Çinli siyasetçiyi ifşa ettikten sonra kaybolan tenis yıldızından "gelen" e-posta endişeleri artırdı

Çin devlet kanalı CGTN, eski başbakan yardımcısı Zhang Gaoli tarafından cinsel tacize uğradığını öne sürdüğü sosyal medya paylaşımından beri kendisinden haber alınamayan Çinli tenisçi Peng Shuai'nin kaleminden olduğu iddiasıyla mektup yayımladı.

Çinli tenisçi Peng Shuai, 2014'te çiftlerde 1 numaraya kadar yükselmişti (Reuters)
Çinli tenisçi Peng Shuai, 2014'te çiftlerde 1 numaraya kadar yükselmişti (Reuters)
TT

Çinli siyasetçiyi ifşa ettikten sonra kaybolan tenis yıldızından "gelen" e-posta endişeleri artırdı

Çinli tenisçi Peng Shuai, 2014'te çiftlerde 1 numaraya kadar yükselmişti (Reuters)
Çinli tenisçi Peng Shuai, 2014'te çiftlerde 1 numaraya kadar yükselmişti (Reuters)

Kadınlar Tenis Birliğinin (WTA) başkanı ve üst yöneticisi (CEO) Steve Simon'a yollanan mektupta, "Cinsel tacize uğradığım yönünde çıkan iddialar doğru değil. Kayıp veya güvenliğin olmadığı bir yerde değilim. Evimde dinleniyorum ve her şey yolunda. Beni önemsediğiniz için teşekkürler." ifadelerine yer verildi.
Mektuba rağmen Peng Shuai'nin tacize uğradığını iddia ettiği 2 Kasım'da attığı mesajdan bu yana kimseyle görüşmemesi veya sosyal medya hesaplarından paylaşım yapmaması, uluslararası tenis camiasında Çinli tenisçinin güvende olmadığına ilişkin şüpheleri daha da artırdı.
Steve Simon, WTA aracılığıyla yaptığı açıklamada, söz konusu mektubu 35 yaşındaki Çinli tenisçinin yazdığına inanmakta zorlandığını belirterek, "Bu mektup, onun nerede olduğuna veya güvenliğinin sağlanıp sağlanmadığına ilişkin endişelerimin daha da artmasına yol açtı. Peng Shuai, Çin hükümetinin eski en yüksek rütbedeki görevlilerinden birisi tarafından cinsel saldırıya uğradığını iddia ederek büyük bir cesaret örneği gösterdi. WTA ve dünyanın geri kalanı, onun güvende olduğuna ilişkin bağımsız ve doğrulanabilir kanıtlar bekliyor. Onunla iletişime geçmek için defalarca teşebbüste bulunmama rağmen başaramadım." değerlendirmesinde bulundu.
Peng Shuai'nin özgürce konuşmasına izin verilmesi gerektiğini vurgulayan Simon, "Kadının sesi, sansürlenmemeli veya kontrol altına alınmamalı. O sese kulak verilmeli ve saygı duyulmalı." ifadelerini kullandı.
Peng Shuai, 2013 ile 2018 yılları arasında Çin'de başbakan yardımcılığı görevini üstlenen Zhang tarafından üç yıl önce cinsel ilişkiye zorlandığı mesajını, ülkenin sosyal medya platformu Weibo'dan paylaşmıştı. Paylaşım, internetin devlet kontrolünde olduğu ülkede dakikalar içinde kaldırılmasına rağmen Çinli tenisçinin birkaç hayranı tarafından fotoğraflanarak yayılmıştı.
WTA, iddiaların şeffaf bir şekilde soruşturulmasını talep ederken, Profesyonel Tenisçiler Birliği (ATP) ise kınamıştı. Peng Shuai'nin güvenlik koşullarının belirsizliği üzerine yaşanan olaylar karşında Sırp Novak Djokovic, Japon Naomi Osaka ve Fransız Nicolas Mahut, Çinli tenisçiye destek mesajları yollamıştı.
Çiftlerde 2013 Wimbledon ile 2014 Fransa Açık şampiyonluğu bulunan ve o dönem dünya sıralamasının zirvesine çıkan Peng, teklerde ise klasmanda 14. sıraya kadar yükselmiş ve 2014 ABD Açık'ta yarı final oynamıştı.



‘Hayalet kamp’... Batı Şeria'da on binlerce kişi İsrail operasyonları nedeniyle yerinden edildi

Tulkerim Mülteci Kampı (DPA)
Tulkerim Mülteci Kampı (DPA)
TT

‘Hayalet kamp’... Batı Şeria'da on binlerce kişi İsrail operasyonları nedeniyle yerinden edildi

Tulkerim Mülteci Kampı (DPA)
Tulkerim Mülteci Kampı (DPA)

İsrail güçleri, işgal altındaki Batı Şeria'da büyüdüğü Tulkerim Mülteci Kampı’ndaki evleri yıkmaya başladığında Malik Lütfi, sahip olduğu birkaç dakika içinde ailesinin eşyalarından ne alacağını düşünürken kafası karışmıştı.

Altı çocuk babası 51 yaşındaki Lütfi, yakınlardaki Tulkerim kentinde küçük bir oda kiraladı. Ancak kuşatma altındaki kampta elektronik ev aletleri tamirhanesine erişimi olmadığı için kirayı ödeyecek geliri yok ve ailesinin geleceği konusunda endişeli.

asdfrgt
Tulkerim Mülteci Kampı’nda bir Filistinlinin üzerini arayan İsrail askeri (DPA)

Lütfi şunları söyledi: “Bizi 27 Ocak 2024'te yerlerimizden ettiler. Bizi evlerimizden çıkardılar ve geri gelmememizi söylediler. Bu yüzden altı aydır Tulkerim Mülteci Kampı’na dönmedik. Kendi başımıza oradan ayrıldık, çoğu insan yanına hiçbir şey almadı.”

Lütfi, durumu kendisinden daha kötü olan, aşırı kalabalık okullarda ya da tarım arazilerinde yaşamak zorunda kalan çok sayıda aile tanıdığını söyledi.

Lütfi, “Hükümetten ve insanların masraflarının karşılanması için yardım sözü veren hayırseverlerden yardım bekliyoruz” dedi.

cdfrgt
İsrail askerlerinin kestiği yolun kenarında bekleyen Tulkerim Mülteci Kampı sakinleri (DPA)

İşgal Edilmiş Topraklarda İnsan Hakları için İsrail Bilgi Merkezi (B'Tselem), İsrail operasyonlarının Batı Şeria'da Lütfi gibi on binlerce Filistinliyi evlerinden etmeye zorladığını bildirdi.

Bağımsız bir merkez olan B'Tselem, Tulkerim, Nur Şems ve Cenin mülteci kamplarında yaşayan yaklaşık 40 bin kişinin bu yıl askeri operasyonlar nedeniyle yerlerinden edildiğini belirtti.

İsrail, Batı Şeria'nın kuzeyindeki Tulkerim ve Cenin kentleri de dahil olmak üzere Filistinli militanların faaliyetlerine karşı harekete geçtiğini söylüyor.

Bir İsrail ordu sözcüsü dün yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bu, kuvvetlerin bölgede serbestçe hareket etmesine ve engellenmeden hareket etmesine izin vermek için binaların yıkılmasını gerektiriyor.”

dfvghy
Tulkerim Mülteci Kampı’ndaki İsrail askerleri (DPA)

Açıklamada, “Bu yapıları yıkma kararı operasyonel gerekliliğe dayanmaktadır ve alternatif seçenekler değerlendirildikten sonra alınmıştır” denildi.

İsrail'in yıkımları yaygın uluslararası eleştirilere neden oldu ve Filistinliler arasında İsrail'in 1967 savaşında ele geçirdiği Batı Şeria'yı resmen ilhak etmek için organize bir çaba içinde olduğuna dair korkuların arttığı bir döneme denk geldi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre görgü tanıkları, bu hafta buldozerlerin bina enkazları arasında ilerlediğini ve yeni yolların moloz ve beton bloklarla dolduğunu ifade etti. Bölge sakinleri kamyonların üzerine sandalye, battaniye ve mutfak aletleri gibi eşyalarını yığdı.

swdert
Tulkerim Mülteci Kampı’nda bir Filistinlinin kimliğini kontrol eden İsrail askeri (DPA)

Tulkerim Valisi Abdullah Kemyil, yıkımların son haftalarda arttığını, yakındaki Tulkerim ve Nur Şems mülteci kamplarında 106 ev ve 104 diğer yapının yıkıldığını açıkladı.

Kemyil, “Tulkerim Mülteci Kampı'nda yaşananlar İsrail'in siyasi kararıyla işlenen bir suçtur ve bunun güvenlikle hiçbir ilgisi yoktur” dedi.

Kemyil sözlerine şöyle devam etti: “Operasyon devam ediyor, altyapının yıkımı sürüyor. Kampta hiçbir şey bırakmadılar. Tulkerim Mülteci Kampı, çeşitli yerlerinde sadece keskin nişancıların bulunduğu bir ‘hayalet kamp’ haline geldi.”

İsrail'in Batı Şeria'nın kuzeyinde ocak ayında başlattığı operasyon, 20 yıl önceki İkinci İntifada’dan bu yana gerçekleştirilen en büyük operasyonlardan biri.

Operasyonda insansız hava araçları (İHA) ve helikopterler tarafından desteklenen birkaç ordu tümeninin yanı sıra on yıllardır ilk kez ağır savaş tankları da kullanılıyor.

ABD ve Katar'ın Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlama çabaları yoğunlaşırken, bazı uluslararası yetkililer ve insan hakları örgütleri de Batı Şeria'daki çalkantılı durumdan duydukları endişeyi dile getirdiler.

B'Tselem İletişim Direktörü Shai Barnes, “İsrail, Gazze Şeridi'ne yönelik mevcut saldırısında geliştirdiği taktik ve savaş doktrinlerini Batı Şeria'nın kuzeyinde de uygulamaya başladı. Bu, evlerin ve sivil altyapının kasıtlı ve yaygın bir şekilde tahrip edilmesini ve sivillerin ordunun savaş bölgesi olarak belirlediği alanlardan zorla göç ettirilmesini içeriyor” ifadelerini kullandı.

Hükümet içindeki ve dışındaki İsrailli aşırılık yanlıları, Filistinlilerin başkenti Doğu Kudüs olan ve Gazze Şeridi'ni de içine alacak bağımsız bir devlet kurmak istedikleri Batı Şeria'nın ilhak edilmesi için defalarca çağrıda bulundu.

İsrailli bakanlar Batı Şeria operasyonunun militan gruplarla mücadele dışında bir amacı olduğunu reddediyor. İsrail ordusu yaptığı açıklamada, uluslararası hukuka uyduğunu ve militanları hedef aldığını ifade etti.

Vali Abdullah Kemyil, yerinden edilmenin zaten ekonomik olarak zor durumda olan bir toplum üzerinde baskı yarattığını söyledi. Binlerce kişi camilere, okullara ve aileleriyle birlikte tıkış tıkış yaşadıkları evlere sığındı.

Altı ay sonra ilk kez geri dönen Lütfi, evlerdeki yıkımın boyutunun kendisini şok ettiğini söyledi.

Lütfi, “Çoğu insan gitti ve geri dönüp evlerine baktığınızda yıkılmış olduklarını görüyorsunuz. Yıkım çok büyük; geniş caddeler, altyapı, elektrik, internet… Eğer yeniden inşa etmek istiyorsanız, bu uzun zaman alacak” şeklinde konuştu.