İsrail: Bennett, ABD'nin İran Özel Elçisi Malley ile neden görüşmedi?

İsrail Başbakanı Naftali Bennett, İsrail’e gelen ABD'nin İran Özel Elçisi Robert Malley ile niçin görüşmedi?

İsrail Başbakanı Pazar günü kabine toplantısında (Reuters)
İsrail Başbakanı Pazar günü kabine toplantısında (Reuters)
TT

İsrail: Bennett, ABD'nin İran Özel Elçisi Malley ile neden görüşmedi?

İsrail Başbakanı Pazar günü kabine toplantısında (Reuters)
İsrail Başbakanı Pazar günü kabine toplantısında (Reuters)

ABD'nin İran Özel Elçisi Robert Malley geçtiğimiz günlerde İsrail'e geldi. İsrail Başbakanı Naftali Bennett'in Malley ile görüşmeme kararı alması birtakım eleştirileri beraberinde getirdi.
Şarku’l Avsat’a konuşan Tel Aviv'deki siyasi kaynaklar, İran meselesi de dahil olmak üzere ABD yönetimiyle derin farklılıkların olduğundan bahsetmişti. Bazı kaynaklar, Başbakan Bennett'in ABD'nin İran Özel Elçisi Malley'i İran'la ilişkilerde diplomatik seçeneği tercih etmede öncü olduğu için boykot etmeye karar verdiğini iddia etti. Ancak Bennett'in sözcüsü söz konusu iddiayı tamamen reddetti ve Mali'nin üst düzey bir yetkili olduğunu ancak protokol nedeniyle bir başbakanla görüşmediğini kaydetti.
Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Yair Lapid ve Savunma Bakanı Benny Gantz, ABD'nin İran Özel Elçisi ile görüşecek. Ulusal Güvenlik Danışmanı Eyal Hulta başta olmak üzere Başbakanlık Ofisinden bir dizi üst düzey yetkili,  Bennett'i temsilen Malley ile görüşmeler gerçekleştirecek.
Bennett'e yakın yetkililer, İsrail'in askeri seçeneği masada tutmayı tercih etmesi nedeniyle ABD yönetimiyle farklılıkların olduğunu, çünkü İran'ın büyük güçlerle müzakere konusunda ciddi olmadığını belirttiler. Ancak İsrail ve ABD ordularının ortak manevraları sonrası iki ülkedeki güvenlik birimleri arasındaki koordinasyon son haftalarda doruğa ulaştı. Bu durum, İran ile çatışma senaryolarını akla getiriyor. Ayrıca Bennett ve Gantz'ın İsrail ordusuna ilk etapta İran'a karşı bir askeri saldırı için hazırlıkları yoğunlaştırma talimatı verdiğine dikkat çeken yetkililer, hükümetin devlet bütçesini onaylamadan önce, Hava Kuvvetleri, Askeri İstihbarat Birimi ve diğer askeri sistemlerin yeteneklerini geliştirmek için orduya milyarlarca şekel değerinde özel bir bütçe ayırdığını ifade ettiler. Diğer yandan Eski Stratejik İşler Bakanı ve Likud Partisi Milletvekili Tzachi Hanegbi, hükümetin tutumunu eleştirerek İran'ın nükleer pozisyonlarına askeri saldırı çağrısı yaptı. Eski Başbakan Binyamin Netanyahu'ya yakınlığıyla bilinen ve İran nükleer sorunuyla ilgili bir kitabı yayımlanacak olan Hanegbi, “İsrail kritik bir yol ayrımında ve İran nükleer reaktörünü yok etmek için üç veya dört ayı, taş çatlasa beş ayı var. Bunu yapmazsanız, ilk kez varoluşsal tehlikede olduğunuz bir duruma ulaşacaksınız. Düşmanca davranan ve açıkça yok etmeyi isteyen bir devlet, soykırım silahının sahibi olacak. Bu, mevcut İsrail hükümeti için en büyük sınav” dedi.
Hanegbi, eski Başbakan Menachem Begin'in 1981'de Irak nükleer reaktörünü yıkarken cesur bir karar verdiğini, Ehud Olmert'in de 2007'de benzer bir karar alarak Suriye nükleer reaktörünü yok ettiğini hatırlattı. Hanegbi, “Bugün ABD'nin diplomatik yolu benimseyen bir pozisyon aldığı bir durumda bu mümkün değil. Bu nedenle İsrail yalnız kaldı. Bugün diplomatik çözümden yana olan bir savunma bakanı ve dışişleri bakanı varken hala eski pozisyonuna sadık kalıp askeri seçeneği destekleyen Başbakan Bennett iki tercih arasında kararını vermek zorunda kalacak. Ancak Bennett’in parti içindeki gücüne, kişisel dokunulmazlığa ve ahlaki karar verme yeteneklerine ihtiyacı var. Ona uygun kararı vermesini sağlayacak özelliklere sahip olmaması talihsiz bir durumdur ve bizim Likud'da muhalefette olmamız ve karar alma yetkisine sahip olmamamız daha da büyük bir talihsizliktir” değerlendirmelerinde bulundu.
Savunma Bakanı Benny Gantz liderliğindeki Kahol Lavan Partisi’nden Bilim ve Teknoloji Bakanı Orit Farkash, Hanegbi'ye yanıt olarak, “Hengbi, birkaç ay önce 12 yıldır iktidarda olan bir hükümette olduğunu ve bu durumu ondan miras aldığımızı unutuyor. Eleştirisi acınası ve gerçekçi değil.” dedi.
Bu bağlamda Haaretz gazetesi askeri analisti Amos Harel tarafından yayınlanan bir basın raporunda şu ifadeler yer aldı: “Geçen yıl boyunca, İsrail'de, İran'ın yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş uranyum biriktirmedeki ilerleme hızı ve İran tarafından işlenen ihlallerin boyutuyla ilgili istihbarat fotoğrafı netleşmeye başladı. Bennett, selefi Benjamin Netanyahu'yu, eski ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin nükleer anlaşmadan çekilmesinden bu yana İran nükleer programına karşı askeri seçeneği ihmal etmekle suçluyor. Ancak İsrail ordusu liderleri, kalıcı nükleer anlaşmadan iki yıl önce, ABD ile İran arasında 2013 yılında imzalanan geçici anlaşmadan bu yana İran'a karşı saldırı yeteneklerinin azaldığını itiraf ediyor. Yeni bir nükleer anlaşmanın imzalanması durumunda İsrail'in tek başına İran'a saldırdığını görmek zor, ancak mevcut durum veya bir sonraki anlaşmanın ihlali yoluyla İran'ın bir nükleer silaha nüfuz etme olasılığına hazırlık olarak bu yetenekler geliştirilecektir. İsrail ordusu şu anda çeşitli cephelerde, büyük bir kısmı İran'a yönelik şu veya bu şekilde uyarı niteliğinde olan çok sayıda ve yoğun tatbikatlar yürütüyor. Bölgeye eğitim için kuvvet gönderen ABD, İsrail'e ve Ortadoğu'daki diğer dostlarına destek sağlıyor. İranlılar da askeri manevralarla güç gösterisinde bulunuyor.”
Harel'e göre, birçok tatbikat, yakın bir savaşla ilgili belirli bir endişeyi yansıtmıyor, daha ziyade ordu liderliğinde yetenekleri geliştirmeye ihtiyaç olduğu gerçeğini yansıtıyor.
İsraillilerin gözünde ABD Başkanı Joe Biden'ın yönetimi diplomasiyi bir araç olarak değil, bir inanç olarak görüyor. Ancak Tel Aviv'deki askeri kaynaklar, Washington'un İran'ın nükleer anlaşmaya geri dönme niyetinde olmadığı ve Tahran’ın askeri nükleer programını durdurmak için başka yollar araması gerektiği sonucuna vardığına inanıyor. Söz konusu kaynaklar Biden yönetiminin bu konuda müttefikleriyle istişarelerde bulunduğunu kaydediyor.



İran, nükleer programına ilişkin "kısıtlamalara" artık bağlı olmadığını duyurdu

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (DPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (DPA)
TT

İran, nükleer programına ilişkin "kısıtlamalara" artık bağlı olmadığını duyurdu

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (DPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (DPA)

İran, bugün 10 yıl önce imzalanan uluslararası anlaşmanın süresinin dolmasıyla birlikte nükleer programıyla ilgili “kısıtlamalara” artık bağlı olmadığını açıkladı.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre İran Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, “İran'ın nükleer programı ve ilgili mekanizmalara getirilen kısıtlamalar da dahil olmak üzere (anlaşmada yer alan) tüm önlemlerin sona erdiği kabul edilmektedir” diyerek “İran'ın diplomasiye olan sarsılmaz bağlılığını” vurguladı.

İran devlet televizyonu bugün İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin Güvenlik Konseyi'ne gönderdiği mektupta, Konsey'in nükleer anlaşmaya ilişkin 2231 sayılı kararının süresinin dolduğunu ve bugün kesin olarak sona erdiğini belirttiğini bildirdi.

Nükleer anlaşmanın, diplomasi ve çok taraflı katılımın çatışmaları çözmenin en başarılı yolları olduğu yönündeki uluslararası toplumun ortak inancını yansıttığını ve Washington'un başlangıçta taahhütlerini yerine getirmekten kaçındığını, ardından anlaşmadan çekildiğini, yasadışı ve tek taraflı yaptırımlarını yeniden uyguladığını, hatta bunları genişlettiğini ifade etti.

ABD eylemlerinin uluslararası hukuku ve BM Şartını ciddi şekilde ihlal ettiğini ve anlaşmanın uygulanmasında ciddi aksaklıklara yol açtığını belirten Arakçi, Avrupa taraflarının taahhütlerini yerine getirmediklerini, bunun yerine İranlı şahıs ve kurumlara ilave yasadışı yaptırımlar uyguladıklarını belirtti.

İranlı bakan, ABD ve Avrupa Üçlüsü'nün aşırı talepler konusundaki ısrarının ve devam eden yaptırımların nükleer anlaşmanın temel amacını baltaladığını söyledi.

Arakçi, ülkesinin "ABD'nin anlaşmaya tam olarak geri dönmesini sağlamak için yapıcı bir angajman yaklaşımı benimsediğini" vurguladı.


Portekiz Parlamentosu, kamusal alanlarda peçeyi yasaklıyor

Portekiz Maliye Bakanı Joaquim Miranda Sarmiento, 2026 bütçesini sunmadan önce Parlamento'da (AFP)
Portekiz Maliye Bakanı Joaquim Miranda Sarmiento, 2026 bütçesini sunmadan önce Parlamento'da (AFP)
TT

Portekiz Parlamentosu, kamusal alanlarda peçeyi yasaklıyor

Portekiz Maliye Bakanı Joaquim Miranda Sarmiento, 2026 bütçesini sunmadan önce Parlamento'da (AFP)
Portekiz Maliye Bakanı Joaquim Miranda Sarmiento, 2026 bütçesini sunmadan önce Parlamento'da (AFP)

Portekiz Parlamentosu, dün aşırı sağın önerdiği ve “kamusal alanlarda yüzün örtülmesini” yasaklayarak peçe giyilmesini hedef alan bir tasarıyı ön oylamada kabul etti.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre yasa tasarısı, geçen mayıs ayında yapılan parlamento seçimlerinde Portekiz'in en büyük ikinci siyasi gücü haline gelen aşırı sağcı Chega partisi tarafından verildi.

Yasa, iktidar koalisyonu (merkez sağ) ve liberal partilerin oylarına ilave olarak Shiga Partisi'nden 60 oy aldı. Sol partiler ve komünistler yasa aleyhinde oy kullandı.

Portekiz'deki Müslüman yetkililere göre, peçe Portekiz'deki Müslüman kadınlar arasında yaygın olarak giyilmiyor, ancak bazılarının bağlı olduğu bir “gelenek”tir.


Trump, Ukrayna'daki savaşı "Tomahawk füzeleri olmadan" durdurmayı umuyor

Trump, dün Beyaz Saray'da Zelenskiy ile görüşmesinin başında açıklamalarda bulundu (AP)
Trump, dün Beyaz Saray'da Zelenskiy ile görüşmesinin başında açıklamalarda bulundu (AP)
TT

Trump, Ukrayna'daki savaşı "Tomahawk füzeleri olmadan" durdurmayı umuyor

Trump, dün Beyaz Saray'da Zelenskiy ile görüşmesinin başında açıklamalarda bulundu (AP)
Trump, dün Beyaz Saray'da Zelenskiy ile görüşmesinin başında açıklamalarda bulundu (AP)

ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'i sekiz ay içinde üçüncü kez Beyaz Saray'da ağırladı.

Trump, Rusya ile Ukrayna arasında barış ihtimali konusunda iyimser görünüyordu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in "barışı kabul edeceğine" inandığını söyledi. Ancak Zelenskiy, savaşı sona erdirecek herhangi bir anlaşmada, ülkesinin ABD'den güvenlik garantileri alacağını vurgulayarak ateşkes çağrısında bulundu ve uzun menzilli Tomahawk füzeleri talebini yineledi.

Zelenskiy'nin ülkesi için bir atılım yapma umutları, Trump'ın perşembe günü Putin'i arayıp iki hafta içinde Macaristan'ın başkentinde yeni bir zirve düzenlemeyi kabul etmesiyle suya düştü. Trump, Zelenskiy'nin Budapeşte'ye katılma olasılığını reddederken, Rus tarafıyla yapılacak görüşmeler hakkında Zelenskiy'yi bilgilendirme niyetini doğruladı.

Trump, ABD'nin Tomahawk füzelerine "ihtiyacı olduğunu" ifade ederek Kiev'e Tomahawk füzeleri sağlama konusunda tereddütlü görünüyor ve bunlar olmadan da barışın mümkün olabileceği umudunu dile getiriyor.