Mısır hükümeti, ülkenin güneyindeki sağanak yağışların neden olduğu yaraları sarıyor

Geçen yıl İskenderiye’de yağmur suyunu arasından geçmeye çalışan motosikletli adamı gösteren bir fotoğraf (AFP)
Geçen yıl İskenderiye’de yağmur suyunu arasından geçmeye çalışan motosikletli adamı gösteren bir fotoğraf (AFP)
TT

Mısır hükümeti, ülkenin güneyindeki sağanak yağışların neden olduğu yaraları sarıyor

Geçen yıl İskenderiye’de yağmur suyunu arasından geçmeye çalışan motosikletli adamı gösteren bir fotoğraf (AFP)
Geçen yıl İskenderiye’de yağmur suyunu arasından geçmeye çalışan motosikletli adamı gösteren bir fotoğraf (AFP)

Mısır hükümeti, ülkenin güneyindeki Asvan ilini vuran ve 14 köydeki yerleşim bölgelerinde kayıplara neden olan sağanak yağışların açtığı yaraları sarmak için zamanla yarışıyor. Öte yandan Mısırlı milletvekilleri, resmi kurumlara, sağanak yağışlardan etkilenenlerin evlerindeki hasarın giderilmesi için çabaların yoğunlaştırılması çağrılarında bulundular.
Asvan ilinin valisi Eşref Attia, dün, Tahya Misr (Yaşasın Mısır) Fonu'ndan sel mağdurlarına yardım taşıyan otobüslerin geldiğini duyururken Evkaf Bakanlığı, mağdurların evlerinin tamirinde kullanılmak üzere 10 milyon cüneyh tahsis edildiğini açıkladı.
Asvan Valisi Attia, dün yaptığı açıklamada, “Bu yardım, geçtiğimiz Cuma gecesi sağanak yağışların vurduğu 14 köy ve yerleşim bölgesinde etkilenen ailelere sivil toplum kuruluşları (STK) aracılığıyla dağıtılacak” dedi. Vali Attia, Sosyal Dayanışma Bakanlığı'nın, mağdurların sıkıntılarını hafifletmek için gıda ve mobilya yardımı yapacağını ve her aile için iki bin cüneyh değerinde acil yardım, her bir birey için 250 cüneyh değerinde geçim yardımında bulunacağını açıkladı.
Öte yandan dün Temsilciler Meclisi Genel Kurul toplantısında, milletvekilleri, Asvan'daki duruma ilişkin açıklamalarda bulundular. Milletvekilleri, birçok evin yıkıldığını, elektrik ve su kesintileri yaşandığını belirttiler.
Diğer taraftan Mısır hükümetine bağlı Tahya Misr Fonu, afetler ve krizlerle mücadele etmek ve Asvan’daki sağanak yağışlardan etkilenenler için yardım çalışmalarına bağış toplamak için bir hesap numarası tahsis edildiğini duyurdu.
Tahya Misr Fonu Genel Direktörü Tamer Abdulfettah dün yaptığı açıklamada, tahsis edilen hesabın, Mısır’daki tüm bankalar tarafından desteklendiğini ve afet ve kriz zamanlarında yardım ve yeniden yapılanma çabalarını desteklemek için aktifleştirildiğini söyledi. Abdulfettah, tüm elektronik ödeme yöntemlerinin kullanılmasının yanı sıra fonun internet sitesi aracılığıyla Mısır içinden ve dışından Asvan halkına yardım için bağışlar topladığını belirtti.



Suriye: Gürültünün ortasında hukuk devleti talepleri

Fotoğraf: SANA
Fotoğraf: SANA
TT

Suriye: Gürültünün ortasında hukuk devleti talepleri

Fotoğraf: SANA
Fotoğraf: SANA

Aliya Mansur

Yeni Suriye ulusal logosunun (görsel kimlik) lansman töreni, Suriye'deki her etkinlik gibi Suriyeliler arasında geniş çaplı bir tartışmanın eşlik ettiği, etkileyici ve güzel bir etkinlikti. Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın katıldığı Halk Sarayı'ndaki görkemli törene, “Suriye Demokratik Güçleri”nin kontrolü altındaki Rakka ve Haseke hariç olmak üzere Suriye'nin çeşitli bölgelerinde aynı anda düzenlenen kutlamalar eşlik etti. Gösteriler ve sloganlar Suriye devriminden sahneleri çağrıştırdı.

Şara'nın tören sırasında yaptığı etkileyici konuşma Suriye'nin birliğinin ve çeşitliliğinin altını çizdi ama daha tören bitmeden önce Suriyeliler arasında şu tartışma başlamıştı; bu ulusal logo gerçekten Suriyeli mi yoksa başka ülkelerden “ilham mı” alındı? Bazıları bunun bir alkollü içecek şirketnin ticari logosu olduğunu söyleyecek kadar şüphelerinde ileri gittiler.

Suriye şahininin “çalıntı” olduğu suçlamaları - ki bu kesinlikle doğru değil - ve bunlara verilen karşılıklar arasında meselenin özü neredeyse kayboldu. Oysa meselenin özü şu: Nasıl bir Suriye istiyoruz? Hukuk devleti olan bir Suriye mi yoksa halkın ruh hallerinin dalgalanmalarına tabi bir Suriye mi?

Konuya ilişkin yorumunda Anayasa Bildirgesi Taslağı Komitesi üyesi Dr. Ahmed el-Karbi, resmi logoların kabulü tartışılırken yasal temellere dayanmanın gerekliliğini vurguladı. Anayasa Bildirgesi'nin 5. maddesinde açıkça “devletin logosu kanunla belirlenir” ifadesinin yer aldığına ve hukuka dayalı bir devletin anayasal çerçevelere uygun olarak onaylanmamış bir logoya indirgenemeyeceğine işaret etti.

Suriye'deki tartışma ve çekişmenin özü bu olmak yerine, bazı Suriyeliler binlerce yıllık Suriye anıtlarına kazınmış olan Suriye şahininin kökeni ve sembolizmiyle ilgili suçlamalarda bulunmakla meşgul oldular.

Esed rejiminin devrilmesinden ve Şara'nın yönetime gelmesinden bu yana, Suriye halkı hükümetin, özellikle de Başkan Şara'nın her eylemini mutlak biçimde destekleyenler ile hükümetin yaptığı her eylemi veya açıklamayı mutlak biçimde reddedenler arasında bölündü. İki grup arasında, bir şeyleri düzeltmek amacıyla eleştirenlerin ve teşvik etmek amacıyla destekleyenlerin sesleri kayboldu.

Esed rejiminin devrilmesinden bu yana 7 ay geçti ve yeni otoritenin en belirgin özelliği Suriyelilerle ilişkilerinde şeffaf olmamak

Şarku'l Avsat'ın Al Majalla'dan aktardığı analize göre Esed rejiminin devrilmesinden bu yana yedi ay geçti ve yeni otoritenin en belirgin özelliği Suriyelilerle ilişkilerinde şeffaf olmamak. Bu da yorumlara kapıyı açıyor ve Suriye halkının doğasını ve doğruluğunu bilinmediği söylentilerin yayılmasına katkıda bulunuyor.

17 Mayıs'ta Suriye Cumhurbaşkanlığı, eski rejim tarafından işlenen ihlallerle ilgili gerçekleri ortaya çıkarmak, sorumlularından hesap sormak, mağdurlara tazminat ödemek ile görevli bir geçiş adaleti komisyonu kurulacağına dair bir kararname yayınladı. Kararname, Abdulbasıt Abdullatif'in komisyon başkanı olarak atanmasını ve duyuru tarihinden itibaren 30 günü geçmeyecek bir süre içinde bir çalışma grubu oluşturma ve iç yönetmelikler hazırlama görevini üstlenmesini öngörüyordu.

Bu kararnamenin yayınlanmasının üzerinden yaklaşık bir buçuk ay geçti, yani komisyonun kurulması için öngörülen 30 günlük süre geçti. Peki bu komisyon hangi aşamada? Cevap yok. Bu sadece şeffaflığın eksik olduğunu değil, aynı zamanda hükümetin kendi yayınladığı kararnamelere ve mevzuata, örneğin Anayasa Bildirgesi'nin 5. maddesine bağlı olmadığının da bir örneği.

İşte meselenin özü de budur: Nasıl bir Suriye istiyoruz?

Hukuk ve kurumlar devleti Suriye'nin sesi, iki grubun kopardığı gürültü arasında neredeyse duyulmuyor. Bir tarafta destekçiler var ve bunların çoğu Suriyelilerin “Aralık 2024 devrimcileri” olarak adlandırdığı, devrimin 14 yılı boyunca önemli bir rol veya sese sahip olmayan, şimdiyse hükümetin sağ tarafında yer alan kişiler. Diğer taraftaki hükümetin muhalifleri arasındaysa, hükümetin her türlü eylemini çarpıtmakla meşgul olan, çoğunluğu eski rejim kalıntısı ve solcu olan sesler bulunuyor. İkisi arasında aklın sesi kayboluyor.

Suriye'nin istikrarı sadece Suriye için değil, bölge için de bir öncelik. İstikrarlı bir Suriye, komşu ülkelerin istikrarının başlangıcıdır ve bir vatandaşlık devleti ve hukukun üstünlüğünün inşası, Suriyelilerin onlarca yıllık geleceğinin temel taşıdır. Sağlam olmayan temeller üzerine inşa edilen her yapı, özellikle Suriye'nin düşmanları hâlâ pusuda beklediğinden, çökme riski altındadır. Hukukun üstünlüğü, adalet, özgürlük, vatandaşlık ve şeffaflık, istediğimiz devleti inşa etmek için önceliklerdir.