Libya Seçim Komisyonu adaylık başvurularını incelerken, Başbakan Dibeybe seçim yasalarını eleştirdi

Oğul Kaddafi, vatandaşlara, ‘geleceklerine karar vermeleri’ için sandığa gitme çağrısında bulundu.

Libyalılar seçmen kartlarını almak için Bingazi’deki Yüksek Seçim Komisyonu’nda bilgilerini kaydediyorlar.
Libyalılar seçmen kartlarını almak için Bingazi’deki Yüksek Seçim Komisyonu’nda bilgilerini kaydediyorlar.
TT

Libya Seçim Komisyonu adaylık başvurularını incelerken, Başbakan Dibeybe seçim yasalarını eleştirdi

Libyalılar seçmen kartlarını almak için Bingazi’deki Yüksek Seçim Komisyonu’nda bilgilerini kaydediyorlar.
Libyalılar seçmen kartlarını almak için Bingazi’deki Yüksek Seçim Komisyonu’nda bilgilerini kaydediyorlar.

Libya Yüksek Seçim Komisyonu, gelecek ayın sonlarında yapılması planlanan başkanlık seçimleri için yapılan başvuruları incelerken, Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe seçim süreci yasalarını reddetti ve üstü kapalı bir şekilde bu yasaların düzeltilmesi çağrısında bulundu. Bununla birlikte Dibeybe aday olma ihtimaline ilişkin belirsizliğe açıklık getirmedi. Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi ise seçimlerin yapılmasına ve sonuçları kabul etmeye hazır olduğunu bildirdi.
Dibeybe dün(Çarşamba) başkent Trablus’ta düzenlenen hükümet toplantısında yaptığı konuşmada, “Eğer Allah bize demokrasiyi seçmemizi takdir etmişse o zaman demokrasiyi kurallarıyla, yasalarıyla ve prosedürleriyle seçmemiz gerekir. Libyalılar geriye dönmek istemiyor. Çünkü savaşlar hayatımızı yıktı. Tüm Libyalıları ‘savaşlara hayır, çatışmaya hayır’ sloganını atmaya çağırıyoruz. Tekrar başa dönmememiz için üzerinde anlaşmazlık olmayan bir seçim yapılmalı” dedi.
Belçika’yı, Libya’nın dondurulan mal varlıklarına el koymaya çalışmakla suçlayan Dibeybe, “Topraklarındaki yabancı bir yatırımcı olarak Libya’ya saygı duymasını istediğim Belçika ile bir sorunumuz var. Libya’yı oradan çekmek zorunda kalabiliriz” ifadelerini kullandı.
Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Birleşmiş Milletler (BM) Libya Destek Misyonu Başkanı Jan Kubis ile görüşmesinde, gelecek parlamento ve başkanlık seçimlerinin karşı karşıya olduğu engelleri ve Libya konulu BM Güvenlik Konseyi’nin bir sonraki toplantısından önce tüm taraflar arasında güven inşa etme meselesini görüştü. Menfi, Libyalı grupları bir araya getirme, aralarındaki sıkıntıları giderme ve ulusal uzlaşı projesi üzerinde çalışmaya devam etmek istediğini belirterek, seçimlerin yapılmasına ve sonuçlarını kabul etmeye hazır olduğunu ifade etti.
Yüksek Seçim Komisyonu, yasal şartları sağlayan belgelerle sunulan adaylık başvurularını teslim almasının, bu başvuruların mutlaka kabul edileceği anlamına gelmediğini belirtti. Komisyon, adayların başvurularıyla ilgili inceleme ve araştırma sürecinin bitmesinin ve ilgili birimlerden yanıt gelmesinin ardından istenilen tüm şartları ve gerekli belgeleri sağlayan adayların isimlerinin yer alacağı bir ön liste yayınlanacağını ve ardından itiraz sürecinin başlayacağını kaydetti. Adayların yapacağı itirazların doğrudan ilgili asliye ve temyiz mahkemeleri bünyesindeki itiraz komiteleri tarafından inceleneceği ve bu aşamanın 12 gün süreceği belirtildi.
Yüksek Seçim Komisyonu Operasyon Dairesi’ne bağlı Adaylar Bölümü Başkanı Ramazan et-Tevati, parlamento ve devlet başkanlığı seçimlerine aday olan kişilerin seçim dairesi ofislerine sunduğu başvuruların kontrol edilmesi ve incelenmesi için bölüm personellerinin sıkı bir şekilde çalıştığını ifade etti. Tevati, kontrol ve inceleme sürecinin bitmesinin ardından seçimlerde adaylık başvurusunda bulunan tüm isimlerin yer aldığı ilk listeleri yayınlayacaklarını ve ardından adaylıklarla ilgili şikâyet ve itiraz sürecinin başlayacağını söyledi.
Merhum Muammer Kaddafi’nin ikinci oğlu Seyfülislam Kaddafi, dün Twitter hesabından paylaştığı mesajda ‘Yüce Libya Halkı’na hitap ederek, vatandaşları seçim kartlarını almaya teşvik etti. Kaddafi, “Asıl vakit geldi” dedi.
Kaddafi vatandaşlara, geleceklerine ve evlatlarının geleceklerine karar vermeleri için Yüksek Seçim Komisyonu ofislerinin şubelerine gitme çağrısında bulundu.
Başkanlık seçimine adaylık başvurusunda bulunmasından ve babasının rejiminin düşmesinden ve öldürülmesinden bu yana ilk kez açıklama yapan oğul Kaddafi, “Libya, mevcut krizden kurtulmaya yardımcı olabilecek tarihi bir dönüm noktasının kapılarının ve hayati bir kazanımın önünde duruyor. Bu hususla, Libya’yı çatışma ve kaos ateşinden kurtarma, istikrar ve barışı yeniden sağlama hayalini kuran ve birleştirici ulusal uzlaşı projesine inanan herkesi, ciddiyet gerektiren seçim sürecine katılmaya çağırıyorum. Seçmen kartlarınızı -ki bu olmadan seçime katılamaz ve karar veremezsiniz- almak için bölgenizdeki ve şehrinizdeki Seçim Komisyonu ofislerine gitmeye başlayarak, seçime dahil olma konusunda sorumlu durmaya çağırıyorum. Seçmen kartları, ülkemizin kalkınması, restorasyonu, yeniden imarı ve yeniden ülkeler arasında ilk sıraya girmesi, ihtiyaç duyduğu kararları alması için seçeceğiniz yeni siyasi kurumların meşruiyetini güçlendirmek amacıyla bağımsız ulusal karar alma süreçlerine katılma noktasında oy sandıklarına gitmenizin izin belgesidir. Bu çağrının geniş bir karşılık, olumlu ve ülke çıkarının bilincinde olan bir etkileşim almasını ümit ediyorum” ifadelerini kullandı.
Ulusal Mutabakat Hükümeti Başbakan Yardımcısı Ahmed Muaytik’in de aralarında bulunduğu 5 kişinin daha dün adaylık başvurusunda bulunmasının ardından devlet başkanlığı seçimlerinde aday olanların sayısı 15’e yükseldi.
ABD'nin Trablus Büyükelçisi Richard Norland, ülkesinin “Libyalıların adayları tanımalarına ve önemli meseleleri bilmelerine izin verecek gerçek bir seçim kampanyası dönemini” desteklediğini ifade etti.
Norland, dün Trablus’ta Menfi’nin Yardımcısı Musa el-Kuni ile yaptığı görüşmede, uluslararası toplumun Libyalıların 24 Aralık’ta seçimleri düzenleme çabalarına nasıl en iyi şekilde destek verebileceğini ele aldı. Norland, Yüksek Seçim Komisyonu Başkanı İmad es-Sayih ile daha önce yaptığı görüşmede, Komisyonun, Libyalı seçmenlerin ülkelerinin geleceğine karar vermelerine izin vermenin temel parçası olması olan oylama sürecinde güvenlik ve tarafsızlığı sağlama çabalarının ABD tarafından desteklenmeye devam edildiğini ilettiğini söyledi.
Öte yandan BM, Libya’daki devlet başkanlığı ve parlamento seçimlerinde adayların uygunluğuna karar vermenin Seçim Komisyonu’nun yetkileri dahilinde olduğunu kaydetti. BM Genel Sekreteri Sözcü Yardımcısı, “Gelecek devlet başkanlığı ve parlamento seçimlerine hazırlık olarak Libyalı yetkililere desteğimizi sürdürüyoruz. Adaylar açısından ise, yasaya göre Seçim Komisyonu’nun yetkilerinden biri de adayların uygunluğuna karar vermektir” ifadelerini kullandı.



Süveyda sahil bölgesine destek verirken, karşı gösteriler Suriye hükümetini destekliyor

Suriye hükümetine destek amacıyla Tartus'ta düzenlenen gösteriden (Suriye devlet televizyonu el-İhbariyye)
Suriye hükümetine destek amacıyla Tartus'ta düzenlenen gösteriden (Suriye devlet televizyonu el-İhbariyye)
TT

Süveyda sahil bölgesine destek verirken, karşı gösteriler Suriye hükümetini destekliyor

Suriye hükümetine destek amacıyla Tartus'ta düzenlenen gösteriden (Suriye devlet televizyonu el-İhbariyye)
Suriye hükümetine destek amacıyla Tartus'ta düzenlenen gösteriden (Suriye devlet televizyonu el-İhbariyye)

Suriye genelinde dün düzenlenen protesto gösterileri ile karşı gösterilerin ardından ülkede belirgin bir kutuplaşma hâkim olmaya devam ediyor. Yetkililer, sosyal medya üzerinden artan kışkırtma kampanyalarının gölgesinde, şiddetli toplumsal çatışmalara sürüklenmemek için azami ölçüde itidal gösteriyor. Bu ortamda açıklama yapan Suriye Enformasyon Bakanı Hamza el-Mustafa, “Acı tecrübemiz bize sözün sorumluluk olduğunu, kışkırtmanın ise yıkımın ateşini beslediğini öğretti” ifadelerini kullandı.

Aynı saatlerde, İdlib kırsalındaki bir silah deposunda meydana gelen patlama sonucu beş kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi de yaralandı. Öte yandan, DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) güçleri, Deyrizor kırsalında DEAŞ’a yönelik bir hava indirme operasyonu gerçekleştirdi.

y67uı8
Suriye'nin batısındaki Lazkiye kentinde düzenlenen bir gösteriden (AFP)

Ülkenin çeşitli bölgelerinde (Humus, Hama, Lazkiye ve Tartus) düzenlenen ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ile eski rejim mensuplarından tutukluların serbest bırakılması taleplerinin öne çıktığı protestoların ardından, aynı bölgelerde bu kez hükümete destek veren ve adem-i merkeziyet çağrılarını reddeden karşı gösteriler düzenlendi. Bu karşı gösterilerde, ‘eski rejimin suçlularının hesap vermesi’ talebi de dile getirildi.

Bazı protestolarda mezhepsel tonda kışkırtıcı sloganlar atılırken, Humus ve Lazkiye’nin es-Suleybe mahallesinde düzenlenen gösterilerde ise Suriye halkının birliği vurgulandı; katılımcılar, yeni Suriye yönetimi etrafında kenetlenme ve fitne girişimlerinin önlenmesi çağrısı yaptı. Öte yandan, Süveyda’da Dürzi lider Hikmet el-Hicri’ye destek veren aktivistler, ‘sahil bölgesi ayaklanması’ olarak tanımladıkları hareketle dayanışma için bir eylem gerçekleştirdi. Eylemde, adem-i merkeziyet talebi ve tutukluların serbest bırakılması çağrıları yinelendi; katılımcılar, Şeyh el-Hicri ile protesto çağrısında bulunan Şeyh Gazzal Gazzal’ın fotoğraflarını taşıdı.

Dün Süveyda’da düzenlenen bu eylem, pazartesi günü şehirde araç konvoylarıyla yapılan gösterinin devamı niteliğindeydi. O konvoy gösterisinde de katılımcılar, Şeyh el-Hicri’nin fotoğraflarının yanı sıra İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte çekilmiş görsellerini taşıdı.

gt
Süveyda'dan (Süveyda 24 internet sitesi)

Yazar Mahir Şerafeddin, Şeyh el-Hicri’nin en önde gelen destekçilerinden biri olarak, sahil bölgesindeki halkı ‘bütün güçleriyle Şeyh Gazzal Gazzal’ın etrafında kenetlenmeye’ çağırdı. Şerafeddin, Facebook’taki paylaşımında, sahil bölgesindeki hareketin ‘Şeyh el-Hicri’ye benzer halktan bir lidere ihtiyaç duyduğunu’ belirterek, “Kendi el-Hicri’nizi ortaya çıkarın; dengeleri değiştireceksiniz” dedi.

Kışkırtıcı kanallar…

Lazkiye Emniyet Müdürü Tuğgeneral Abdulaziz Hilal el-Ahmed, başlangıçta protesto görünümüyle ortaya çıkan çağrıların kısa sürede ‘toplumsal bölünme yaratmayı hedefleyen, mezhepsel tonda sistematik bir kışkırtma platformuna’ dönüştüğünü söyledi. Ahmed, yurtdışından yayın yapan ve nefret söylemi ile mezhepsel gerilimleri körüklemekle bilinen bazı medya kanallarının bu çağrıları büyüttüğünü, hatta taleplerin ‘kanlı olaylara karışmış ağır insan hakları ihlalleriyle suçlanan savaş suçlularının serbest bırakılmasına’ kadar genişletildiğini ifade etti.

Ahmed ayrıca, gösteriler sırasında ‘eski rejimin kalıntılarıyla bağlantılı suç hücrelerine mensup grupların’ tespit edildiğini aktardı. Bu grupların kargaşayı körüklediğini, polis, özel görev timleri ve trafik ekiplerine saldırdığını, ayrıca il emniyet müdürlüğüne bağlı bazı resmi araçları tahrip ettiğini belirtti.

rgthy
Lazkiye'deki güvenlik güçleri (Suriye resmi haber ajansı SANA)

Ahmed, Lazkiye kent merkezindeki Ziraat Kavşağı’nda yapılan eylemi korumakla görevli güvenlik güçlerinin, Ziraat mahallesi yönünden doğrudan ateş altına alındığını açıkladı. Ahmed’e göre söz konusu mahallede, ‘eski rejime bağlı askeri kurumlarla ilişkili bazı subaylar’ yaşıyor. Açılan ateş sonucu iki iç güvenlik personeli ile eyleme katılan bazı siviller yaralandı.

Tuğgeneral Ahmed, “Gösteri yapma ve görüş açıklama hakkı tüm Suriyeliler için meşrudur. Ancak iç güvenlik unsurlarına saldıran, yetki sınırlarını aşan, mezhepsel kargaşa yaratmak için kışkırtma faaliyetlerine katılan herkes yasal çerçevede hesap vermek zorundadır” şeklinde konuştu. Hiçbir tarafın ‘cezasız kalmasına izin verilmeyeceğini’ vurguladı.

Süveyda

Salı günü kentteki bir genel güvenlik kontrol noktasına düzenlenen saldırının ardından Süveyda’da yükselen gerilimi değerlendiren Süveyda Emniyet Müdürü Süleyman Abdulbaki, “Hikmet el-Hicri’nin öncülük ettiği bu tırmanış, devletin işleyişini felç eden bir tümör hâline geliyor” dedi.

xsdfr
Süveyda şehri levhasının yakınında bulunan Suriye güvenlik güçleri (Reuters)

Abdulbaki, Suriye devlet televizyonu el-İhbariyye’ye yaptığı açıklamada, Süveyda’daki genel güvenlik birimlerinin ‘çatışmaya sürüklenmemek için azami çaba gösterdiğini, yanıtın yalnızca saldırılara ve ateş açılan noktalara yönelik olduğunu’ söyledi. Sonuçta ‘Suriye kanının bir olduğunu ve Süveydalıların da kendi halkları olduğunu’ belirterek, bir diyalog zemini oluşturmak için çalıştıklarını ifade etti. Abdulbaki, Hikmet el-Hicri’yi ‘çatışmayı körüklemek ve devletle iş birliğini reddetmekle’ suçladı.

Suriye İçişleri Bakanlığı ise daha önce yaptığı açıklamada, Süveyda’nın batı kırsalında bakanlığa bağlı bir güvenlik kontrol noktasının ‘kanun dışı gruplar’ tarafından saldırıya uğradığını ve saldırıda bir güvenlik görevlisinin hayatını kaybettiğini, ikisinin de yaralandığını bildirdi. Açıklamaya göre, İçişleri Bakanlığı birimleri ateşin kaynağına karşılık verdi ve ‘saldırgan gruplar arasında ölü ve yaralılar’ olduğu ifade edildi. Bakanlık, bu tür saldırıların ‘yalnızca Süveyda’daki güvenliği ve sivillerin günlük yaşamını istikrarsızlaştırmayı hedeflediğini’ vurguladı.

Öte yandan Süveyda’daki yerel medya kaynakları, genel güvenlik güçlerinin salı akşamı kentin kuzeyinde birden fazla hatta ‘insansız hava araçları (İHA) ve ağır makineli tüfeklerle ani operasyonlar’ düzenlediğini aktardı. Şarku’l Avsat’ın yerel haber sitesi Süveyda 24’ten aktardığına göre, bu olaylarda bir genç öldü, çok sayıda kişi de yaralandı. Site ayrıca, Süveyda’nın güneybatısındaki Yerd köyü yakınlarında bir kontrol noktasına yönelik silahlı saldırıda, bir güvenlik görevlisinin öldürülmesi ve ikisinin yaralanmasının ardından bölgede ‘yoğun gerilim’ yaşandığını duyurdu.

ty7u
Süveyda vilayetinin Basra el-Harir bölgesindeki Suriye güvenlik güçleri (AP)

Yerel haber sitesi, bölgedeki kaynaklara dayanarak, ‘yerel grupların herhangi bir saldırı düzenlediği iddialarının doğru olmadığını’ belirtti. Kaynaklara göre ateş açılması olayı, ‘kontrol noktasında, arama yapılmadan geçmeye çalışan bir aracın durdurulması sırasında’ meydana geldi.

Aynı kaynaklar, insani yardım hattı üzerinde, Busra eş-Şam’a uzanan güzergâhtaki bu kontrol noktasına takviye birliklerin gönderilmesinin ardından, iki kişinin güvenlik güçlerince gözaltına alındığını bildirdi. Bu gelişmeyi, Süveyda kentinin batı kesiminde yerel Ulusal Muhafız grupları ile genel güvenlik güçleri arasında kısa süreli çatışmalar izledi.

Yıkımın yakıtı

Kahire’de düzenlenen Arap Enformasyon Bakanları Konseyi’nin 55. oturumunda konuşan Suriye Enformasyon Bakanı Hamza el-Mustafa, Suriye’nin ‘çoğulculuğa saygı duyan, diyaloğa inanan özgür ve sorumlu bir medya inşa etmeye çalıştığını’ söyledi. Mustafa, medyanın ‘halkın sesi ve Suriye’nin çeşitli toplumsal bileşenleri arasında köprü’ olması gerektiğini belirterek şu ifadeyi kullandı: “Acı tecrübemiz bize gösterdi ki, söz sorumluluktur; kışkırtma ise yıkımın yakıtıdır.”

İdlib kırsalı

Saha kaynaklarına göre, İdlib’in kuzeybatısındaki Kafr Teharim kasabasında bir silah deposunda patlama meydana geldi. Yerel kaynaklar, patlamanın DMUK uçaklarının hava saldırısından kaynaklanmış olabileceğini öne sürdü. Ancak vilayetin iç güvenlik birimleri, patlamanın yakında çalışan bir tamir ekibinden kaynaklanan arıza nedeniyle gerçekleştiğini açıkladı. Patlamada 5 işçi hayatını kaybetti, 9 kişi yaralandı. Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde yoğun duman bulutları görülürken, bölge sakinleri patlamanın ‘geniş bir alanda hissedildiğini ve yakın okullardaki çocuklarda paniğe yol açtığını’ aktardı.

fr
Tamamen yıkılan deponun bulunduğu yere gelen kurtarma ekipleri (Suriye resmi haber ajansı SANA)

Yerel kaynaklar, Deyrizor’da DMUK güçlerinin, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile iş birliği içinde, kentin kuzeydoğu kırsalındaki Marat beldesinin Zelzele mahallesinde bir hava indirme operasyonu gerçekleştirdiğini bildirdi. Operasyon kapsamında iki eve baskın düzenlendi ve DEAŞ örgütüne bağlı olmakla suçlanan iki kişi gözaltına alındı.


Gazze anlaşması: Arabulucuların ikinci aşamaya geçişini engelleyen dört sorun

Cibaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında sokaklara kurulmuş çadırlar (AFP)
Cibaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında sokaklara kurulmuş çadırlar (AFP)
TT

Gazze anlaşması: Arabulucuların ikinci aşamaya geçişini engelleyen dört sorun

Cibaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında sokaklara kurulmuş çadırlar (AFP)
Cibaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında sokaklara kurulmuş çadırlar (AFP)

Gazze Şeridi’ndeki ateşkesin garantörleri ve arabulucuları, Washington’un yokluğunda Gazze anlaşması ile ilgili bir toplantıya ev sahipliği yapan Kahire’de, ateşkesin sürdürülmesinin önünde bazı ‘zorluklar’ bulunduğunu kabul etti. Toplantıda, ateşkesin ikinci aşamasına geçiş için adımlar ele alınsa da, anlaşmanın beşinci haftasını aşmasına rağmen bu aşamaya yaklaşılabilmiş değil.

Mısır, Katar ve Türkiye’nin katıldığı toplantıda söz konusu zorluklar detaylandırılmasa da, uzmanlar Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamalarda, temel engellerin başında Filistin tarafları arasındaki uzlaşının eksikliği ve Gazze Yönetim Komitesi’nin kurulmamış olması geldiğini belirtiyor. Ayrıca Refah’taki savaşçı krizinin devam etmesi, ABD’nin Ukrayna gündemiyle meşgul olması ve Gazze’deki silahsızlandırma konusunun çözülememesi de süreci zorlaştırıyor. Uzmanlar, arabulucuların bu engelleri aşmak için daha yoğun çaba göstereceğini öngörüyor.

Hamas heyeti, hareketin baş müzakerecisi Halil el-Hayye başkanlığında, pazar günü Kahire’de Mısır Genel İstihbarat Servisi Başkanı Hasan Reşad ile bir görüşme yaptı. Görüşmede, iletişim kesilen Refah’taki Hamas savaşçılarının durumu ele alındı.

İsrail ve Filistin medyası, Refah tünellerinde yaklaşık 200 Hamas savaşçısının kuşatılmış durumda olduğunu ve bu alanın, 10 Ekim’den bu yana yürürlükte olan ateşkes kapsamında İsrail güçlerinin yeniden konuşlandığı bir bölge olduğunu bildiriyor.

Filistinli analist Muhtar Gabaşi’ye göre, Hamas savaşçılarının durumu, ikinci aşamanın önündeki asıl engel değil. ABD’nin toplantıya katılmaması ve İsrail’in ikinci aşamaya geçme konusunda isteksizliği süreci zorlaştıran diğer faktörler arasında.

Filistinli siyasi analist Abdulmehdi Mutava ise Filistin tarafları arasında Gazze Yönetim Komitesi konusunda uzlaşı eksikliği, silahsızlandırmanın nasıl yapılacağı sorusuna cevap verilmemesi ve bölgede görev yapacak uluslararası gücün belirlenmemesi gibi sorunlara dikkat çekti.

Kahire el-İhbariyye televizyonu, arabulucular ve garantörlerin toplantısına Mısır Genel İstihbarat Servisi Başkanı Hasan Reşad, Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ve Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın’ın katıldığını; toplantıda olası ihlallerin giderilmesi ve ateşkesin sabitlenmesi için önlemler üzerinde durulduğunu aktardı.

zxsdf
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki mülteci kampları, yağışların ardından sular altında kaldı. (AFP)

Kahire el-İhbariyye televizyonu, salı akşamı katılımcıların ABD Başkanı Donald Trump’ın savaş sonrası Gazze yönetimi için hazırlanan 20 maddelik planının ikinci aşamasının uygulanması ve ateşkes ihlallerinin önlenmesi konusundaki ortak çabaları görüştüğünü bildirdi. Amaç, ateşkesi kalıcı hale getirmek olarak açıklandı.

Türk bir yetkiliye göre MİT Başkanı, Kahire’de Mısırlı mevkidaşı ve Katar Dışişleri Bakanı ile bir araya gelerek, Gazze’deki ateşkesin ikinci aşamasına geçişi ve ABD ile koordinasyon içinde tüm engellerin kaldırılmasını ele aldı. Toplantının amacı, ateşkesin sürdürülmesini sağlamak ve yeni ihlallerin önüne geçmekti. Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre bu görüşme, Hamas heyetinin Mısır Genel İstihbarat Servisi Başkanı ile gerçekleştirdiği toplantıdan iki gün sonra yapıldı.

Hamas ile yapılan önceki görüşmede, ikinci aşamanın başlıca unsurları olarak Hamas’ın silahsızlandırılması, geçici bir yönetim otoritesinin kurulması ve Gazze’de istikrarı sağlamak için yabancı güçlerden oluşan uluslararası bir gücün konuşlandırılması ele alındı.

Filistinli analist Abdulmehdi Mutava, arabulucular ve garantörler arasındaki toplantıların kritik bir dönemde gerçekleştiğini belirterek, “Eğer arabulucular silahsızlandırma ve uluslararası güçlerin konuşlandırılması konusunda bir formül üzerinde anlaşırsa, işler olumlu yönde değişir; aksi halde birinci aşamada sıkışıp kalırız” dedi.

Muhtar Gabaşi ise ABD’nin sürece müdahil olmaması ve başka gündemlerle meşgul olmasının, ikinci aşamaya geçişi zayıflatacağını vurguladı.


Irak'taki büyük bir doğalgaz sahasındaki çalışmalar İHA saldırısının ardından askıya alındı

Irak Kürdistanı, Süleymaniye ilindeki Kormor gaz sahası (Arşiv- Reuters)
Irak Kürdistanı, Süleymaniye ilindeki Kormor gaz sahası (Arşiv- Reuters)
TT

Irak'taki büyük bir doğalgaz sahasındaki çalışmalar İHA saldırısının ardından askıya alındı

Irak Kürdistanı, Süleymaniye ilindeki Kormor gaz sahası (Arşiv- Reuters)
Irak Kürdistanı, Süleymaniye ilindeki Kormor gaz sahası (Arşiv- Reuters)

Irak Kürdistanı'ndaki Kormor gaz sahasındaki mühendisler, dün yaptıkları açıklamada, insansız hava aracı (İHA) saldırısının sahadaki faaliyetlerin askıya alınmasına neden olduğunu duyurdular.

Kürdistan Bölgesi Doğal Kaynaklar ve Elektrik Bakanlıkları ortak bir açıklamada, saldırının ardından bölgedeki tüm elektrik santrallerine gaz arzının durdurulduğunu açıkladı. Güvenlik kaynakları, sahadaki depolama tanklarını vuran saldırının yangına yol açtığını ve bazı işçilerin yaralandığını bildirdi.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre bir işçi, çalışanların daha fazla saldırı korkusuyla sığındıkları sahadaki sığınağın içinden, "Bir İHA, sahadaki büyük bir gaz depolama tesisine saldırarak büyük hasara yol açtı ve yangın hala devam ediyor" dedi. Rudaw'ın X internet sitesinde yayınladığı bir videoda, saldırının ardından bölgeden dumanların yükseldiği görülüyor

Ortak açıklamada, iki bakanlıktan ve sahayı işleten BAE merkezli şirket Dana Gas'tan ekiplerin şu anda olay yerinde inceleme yaptığı belirtildi. Saldırının faillerinin kimliği henüz belirlenemedi.

Bu, son günlerde sahaya yapılan ikinci İHA saldırısı. Pazar akşamı, Irak Kürt güvenlik güçleri, sahaya ulaşmasını engellemek için bir İHA’yı düşürdü.