Büyükanneler çocuklarına kıyasla torunlarına duygusal olarak daha bağlı

Büyükanneler, torunlarıyla etkileşime girdiklerinde onların hissettiklerini hissederler (The Guardian)
Büyükanneler, torunlarıyla etkileşime girdiklerinde onların hissettiklerini hissederler (The Guardian)
TT

Büyükanneler çocuklarına kıyasla torunlarına duygusal olarak daha bağlı

Büyükanneler, torunlarıyla etkileşime girdiklerinde onların hissettiklerini hissederler (The Guardian)
Büyükanneler, torunlarıyla etkileşime girdiklerinde onların hissettiklerini hissederler (The Guardian)

Yeni bir bilimsel araştırma, büyükannelerin oğulları ve kızlarına kıyasla, torunlarıyla daha fazla duygusal bağa sahip olduğunu gösterdi.
The Guardian gazetesinin haberine göre, Atlanta’daki Emory Üniversitesi’nden araştırmacılar yaşları 3 ila 12 arasında olan en az bir torunu olan 50 kadın üzerinde çalıştı.
Bulguları Proceedings of the Royal Society B dergisinde yayınlanan çalışmada fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRG) kullanılarak, katılımcıların torunları ve ardından çocuklarının fotoğraflarına bakarken beyin fonksiyonları incelendi.
Büyükannelerin beyin fonksiyonları incelenince, torunların fotoğraflarına bakıldığında daha fazla empati aktivasyonu olduğu görüldü.
Emory Üniversitesi’nde antropolog olan Prof James Rilling, “Gerçekten öne çıkan şey, beynin duygusal empatiyle ilişkili alanlarındaki aktivasyondu. Bu, büyükannelerin torunlarıyla etkileşime girdiklerinde, onlar ne hissediyorsa kendilerinin de onu hissetmeye yönelik olduklarını gösteriyor. Yani torunları gülümsüyorsa, çocuğun sevincini hissediyorlar. Torunları ağlıyorsa, çocuğun acı ve sıkıntısını hissediyorlar” dedi.
Ancak, katılımcılar çocuklarının fotoğraflarına baktıklarında beynin duygusal bağlarında tespit edilen aktivite, torunlara göre önemli ölçüde daha azdı.
Bu, doğrudan duygusal bağlantıyı deneyimlemek yerine, yetişkin çocuklarını bilişsel olarak anlamaya çalıştıklarını gösterebilir.
Daha önce Berlin’de yapılan bir araştırma, torunlarına bakan büyükanne ve büyükbabaların, torunlarına bakmayan yaşlılardan daha uzun yaşadığını ortaya çıkarmıştı.



Ev eşyalarındaki sonsuz kimyasalların diyabet riskini artırdığı bulundu

26 Mayıs 2024'te Fransa'nın Oullins komününde, önlem olarak ulusal ve uluslararası düzeyde per- ve polifloroalkil maddelerin (PFA'lar) kullanımına karşı protesto gösterisi düzenlendi (AFP)
26 Mayıs 2024'te Fransa'nın Oullins komününde, önlem olarak ulusal ve uluslararası düzeyde per- ve polifloroalkil maddelerin (PFA'lar) kullanımına karşı protesto gösterisi düzenlendi (AFP)
TT

Ev eşyalarındaki sonsuz kimyasalların diyabet riskini artırdığı bulundu

26 Mayıs 2024'te Fransa'nın Oullins komününde, önlem olarak ulusal ve uluslararası düzeyde per- ve polifloroalkil maddelerin (PFA'lar) kullanımına karşı protesto gösterisi düzenlendi (AFP)
26 Mayıs 2024'te Fransa'nın Oullins komününde, önlem olarak ulusal ve uluslararası düzeyde per- ve polifloroalkil maddelerin (PFA'lar) kullanımına karşı protesto gösterisi düzenlendi (AFP)

Yeni bir araştırmaya göre, yapışmaz pişirme kapları, gıda ambalajları ve su geçirmez giysiler gibi günlük ürünlerde bulunan yaygın "sonsuz kimyasallar", tip 2 diyabet riskini artırabiliyor.

Bu çalışma, plastikle ilgili "sonsuz kimyasalların" (per- ve polifloroalkil maddeler ya da PFA'lar diye de biliniyor) insan metabolizmasını bozmadaki rolünü gösteren, sayıları giderek artan araştırmalara bir yenisini ekliyor.

360 kişinin sağlık kayıtlarını ve kan örneklerini analiz eden New York'taki araştırmacılar, yakın zamanda tip 2 diyabet teşhisi konan kişileri, bu hastalığa yakalanmayanlarla karşılaştırdı.

Kanlarında daha yüksek PFA seviyeleri olan kişilerin diyabet geliştirme ihtimalinin yüzde 31 daha fazla olduğunu buldular.

PFA'lar, 1940'lardan beri leke tutmaz mobilyalarda, yağ geçirmez gıda ambalajlarında, kozmetik ürünlerinde ve yangın söndürme köpüklerinde kullanılan binlerce insan yapımı kimyasalın oluşturduğu bir sınıf. Çevre ve kan dolaşımında kalıcı olmalarıyla bilinen bu kimyasallar, "sonsuz kimyasallar" diye adlandırılıyor.

Çalışma, bu kimyasalların amino asit biyosentezi ve ilaç metabolizması gibi vücudun kan şekeri düzenlemesinde kritik öneme sahip süreçleri engellediğini ortaya koydu.

Araştırmanın başyazarı ve Mount Sinai'nin Icahn Tıp Fakültesi'nde çevre tıbbı yardımcı doçenti olan Dr. Vishal Midya, "PFA'lar, ısıya, yağa, suya ve lekelere dirençli sentetik kimyasallardır ve sayısız günlük tüketim ürününde bulunurlar" dedi

Kolayca parçalanmadıkları için PFA'lar, çevrede ve insan vücudunda birikir.

Araştırmacılar, bulgularının tip 2 diyabeti önlemeye çalışırken sadece genetik veya yaşam tarzını değil, çevreden maruz kalmayı da hesaba katmanın gerekli olduğunu gösterdiğini söyledi.

Mount Sinai'de halk sağlığı ve çevre tıbbı doçenti olan Dr. Damaskini Valvi, "Artan sayıda araştırma, PFA'ların obezite, karaciğer hastalığı ve diyabet gibi birçok kronik hastalığın risk faktörü olduğunu gösteriyor" dedi.

fghyju
Bir koşucu, ABD'nin Massachusetts eyaletindeki Hopkinton'da düzenlenen 116. Boston Maratonu'nun başlamasından önce atlet köyünde bir şişe su alıyor (AP)

PFA'ların kanser, üreme sistemi hasarı ve bağışıklık sistemi baskılanması gibi çeşitli sağlık sorunlarıyla bağlantılı olduğu biliniyor. Bu maddeler o kadar yaygın ki, ABD yönetiminin uzun vadeli bir araştırmasında Amerikalıların yüzde 98'inin kanında bir miktar PFA bulunduğu tespit edildi.

Harvard Üniversitesi'nin araştırması da dahil daha önceki araştırmalar PFA'ları diyabet riskiyle ilişkilendirmiş olsa da Mount Sinai'den araştırmacılar, çalışmalarının bu kimyasalların çeşitli kent nüfuslarında metabolik yolları nasıl bozabileceğini araştıran ilk araştırmalardan biri olduğunu söylüyor.

Bu bulgular, PFA'ların sınırlandırılmasının Birleşmiş Milletler plastik anlaşmasına dahil edilip edilmeyeceğine dair küresel tartışma sürerken geldi. Avrupa Birliği'nin birçok üyesi dahil giderek artan sayıda ülke, tüketici ürünlerinde PFA'lara yönelik kendi kısıtlamalarını duyurup uyguluyor.

Independent Türkçe