Cezayir ve Güney Afrika: Paralı askerler ve yabancı güçler Libya'dan çekilmeli

Cezayir Dışişleri Bakanı Ramtane Lamamra (AFP)
Cezayir Dışişleri Bakanı Ramtane Lamamra (AFP)
TT

Cezayir ve Güney Afrika: Paralı askerler ve yabancı güçler Libya'dan çekilmeli

Cezayir Dışişleri Bakanı Ramtane Lamamra (AFP)
Cezayir Dışişleri Bakanı Ramtane Lamamra (AFP)

Cezayir ve Güney Afrika ülkelerinin dışişleri bakanları, Libya’da genel seçimlerin ardından paralı askerlerin ve yabancı güçlerin Libya'dan çekilmesi ve ülkede ulusal uzlaşmanın sağlanması gerektiğine vurgu yaptı.
  Cezayir Dışişleri Bakanı Ramtane Lamamra, Güney Afrika Dışişleri Bakanı Naledi Pandor ile Cezayir’de, dışişleri bakanlığı genel merkezinde gerçekleştirdiği görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, “İki ülke, “Libya'nın iç işlerine her türlü dış müdahaleyi şiddetle reddediyor ve uluslararası toplumun, 24 Aralık'taki genel seçimlere hazırlık amacıyla Libyalılar tarafından yürütülen çabaları içtenlikle desteklemesi gerektiğini belirtiyor” dedi.
 Lamamra, geçen Cuma günü Cezayir International (Cezayir ile ilgili yurtdışı haberleri yapan yeni bir uydu kanalı) ile yaptığı röportajda şu ifadeleri kullandı: “Cezayir, kardeş ülkelerin başında vatanını seven, ulusal çıkarlar yerine başkalarının çıkarları için dış hesaplara girmeyen erkek ve kadınların olmasını istiyor.”
Cezayir Dışişleri Bakanı Ramtane Lamamra’nın bu açıklaması Libya seçimlerinde aday olan ve Cezayir'in siyasi muhalif olarak gördüğü Libya Ulusal Ordusu (LUO) lideri Mareşal Halife Hafter'e üstü kapalı bir gönderme olarak yorumlandı.
Hafter'e bağlı güçler, geçtiğimiz Haziran ayında Cezayir sınırını kapattıklarını açıklamıştı. Libya medyası, bu kararın bölgedeki DEAŞ bağlantılı terör örgütlerinin tehditlerinin gözlenmesinden sonra geldiğini söyledi.
Diğer yandan Libya Ulusal Ordusu Ahlaki Rehberlik İdaresi, "silahlı kuvvetlerin Libya-Cezayir sınırını kapattığını ve burayı hareketin yasak olduğu bir askeri bölge ilan ettiğini" belirtti.
Cezayir ve Güney Afrika ülkelerinin dışişleri bakanları yaptıkları ortak bir açıklamada, Birleşmiş Milletler (BM) Batı Sahra Özel Temsilcisi Staffan de Mistura'yı “Afrika Birliği (AfB) Barış ve Güvenlik Konseyi’nin 9 Mart 2021'de kabul edilen kararının uygulanmasını sağlamak için AfB ile yakın koordinasyon kurmaya çağırdılar. Söz konusu karar her ikisi de Afrika Birliği üyesi olan Fas Krallığı ve Polisario'yu koşulsuz doğrudan müzakerelere başlamaya çağırıyor.
  Açıklamada, Lamamra'nın BM'nin Sahra elçisini, Güvenlik Konseyi'nin 1991 tarihli 690 sayılı kararında oybirliğiyle kabul edilen yerleşim planını etkinleştirmeye çağırdığı belirtildi. Söz konusu açıklamada iki ülkenin, "kıtadaki çatışmaları ve krizleri önlemeye, yönetmeye ve çözmeye yönelik çabalarla ilgili olarak, Afrika sorunlarına Afrika çözümleri ilkesine bağlı kalma gereği" vurgulandı.
Cezayir ve Güney Afrika, ‘Afrika Birliği ve Birleşmiş Milletler içindeki ortak çabalarını yoğunlaştırma, Afrika'nın çıkarlarını teşvik etme ve öncü programlarını ilerletme’ konusunda anlaştılar. İki ülke Afrika Birliği'nin kurucu yasasında yer alan ilke ve hedefler doğrultusunda AfB'nin birliğine yönelik ortak taahhütlerini yinelediler.
 Mali'deki durumla ilgili olarak, iki bakan ülkenin şu anda karşı karşıya olduğu büyük zorluklar karşısında Mali hükümeti ve halkıyla dayanışmalarını ifade ettiler. Cezayir ve Güney Afrika ülkelerinin dışişleri bakanları, Malili tarafları barış anlaşmasının ve varılan uzlaşmanın (2015) uygulanmasını hızlandırmaya, krizi sona erdirmeye ve ülkelerinin birliğini ve toprak bütünlüğünü korumaya çağırdı.
Cezayir, Mali'deki sponsor oldukları anlaşmanın şartlarına uymamaları nedeniyle çatışmanın iki tarafından (hükümet ve muhalefet) memnuniyetsizliğini dile getirdi. Cezayir özellikle muhalif güçlerin kuzeyden çekilmesi ve silahsızlandırılması konusunda anlaşmanın ihlal edilmesinden rahatsız.
 Ortadoğu'daki durum hakkında iki bakan, Filistin halkının hakkı konusunda tasarruf edilemeyeceğini, başkenti Kudüs-ü Şerif olan bağımsız Filistin devletinin kurulmasından vazgeçilemeyeceğini ve Filistin sorununun çözümünün Ortadoğu'da sürdürülebilir barış ve istikrarın sağlanması için gerekli olduğunu kaydettiler.



Lübnan: İsrail’e roketli saldırı düzenleyen 'ana grup’ tutuklandı

Lübnanlı askerler kontrol noktasında bir aracı ararken (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)
Lübnanlı askerler kontrol noktasında bir aracı ararken (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)
TT

Lübnan: İsrail’e roketli saldırı düzenleyen 'ana grup’ tutuklandı

Lübnanlı askerler kontrol noktasında bir aracı ararken (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)
Lübnanlı askerler kontrol noktasında bir aracı ararken (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)

Şarku’l Avsat’a konuşan Lübnanlı güvenlik kaynakları, Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü tarafından pazar günü tutuklanan silahlı grubun, daha önce tutuklanan ve (Filistin ve Lübnan uyruklu oldukları bilinen) üyeleri geçtiğimiz mart ayında biri Nebatiye bölgesindeki Kefer Tabnit ve Arnoun beldeleri arasındaki bölgeden, diğeri de aynı bölgedeki Kakaiyat el-Cisr’den olmak üzere İsrail'e yönelik iki roketli saldırı gerçekleştirdiklerini itiraf eden grubun ‘ana unsuru’ olabilir. Lübnan topraklarından fırlatılan roketler, Yukarı Celile'deki Metulla ve Kiryat Shmona yerleşim birimlerine düşmeden önce İsrail hava savunma sistemleri tarafından etkisiz hale getirilmişti.

Lübnan ordusu pazar günü yaptığı açıklamada, Lübnan'ın güneyinde çok sayıda roket ve bunların fırlatma rampalarının ele geçirildiğini ve ‘birkaç kişinin tutuklandığını’ duyurdu. Güvenlik kaynakları, soruşturmaların yetkili yargının gözetimi altında müdürlüğün soruşturma ekibi tarafından sürdürüldüğünü belirtti. Kaynaklar, özellikle de ele geçirilen roketlerin miktarı ve bunları fırlatmak için kullanılan rampalar, roketleri İsrail'e yöneltmeye hazırlanan grupların ihtiyaçlarını karşılamak için hazırlanmış bir tankı andırdığından tutuklanan grubun ‘ana grup’ olduğu ihtimalini de göz ardı etmediler.

Öte yandan Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri İsrail'in Lübnan topraklarına yönelik saldırılarını, ‘İsrail Lübnan'ın ve Lübnan halkının egemenliğini ve uluslararası meşruiyet kararlarını ihlal etmeye devam ederken, ateşkes şartlarını uygulama konusunda kendisinden isteneni yerine getiren Lübnan'ın büyük kararlılığını sabote etmeye yönelik açık bir girişim’ olarak nitelendirdi.