Türkiye’nin düşürdüğü Rus savaş uçağının pilotu Peşkov'u konu alan film gösterime giriyor

Bugün gösterme giren filmi izlemek ‘askeri bir görev’

Bir pilotun 2015 yılında Lazkiye'deki Hmeymim Hava Üssü’ne dönüşü sırasında ölümüyle ilgili sahnenin çekimlerinden bir kare (RT)
Bir pilotun 2015 yılında Lazkiye'deki Hmeymim Hava Üssü’ne dönüşü sırasında ölümüyle ilgili sahnenin çekimlerinden bir kare (RT)
TT

Türkiye’nin düşürdüğü Rus savaş uçağının pilotu Peşkov'u konu alan film gösterime giriyor

Bir pilotun 2015 yılında Lazkiye'deki Hmeymim Hava Üssü’ne dönüşü sırasında ölümüyle ilgili sahnenin çekimlerinden bir kare (RT)
Bir pilotun 2015 yılında Lazkiye'deki Hmeymim Hava Üssü’ne dönüşü sırasında ölümüyle ilgili sahnenin çekimlerinden bir kare (RT)

Bugün Rusya’nın onlarca şehrinde, Suriye savaşını konu alan ilk uzun metrajlı film gösterime giriyor. Rusya Savunma Bakanlığı’nın himayesinde çekilen filmin yapımcıları, filme ‘Nebo’ (Gökyüzü) adını vermeyi tercih ettiler. Film, 2015 yılında bir uçuşun ardından üssüne dönerken hayatını kaybeden bir Rus pilotun gerçek hikayesine dayanıyor.
Bu yüzden filmin adı, bir yandan pilotun hikayesini yansıtmak, diğer yandan da onu aktarmak için özenle seçilmiş gibi görünüyor.  Bir Rus eleştirmene göre film, ‘Suriye'deki savaşta yaşananlara yukarıdan hakim bir bakış açısı’ sunuyor.
Film, bir Suhoy Su-24 model savaş uçağıyla 24 Kasım 2015 tarihinde muharebe görevinden dönerken bir Türk savaş uçağı tarafından vurularak düşürülen uçağın pilotları Oleg Peşkov ve Konstantin Murakhtin'in hikayesine dayanıyor.
Olayda pilotlar paraşütleriyle atlayarak kazadan kurtulmayı başarsalar da, Oleg Peşkov, paraşütle indiği sırada Suriyeli silahlı kişilerce kaza yerinde vurularak öldürüldü. Yardımcı pilot Konstantin Murakhtin ise olay yerinden kaçarken Hizbullah tarafından karada desteklenen Rus güçleri Murakhtin’e ulaşmayı ve onu Hmeymim Hava Üssü’ne transfer etmeyi başardılar.
Hararetli tartışmalara yol açan olay, Moskova ile Ankara arasında neredeyse bir askeri çatışmaya neden oluyordu.
Peşkov'a ölümünden sonra 'Rusya Kahramanı' unvanı verilirken ve Hmeymim Hava Üssü’nde adına bir anıt dikildi.
Gökyüzü filminin yapımcıları 2017 yılından bu yana hikayeyi beyaz perdeye aktarmak için proje üzerinde düşünseler de yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının patlak vermesi başta olmak üzere birçok engel nedeniyle 2019 yılında gösterime girmesi beklenen filmi, ancak Kasım 2021’de izleyicilerin beğenisine sunabildiler.
Askeri film için dış sahnelerin çekimleri 2020 sonbaharında Kırım'da başladı. Ardından film ekibi, Suriye ve Rusya'daki gerçek askeri tesislerde çekimlere başladı. Oyuncuların sahada çalışması gerekiyordu. Filmin başrol oyuncuları, Özel Harekat Kuvvetleri tarafından aktif olarak kullanılan askeri üsde askerlerle birlikte birkaç ay boyunca eğitim aldılar. Filmin sahnelerinin büyük bölümü, Rusya Ulusal Savunma Merkezi, Lipetsk Pilot Eğitim Merkezi ve Suriye'deki Hmeymim Hava Üssü dahil olmak üzere Rusya Savunma Bakanlığı'na ait gerçek tesislerde çekildi.
Türkiye o dönem Rus savaş uçağının, sınırı ihlal ettiğini ve bu durumun, uçağın vurulması kararıyla sonuçlandığını açıkladı. Ancak Moskova, uçağın sınırı ihlal ettiğine dair verilerin doğruyu yansıtmadığını öne sürerek uçağın düştüğü yerin, uçağın Türkiye sınıra yakın bir yerde ama Suriye sınırları içinde uçtuğunu gösterdiğini belirtti.
Ancak filmin ana konusu, kazanın nedenleriyle ilgili tartışmalar değil. Rusya Savunma Bakan Yardımcısı Andrey Kartapolov, filmle ilgili yorumda, “Film bize Suriye'deki olayları ayrıntılı olarak anlatan eşsiz bir tablo sunuyor” ifadelerini kullandı. Savunma Bakanı Sergey Şoygu ise filmin Rusya Silahlı Kuvvetleri'nde gösterimi zorunlu filmler listesine dahil edilmesi talimatı verdi.
Hayatta yardımcı pilot Murakhtin, yapımcıların filmi gerçek olaylara olabildiğince yakın hale getirmesine yardımcı olan bilgileri ve ayrıntıları vererek baş danışman olarak film ekibinde yer aldı.
Filmin yönetmeni Igor Kopylov, filmle ilgili değerlendirmesinde şunları söyledi:
“Filmin temelini oluşturan hikaye, sadece çok zor bir konu olduğu için değil, aynı zamanda yakın dönemle ilgili bir hikaye olduğu için oldukça değerli.  Yeterince tarihi projem oldu. Ama burada gerçek ve kahramanlarının çoğunun hala hayatta olduğu bir hikayeden bahsediyoruz. İtiraf etmeliyiz ki tüm ekibimiz son derece endişeliydi. Çünkü gerçek modelleri somutlaştırıyorduk ve onları yanlış bir şekilde sunmaya hakkımız yoktu.”
Filmde pilot Peşkov’u Rus aktör Igor Petrenko canlandırırken yardımcı pilot rolü ise aktör Ivan Batarev tarafından üstlenildi. Aktör Petrenko, Savunma Bakanlığı’nın himayesinde düzenlenen filmin galasında gazetecilere yaptığı açıklamada, “Film boyunca etrafıma bakıp öyle ya da böyle bir şekilde filmin eleştirilmesini bekledim” şeklinde konuştu. Aktörün bu ifadeleri, olayın beyaz perdeye taşınarak büyük bir sorumluluk üstlenilmesinden duyulan endişeyi yansıtıyordu. İkinci pilotu oynayan Ivan Batarev de Petrenko ile aynı fikirdeydi.
Gökyüzü, Suriye savaşını konu alan ilk uzun metrajlı film olarak tanımlansa da, Ruslar, birkaç ay önce de‘Palmyra’(Palmira/Tedmur)  adı verilen ve yapımcıların bakış açısından Suriye olayını aktaran uzun metrajlı bir film izlediler. Güçler dengesini değiştirebilen bir kahramana güvenilen filmde bol aksiyon sahneleri yer aldı. Film, kızı bir terörist grubun propagandasından etkilenerek Suriye'ye giden Dağıstanlı bir doktorun yaşadığı olayları konu alıyor. Arthur adlı doktor, sınırı geçerek ve adeta bir Amerikan Rambosu gibi maceralar yaşayarak kızını kurtarma serüvenine başlıyor.
Filmin yönetmeni Ivan Bolotnikov, filmin ‘bir kişiyi kurtarmak dünyayı kurtarmaktır’ ifadesinden yola çıkarak ahlaki mesajını verdiğini söyledi. Ancak Rus uzmanlar, iki film arasında yaptıkları karşılaştırmada, diğeri gibi yine Rusya Savunma Bakanlığı’nın himayesinde gerçekleşen Palmira'nın belgelerle çok daha fazla haşır-neşir olduğunu, Gökyüzü filminin ise üzerinde yapılan uzun bir kurgusal çalışmayı yansıttığını düşünüyorlar.



Beyaz Saray: Amerika ve Ukrayna'nın barış anlaşması konusunda iki noktada anlaşamadığı belirtiliyor

Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt, gazetecilere yaptığı açıklamadan bir kare (EPA)
Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt, gazetecilere yaptığı açıklamadan bir kare (EPA)
TT

Beyaz Saray: Amerika ve Ukrayna'nın barış anlaşması konusunda iki noktada anlaşamadığı belirtiliyor

Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt, gazetecilere yaptığı açıklamadan bir kare (EPA)
Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt, gazetecilere yaptığı açıklamadan bir kare (EPA)

Beyaz Saray Sözcüsü Karolyn Leavitt, dün yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump ile Ukraynalı mevkidaşı Volodimir Zelenskiy arasında bu hafta herhangi bir görüşme planlanmadığını söyledi.

Reuters'a konuşan kaynaklar, Zelenskiy'nin bu hafta Trump ile Ukrayna'daki savaşı sona erdirme planının hassas yönlerini görüşmek üzere Amerika Birleşik Devletleri'ne gidebileceğini söyledi.

Leavitt, Washington ve Kiev'in Rusya'nın Ukrayna'daki savaşını sona erdirme amaçlı olası bir anlaşma konusunda verimli görüşmelerde bulunduğunu ve hâlâ "sadece iki anlaşmazlık noktası" olduğunu ifade etti.

Fox News'in The Story programına verdiği röportajda, ABD Başkanı Donald Trump'ın savaşı sona erdirmek için bir anlaşmaya varma olasılığı konusunda iyimser olduğunu belirtti.

Leavitt, özellikle Cumhuriyetçi Parti içinden Başkan Donald Trump'a yöneltilen, Trump'ın Ukrayna'daki çatışmayı sona erdirme çabalarında Rusya'ya karşı taraflı davrandığını eleştirilerine yanıt verdi.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Beyaz Saray sözcüsü, "Amerika Birleşik Devletleri'nin bu savaşı sona erdirmek için her iki tarafla da eşit şartlarda çalışmadığı" fikrinin tamamen yanlış olduğunu belirtti.

Levitt, Trump'ın, Rusya'nın Ukrayna'yı işgaliyle başlayan savaşı sona erdirmek için bir plan üzerinde çalışma olasılığı konusunda "iyimserlik ve umut" ifade ettiğini söyledi.

Benzer bir bağlamda, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün yaptığı açıklamada, ABD ve Avrupa ile görüşülen önerilen barış planının "doğru" noktalar içerdiğini, ancak Amerikalı mevkidaşı Donald Trump ile görüşeceği hassas konular olduğunu söyledi.

Zelenskiy, dün akşam televizyonda yaptığı konuşmada, "Cenevre görüşmelerinin ardından, şu an itibarıyla daha az madde var- artık 28 değil- ve bu çerçeveye önemli sayıda doğru unsur dahil edildi" dedi.

Zelenskiy, "Ekibimiz bugün yeni taslak adımlar hakkında bir rapor sundu ve bu gerçekten doğru bir yaklaşım. Hassas konular ve en hassas noktalara gelince, bunları Başkan Trump ile görüşeceğim" ifadesini kullandı.

ABD yönetiminin önerdiği plana göre Moskova'nın hak iddia ettiği doğu Ukrayna'daki Donetsk ve Luhansk bölgeleri ile Rusya'nın 2014'te ilhak ettiği Kırım Yarımadası, ABD de dahil olmak üzere "fiilen Rus toprağı olarak tanınacak".

28 maddelik Amerikan planı, iki güney bölgesinin, Herson ve Zaporijya'nın bölünmesini öngörüyor. Kiev mevcut formülü kabul ederse, NATO'ya katılma hedefinden de vazgeçmeli ve bunu anayasasına dahil etmelidir.

Planda ayrıca Ukrayna ordusunun 600 bin askerle sınırlandırılması, NATO'nun Ukrayna'ya asker konuşlandırmaması, ancak Avrupa savaş uçaklarının Kiev'i korumak için Polonya'da konuşlandırılması öngörülüyor.


Trump, yapay zeka temelli bilimsel araştırmaları hızlandırmak için “Genesis Misyonu” kararnamesini imzaladı

Trump, Beyaz Saray'ın Oval Ofisi'nde imzaladığı bir başkanlık kararnamesini elinde tutarken (Arşiv - Reuters)
Trump, Beyaz Saray'ın Oval Ofisi'nde imzaladığı bir başkanlık kararnamesini elinde tutarken (Arşiv - Reuters)
TT

Trump, yapay zeka temelli bilimsel araştırmaları hızlandırmak için “Genesis Misyonu” kararnamesini imzaladı

Trump, Beyaz Saray'ın Oval Ofisi'nde imzaladığı bir başkanlık kararnamesini elinde tutarken (Arşiv - Reuters)
Trump, Beyaz Saray'ın Oval Ofisi'nde imzaladığı bir başkanlık kararnamesini elinde tutarken (Arşiv - Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, araştırmaları hızlandırmak ve bilimsel atılımlar gerçekleştirmek için yapay zekayı (AI) kullanmaya yönelik olan ‘Genesis Mission’ isimli ulusal girişimi başlatan kararnameyi imzaladı.

Genesis Mission, yapay zeka kullanarak kamu araştırmalarından bilimsel veriler toplayabilen bir platform oluşturmayı amaçlıyor. Başkanlık kararnamesine göre bu alan yeni yapay zeka modellerinin geliştirilmesine, araştırmanın belirli aşamalarının otomatikleştirilmesine ve yeni hipotezlerin test edilmesine olanak tanıyacak.

ABD Enerji Bakanı Chris Wright, telefonla düzenlediği basın toplantısında çip devleri Nvidia ve AMD'den bahsetti. Ayrıca, bulut bilişim şirketleri Dell ve HP'nin de projenin ortakları olduğunu belirten Bakan Wright, başka şirketlerin de projeye katılacağını kaydetti.

Genesis Mission girişimi, laboratuvarlar ve devlet kurumları arasında veri toplamanın yanı sıra platform kullanıcılarına yeterli bilgi işlem gücü sağlamak için büyük bulut altyapılarının kullanılmasını da öngörüyor. Dün yayınlanan başkanlık kararnamesi, Enerji Bakanlığı'na, nükleer füzyondan yarı iletken üretimine kadar çeşitli alanlarda keşifleri hızlandırmak için ülkenin süper bilgisayarlarını, federal bilimsel veri setlerini ve araştırma tesislerini bir araya getiren entegre bir yapay zeka platformu kurma yetkisi veriyor.

Kararname metninde, “ABD, yapay zeka geliştirme alanında küresel teknolojik üstünlük için rekabet ediyor” deniyor. Yapay zeka, ‘bilimsel keşif ve ekonomik büyüme için önemli bir sınır’ olarak tanımlanıyor. Girişimin merkezinde, araştırmacılara yüksek performanslı bilgi işlem kaynaklarına, yapay zeka modelleme araçlarına ve bilimsel modelleri eğitmek ve araştırmaları otomatikleştirmek için geniş federal veri koleksiyonlarına erişim sağlayacak olan Amerikan Bilim ve Güvenlik Platformu yer alıyor.

Öncelikli alanlar arasında ileri imalat, biyoteknoloji, biyomalzemeler, nükleer enerji, kuantum bilişim ve yarı iletkenler bulunuyor. Tüm bunlar, ABD'nin Çin'den artan rekabetle karşı karşıya olduğu alanlar. Başkanlık kararnamesi, hassas araştırmaların güvenliği için sıkı siber güvenlik önlemleri alınarak özel şirketler, üniversiteler ve ulusal laboratuvarlarla iş birliği yapılmasını öngörüyor.


Tayvan Başbakanı: Çin'e geri dönmek Tayvan halkı için bir seçenek değil

Çin ve Tayvan bayrakları (Reuters)
Çin ve Tayvan bayrakları (Reuters)
TT

Tayvan Başbakanı: Çin'e geri dönmek Tayvan halkı için bir seçenek değil

Çin ve Tayvan bayrakları (Reuters)
Çin ve Tayvan bayrakları (Reuters)

Tayvan Başbakanı Chu Jung-tae, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı telefon görüşmesinde Pekin'in Tayvan üzerindeki egemenlik iddialarını güçlendirmesinin ardından bugün yaptığı açıklamada, adanın 23 milyonluk nüfusu için Çin'e geri dönmenin bir seçenek olmadığını söyledi.

Şi dün Trump'a, II. Dünya Savaşı'nın sonunda "Tayvan'ın Çin'e dönmesinin" Pekin'in dünya düzeni vizyonunun önemli bir parçası olduğunu söyledi. Tayvan'ın demokratik olarak seçilmiş hükümeti, Çin'in bu tutumunu şiddetle reddediyor.

Chu, parlamento dışında gazetecilere yaptığı açıklamada, Tayvan'ın "tamamen bağımsız ve egemen bir ülke" olduğunun tekrar vurgulanması gerektiğini söyledi. "Ülkemizin 23 milyonluk nüfusu için (geri dönmek) bir seçenek değil, bu çok açık" ifadelerini kullandı.