Ketaib Partisi Genel Sekreteri Serge Dagher, Şarku’l Avsat’a konuştu: Karşı olduğumuz grupların bir kısmı Hizbullah tarafından yönlendiriliyor

Ketaib Partisi ‘kabinenin üçte biri talebi’ ile seçimlere dahil oldu.

Ketaib Partisi Genel Sekreteri Serge Dagher. (Twitter)
Ketaib Partisi Genel Sekreteri Serge Dagher. (Twitter)
TT

Ketaib Partisi Genel Sekreteri Serge Dagher, Şarku’l Avsat’a konuştu: Karşı olduğumuz grupların bir kısmı Hizbullah tarafından yönlendiriliyor

Ketaib Partisi Genel Sekreteri Serge Dagher. (Twitter)
Ketaib Partisi Genel Sekreteri Serge Dagher. (Twitter)

Lübnan’da milletvekillliğinden istifa eden Ketaib Partisi Başkanı Sami Cemayel, yaklaşan parlamento seçimlerine hazırlık konusunda en aktif parti lideri gibi görünüyor. Yakın zamanda ABD ve Meksika’yı ziyaret eden Cemayel, 2022 baharındaki seçimlerin tüm kriterlere göre değişeceği görüşünde. Ayrıca çoğunluğu Hizbullah’ın elinden kurtarmanın ve meşruiyeti yeniden sağlamanın halkın sorumluluğunda olduğunu ve bugün Lübnan ‘rehin’ olduğu için uluslararası bir sorumluluğun mevcut olduğunu vurguluyor.
2016 yılından bu yana, özellikle ardı ardına başa geçen hükümetler arasında iktidarı kaybetmiş bir oluşum olan Ketaib Partisi, Ekim 2019 ayaklanmasında kilit bir rol oynadı. Devrimci grupların, Ketaib ile seçim iş birliğine yönelik bazı itirazlarına rağmen seçim kampanyasını ve ittifaklarını ayaklanmanın öne çıkardığı temellere dayanarak inşa ediyor.
Bu Ketaib’in seçimlere muhalefet saflarından ilk kez katılışı değil. Öyle ki iktidar güçlerine karşı sloganlar atarak 2018 seçimlerinde öne geçtiler. Ancak parti liderinin yaptığı yüksek perdeden konuşma amacına hizmet etmedi. Ters tepkiye neden oldu. Söz konusu dönemde, Ağustos 2020’de Beyrut Limanı’ndaki patlamanın ardından istifalarını sunan, parlamento ve hükümetin istifasını ve erken parlamento seçimlerini talep eden Ketaib parlamento bloğundaki sayı 5’ten 3’e geriledi.
Ketaib Partisi Genel Sekreteri Serge Dagher konuya dair şunları söyledi:
“2022’deki Ketaib bloğunun büyüklüğü, son seçimlerden bu yana siyasi tercihlerimiizin doğru olduğu kanaatine varması gereken Lübnanlı seçmenler sayesindedir.”
Halkın 2019’da dile getirdiği değişim iradesinin sandıklara yansımasını ümit ettiklerini belirten Dagher, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada partisinin eğiliminin aday olarak veya tüm seçim bölgelerinde değişim güçlerini ve muhalefeti destekleyerek’ seçimlere katılmak olduğunu söyledi. Dagher, Ketaib’in Matn, Keservan- Biblos dairelerinde, ikinci sırada Birinci Beyrut, İkinci Beyrut, Baabda, Zahle, Jezzine ve Şuf- Aley dairelerinde adayları olacağını belirtti. “Adaylar parti üyeleri, dostları ve akrabaları olabilir. Ancak kazanırlarsa bloğun parçası olacaklardır” ifadesini kullandı.
Dagher, Ketaib’in 2016’da cumhurbaşkanlığı uzlaşısına varan ‘rejim partilerinin’ herhangi biriylr müttefik olmayacağını, ittifaklarının yalnızca "ister muhalefet gruplarından ister milletvekilleriyle birlikte istifa eden milletvekillerinden isterse de bölgesel olarak etkili kişi ve gruplardan olsun değişim güçleriyle’ olacağını aktardı. Dagher sözleirni şöyle sürdürdü:
“Ketaib’le olmayı reddeden muhalif grupları sayısı sınırlı. Bu karşı olduğumuz grupların bir kısmı Hizbullah tarafından yönlendiriliyor. Bir kısmı ise geçmişte yaşamakta ısrar ediyor. Ayrıca bazı kişiliklerin özel çıkarları ve adaylık istekleri bulunuyor. Değişim güçlerinin büyük kısmı Ketaib’e el uzatıyor. Değişim güçlerinin şu anki arzusu, Temsilciler Meclisi’nin üçte birini isteyen bir dizi milletvekilini anlaşmalara bağlamayı başarmaktır.”
Grupların ortak projelerinin netleştiğine, egemenlik, reform, yolsuzlukla mücadele ve devlet idaresi ile ilgili birleşik konuların ileri düzeyde okunduğuna dikkat çeken Dagher şu ifadeleri kullandı:
“Ekonomik konulara ilişkin bir anlaşmazlık olduğuna şüphe yok. Bunlar, daha sonra milletvekillerinin sempozyumunda tartışılabilir. Çünkü o zaman yozlaşmamış ve dışa bağımlı olmayan karakterleri ele alırız.”
Belirsizlik, Ketaib’in seçimlerde elde edeceği sonuçları gölgeliyor. Seçim Uzmanı ve ‘Statistics Lebanon Şirketi’ Genel Müdürü Rabi el-Heber, Şarku’L Avsat’a şu değerlendirmelerde bulundu:
“Eğer Ketaib’in devrim gruplarıyla gerçek bir ittifakı bulunuyorsa sonuçlar, partinin tek başına seçimlere katılıp katılmayacağından büyük ölçüde farklı olacak. Çünkü o zaman Nedim Cemayel, Eşrefiye’deki Ketaib listesine girerse büyük ihtimalle 3 milletvekilini elinde tutacaktır. Ketaib ve devrim grupları arasında bir ittifak olursa, büyük olasılıkla ‘üçüncü kuzey’ seçim dairesinde olduğu gibi orada da mecliste 1 koltuk alacaklar.”



Riyad’daki zirvede “soykırım” kınanırken İsrail'in BM Genel Kurulu'na katılımının dondurulması için girişim başlatıldı

İslam İşbirliği Teşkilatı - Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’ne katılan liderler toplu fotoğraf çektirdi (DPA)
İslam İşbirliği Teşkilatı - Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’ne katılan liderler toplu fotoğraf çektirdi (DPA)
TT

Riyad’daki zirvede “soykırım” kınanırken İsrail'in BM Genel Kurulu'na katılımının dondurulması için girişim başlatıldı

İslam İşbirliği Teşkilatı - Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’ne katılan liderler toplu fotoğraf çektirdi (DPA)
İslam İşbirliği Teşkilatı - Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’ne katılan liderler toplu fotoğraf çektirdi (DPA)

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad'da dün düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) - Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’nde, İsrail'in Gazze'de işlediği ‘soykırım suçları’ kınandı. Zirveye katılan liderlerin ‘İsrail'in Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu ve bağlı kuruluşlarındaki üyeliğinin dondurulması için uluslararası destek toplanması’ yönünde çalışmalara başlanması kararı aldıkları açıklandı.

Zirve sonrası yayımlanan ortak bildiride katılımcılar, Filistin’in BM’ye tam üyeliği için uluslararası destek toplama yönünde çalışma kararı aldılar. Tüm ülkeleri İsrail'e silah ve mühimmat ihracatını ya da transferini yasaklamaya çağıran katılımcılar, BM Güvenlik Konseyi'ne (BMGK) İsrail'in bölgedeki barışı ve güvenliği tehdit eden yasadışı politikalarını durdurması için bağlayıcı bir karar alması çağrısında bulundular.

Ortak bildiride, İsrail’in Lübnan'a karşı ‘ısrarla sürdürdüğü saldırganlığı’ şiddetle kınanarak, derhal ateşkes çağrısında bulunuldu. İsrail ordusunu Gazze'de Hamas hareketine karşı yürüttüğü savaşında ‘soykırım’ yapmakla suçlayan ortak bildiri, özellikle Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki toplu mezarlar, işkence suçu, sahada gerçekleşen infazlar, zorla kaybetmeler, yağmalama ve etnik temizliğe atıfta bulunarak, Filistinlilere karşı işlenen ‘korkunç ve çarpıcı suçları’ kınadı.

Zirvede ‘Filistin halkına ve Filistin Devletine tam destek ve uluslararası koruma sağlanması, Filistin ulusal birliğinin sağlanması ve Gazze Şeridi de dâhil olmak üzere, işgal altındaki tüm Filistin toprakları üzerindeki sorumluluklarını etkin bir şekilde üstlenmesi ve Kudüs şehri de dâhil olmak üzere, Batı Şeria ile birleştirilmesi’ çağrısında bulunuldu. ‘Filistin Devleti’nin, ebedi başkenti olan işgal altında bulunan Doğu Kudüs üzerindeki tam egemenliğine’ olan bağlılığın bir kez daha vurgulandığı ortak bildiride, Mescid-i Aksa’nın ‘kırmızı çizgi’ olduğu vurgulandı.

İsrail'in ‘Kudüs şehrindeki İslam dininin ve Hıristiyanlığın kutsal mekânlarını hedef alan ve şehrin kimliğini değiştiren saldırgan uygulamalarını’ kınayan ortak bildiri, uluslararası toplumu, bu uygulamaları durdurması için İsrail'e baskı yapmaya çağırdı.