İklim değişikliğinin şaşırtıcı etkisi: Dünya atmosferinin giderek yükseldiği keşfedildi

Atmosferdeki değişimin nedeni artan miktarlarda sera gazının atmosferde daha fazla ısı tutması

İnsan faaliyetleri, stratosferdeki ozon tabakasını inceltirken, troposferi kalınlaştırıyor (Unsplash)
İnsan faaliyetleri, stratosferdeki ozon tabakasını inceltirken, troposferi kalınlaştırıyor (Unsplash)
TT

İklim değişikliğinin şaşırtıcı etkisi: Dünya atmosferinin giderek yükseldiği keşfedildi

İnsan faaliyetleri, stratosferdeki ozon tabakasını inceltirken, troposferi kalınlaştırıyor (Unsplash)
İnsan faaliyetleri, stratosferdeki ozon tabakasını inceltirken, troposferi kalınlaştırıyor (Unsplash)

Yeni bilimsel araştırma, Dünya atmosferinin iklim değişikliği nedeniyle kalınlaşarak yükseldiğini ortaya koydu.
Son 40 yılda meteoroloji balonlarının Kuzey Yarımküre'de yaptığı ölçümler, Dünya atmosferinin en alt tabakası troposferin her 10 yılda yukarı doğru 50 metre genişlediğini gösterdi.
Hakemli bilimsel dergi Science Advances’ta yayımlanan araştırmanın ortak yazarı Bill Randel, "Bu, değişen atmosferik yapının açık bir işaretidir" diye konuştu:
"Bu bulgular, iklim değişikliğinin diğer tüm kanıtlarına ek olarak, sera gazlarının atmosferimizi değiştirdiğini teyit ediyor."
Troposfer, canlıların içinde yaşadığı ve havayı soluduğu tabaka diye de biliniyor. Bu tabaka kutuplarda deniz seviyesinin 7 kilometre üzerine, tropik bölgelerde ise 20 kilometre üzerine kadar çıkıyor.
Troposfer aynı zamanda en fazla ısı ve nem içeren atmosfer tabakası olduğu için birçok atmosferik hava olayının meydana geldiği yer konumunda.
Örneğin atmosferdeki hava, sıcakta genişleyip soğukta büzüldüğü için troposferin tropopoz adı verilen üst sınırı, mevsimlerin değişmesiyle doğal olarak inceliyor veya genişliyor.
Öte yandan 20 ila 80 derece kuzey enlemlerinden alınan basınç, sıcaklık ve nem gibi atmosferik verileri analiz ederek bunları GPS verileriyle eşleştiren araştırmacılar, tropopozun hiç olmadığı kadar yükseldiğini keşfetti. Bunun nedeni ise artan miktarlarda sera gazının atmosferde daha fazla ısı tutmasıydı.
Dahası, genişleme hızının da arttığı tespit edildi. Topopoz 1980 ve 2000 arasında her 10 yılda yaklaşık 50 metre, 2001 ve 2020 arasında ise her 10 yılda 53,3 metre yükselmişti.
Ölçümlerin yapıldığı enlemlerdeki volkanik patlamalar gibi ısıtıcı doğal olayları da hesaba katan araştırmacılar, insan faaliyetlerinin bu yükselişin yüzde 80'inden sorumlu olduğunu hesapladı.
Bilim insanları, yükselen tropopozun iklimi veya hava durumunu nasıl etkileyeceğinden emin değil.
Ancak örneğin, uçakların türbülanstan kaçınmak için atmosferde daha yükseğe çıkması gerekebilir.
 
Independent Türkçe, Livescience



Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)
TT

Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)

Andrew Griffin 

Evrenin erken dönemlerinden gelen bir radyo sinyali, çevremizdeki her şeyin nasıl başladığını anlamamızı sağlayabilir.

21 santimetre sinyali diye bilinen bu sinyal, ilk yıldızların ve galaksilerin nasıl yanmaya başladığını ve evreni karanlıktan ışığa nasıl çıkardığını nihayet anlamamızı mümkün kılabilir.

Cambridge Üniversitesi'nden makalenin ortak yazarı Anastasia Fialkov yaptığı açıklamada, "Bu, karanlık evrendeki ilk ışığın nasıl ortaya çıktığını öğrenmek için eşsiz bir fırsat" diyor. 

Soğuk, karanlık bir evrenden yıldızlarla dolu bir evrene geçiş hikayesini yeni yeni anlamaya başlıyoruz.

Sinyal, 13 milyar yıldan fazla bir süre önceden, Büyük Patlama'nın sadece 100 milyon yıl sonrasından bize ulaşıyor. Zayıf parıltı, yıldızların oluştuğu uzay bölgeleri arasındaki boşluğu dolduran hidrojen atomları tarafından yaratılıyor.

Bilim insanları artık bu sinyalin doğasını kullanarak erken evreni daha iyi anlayabileceklerine inanıyor. Bunu, evrenin başlangıcıyla ilgili verileri ortaya çıkarmak için radyo sinyallerini yakalamaya çalışacak REACH (Radio Experiment for the Analysis of Cosmic Hydrogen / Kozmik Hidrojen Analizi için Radyo Deneyi) adlı radyo anteniyle yapacaklar.

Araştırmacılar bu projenin nasıl işleyeceğini daha iyi anlamak için REACH ve Kilometre Kare Dizisi adlı başka bir projenin, ilk yıldızların kütleleri ve diğer ayrıntıları hakkında nasıl bilgi sağlayabileceğini öngören bir model oluşturdu.

Profesör Fialkov, "İlk yıldızların kütlelerinin 21 santimetre sinyaline bağımlılığını ve ilk yıldızlar öldüğünde üretilen, X ışını ikililerinden gelen ultraviyole yıldız ışığı ve X ışını emisyonlarının etkisi de dahil olmak üzere tutarlı bir şekilde modelleyen ilk grubuz" diyor.

Bu bilgiler, Büyük Patlama'nın ürettiği hidrojen-helyum bileşimi gibi, evrenin ilkel koşullarını birleştiren simülasyonlardan elde edildi.

REACH teleskobunun baş araştırmacısı ve çalışmanın ortak yazarı Eloy de Lera Acedo, "Bildirdiğimiz tahminler, evrendeki ilk yıldızların doğasını anlamamız açısından muazzam önem taşıyor" ifadelerini kullanıyor.

Radyo teleskoplarımızın, ilk yıldızların kütlesi ve ilk ışıkların bugünkü yıldızlardan ne kadar farklı olabileceği hakkında ayrıntılı bilgiler verebileceğine dair kanıt sunuyoruz.

REACH gibi radyo teleskopları, evrenin bebeklik döneminin gizemlerini çözme yolunda umut vaat ediyor ve bu tahminler, Güney Afrika'daki Karoo'dan yaptığımız radyo gözlemlerine rehberlik etmesi açısından hayati önemde.

Çalışma, hakemli dergi Nature Astronomy'de yayımlanan "Determination of the mass distribution of the first stars from the 21-cm signal" (21 santimetre sinyalinden ilk yıldızların kütle dağılımının belirlenmesi) başlıklı yeni bir makalede anlatılıyor.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/space