Prensi Charles ve eşi Camilla Ürdün’e gittihttps://turkish.aawsat.com/home/article/3307591/prensi-charles-ve-e%C5%9Fi-camilla-%C3%BCrd%C3%BCn%E2%80%99e-gitti
Ürdün Kralı 2. Abdullah ve eşi Kraliçe Rania, Prens Charles ve eşi Camilla ile birlikte (DPA)
Amman/Şarku’l Avsat
TT
TT
Prensi Charles ve eşi Camilla Ürdün’e gitti
Ürdün Kralı 2. Abdullah ve eşi Kraliçe Rania, Prens Charles ve eşi Camilla ile birlikte (DPA)
İngiltere Veliaht Prensi Charles ve eşi Camilla, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınından bu yana ilk yurt dışı gezileri için bugün Ürdün’e gitti.
Prens Charles ve eşi Camilla, bugün Amman’daki Hüseyniye Sarayı’nda Ürdün Kralı 2. Abdullah ve eşi Kraliçe Rania ile bir araya geldi.
Çift, bugün ilerleyen saatlerde başkent Amman’ın 50 kilometre batısında yer alan, Hz. İsa’nın vaftiz edildiğine inanılan arkeolojik bir vaftiz alanına gidecek.
Prens Charles’ın ayrıca Ürdün’de Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği de dahil olmak üzere mali olarak desteklediği insani yardım kuruluşlarıyla bir araya gelmesi ve burada Ürdün’ün yüz binlerce mülteciyi kabul etmedeki rolünü vurgulaması bekleniyor.
Ürdün, BM’ye kayıtlı yaklaşık 650 bin Suriyeli mülteciye ev sahipliği yaparken, Amman Suriye’deki çatışmanın patlak vermesinden bu yana Ürdün’e sığınanların sayısının yaklaşık 1,3 milyon olduğunu tahmin ediyor.
Camilla ise, Ürdün’de kız çocuklarının eğitiminin önemi konulu bir toplantıya katılacak.
Prens Charles ve eşi, Perşembe günü Ürdün ziyaretini tamamlayacak ve Ortadoğu turunun ikinci ayağı olan Mısır’a gidecek.
Şam, ‘Suriye'nin ulusal dokusunu hedef alan planlar’ konusunda uyarıda bulunduhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5168980-%C5%9Fam-%E2%80%98suriyenin-ulusal-dokusunu-hedef-alan-planlar%E2%80%99-konusunda-uyar%C4%B1da-bulundu
Şam, ‘Suriye'nin ulusal dokusunu hedef alan planlar’ konusunda uyarıda bulundu
Suriye İçişleri Bakanlığı'ndaki toplantıdan, 26 Temmuz
Şam, ‘Suriye'nin ulusal dokusunu hedef alan planlar’ konusunda uyarıda bulunarak, uluslararası toplumu daha fazla gerilimin önlenmesi konusunda sorumluluklarını yerine getirmeye çağırdı. Son olayların sorumluluğunu İsrail'e yükleyen Şam, Suriye'nin yeni gerçeklerin dayatılmasını kabul etmeyeceğini vurguladı.
Suriye İçişleri Bakanlığı dün, İçişleri Bakanı Enes Hattab başkanlığında, valilerin katılımıyla genişletilmiş bir toplantı düzenledi. Toplantıda, Suriye'nin çeşitli vilayetlerindeki güvenlik durumu tartışıldı, mevcut zorluklar gözden geçirildi ve ‘ilgili taraflar arasında koordinasyon ve entegrasyonu güçlendirmenin yolları’ araştırıldı. İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre, toplantıda ‘güvenlik ve polis teşkilatlarının performansını geliştirmek için stratejik vizyonlar’ ele alındı. Söz konusu vizyonlar, güvenlik ve istikrarın sağlamlaştırılmasına katkıda bulunacak ve kurumların bu aşamanın gerekliliklerine etkili bir şekilde yanıt verme kapasitesini güçlendirecek.
Paris'te düzenlenen ve Dışişleri Bakanlığı ve Genel İstihbarat Teşkilatı'ndan bir heyet ile İsrail tarafının ABD'nin arabuluculuğunda bir araya geldiği toplantının gidişatına aşina olan bir diplomatik kaynak, Suriye'nin ‘Suriye topraklarında herhangi bir yasadışı yabancı varlığı ve Suriye toplumunun bazı kesimlerini bölünme projelerinde kullanma veya devleti parçalayan ve mezhepsel çatışmaları besleyen paralel yapılar oluşturma girişimlerini kesin bir şekilde reddettiğini’ açıkladı.
Şarku’l Avsat’ın Suriye devlet televizyonundan aktardığına göre kaynak, Suriye heyetinin ‘ülkeyi kaosa veya iç şiddete sürükleme girişimlerini’ tamamen reddettiğini belirtti ve ‘Suriye'nin ulusal dokusunu hedef alan planlara’ karşı uyarıda bulunarak, uluslararası toplumu ‘daha fazla gerilime kaymayı önleme sorumluluğunu üstlenmeye’ çağırdı. Kaynak ayrıca, Suriye devletinin ‘topraklarının ve halkının birliğini savunma’ konusundaki kararlılığını vurguladı ve ‘ülkeyi bölme veya yeni bir iç çatışmaya sürükleme girişimlerini reddettiğini’ belirtti.
Sivillerin Suveyda'dan tahliyesi (Suriye Sivil Savunma Teşkilatı)
Şam'daki sivil toplum aktivistleri, Suriye'deki güvenlik durumunun kırılganlığından duydukları endişeyi dile getirdiler. Aktivistler, “Çoğunluğun diktatörlüğünden korkma bahanesiyle istikrarı bozmaya çalışan iç güçler olduğu artık bizim için açık. Bu endişeler meşru olsa da, İsrail'in Suriye'yi parçalanmış ve zayıf tutmak için bu endişeleri kullanması, bu endişelerin meşruiyetini ortadan kaldırıyor ve onları, Esed rejimine karşı ayaklanan ülkeye ve halka ihanet eden bir konuma sokuyor” ifadelerini kullandı. Kaynaklar, Suveyda olayları ve herkesi etkileyen kışkırtma kampanyaları sırasında yaşananları örnek göstererek, aklıselim kişilerin ve sivil barış girişimlerinin dışlanarak kan ve şiddet dilinin hakim olduğunu belirtti. Kaynaklar, sivil aktivistlerin gizli çalışmaya geri dönmek ve isimlerini açıklamamak zorunda kalmalarından duydukları üzüntüyü dile getirerek, “Suriye'de herkes herkesi hedef alıyor” dedi.
Diğer yandan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, cuma akşamı yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Suriye'nin kuzeyinde, güneyinde, doğusunda ve batısında şüpheli hareketler gözlemlediğini ve son zamanlarda ülkenin güneyindeki Suveyda vilayetinde Bedeviler ile Dürziler arasında çıkan gerginliklerin ardından, dış güçlerin bu olayları Suriye'yi bölünmeye itmek için kullandığını belirtti. Fidan, cuma günü Paris'te düzenlenen toplantıyla eş zamanlı olarak yaptığı açıklamada, “Türkiye olarak uyarıda bulunmak zorundayız. Çünkü biz Suriye'nin birliğini, bütünlüğünü istiyoruz. Suriye'nin güvenliğini ulusal güvenliğimizin bir parçası olarak görüyoruz” ifadelerini kullandı.
Beşinci tahliye konvoyu Suveyda'dan sivilleri tahliye ediyor. (Suriye Sivil Savunma Teşkilatı)
Öte yandan Suveyda'daki Dürzi mezhebinin ruhani liderliği, Şeyh Hikmet el-Hicri'nin talimatıyla özel insani hukuk komiteleri kurulduğunu duyurdu. Liderlik, komitelerin yaklaşık 44 avukattan oluştuğunu ve görevlerinin, mağdurların haklarını korumak, yardımların hak sahiplerine ulaşmasını sağlamak için olan biten her şeyi resmi olarak belgelemek, adaletin kaybolmasına yol açabilecek herhangi bir kaosu önlemek ve yardım, mali destek ve hizmetleri adil ve şeffaf bir şekilde ‘kayırmacılık veya siyasallaştırmadan uzak’ biçimde sunmak olduğunu ifade etti.
Buna karşılık Suriye Sivil Savunma Teşkilatı dün, vilayetten ayrılmak isteyen yaklaşık 300 sivilin yanı sıra, çatışmalarda yaralanan 20 kişi ve 8 cesedin, Busra eş-Şam geçiş noktasından başkent Şam'a doğru tahliye edildiğini duyurdu. Bu tahliye konvoyu, çoğu çocuk ve kadınlardan oluşan 250 sivilin tahliyesinden sonra beşinci tahliye konvoyu oldu. Bu siviller, devam eden gerginlikler ve ihlaller nedeniyle Suveyda kırsalındaki Rim el-Lahf köyündeki evlerinde mahsur kalmışlardı ve Busra el-Harir geçiş noktasından Dera kırsalındaki geçici barınma merkezlerine nakledildiler.
Ateşkes anlaşmasına rağmen, bu ayın 13'ünde kanlı olayların yaşandığı vilayette hâlâ temkinli bir sükûnet hâkim.