Türkiye - Cezayir yakınlaşmasının arkasında ne var?

Erdoğan, Fransa ile gergin ilişkiler ortasında Tebbun’u Ankara’ya davet etti

Cezayir ziyaretinde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun ile bir arada (Cezayir Televizyonu)
Cezayir ziyaretinde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun ile bir arada (Cezayir Televizyonu)
TT

Türkiye - Cezayir yakınlaşmasının arkasında ne var?

Cezayir ziyaretinde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun ile bir arada (Cezayir Televizyonu)
Cezayir ziyaretinde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun ile bir arada (Cezayir Televizyonu)

Ali Yahi
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun’un iktidara gelmesinden bu yana Cezayir - Türkiye yakınlaşması dikkat çekici bir boyut kazandı. Özellikle Cezayir ve Fransa arasındaki gerginlik, bazı gözlemcilerin Türkiye’nin hamlelerini Cezayir’in Paris ile olan ilişkilerinin bozulmasından yararlanma girişimi olarak tanımlamasına neden oldu.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre ilgili kaynaklar, Cumhurbaşkanı Tebbun’un gelecek Aralık ayında Türkiye’yi ziyaret edeceğini belirtti. Kaynaklara göre Ankara, Cezayir - Fransız ihtilafının ortasında Tebbun ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında, özellikle de iki ülkenin Afrika’daki politikasını tartışmak için stratejik bir görüşme gerçekleşmesini istiyor. Fransa ve Cezayir arasındaki gerginlik, Tebbun’un Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’dan davet almasına rağmen Libya konulu Paris konferansına katılmayı reddetmesiyle daha da arttı.

Stratejik ilişkiler
Erdoğan’ın Cezayirli mevkidaşını Ankara’ya davet etmesi, iki ülke arasında üst düzey bir iş birliği konseyinin toplanmasına hazırlık olarak gelişti. Ankara, Cezayir ile stratejik ilişkilere bağlılığını dile getirdi. Bu daveti, Türkiye-Cezayir Karma Ekonomik, Bilimsel ve Teknik İşbirliği Komisyonu’nun on birinci oturumu çerçevesinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in Cezayir ziyareti takip etti.
Dönmez, anlaşmaların imzalanmasına ve yeni anlaşmaların hazırlanmasına tanık oldu. Aynı şekilde Cezayir Enerji ve Maden Bakanı Muhammed Arkab, Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin ilk oturumunda beş anlaşma imzalamaya hazırlandıklarını açıkladı. İlk anlaşmanın, tüketicinin korunması ve ürün kalite kontrolü ile ilgili olduğunu söyleyen Arkab, “İkincisi çalışma, istihdam ve sosyal güvenlik alanında bir işbirliği anlaşması, üçüncüsü Cezayir - Türkiye Ticaret ve Sanayi Odası’nın kurulması için bir mutabakat zaptı, dördüncüsü Cezayir’deki Yüksek Yargı Okulu ile Türkiye Adalet Akademisi arasında bir mutabakat zaptıdır. Beşinci anlaşma ise çevre alanında bir mutabakat zaptıdır” bilgisini paylaştı.
Muhammed Arkab, ortak komite çalışmasının açılışı sırasında ülkesindeki Türk yatırımlarının bir amaç taşıdığını söyledi. Dönmez ise ülkesinin Cezayir’deki demir, çelik, tekstil ve küçük ve orta ölçekli şirketler sektörlerindeki yatırımlarının 5 milyar doları bulduğuna ve 30 bin istihdam yaratılmasına katkı sağladığına dikkat çekti. Türkiye’nin Cezayir’i bölgeye ve Afrika kıtasına açılan bir kapı haline getirmeyi hedeflediğini vurgulayan Dönmez, ülkesinin Cezayir ile ilişkilerini çeşitli alanlarda güçlendirmek istediğini ifade etti. Fatih Dönmez ayrıca, “Ortak bir tarihimiz var. O halde neden ortak bir geleceğimiz yok?” dedi.

Mantıklı yararlanma
Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Profesörü İdris Atiye, “Türkiye’nin ve Cezayir ile stratejik ilişkilerini geliştirmek isteyen ülkelerin, İtalya ile olana benzer şekilde, Cezayir’in Fransa ile içinde bulunduğu gerginlik ve sessiz kriz durumundan yararlanmaları mantıklıdır. Bu durum, İspanyol yetkililerin ve diğerlerinin art arda gelen ziyaretleri için de geçerlidir” açıklamasında bulundu.
Atiye, “Cumhurbaşkanı Tebbun’un mevkidaşı Erdoğan’dan aldığı davet, ekonomik açıdan özel önem taşıyan anlaşmaların imzalanması amacıyla geldi” dedi. İdris Atiye, “Cezayir, bir süredir savunduğu ve üzerinde çalıştığı ortakların çokluğu ilkesine dayanarak, esasen Fransa’dan ve ona hizmet etmeyen oyunculardan uzak yeni bir uluslararası eksen çerçevesinde ortaklıklarını çeşitlendirmek istiyor” değerlendirmesinde bulundu.

Geç uyanış
Cezayir Yolsuzlukla Mücadele Kurumu Danışmanı Usame Labid, ‘Erdoğan’ın çağrısının, iki ülke arasındaki iş birliğini ortak çıkarlara dayalı stratejik bir konsey düzeyine çıkaracağına’ inandığını ifade etti. Labid, “Herhangi bir ülkenin, bir yer edinmek ve ilk ortak olma fırsatını yakalamak için Cezayir ile Fransa arasındaki anlaşmazlıktan yararlanması mantıklıdır” değerlendirmesinde bulundu. Usame Labid, Türkiye, Cezayir ile tarihi yakınlaşmayı ve iki ülke arasındaki eski ilişkileri Afrika kıtasındaki ana ortağı olmak için bir teşvik unsuru olarak görüyor” dedi.
Usame Labid, “Türkiye’nin niyeti Cezayir ve Fransa arasındaki diplomatik durumdan yararlanmak ise, bu oldukça geç bir uyanıştır ve alternatif bir zamanda gelmektedir. Çünkü Fransa’nın alternatifi İtalya’dır. İtalya Cumhurbaşkanı’nın ziyareti ve Cumhurbaşkanı Tebbun ve diğer yetkililerle yaptığı görüşmelere eşlik eden açıklamalar, Paris’in birçok açıdan Roma lehine pozisyonunu kaybettiğinin kanıtıdır” şeklinde konuştu.



Lübnan Ordusu: Güneyde bir UNIFIL devriyesine saldıran altı kişi yakalandı

Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
TT

Lübnan Ordusu: Güneyde bir UNIFIL devriyesine saldıran altı kişi yakalandı

Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)

Lübnan Ordusu bugün, Lübnan'ın güneyindeki el-Tayri-Bint Cebeli yolunda Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü'ne (UNIFIL) ait bir devriyeye saldıran altı kişinin yakalandığını duyurdu.

Ordu "X" platformunda yayınlanan bir açıklamasında, UNIFIL gücüne yönelik saldırıda bir UNIFIL aracının hasar gördüğünü, ancak personel arasında herhangi bir yaralanma bildirilmediğini ifade etti.

Ordu, UNIFIL'e yönelik herhangi bir saldırının ciddiyetini vurgulayarak, olaya karışanların cezalandırılmasında hiçbir hoşgörü ve müsamaha gösterilmeyeceğini belirtti.

Ayrıca, UNIFIL'in Litani Nehri'nin güneyinde bulunan bölgedeki temel rolünü, ordu ile yakın koordinasyonunu ve istikrarın yeniden sağlanmasına aktif katkısını vurguladı.

UNIFIL dün yaptığı açıklamada, Güney Lübnan'daki devriyelerinden birine ateş açıldığını, ancak herhangi bir yaralanma bildirilmediğini duyurdu.

Bint Cubeyl yakınlarında devriye gezen üç motosikletli altı kişinin barış gücüne yaklaştığını ve içlerinden birinin aracın arkasına yaklaşık üç el ateş ettiğini açıkladı. Olayda yaralanan olmadı.


Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
TT

Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)

Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar, İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a geçişine olanak sağlamak için Refah sınır kapısını tek yönlü açacağı yönündeki açıklamalarından derin endişe duyduklarını belirtti.

Sekiz ülkenin dışişleri bakanları yaptıkları açıklamada, Filistin halkını topraklarından çıkarma girişimlerini tamamen reddettiklerini vurgulayarak, ABD Başkanı Donald Trump'ın Refah sınır kapısının her iki yönde de açılması, bölge sakinlerine hareket özgürlüğünün garanti altına alınması, Gazze Şeridi halkından hiçbirinin ayrılmaya zorlanmaması, aksine topraklarında kalmaları ve vatanlarının inşasına katılmaları için uygun koşulların yaratılması, istikrarın yeniden sağlanması ve insani koşulların iyileştirilmesine yönelik bütünleşik bir vizyonun oluşturulması planına tam bağlılık gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

Bakanlar, Başkan Trump'ın bölgede barışı sağlama konusundaki kararlılığına ilişkin takdirlerini yineleyerek, güvenlik ve barışın sağlanması ve bölgesel istikrarın temellerinin sağlamlaştırılması amacıyla, planının tüm yönleriyle, gecikme veya aksama olmaksızın uygulanmasının önemini vurguladılar.

Ateşkesin tam olarak sağlanması, sivillerin çektiği acılara son verilmesi, Gazze'ye insani yardımların kısıtlama veya engel olmaksızın ulaştırılmasının sağlanması, iyileştirme ve yeniden yapılanma çalışmalarına erken başlanması ve Filistin Yönetimi'nin sektördeki sorumluluklarını yeniden üstlenmesi için gerekli koşulların oluşturulması ve böylece bölgede yeni bir güvenlik ve istikrar aşamasının başlatılması gerektiğini vurguladılar.

Bakanlar, ülkelerinin, Güvenlik Konseyi'nin 2803 sayılı Kararı ve ilgili tüm Konsey kararlarının tam olarak uygulanmasını sağlamak ve uluslararası hukuk kararları ve iki devletli çözüm ilkesi uyarınca adil, kapsamlı ve sürdürülebilir bir barışa ulaşmak için elverişli bir ortam sağlamak amacıyla Amerika ve tüm ilgili bölgesel ve uluslararası taraflarla çalışmaya ve eşgüdüm sağlamaya hazır olduğunu teyit ettiler. Bu, işgal altındaki Gazze ve Batı Şeria toprakları da dahil olmak üzere 4 Haziran 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıyla sonuçlanacaktır.


Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
TT

Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani bugün yaptığı açıklamada, Gazze savaşıyla ilgili müzakerelerin kritik bir aşamada olduğunu açıkladı.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Katar'daki Doha Forumu'nda düzenlenen bir panelde konuşan el Sani, arabulucuların ateşkesin bir sonraki aşamasına geçmek için birlikte çalıştıklarını ifade etti.

Başbakan, Gazze'de ateşkesin, İsrail'in Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesi olmadan tamamlanmayacağını açıkladı.

"Şu anda kritik bir noktadayız... Ateşkes olduğunu düşünemeyiz; ateşkes ancak İsrail'in tamamen çekilmesi ve Gazze'ye istikrarın geri dönmesiyle tamamlanır" ifadelerini kullandı.

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Gazze'ye istikrar gücü kurulmasına ilişkin müzakerelerin sürdüğünü, gücün yetki ve angajman kurallarının da ele alındığını açıkladı.

Katar'daki Doha Forumu'nda konuşan Fidan, gücün temel amacının sınır boyunca İsrailliler ve Filistinliler arasında ayrım yapmak olduğunu belirtti.

Bugün Gazze'nin kuzeyinde, İsrail İHA'sının hedef alması sonucu bir Filistinli hayatını kaybetti, üç kişi de yaralandı. Filistin Bilgi Merkezi yerel kaynaklara dayanarak, "Gazze'nin kuzeyindeki el Atatra kavşağında İsrail'e ait bir İHA tarafından hedef alınanlardan bir şehit ve üç yaralının eş Şifa Hastanesi'ne getirildiğini" bildirdi.

Merkezden yapılan açıklamada, "10 Ekim'de ateşkes anlaşmasının başlamasından bu yana çoğunluğu çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşan 369 vatandaşımız hayatını kaybetti, 920'den fazla kişi de yaralandı" denildi.