Fransa, Cezayirli aktivistlerden ‘özür’ tasarısını tartışıyor

Tasarıda, uygunsuz koşullarda kabul edilen Harkilerin ve ailelerin acı çektiği itiraf edildi.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, söz konusu yasa aracılığıyla aktivistlere ve ailelerine olan ‘borcun’ ödenmesini istiyor. (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, söz konusu yasa aracılığıyla aktivistlere ve ailelerine olan ‘borcun’ ödenmesini istiyor. (AFP)
TT

Fransa, Cezayirli aktivistlerden ‘özür’ tasarısını tartışıyor

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, söz konusu yasa aracılığıyla aktivistlere ve ailelerine olan ‘borcun’ ödenmesini istiyor. (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, söz konusu yasa aracılığıyla aktivistlere ve ailelerine olan ‘borcun’ ödenmesini istiyor. (AFP)

Fransa Ulusal Meclisi, Cezayir Bağımsızlık Savaşı’nın sona ermesinden 60 yıl sonra, yarın (18 Kasım) Fransız ordusunun yanında savaşan ve savaş sonrasında Fransa’da ‘trajedi’ yaşayan Cezayirli Harkilere yönelik ‘özür’ tasarısını tartışmaya başlayacak.
Taslak, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un 20 Eylül’de Harkilerden temsilcilerin huzurunda yaptığı konuşmanın yansıması niteliğinde. Ayrıca ‘Harkilerin trajedisi’ karşısında Fransa’nın vicdanını test ediyor. Macron söz konusu yasayla, Fransa’ya ulaşmaları sonrasında ‘uygun olmayan koşullarda’ yaşayan Harkilere ve ailelerine karşı ‘borçları’ olduğunu itiraf ederek Jacques Chirac döneminden bu yana eski cumhurbaşkanlarından daha ileri gitmek istiyor.
Macron, ‘Paris ve Cezayir arasındaki son gerginlik gibi’ Akdeniz’in her iki tarafında halen çetrefilli bir mesele olan savaşla ilgili her konuda benzeri görülmemiş bir hamleyle, Harkilerden ve ailelerinden ‘özür’ dileyen ilk Fransa cumhurbaşkanı oldu. Öyle ki Fransa Cumhurbaşkanı’nın Cezayir ulusuyla ilgili tartışmalı açıklamaları, gerginliğin tırmanmasına neden olmuştu.
AFP’nin aktardığına göre Hafıza ve Gazi İşleri Bakanı Genevieve Darrieussecq açıklamasında “Fransa için kasvetli bir sayfa” ifadesini kullandı.
Yasa tasarısı hem sembolik hem de pratik adımlar içeriyor. Fransa’ya hizmet eden ve daha sonra ülkenin bağımsızlığı sırasında terk edilen destek oluşumlarının eski üyeleri tarafından Cezayir’de ortaya koyulan hizmetler de dile getiriliyor.
1954 ve 1962 yılları arasındaki Cezayir Bağımsızlık Savaşı sırasında yaklaşık 200 bin Harkinin Fransız ordusuna yardımcı olmak üzere askere alındığı biliniyor.
Yasa ayrıca bağımsızlıktan sonra Cezayir’den kaçan 90 bin Harki ve aileleri için ‘yetersiz kabul koşullarını’ da kabul ediyor. Öyle ki Darrieussecq, “Yaklaşık yarısı gecekondu kamplarına sürüldü” dedi.
Kanun taslağı verilen zarar için, söz konusu yerlerde kalış süresini dikkate alarak ‘tazminat ödenmesini’ öngörüyor. Macron’un partisi ‘İlerleyen Cumhuriyet’ten (La Republique en marche)’ Patricia Mirales’in açıklamasına göre tazminat, 1962’den sonra uygun olmayan koşullar altında kabul edilen eski Harki savaşçıları ve eşlerini, onlarla birlikte gelen veya burada doğan çocuklarını kapsıyor. 2022 bütçe taslağında da tazminatın ödenmesi için 50 milyon euro tahsis edildi.
Şarku’l Avsat’In edindiği bilgilere göre Mirales, “2022’den başlayarak 2 bin 200’ü Harki gazisi ve eşleri olmak üzere 6 bin dosyanın sunulabileceğini tahmin ediyoruz” dedi. Yetkili, mevcut nüshada tazminat kapsamına girmeyen bazı durumları da kapsaması için bir değişiklik yapılmasını savunacağını vurguladı.
Diğer yandan sol muhalefetten milletvekili David Habib, cumhurbaşkanlığı seçimlerine adaylığa atıfla yaptığı açıklamada Harki vatandaşlara yaşadıkları acıya göre yanıt vermenin gerekli olduğunu kaydetti.
Yapılan açıklamalar Sosyalist Parti’nin de tasarı lehinde oy kullanacağı yönünde.
Aynı şekilde Milletvekili Alexis Corbet de sol eğilimli Boyun Eğmeyen Fransa (La France insoumise) partisinin ‘tarihsel açıdan ileriye doğru atılan bir adımı temsil eden metne’ karşı çıkmayacağını duyurdu. Ancak Harkilere meydan okuyan sağ ve radikal sağdan ağırlıklı olarak eleştirel tepkiler geldi. Öyle ki Ulusal Cephe Başkanı Marine Le Pen, Emmanuel Macron’un ‘seçim cömertliği’ ile alay etti. Cumhuriyetçi Parti’den bir milletvekili de “Macron, yeniden seçilmesine katkıda bulunabilecek gruplara bahşiş vermek için saldırgan bir strateji uyguluyor” değerlendirmesinde bulundu.



21'inci yüzyılda sınırlı savaş ve kapsamlı savaş

İHA’lar savaşta coğrafi derinliği geçersiz hale getirdi (Reuters)
İHA’lar savaşta coğrafi derinliği geçersiz hale getirdi (Reuters)
TT

21'inci yüzyılda sınırlı savaş ve kapsamlı savaş

İHA’lar savaşta coğrafi derinliği geçersiz hale getirdi (Reuters)
İHA’lar savaşta coğrafi derinliği geçersiz hale getirdi (Reuters)

Bazı uzmanlar ister sınırlı ister kapsamlı (topyekun) olsun, savaşların biçim ve türlerinin uluslararası sistemin şekli, yapısı (çok taraflı, iki taraflı veya hatta tek taraflı) ve güç dengesiyle doğrudan ilişkili olduğuna inanırken bunun yanında savaşta, askeri stratejilerin oluşturulmasında teknolojinin rolü göz ardı edilemez.

Telgraf ve demiryolu ağları 20’nci yüzyılda savaşların yapılış şeklini değiştirmedi mi? Evet, elbette değiştirdi. Demiryolları, Birinci Dünya Savaşı'nda milyonlarca askerin cepheye taşınmasına yardımcı olsa da aynı zamanda savaşın 10 milyon asker ve 7 milyon sivilin hayatına mal olan dört buçuk yıllık bir insanlık eziyetine dönüşmesine de doğrudan katkıda bulundu.

21’nci yüzyıl, bir güç çarpanı haline gelen teknolojinin yatay ve dikey olarak yayılmasıyla öne çıkıyor. Birinci Dünya Savaşı sırasında makineli tüfekler, kurbanların yüzde 20 ila 40'ının ölümüne katkıda bulundu. Peki yapay zekanın savaşlardaki rolü, özellikle de etkisi nükleer düzeye ulaşırsa ne olacak hiç düşündünüz mü? İçinde bulunduğumuz yüzyılda belki de en tehlikeli olan durum, savaşmanın maliyetinin herhangi bir devlet dışı aktörün (non state actor) savaşabileceği bir seviyeye düşmüş olmasıdır.

Soğuk Savaş sırasında, nükleer silahlar büyük güçler arasında dünya sahnesinde önemli bir caydırıcı unsur oluşturuyordu. Her zaman karşılıklı yıkım korkusu (MAD) vardı. Bundan dolayı söz konusu güçler vekalet savaşlarına (by proxy) başvurdular. Bu nedenle Soğuk Savaş döneminde sadece sınırlı (limited) savaşlar yaşandı. Sınırlı savaştan bahsederken, bu savaşın hedefleri, kullanılan araçlar ve dolaylı olarak bu savaşın süresi kastediliyor. 1950 yılındaki Kore Savaşı, İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden sonra, küresel düzeyde gerçek anlamda kapsamlı bir savaş olan ilk sınırlı savaştı.

fghyu
Geçtiğimiz haziran ayında 12 gün süren İran-İsrail savaşı sırasında ABD tarafından bombalanan Fordo Nükleer Tesisi’nin çevresinin uydu görüntüsü (Reuters)

Yazar Andrew Davidson, Soğuk Savaş sırasında süper güçlerin olası savaşlar için çeşitli senaryolar hazırladığını söylüyor. Ancak insanlığın şansına, bu savaşlar gerçekleşmedi. Zira bu senaryoların güç ölçütü, hassasiyet değil, büyüklüğe dayanıyordu. Başka bir deyişle, ölçünün temelinde büyük güçlerin sahip olduğu uçak, tank, denizaltı ve diğer askeri araçların sayısı yer alıyordu. Nükleer silahlar, geleneksel silahların en büyük koruyucusu konumundaydı.

Sınırlı savaş ile kapsamlı savaş

İsrail'in İran'a karşı başlattığı Yükselen Aslan Operasyonu, süresi (sadece 12 gün sürdü), kullanılan araçlar ve hatta hedefler açısından sınırlı bir savaş olarak nitelendirilebilir. İsrail, bu savaşta elindeki en iyi silahları kullandı, ancak sahip olduğu tüm silahları (örneğin nükleer silahlar) kullanmadı. İran ise sahip olduğu en iyi füzeler ve insansız hava araçlarıyla (İHA) karşılık verdi. Öte yandan İsrail, Gazze Şeridi'nde Arap-İsrail çatışmasının tarihindeki en uzun savaşı sürdürüyor. Savaş 21 aydır devam ediyor. İsrail bu savaşta ise sahip olduğu en iyi silahları her boyutta kullandı. Peki bu savaş kapsamlı mı yoksa sınırlı mı olarak sınıflandırılabilir? Eğer savaşlar havadan sonuçlanmıyorsa, İsrail ordusunun bu savaşı sonuçlandıramamasını nasıl açıklayabiliriz? Oysa İsrail ordusu şimdiye kadar kara, hava ve deniz kuvvetlerini kullandı. Ayrıca siber savaş yönetimini ve dolayısıyla yapay zekayı da kullandı.

Birçok uzmana göre bu sorunun cevabı şu şekilde olabilir:

21’inci yüzyılda savaşın özellikleri değişti ve bu durum, birçok ülkenin, özellikle de büyük ve güçlü ülkelerin askeri doktrinlerinde bir dönüşüme (doctrinal shift) yol açacak.

Öte yandan asimetrik savaş, 21’inci yüzyılda büyük güçler için en büyük ve en tehlikeli zorluk olarak öne çıkıyor.

Teknoloji, özellikle İHA’lar, coğrafi derinliği değersizleştirirken siber savaş ve elektronik savaş lehine büyüklük ve kitle değerini de ortadan kaldırdı.

tyu7ı8
Tayvan’ın başkenti Taipei'deki bir Patriot bataryası... Tayvan, ABD ile Çin arasında bir çatışmaya neden olabilir (EPA)

ABD’li komutan Douglas MacArthur, “Asya'da asla kara savaşı yapılmamalı” diye meşhur bir sözü vardır. Peki, özellikle Washington'ın Pekin'in önümüzdeki yıllarda Tayvan'ı kontrol altına almaya çalışacağından endişe duyduğu bir ortamda, ABD-Çin çatışması nasıl olacak? Bu çatışma nasıl gerçekleşecek, askeri mi olacak? Nerede yapılacak? Kapsamlı mı, sınırlı mı, yoksa vekiller aracılığıyla mı olacak?

Bugün bu sorular, uzmanların Çin ve ABD arasında bir savaşın kaçınılmaz olduğunu teyit etmesiyle birlikte güçlü bir şekilde gündemde yer tutuyorlar. ABD’li düşünür Graham Allison, görüşünü ‘Tukidides tuzağı’ olarak bilinen teoriye dayandırarak, dünya düzenine hakim olan güç (ABD) ile bu hegemonyayı tehdit eden yükselen güç (Çin) arasında çatışmanın kaçınılmaz olduğunu savunuyor.

Bu analizŞarku'l Avsat için bir askeri analist tarafından yapıldı