Mescid-i Aksa'nın pencereleri: Güneş ışığına açık 56 göz

Filistinlilerin ürettiği, Kuran ayetleri, hadisler ve narin geometrik şekillerle bezenmiş tablolar

Mescid-i Aksa'nın pencereleri: Güneş ışığına açık 56 göz
TT

Mescid-i Aksa'nın pencereleri: Güneş ışığına açık 56 göz

Mescid-i Aksa'nın pencereleri: Güneş ışığına açık 56 göz

Güneş her sabah Mescid-i Aksa'nın pencerelerine vurur ve sıcak ışınları vitray camlardan sızarak parlak renkleriyle yansıdığı yeri boyar.
Mescid-i Aksa'nın pencereleri, Kuran ayetleri, hadisler, nefis çizimler ve özenle çizilmiş geometrik şekillerle düşüncelere dalıp giden ziyaretçilerin önlerinde donup kaldığı sanatsal panolarıyla İslam mimarisinin hikayesini anlatan birer şahittir.

56 pencere
56 penceresi, üzerlerindeki süslemelerin şeffaf gölgesinin içeride çizdiği resimleri boyaması için makaralar döndüğü andan itibaren gün doğumundan gün batımına kadar güneş ışığına kapılarını açar.
Duvarı yaklaşık bir metre kalınlığında olan Kıble Mescidi'nin pencereleri, iç ve dış olmak üzere çift katlıdır. Dış cephe şeffaf cam geçmeli geometrik alçı formlarla tasarlanırken, iç cephe bitki resimleri ve geometrik çizimlerle renkli camla dekore edilmiştir.
Kudüs'teki İslami Vakıflar Dairesi, birkaç ay önce Mescid-i Aksa'nın avlusunda ibadet edenlerle İsrail polisi arasında çıkan çatışmalarda Mescid-i Aksa'nın yaklaşık on penceresinin hasar gördüğünü bildirdi.
İsrail polis sözcüsü, camların kırılmasıyla ilgili sorular sorulduğunda, konunun ‘incelenmekte’ olduğunu söyledi.
Mescid-i Aksa'nın İmar Dairesi Müdürü Bessam el-Hallak, " Herkes, Kıble Mescidi’nde son zamanlarda işgal yetkilileri tarafından kırılan birden fazla penceremiz olduğunu biliyor. Çatılara çıkıp, caminin içinde ibadet edenlere sis bombası ve gaz bombası atmak için dış ve iç camları kırdılar” dedi.

6 aylık çalışma
Mescid-i Aksa meydanındaki ofisinde Hallak, Reuters’e verdiği demeçte, camı kırmanın bir dakikadan az bir süre gerektirdiğini ancak işlemelerinin yapılmasının altı ay sürdüğünü ifade etti. Bunun Mescid-i Aksa’ya açık bir saldırı olduğunun altını çizdi.
Hallak, Mescid-i Aksa pencerelerindeki camlarda vitray sanatının işlendiğini belirtti. Mescid-i Aksa'nın İmar Dairesi Müdürü, "Bu pencereler Filistinli teknisyenler tarafından imar atölyesinde yapılıyor ve hepsi el işi, makinelerle yapılan herhangi bir şey yok. Her bir pencerenin hazırlanması altı aylık bir çalışma gerektiriyor" dedi.
Bessam el-Hallak, “Alçı pencereler iç ve dış olmak üzere iki taraflı işlemelidir. Birincisi bitkisel şekillerden oluşan süslemelerden, ikincisi ise çoğu daire olan geometrik şekillerden oluşuyor” ifadelerini kullandı. Hallak, biri dış diğeri iç olmak üzere iki pencerenin varlığının sebebini, güneş ışığının camiye girmesine izin verirken dekoratif iç pencereyi doğal etkenlerden korumak olarak açıkladı.

Filistinli ustalar
Hallak, Mescid-i Aksa'nın camlarının yüzde 98'inin, o dönemde caminin bazı kısımlarını tahrip eden 1969 yangınından sonra yetenekli Filistinli teknisyenler tarafından yenilendiğini açıkladı.
Kudüs'teki İslami Vakıflar Dairesi'nin de pencere süslemelerinin orijinal çizimlerine sahip olduğuna dikkat çekti.
Bessam el-Hallak, "Bir pencereyi onardığımızda veya kırılanın yerine yeni bir pencere yaptığımızda, camın renkleri veya süslemelerin şekli açısından birebir aynısı olacak şekilde yapılır. Kubbet-üs Sahra'da kubbenin üst kısmından itibaren boyun kısmında 16 adet alçı pencere vardır ve bu pencereler herhangi bir hasar görmemiştir" dedi.

Hayatının yaklaşık 42 yılını bu işte geçiren 67 yaşındaki Adnan Tüfekçi'nin de aralarında bulunduğu dört teknisyen pencerelerin restorasyonu için çalışıyor.
Tüfekçi, Reuters’e yaptığı açıklamada, Mescid-i Aksa'nın avlusundaki sade bir odanın pencerelerinden birini restore etmeye çalışırken alçının yumuşak kalması için tahta üzerine belli oranlarda alçı döktüğünü, böylece üzerine süslemelerin işlenmesini kolaylaştığını söyledi.
1979 yılından beri bu mekanda çalışan 65 yaşındaki Alaa el-Muhteseb, küçük renkli cam parçalarının süslemeler veya geometrik şekiller üzerine orijinal görüntüsündeki gibi yerleştirilmesiyle ilgileniyor.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Muhteseb, zorluklarına rağmen bu çalışmadan duyduğu mutluluğu dile getirirken, “Çok stresli ama yapmaktan mutlu oluyorum” şeklinde konuştu.
Mescid-i Aksa'nın pencerelerine bakan, bunların tamamen camdan yapıldığını zanneder. Alçının çapraz olarak oyulduğu teknik yöntem, onu gizlemeye ve tamamen renkli camdan yapılmış gibi göstermeye çalışır.



İsrail Gazze’de savaşı sürdürürken Hamas elindeki kozu kaybedebilir

İsrail ordusu Gazze'de rehinelerin sekizinin cesedini teslim aldı (AFP)
İsrail ordusu Gazze'de rehinelerin sekizinin cesedini teslim aldı (AFP)
TT

İsrail Gazze’de savaşı sürdürürken Hamas elindeki kozu kaybedebilir

İsrail ordusu Gazze'de rehinelerin sekizinin cesedini teslim aldı (AFP)
İsrail ordusu Gazze'de rehinelerin sekizinin cesedini teslim aldı (AFP)

İzzettin Ebu Ayşe

İsrail ordusu, son 20 gün içinde Gazze Şeridi’nde Hamas tarafından alıkonulan sekiz rehinenin cesedini geri almayı başardı. Gazze Savaşı'nın patlak vermesinden bu yana eşi ve benzeri görülmemiş bir sayı bu. Peki bu gelişme, arabulucuların Gazze'de ateşkes anlaşması imzalanması için yürüttüğü görüşmelere olumlu mu yoksa olumsuz mu yansıyacak?

İsrail ordusu bu ay, İsrail iç güvenlik teşkilatı Şin-Bet’in (Şabak) desteğiyle Gazze Şeridi'nde üç özel operasyon düzenleyerek Tel Aviv ile Hamas arasında süren savaşta öldürülen sekiz rehinenin cesedini geri aldı.

50 rehine

Bir ay içinde sekiz rehinenin cesedinin geri alınması büyük bir sayı, çünkü 21 aydır devam eden savaş boyunca ordu özel operasyonlarla sadece 11 rehineyi kurtarabilmiş, geri kalanlar ise Hamas tarafından takas anlaşmaları kapsamında iade edilmişti.

Rehinelerin cesetleri geri getirildikten sonra, Hamas'ın elinde 50 rehine kaldı ve bunların 20'sinin halen hayatta olduğu düşünülüyor. Siyasi gözlemciler bu gelişmeyi, Hamas'ın savaştaki gücünü kaybetmeye başladığının işareti olarak yorumladı.

hyuı8
Netanyahu'nun açıklaması anlaşılmaz ve birçok yoruma açık (AFP)

Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, sekiz rehinenin cesedinin kısa bir süre içinde geri alınmasını büyük bir başarı olarak nitelendirdi. Netanyahu yaptığı açıklamada, “Bu operasyonlar, aylar süren karmaşık saha istihbarat çalışmalarının ardından gerçekleştirildi ve cesetler İsrail'e getirildi” dedi.

İsrail Başbakanı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kaçırılan tüm vatandaşlarımızı, hayatta olanları ve ölenleri, evlerine geri getirene kadar durmayacağız ve susmayacağız. Bu operasyonlar Tel Aviv'in Hamas'a karşı savaşında yardımcı olacak ve rehineleri geri getirmemizi sağlayacak, ancak bu biraz zaman alacak.”

Gazze'yi ne bekliyor: Anlaşma mı, yoksa daha fazla çatışma mı?

Ne var ki Netanyahu'nun sözleri anlaşılmaz ve birçok yoruma açık. Özel operasyonlar ve askeri baskı ile rehineleri kurtarmak istediğini mi kastediyor yoksa Hamas ile rehinelerin salıverilmesini öngören bir anlaşma yaparak onları geri getirmek istediğini mi net değil.

Ancak Netanyahu'nun açıklaması, Gazze'de ateşkesle ilgili müzakerelerde kaydedilen önemli ilerlemeyle aynı zamana denk geldi. Hamas heyeti, bir anlaşmaya varmak amacıyla müzakereleri yeniden başlatmak üzere Mısır'a gitti. Netanyahu da İsrail heyetini Şarm eş-Şeyh'teki görüşmelere göndermeyi kabul etti ve heyete müzakereler sırasında kullanabilecekleri geniş yetkiler verdi.

fgthy
Hamas'ın elinde 50 rehine bulunuyor ve bunların 20'sinin hayatta olduğu düşünülüyor (AFP)

İsrail ordusunun Gazze'de tutulan cesetleri serbest bırakmayı başarmasının Mısır'daki görüşmeler üzerinde etkisi olacağına şüphe yok. Hamas, Gazze'deki savaşın sona ermesi ve ordunun bölgeden çekilmesi karşılığında tüm rehinelerin bir kerede serbest bırakılmasında ısrar ederken, kısmi anlaşmaları tercih eden Netanyahu, askeri baskı ve Gazze'deki özel operasyonların sonuç vereceğini düşünüyor.

Hamas'ın şartlarına boyun eğmeyiz

Siyaset uzmanı Remzi Asfur, Gazze'de tutulan rehinelerin cesetlerinin bulunduğu yere ulaşılmasının ardından Netanyahu'nun kapsamlı bir anlaşma yapmak veya Hamas'ın taleplerine boyun eğmek için aceleci davranmadığını ve bunun da bir anlaşmaya varılmasını engelleyebileceğini söyledi.

Asfur, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Netanyahu, kendisinin başarılar elde ettiğini, askeri baskıların Hamas'ın bölgedeki kontrolünü kaybettiğini ve Gazze'ye yönelik kara harekatının devam etmesinin rehinelerin serbest bırakılması konusunda sonuçlar verdiğini düşünüyor. Bu yüzden kendini güçlü hissediyor ve şartlarını dayatabileceğini düşünüyor, bu yüzden Hamas'ın şartlarına boyun eğmeyecek. Rehinelerin cesetlerine ulaşılması, İsrail'in Hamas'ın takas anlaşması kapsamında rehineleri serbest bırakması karşılığında ödeyeceği bedeli azaltıyor. Bu da Hamas'ın müzakerelerdeki konumunu büyük ölçüde zayıflatıyor ve İsrail'in konumunu güçlendiriyor.”

Netanyahu'nun sürekli olarak rehinelerin cesetlerine ulaşmasının rehine anlaşmasının gidişatını etkilediğini belirten Asfur, Tel Aviv'in bu operasyonları müzakereleri zorlaştırmak veya engellemek için kullanabileceğini, çünkü bunu bir başarı olarak gördüğünü ve Hamas'ın bölgedeki kontrolünü sağlamakta zorlandığını vurguladı.

Hamas'ın halen hayatta olan rehineler olduğunu ve bunun müzakere kurallarını değiştirebileceğini söyleyen Asfur, ancak her halükarda, İsrail'in bugün ödeyeceği bedel çok düşük ve rehineler ceset olarak geri dönse bile İsrail rehinelerini geri almaya devam ettiği sürece, Hamas olumlu sonuçlar elde edemeyecek.

Hamas Netanyahu'yu anlıyor ve ateşkes yolunda ilerliyor

Güvenlik analisti Salih Hamada ise Netanyahu'nun İsrail içinde ve müzakerelerde itibarının artabileceğini düşünüyor. Ancak Hamas’ın bunu anladığını ve manevra yapmaya çalışıyor gibi göründüğünü ifade eden Hamad, “Hamas, dersini almış ve askeri baskının sonuç verebileceğini anlamış olabilir” yorumunda bulundu.

Hamada, değerlendirmesinde şunları söyledi:

“Hamas, İsrail ordusunun bazı cesetleri ele geçirmesinin ardından Netanyahu'nun taleplerine ve baskılarına yanıt verebilir ve uzlaşmayı kabul edebilir, çünkü uzlaşmamak, elindeki koz olan rehineleri kaybetmek anlamına gelir.”

Hamas'ın bedelin düştüğünü anladığını ve bu yüzden anlaşma şansını azaltmayacağını söyleyen Hamada, aksine daha fazla taviz vererek bunu güçlendireceğini, çünkü Gazze halkının savaştan yorgun düştüğünü ve daha fazla direnemeyeceğini düşünüyor.

Netanyahu, ‘cesetlerin geri alınmasının rehinelerin askeri güçle eve geri getirebileceklerinin açık bir kanıtı olduğunu ve şu anda anlaşma yolunu tercih etmediklerini’ söyleyen İç Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in teşvikiyle önerilen anlaşmaya karşı çıkmayı düşünürken, hükümeti içinde ateşkes yapması için baskı görüyor.

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, halen Gazze'de tutulan rehinelerin derhal serbest bırakılmasını istedi. Herzog, “Gazze'de alıkonulanların derhal serbest bırakılması için adım atılmalı. Bu cesur adım, dünyanın güvenliği ve barışına hizmet edecek, aynı zamanda savaşın sona ermesine yol açabilir” dedi.