Kuveyt gazetesi: Hizbullah mensubu şüphelisi Lübnanlıların oturma izinleri yenilenmeyecek

Arşiv_AA
Arşiv_AA
TT

Kuveyt gazetesi: Hizbullah mensubu şüphelisi Lübnanlıların oturma izinleri yenilenmeyecek

Arşiv_AA
Arşiv_AA

Kuveyt'in Hizbullah mensubu olduğundan şüphelenilen Lübnanlıların oturma izinlerini yenilemeyi durdurduğu belirtildi.
Kuveyt'te yayın yapan "Es-Siyase" gazetesinin güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberinde, Hizbullah mensubu veya birinci ya da ikinci derece yakınları arasında Hizbullah mensubu bulunan çoğunluğu Lübnan vatandaşı çok sayıda kişinin oturma izinlerinin askıya alınarak sınır dışı edilmelerine yönelik çalışma başlatıldığı ifade edildi.
Kuveyt Devlet Güvenlik Biriminin devletin ilgili birimlerine "farklı uyruklardan 100'den fazla kişinin oturma izninin yenilenmemesi" yönünde bir liste gönderdiği, 6 ilde ikamet yenileme başvuruları sırasında söz konusu listede yer alan ve Hizbullah'la ilişiği bulunan çok sayıda kişinin tespit edildiği aktarıldı.
Hizbullah'la ilişiği bulunan söz konusu kişilerden ve ailelerinden "derhal ülkeyi terk etmeleri" istendiği kaydedildi.
Haberde ayrıca, Lübnan ile ithalat ve ihracatın durdurulması, Lübnan uçaklarına Körfez bölgesi hava sahasının kapatılmasıyla ilgili seçenekler üzerinde çalışıldığı iddia edildi.
Kuveyt'teki "El-Kabs" gazetesi 10 Kasım'da güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberinde, İçişleri Bakanlığının yeni bir duyuruya kadar Lübnan vatandaşları için tüm kategorilerde vize işlemlerini durdurduğunu, kararın yalnızca oturma izni olan Lübnan vatandaşlarını kapsamadığını bildirmişti.

Lübnan ile Körfez ülkeleri arasındaki kriz
Lübnan Enformasyon Bakanı George Kordahi, daha önce katıldığı belirtilen ve 27 Ekim'de yayınlanan bir televizyon programında, Yemen'deki tutumu nedeniyle Suudi Arabistan'a yönelik suçlayıcı ifadeler kullanmıştı.
Kordahi'nin ifadeleri üzerine Lübnan Başbakanı Necib Mikati, yazılı bir açıklama yayımlamış ve Kordahi'nin açıklamalarının hiçbir şekilde Lübnan'ın Arap ülkeleri ve özellikle Suudi Arabistan ile olan siyasetini yansıtmadığını bildirmişti.
Yaşanan gelişmelerin ardından Suudi Arabistan ve Bahreyn 29 Ekim'de, Kuveyt ve BAE 30 Ekim'de, Yemen de 2 Kasım'da Lübnan'daki büyükelçilerini geri çağırmıştı.



Bir inanç yolculuğunun ardından... Danimarkalı mühtedi kadın, İslam’la tanışalı henüz bir yıl olmadan hacca gitti

Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
TT

Bir inanç yolculuğunun ardından... Danimarkalı mühtedi kadın, İslam’la tanışalı henüz bir yıl olmadan hacca gitti

Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)

Mekke: Ömer el-Bedevi

Danimarka vatandaşı Liz Christensen, bir yıldan kısa bir süre önce, bir inanç sığınağı arayışı yolculuğunun ardından İslam'ı seçtiğini açıkladı.

Şarku’l Avsat ile yaptığı sohbette, dünyanın farklı yerlerinden dua ederek gelen hacıların görüntüsü de dahil olmak üzere İslam'a ait olmanın tüm tezahürlerini anlatırken sözleri gözyaşlarıyla karıştı.

Liz, bu yıl dünyanın 100 ülkesinden 2 bin 443 hacı adayını ağırlayan İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Misafir Programı'nın bir parçası. Misafirlerin her birinin inançlarının özünü ve çevreleri üzerindeki etkisini yansıtan bir hikayesi var.

Bu misafirlerin arasında, Danimarka'dan Suudi Arabistan'a yaklaşık on saatlik bir yolculukla gelen ve Haccın büyük rüknünü yerine getirmek üzere Arafat'ta vakfeye duran, inanç atmosferiyle dolu, huşu ve sükûnet içinde, takdir-i ilahi ile kuşatılmış hacılara katılarak, kendilerine af, mağfiret, merhamet ve ateşten kurtuluş bahşetmesi için Allah'a dua etmesine vesile olan kendi hikâyesine sahip Liz de bulunuyor.

Danimarkalı mühtedi Liz Christensen, yıllarını inanç yolculuğu üzerine düşünerek geçirdi. (Şarku’l Avsat)Danimarkalı mühtedi Liz Christensen, yıllarını inanç yolculuğu üzerine düşünerek geçirdi. (Şarku’l Avsat)

Şarku’l Avsat'a konuşan Liz gözyaşlarına hâkim olmaya çalışarak şunları söyledi: “Mutluluktan ağlıyorum. Çünkü küçüklüğümden beri Tanrı'yı arıyordum. Pek fazla insanın Tanrı hakkında düşünmediği ya da konuşmadığı bir toplumda büyüdüm ama ben Tanrı'yı arıyordum.”

Liz, inanç yolculuğu boyunca yıllarını düşünerek ve tefekkür ederek geçirmiş, mantığa aykırı olduğuna inandığı şeyleri eleştirmeye cesaret etmiş ve doğayı tefekkür etmesi onu gerçeğin özünü aramaya yöneltmiş.

Liz şöyle diyor: “Dünyadaki güç her zaman galip geldi ve sonra bu güce sevgi demeye başladım. ‘Sevgi en büyük güçtür’ dedim ve bundan tatmin oldum. Sonra doğaya geçtim ve ağaçlardan çok etkilendim. Bu yüzden ağaçlara baktığımda ‘Bir şey var, bir yaratıcı var diyorum’. Zira doğaya baktığımda bunun kendi kendine olması imkânsız.”

Yaklaşık iki milyon Müslüman bu yıl Hac ibadetini yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitti. (Fotoğraf: Beşir Salih)Yaklaşık iki milyon Müslüman bu yıl Hac ibadetini yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitti. (Fotoğraf: Beşir Salih)

Liz kendi inanç yolculuğuna devam ederken, oğlu geçen yıl şubat ayında İslam'ı seçtiğini açıkladı ve bu onun hareketi hakkında konuşmak için bir fırsat oldu. Liz şöyle diyor: “Bana bunu anlattığında ağlıyordum ama şimdi bunun gerçek olduğunu biliyorum.”

Bu yıl yaklaşık iki milyon Müslüman'ın Hac ibadetini yerine getirdiği kutsal topraklara gelen Liz, mekânın dinginliği karşısında şaşkına döndüğünü ifade etti. “Burada olduğum ve bu kadar çok kız kardeşle konuşabildiğim için çok mutluyum” diyen Liz, Haccın inanç arayışındaki uzun yolculuğunun doruk noktası olduğunu söyledi.