Erkeklerin kaşları yaşlandıkça neden gürleşir?

Uzmanlar kaşların yaşlanmadan nasıl etkilendiğini aktardı

2004 yapımı Kill Bill: Vol. 2'nin önde gelen karakterlerinden Pai Mei, uzun ve beyaz kaşların sembollerinden biri (IMDb)
2004 yapımı Kill Bill: Vol. 2'nin önde gelen karakterlerinden Pai Mei, uzun ve beyaz kaşların sembollerinden biri (IMDb)
TT

Erkeklerin kaşları yaşlandıkça neden gürleşir?

2004 yapımı Kill Bill: Vol. 2'nin önde gelen karakterlerinden Pai Mei, uzun ve beyaz kaşların sembollerinden biri (IMDb)
2004 yapımı Kill Bill: Vol. 2'nin önde gelen karakterlerinden Pai Mei, uzun ve beyaz kaşların sembollerinden biri (IMDb)

Pek çok erkek yaşlandıkça saçlarını kaybederken kaş, kulak ve burun kılları giderek uzun ve hacimli bir hal alıyor.
Kadınlarda ise bunun aksine hem saçlar hem de kaşlar incelme eğilimi gösterirken kelleşme görülmüyor.
Peki erkeklerin yüz kıllarının giderek uzamasını sağlayan ne? İşte uzmanların yanıtı…

Kadın ve erkek arasındaki fark: Östrojen ve testosteronun etkisi
Uzmanlara göre erkeklerin yüz kılları, yüksek hormon düzeylerinden yani testosterondan etkilenmeye yaşlılıkta da devam ediyor. Kadınlarda ise hormon üretimi yaşla birlikte azaldığı için tam tersi yaşanıyor.
ABD’deki Chicago Cilt Kliniği’nden dermatolog Dr. Danilo Del Campo, testosteron gibi erkek hormonlarının zamanla kıl kökleri üzerinde daha büyük etkileri olduğunu aktarıyor. Ancak dermatoloğa göre kadınlarda kıl büyümesini ve hacmini artıran östrojen hormonu menopozdan sonra azalma eğilimi gösteriyor.
Öte yandan Kaliforniya’daki Premier Dermatology’nin başhekimi Dr. Marie Jhin, kılın nerede uzadığı, ne kadar hızlı uzadığı, dokusu ve rengi gibi özelliklerin genetik, yaş, beslenme ve sağlık durumuna da bağlı olduğunu söylüyor. Livescience'a konuşan Jhin sözlerine şöyle devam ediyor:
"Ancak yaşlandıkça hormonların ve hormonlara verilen tepkilerin değişmesi, erkekler ve kadınların yüz kılları arasındaki farkın temel nedenidir."

Kaş ve kafa derisindeki kıllar yaşlanmadan farklı etkileniyor
Vücuttaki tüm kıllar folikül adı verilen kıl köklerinden çıkıyor. Bu foliküllerin yaşam döngülerinin üç aşaması bulunuyor: Büyüme evresi (anajen), iki haftalık geçiş evresi (katajen) ve aylarca süren uyku evresi (telojen).
Vücudun farklı bölgelerindeki kıllar, bu aşamaların uzunlukları farklı olduğu için farklı sürelerde uzuyor. Del Campo, saç derisinin en uzun anajen fazına sahip olduğunu vurguluyor.
Ancak bu evrelerin uzunlukları da vücutta dolaşan hormonlardan etkileniyor. Del Campo’ya göre erkek hormonları diye bilinen, aralarında üreme hormonu testosteronun da bulunduğu androjen hormonları bu evreler üzerinde özellikle etkili. Zira androjenler, erkeklerin saçlarının daha hızlı uzamasının da nedeni.
Üstelik erkekler yaşlandıkça bazı kıl kökleri zamanla bu hormonlara karşı daha duyarlı hale geliyor. Dr. Jihn’e göre foliküller androjenlere karşı daha duyarlı hale geldikçe, hormonlar onları anajen fazda daha uzun süre tutuyor. Bu da yaşla birlikte kaş, burun ve kulak gibi yerlerdeki kılların gürleşmesine yol açıyor.
Öte yandan kafa derisindeki kıl kökleri testosterona farklı tepki veriyor ve testosteron seviyeleri arttığında bu derideki folikül evreleri kısalıyor. Bazı yaşlı erkeklerin kaş, burun ve kulak kılları gürken kafa derilerinin kelleşmesi de bundan kaynaklanıyor.
Del Campo, "Erkek kaşları daha ileri yaşlara kadar büyümeye devam etme eğilimindedir ve bu aynı zamanda kulak ve burun kılları için de geçerlidir" ifadelerini kullanıyor.
Jihn ise bu hormonlar nedeniyle kadın ve erkeklerde saç dökülmesinin farklı seyrettiğini vurguluyor:
Erkekler 70 yaşına kadar androjen üretmeye devam ederken, 50 yaş civarında menopozla birlikte kadınların hormonları tükeniyor.
 
"Independent Türkçe, Livescience"



DNA analizi, Maya uygarlığının çöküşüne ışık tuttu

Copán'daki bir anıt (AFP)
Copán'daki bir anıt (AFP)
TT

DNA analizi, Maya uygarlığının çöküşüne ışık tuttu

Copán'daki bir anıt (AFP)
Copán'daki bir anıt (AFP)

Honduras'taki Copán antik kentinin kalıntılarından çıkarılan iskeletler, Maya uygarlığının çöküşüne dair ipuçları verdi.

Halihazırda Unesco Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Copán, MS 3. ve 10. yüzyıllar arasındaki Klasik Maya döneminde gelişti.

Daha önceki araştırmalar, Copán'ın 400 yıl boyunca Orta Amerika'nın aşağı kesimlerini Güney Amerika'ya bağlayan önemli bir kavşak noktası olduğunu göstermişti. 

Hakemli dergi Current Biology'de yayımlanan yeni araştırmaya göre "MS 426 veya 427'de şehir, yaklaşık 400 yıl sürecek bir kraliyet hanedanlığının kurulmasına tanık oldu".

Harabelerde bugüne kadar yapılan kazılar, yöneticilerin muhtemelen adak kurbanlarla birlikte gömüldüğü bir kraliyet mezarına odaklandı. Ancak antik Copán halkının genetik kökenleri belirsizliğini koruyor.

Yeni genom çalışması, bu nüfusun büyük ihtimalle nereden geldiğini gösteriyor ve şehrin yaklaşık 1200 yıl önce "çarpıcı bir şekilde küçüldüğünü" ortaya koyuyor.

Araştırmacılar, Copán arkeolojik kazı alanında çıkarılan ve aralarında antik kentin yöneticisi olabilecek bir kişinin de bulunduğu 7 insan kalıntısının genomunu inceledi.

Analizde ayrıca Kuzey, Orta ve Güney Amerika'daki antik Maya yerleşimlerinden elde edilen ve daha önceki çalışmalarda yayımlanan DNA verileri de kullanıldı.

Klasik dönem boyunca antik kentin nüfusunun kökenleri ve dinamiklerini ilk kez ortaya çıkararak uygarlığın çöküşüne daha fazla ışık tuttu.

uı8o9p0
Copán'da yontulmuş bir taş (AFP)

Copán halkının atalarının Meksika ve Belize dahil kuzey bölgelerle etkileşime girdiği bulundu. Maya halkının Meksika'nın orta kısmındaki yaylalarda yaşayanlarla bağlantıları olduğu, geçmişte sadece teorik olarak öne sürülmüştü.

Analizler ayrıca Copán harabelerindeki halkın, And Dağları, Brezilya ve Arjantin'deki çağdaş popülasyonlar da dahil modern Maya halkıyla güçlü bir genomik bağlantısı olduğuna işaret ediyor.

frgtyhu7ı8
Copán harabelerindeki turistler (AFP)

Çalışmanın bir diğer kilit bulgusuysa, Maya uygarlığının nüfusunun geç Klasik dönemde muazzam bir düşüş gösterdiği.

Araştırmacılar, bu sonucun diğer Klasik Maya şehirlerinin de terk edildiği zamana denk geldiğini belirtiyor. Bilim insanları şu ifadeleri kullanıyor:

Aynı dönemde And Dağları'nda da bir düşüş gözlemleniyor. Yine de And Dağları'ndaki nüfus, muhtemelen İnka uygarlığının yükselip genişlemesiyle bağlantılı olarak daha sonraki dönemlerde yeniden artış gösterdi.

Araştırmacılar, nüfus yoğunluğundaki düşüşün, Klasik Maya uygarlığının nihai çöküşüne yol açtığı sonucuna vardı.

9. ve 11. yüzyıllar arasındaki bu dönemde sık sık şiddetli kuraklıklar yaşanıyor, bu da iç çatışmalara, toplumsal istikrarsızlığa ve nihai çöküşe katkıda bulunuyordu.

Çalışmada şu ifadelere yer verildi: 

Etkili nüfus büyüklüğü tahminleri, Klasik dönemin sonunda bir düşüşe işaret ederken Klasik Maya uygarlığı bu dönemde geniş çaplı istikrarsızlık yaşıyor ve çöküyor.

Independent Türkçe