NEOM CEO’su Mühendis Nazmi en-Nasr, Şarku'l Avsat’a konuştu: Oxagon, Dördüncü Sanayi Devrimi teknolojilerinde etkili olacak şekilde tasarlandı

NEOM CEO’su Mühendis Nazmi en-Nasr
NEOM CEO’su Mühendis Nazmi en-Nasr
TT

NEOM CEO’su Mühendis Nazmi en-Nasr, Şarku'l Avsat’a konuştu: Oxagon, Dördüncü Sanayi Devrimi teknolojilerinde etkili olacak şekilde tasarlandı

NEOM CEO’su Mühendis Nazmi en-Nasr
NEOM CEO’su Mühendis Nazmi en-Nasr

NEOM CEO’su Mühendis Nazmi en-Nasr, NEOM Sanayi Şehri'nin (Oxagon) Dördüncü Sanayi Devrimi teknolojilerinde etkili olacak şekilde tasarlandığını söyledi.
En-Nasr, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, Kızıldeniz kıyısındaki Süveyş Kanalı yakınındaki stratejik konumu nedeniyle Oxagon’un NEOM ve Suudi Arabistan'ın küresel ticaret pazarlarına açılan kapısını temsil ettiğini belirtti.
Oxagon’un modern teknolojilerle çalışan bir liman ve tedarik zincirlerini tek bir dijital platformda birleştiren ve küresel bir ağa bağlı entegre bir sistem olma özelliği taşıdığını ifade eden CEO, ayrıca yeni projenin bir dizi unsuruna da değindi.
İşte Şarku'l Avsat’ın NEOM CEO’su Mühendis Nazmi en-Nasr ile yaptığı röportajın tam metni:

Entegre bir proje olarak NEOM’un başarısında “Oxagon” ne kadar önemlidir?
Aslında, "Oxagon" NEOM'un endüstriyel ve lojistik merkezi olacak. Oxagon, Kızıldeniz kıyısında, küresel ticaret hacminin yaklaşık yüzde 13'ünün geçtiği Süveyş Kanalı'na yakın stratejik konumuyla NEOM'un dünya ticaret pazarlarına açılan kapısı olacak. NEOM halkını ve genel olarak Krallığı dünya çapında ithalat ve ihracat hareketine bağlayan hayati bir arter olacak Oxagon, küresel bir ağa bağlı entegre bir liman ve tedarik zinciri sistemi geliştiriyor. Böylece Oxagon dünyanın en modern yük taşımacılığı tesislerinden birine sahip olup büyük miktarda katma değerli hizmetler sağlayacak. Pratik düzeyde ve daha geniş bir bakış açısıyla Oxagon, NEOM'un insani ilerlemenin hızlandırıcısı olmaya dayanan temel vizyonunu somutlaştırıyor. Bunu yaparken, endüstriyel ilerlemenin hızlandırıcısı olmayı taahhüt eder ve sürdürülebilirlikte NEOM ilkelerine göre istisnai bir yaşam modelinin sağlanmasını, doğal kaynakların korunmasını, döngüsel ekonomi ilkelerinin gerçekleştirilmesini ve iklim değişikliği zorluğuyla yüzleşilmesini garanti eder.

Oxagon bir sanayi kentinin ortasında istisnai bir yaşam sağlama zorluğuyla nasıl yüzleşebilir?
Oxagon’un temel kuruluş nedeni budur ve elbette, NEOM'un istisnai yaşamı destekleyen temel kavramlarından birinden türetilmiştir. Oxagon, sanayi şehirleri kavramının ve işleyişinin yeniden tanımlanmasına katkıda bulunacak. Bunu şehirlerin basmakalıp imajını değiştirerek, insanların endüstriyel komplekslerin yakınında mükemmel bir uyum içinde yaşadığı sürdürülebilir entegre bir ortam yaratarak yapacak. Bunu yaparken de doğal kaynakları koruyacak. Oxagon, özellikle kıyı alanları sistemi ile ilgili olarak, doğayla iç içe olan sanayileşme ve çevreye saygı anlayışını desteklemek için çalışacak. Oxagon, yüzde 100 temiz enerjiyle desteklenen endüstri ve lojistiğin ileri teknolojileri kullanarak üretim süreçlerini nasıl yeniden yapılandırabileceğini, kara ve deniz alanlarını nasıl optimize edebileceğini, nasıl yenilikçi ve temiz olduğunu ve nasıl doğayı koruduğunu ve olağanüstü yaşamlar sağladığını gösterecek.

Oxagon’u dünyada eşsiz bir şehir yapan unsurlar nelerdir?
Aslında, eşsiz sekizgen şekli ve ekonomik büyümeyi teşvik etme ve iklim değişikliğinin zorluklarıyla yüzleşme arayışı gibi Oxagon’a özgü birden fazla alan var. Bu nedenle, sürdürülebilirlik ve döngüsel ekonomi ilkelerinin kentin oluşumunun merkezinde yer aldığını görüyoruz. Teknoloji aynı zamanda son derece gelişmiş bir dijital ve altyapıya dayanan Oxagon’un da omurgasını oluşturuyor ve onu THE LINE şehri projesiyle uyumlu bilişsel bir şehir kılıyor. THE LINE şehri projesi NEOM Yönetim Kurulu Başkanı Veliaht Prens tarafından Ocak 2021’de NEOM'un ana planının bir parçası olarak açıklandı. Oxagon’un bir kıyı kenti olması, onu dünyanın en seçkin modellerinden biri haline getirmemizi sağlıyor. Şehir dünyanın en büyük yüzer tesisini içerecek. Bu, tamamen araziye güvenmek yerine yatırım için ek alanlar sağlamada inovasyonun öncülerinden biri olma rolünü güçlendiriyor. Ayrıca, şehrin tüm tesisleri sıfır karbon emisyonunun yanı sıra yüzde yüz yenilenebilir ve temiz enerjiye dayanacak. Öte yandan Oxagon, akıllı üretime dayalı Dördüncü Sanayi Devrimi'nin gelişmelerine ayak uyduran bir sanayi sektörü tarafından desteklenen döngüsel bir ekonomi inşa etme konusunda farklı bir vizyon benimsiyor. Böylece atıkları azaltmak ve gelişmiş bir geri dönüşüm aşamasına ulaşmak için çeşitli sektörler ve toplum arasında en üst düzeyde uyum ve entegrasyonu sağlayacak. Bugünün metaları, geleceğin üretimi için hammadde olacak. Geleceğin ihtiyaçlarına ayak uydurabilmek için Oxagon eğitici, araştırıcı ve yaratıcı bir sistem içermektedir. Bu sistem şehir halkını, uluslararası yenilik ve araştırma merkezleriyle rekabet eden yaşayan bir laboratuvar haline getirir ve geleceğin ürünlerini geliştirmek için küçük, orta ve büyük şirketler arasındaki ortaklıkları teşvik eder. Oxagon'un, üretim süreçlerinin çeşitli aşamalarında performansını iyileştirmek için büyük verileri daha verimli bir şekilde kullanarak, Dördüncü Sanayi Devrimi teknolojileri alanında etkin olmak için çalıştığını burada belirtmek isterim. Fabrika ve üretim sistemi bu devrimin teknolojilerine ne kadar uygunsa, daha yüksek verimlilik ve daha düşük maliyetle çalışma kabiliyeti o kadar artar. Bu da israfı azaltır ve sermayeyi korur. Oxagon’da endüstriyel gelişimin temelini oluşturacak yedi sanayi sektörü var. Oxagon, bu sektörlerin temel ve hayati bir ayağını temsil edecek bir inovasyon tabanı ve yeni teknoloji tarafından desteklenmektedir. Söz konusu sektörler arasında ‘yenilenebilir enerji, mobilite çözümleri, yenilikçi su teknolojileri, sürdürülebilir gıda üretimi, sağlık ve refah, teknoloji ve dijital çözümler ve modern inşaat’ yöntemleri yer alıyor.

Taşımacılık, nakliye ve lojistik sektörü, Oxagon'un çalışmaları için önemli bir temel teşkil ediyor. Bu sektörlerde Oxagon'u farklı kılan ne olacak?
Oxagon'da bulacağınız şey, benzeri görülmemiş bir taşımacılık, nakliye ve birbiriyle bağlantılı lojistik hizmetleridir. Şehir, yeni nesil teknolojilerle desteklenen bir liman ve tedarik zincirlerini küresel olarak bağlantılı tek bir dijital platformda bir araya getiren entegre bir ekosistem sağlayacak. Diğer bir deyişle teknoloji liman, tedarik zincirleri ve ulaşım tesisleri dahil olmak üzere hizmetler sisteminde önemli bir rol oynayacaktır. Teknoloji, taşımacılık ve nakliye işlemlerinin gerçek zamanlı olarak planlanmasını ve teslimatın herhangi bir gecikme olmaksızın zamanında yapılmasını sağlayacaktır. Tedarik zincirlerinin süresi iki haftadan üç haftaya düşürülecek ve modern işletim teknolojileri tarafından etkinleştirilen otomatik nihai varış noktasına teslimat hizmetleri hayata geçirilecek.



Bir inanç yolculuğunun ardından... Danimarkalı mühtedi kadın, İslam’la tanışalı henüz bir yıl olmadan hacca gitti

Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
TT

Bir inanç yolculuğunun ardından... Danimarkalı mühtedi kadın, İslam’la tanışalı henüz bir yıl olmadan hacca gitti

Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)

Mekke: Ömer el-Bedevi

Danimarka vatandaşı Liz Christensen, bir yıldan kısa bir süre önce, bir inanç sığınağı arayışı yolculuğunun ardından İslam'ı seçtiğini açıkladı.

Şarku’l Avsat ile yaptığı sohbette, dünyanın farklı yerlerinden dua ederek gelen hacıların görüntüsü de dahil olmak üzere İslam'a ait olmanın tüm tezahürlerini anlatırken sözleri gözyaşlarıyla karıştı.

Liz, bu yıl dünyanın 100 ülkesinden 2 bin 443 hacı adayını ağırlayan İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Misafir Programı'nın bir parçası. Misafirlerin her birinin inançlarının özünü ve çevreleri üzerindeki etkisini yansıtan bir hikayesi var.

Bu misafirlerin arasında, Danimarka'dan Suudi Arabistan'a yaklaşık on saatlik bir yolculukla gelen ve Haccın büyük rüknünü yerine getirmek üzere Arafat'ta vakfeye duran, inanç atmosferiyle dolu, huşu ve sükûnet içinde, takdir-i ilahi ile kuşatılmış hacılara katılarak, kendilerine af, mağfiret, merhamet ve ateşten kurtuluş bahşetmesi için Allah'a dua etmesine vesile olan kendi hikâyesine sahip Liz de bulunuyor.

Danimarkalı mühtedi Liz Christensen, yıllarını inanç yolculuğu üzerine düşünerek geçirdi. (Şarku’l Avsat)Danimarkalı mühtedi Liz Christensen, yıllarını inanç yolculuğu üzerine düşünerek geçirdi. (Şarku’l Avsat)

Şarku’l Avsat'a konuşan Liz gözyaşlarına hâkim olmaya çalışarak şunları söyledi: “Mutluluktan ağlıyorum. Çünkü küçüklüğümden beri Tanrı'yı arıyordum. Pek fazla insanın Tanrı hakkında düşünmediği ya da konuşmadığı bir toplumda büyüdüm ama ben Tanrı'yı arıyordum.”

Liz, inanç yolculuğu boyunca yıllarını düşünerek ve tefekkür ederek geçirmiş, mantığa aykırı olduğuna inandığı şeyleri eleştirmeye cesaret etmiş ve doğayı tefekkür etmesi onu gerçeğin özünü aramaya yöneltmiş.

Liz şöyle diyor: “Dünyadaki güç her zaman galip geldi ve sonra bu güce sevgi demeye başladım. ‘Sevgi en büyük güçtür’ dedim ve bundan tatmin oldum. Sonra doğaya geçtim ve ağaçlardan çok etkilendim. Bu yüzden ağaçlara baktığımda ‘Bir şey var, bir yaratıcı var diyorum’. Zira doğaya baktığımda bunun kendi kendine olması imkânsız.”

Yaklaşık iki milyon Müslüman bu yıl Hac ibadetini yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitti. (Fotoğraf: Beşir Salih)Yaklaşık iki milyon Müslüman bu yıl Hac ibadetini yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitti. (Fotoğraf: Beşir Salih)

Liz kendi inanç yolculuğuna devam ederken, oğlu geçen yıl şubat ayında İslam'ı seçtiğini açıkladı ve bu onun hareketi hakkında konuşmak için bir fırsat oldu. Liz şöyle diyor: “Bana bunu anlattığında ağlıyordum ama şimdi bunun gerçek olduğunu biliyorum.”

Bu yıl yaklaşık iki milyon Müslüman'ın Hac ibadetini yerine getirdiği kutsal topraklara gelen Liz, mekânın dinginliği karşısında şaşkına döndüğünü ifade etti. “Burada olduğum ve bu kadar çok kız kardeşle konuşabildiğim için çok mutluyum” diyen Liz, Haccın inanç arayışındaki uzun yolculuğunun doruk noktası olduğunu söyledi.