barınma projeleri uygulanıyor

Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi (KSRelief) Marib’de acil barınma yardımları dağıtmak üzere bir proje başlattı (SPA)
Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi (KSRelief) Marib’de acil barınma yardımları dağıtmak üzere bir proje başlattı (SPA)
TT

Yemen: Suudi Arabistan’ın siviller için acil barınma projeleri uygulanıyor

Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi (KSRelief) Marib’de acil barınma yardımları dağıtmak üzere bir proje başlattı (SPA)
Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi (KSRelief) Marib’de acil barınma yardımları dağıtmak üzere bir proje başlattı (SPA)

Yemen’in Marib şehrinde, Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkez’nin (KSRelief) sağladığı fonlar ile “Yardımlar için Hayır Birliği” başlatıldı.  Bu girişim, şehrin güney ilçelerinde Husi milislerinin saldırılarından kaçan ve ciddi bir şekilde barınma, yiyecek ve su sıkıntısı çeken yerinden edilmiş yeni kişilere yardım sağlanması kapsamında geldi. Zira bölgedeki sıkıntılı durum, yetkililerin tüm yardım kuruluşlarına, hızla müdahale edilmesi ve hayati önem taşıyan ihtiyaçları karşılamaları için insani yardım çağrılarda bulunmasına neden olmuştu.
Projede bin aileye yardım sağlanması kapsamında, bin çadır ve barınmayla ilişkili eşyaların bulunduğu bin 400 çantanın dağıtılması hedefleniyor. Marib Müsteşarı Abdurrabbu Miftah, Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi’nin bu projede hedeflenen ailelere yönelik hızlı ve acil müdahalesinin yanı sıra bazı ihtiyaçları temin etmesi ve acılarının hafifletilmesine katkıda bulunmasına övgüde bulundu.
Miftah “Geçtiğimiz günlerde İranlı Husi milisler tarafından Marib’in güneydeki bölgelerden göç ettirilen binlerce aile bulunuyor. Bu insanlar açık havada yaşıyorlar ve düzgün bir yaşamın gerektirdiği en temel gereksinimlerinden bile yoksun kalıyorlar.” ifadelerini kullanarak, insani yardım çevrelerine barınma, gıda, su ve sağlık alanlarında daha fazla yardım sağlama ve acil müdahalelerini genişletme çağrısında bulundu. Yerel yetkili aynı zamanda bölgelerinde devam eden askeri gerilim ve köylerine yönelik bombalamalarının yoğunlaşması nedeniyle son zamanlarda yerinden edilen tüm ailelere yardım edilmesi gerektiğini vurguladı. Marib’deki Yerinden Edilmiş Kişiler Kamplarının Yönetimi’ne bağlı Yürütme Birimi tarafından yayınlanan son raporda, İran Husi milisler ile askeri sürekli artmasının bir sonucu olarak, son iki ayda güney bölgelerinden 93 bin fazla kişinin göç etmesine neden olduğu belirtildi.
Yürütme Birimi tarafından medyaya dağıtılan bir raporda, Marib’in güney ilçelerinde milislerin neden olduğu askeri gerilimin, sivillere yönelik düşmanlıklarının, köyleri, nüfus merkezlerini ve kampların kasıtlı olarak hedef almalarının ve balistik füzeler, insansız hava araçları, ağır ve orta ağırlıkta silahlarla bombardımanlarının devam ettiği belirtildi.
Raporda, Husilerin neden olduğu askeri gerilimin, Marib’in güney bölgelerindeki insanların ve daha önce farklı bölgelerden gelerek oraya sığınan kişiler arasında büyük göç dalgalarına neden olduğunu açıklandı. Ayrıca bu bölgelerdeki ailelerin çoğunun güvenli ve istikrarlı bir yer arayışı ile üçüncü kez yerlerinden edildiğine ve bu durumun evlerini ve geçim kaynaklarını kaybettikten sonra yeniden göç etmelerinin yükünü ikiye katladığına dikkat çekildi.
Yürütme Birimi, güney bölgelerinden göçe zorlanan kişilere tahsis edilen yeni kampların, binlerce ailenin bulunması sebebiyle kalabalık olduğunu, kampların en temel ihtiyaçlardan ve hizmetlerden yoksun olduğunu, ihtiyaçlarının karşılanması ve acıların hafifletilmesi için acil müdahale gerekitiğini belirtti.
Kamplarının Yönetimi’ne bağlı Yürütme Birimi, Birleşmiş Milletler’e (BM) ve BM’ye bağlı kurum ve kuruluşlara, Marib’in güney bölgelerinden zorla göç ettirilen binlerce ailenin yanı sıra bu bölgelerde kamplarda yaşayan ve şimdi bir kez daha göç etmek durumunda kalarak acil insani yardıma ihtiyaç duyan insanlara karşı sorumluluklarını yerine getirmeleri ve yerel yönetimin barınma, gıda, temiz su, sağlık hizmetleri ve çevre temizliği sağlama çalışmalarını destekleme çağrısında bulundu.



Şam, federal sistemi reddetmeye devam ederken Kürtleri orduya katılmaya çağırdı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
TT

Şam, federal sistemi reddetmeye devam ederken Kürtleri orduya katılmaya çağırdı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)

Suriye hükümeti tarafından dün yapılan açıklamada federal sistemin reddedildiği bir kez daha ifade edilirken Kürt güçlerine orduya katılmaları çağrısı yapıldı. Kürt ve resmi Suriye kaynaklarına göre bu karar Cumhurbaşkanı Ahmed Şer'in Suriye Demokratik Güçleri Komutanı Mazlum Abdi ile ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın katıldığı bir toplantıda alındı.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP'den aktardığı habere göre Suriyeli bir Kürt yetkili, Şara ve Abdi, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ni (KDSÖY)Suriye devletine entegre etme çabalarını görüşmek üzere bir araya geldiğini ifade etti.

Kimliğinin gizli tutulması şartıyla konuşan yetkili, ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Barrack'ın da toplantıya katıldığını söyledi.

Toplantının, ‘KDSÖY ile Şam hükümeti arasındaki ilişkiler ile ekonomik ve askeri konuların’ görüşülmesi için düzenlendiğini de sözlerine ekledi.

Bu toplantı, Şara ve Abdi arasında henüz uygulanmayan bir ikili anlaşmanın imzalanmasından dört ay sonra gerçekleşti.

Şara’nın 10 Mart'ta ABD’nin himayesinde Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Abdi ile imzaladığı anlaşma, ‘Suriye'nin kuzeydoğusundaki tüm sivil ve askeri kurumların, sınır geçişleri, havaalanı, petrol ve gaz sahaları dahil olmak üzere Suriye devletinin yönetimi altına alınmasına’ ilişkin maddeler içeriyordu.

Ancak KDSÖY, anayasal bildirinin ardından hükümetin çeşitliliği yansıtmadığını söyleyerek yönetimi eleştirdi. Kürt güçler geçtiğimiz ay ‘merkezi olmayan demokratik’ bir devlet talebinde bulunmuş, Şam ise buna ülkede ‘bölünme girişimlerini’ reddettiğini vurgulayarak yanıt vermişti.

Suriye hükümetinden bir kaynak dün devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, “Suriye devleti, ‘tek Suriye, tek ordu, tek hükümet’ ilkesine sıkı sıkıya bağlı olduğunu yineler ve Suriye Arap Cumhuriyeti'nin egemenliği ve toprak bütünlüğüne aykırı her türlü bölünme veya federalizm biçimini kesin bir şekilde reddeder” ifadelerini kullandı.

Kaynak, “Suriye ordusu, tüm vatandaşları birleştiren ulusal bir kurumdur. Devlet, SDG'den Suriyeli savaşçıların anayasal ve yasal çerçeve içinde ordunun saflarına katılmasını memnuniyetle karşılıyor” dedi.

Kaynak ayrıca, ‘imzalanan anlaşmaların uygulanmasındaki herhangi bir gecikmenin ulusal çıkarlara hizmet etmeyeceği, aksine durumu karmaşıklaştıracağın ve Suriye'nin tüm bölgelerinde güvenlik ve istikrarın yeniden sağlanmasına yönelik çabaları engelleyeceği’ uyarısında bulundu.

Cumhurbaşkanı Şara, geçtiğimiz yıl aralık ayında İslamcı grupların ittifakının başında eski Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimini devirerek Şam'da iktidarı ele geçirdi. O tarihten bu yana Şara, Suriye'deki tüm askeri grupların lağvedilmesini savunuyor.

Ancak Suriyeli Kürtler, on binlerce erkek ve kadından oluşan askeri güçlerini korumakta ısrar ediyorlar.

Suriye'nin birliğini korumak ve ülkede güvenliği yeniden tesis etmek, yeni yetkililer için başlıca zorluklar arasında yer alıyor.

On yıllardır ötekileştirilmeye ve dışlanmaya maruz kalan Suriyeli Kürtler, bugün yeni iktidarın karar alma sürecini merkezileştirme ve geçiş döneminin yönetiminden önemli unsurları dışlama çabalarını eleştiriyorlar.

SDG lideri Abdi, mayıs ayı sonlarında bir televizyon röportajında “Şam ile yaptığımız anlaşmaya bağlıyız ve şu anda uygulama komiteleri aracılığıyla bu anlaşmayı hayata geçirmeye çalışıyoruz” dedi. Ancak ‘Suriye'nin merkezi olmayan, tüm bileşenlerinin tüm haklarına sahip olduğu ve kimsenin dışlanmadığı bir ülke olması’ konusunda kararlı olduğunu da vurguladı.

Şara, Şam’da iktidarı devralmasının ardından tüm silahlı grupların feshedileceğini açıklamasına rağmen, ABD destekli Kürtler, DEAŞ’ı 2019 yılında son kalesinden de kovana kadar mücadelede etkinliğini kanıtlamış olan organize askeri güçlerini korumakta ısrar ediyorlar.

Kürt özyönetim, Suriye'nin kuzeyinde ve doğusunda, Şam’daki kaynaklara ihtiyaç duyduğu en önemli petrol ve doğalgaz sahalarını da içeren geniş bir alanı kontrol ediyor. Aralarında binlerce yabancının da bulunduğu DEAŞ üyelerini de kamplarda ve gözaltı merkezlerinde tutuyor.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani daha önce yaptığı bir açıklamada, KDSÖY’le imzalanan anlaşmanın maddelerinin uygulanmasında ‘oyalanmanın ülkedeki kaosu uzatacağını’ söylemişti.