Squid Game'in yönetmeni çekmesi en zor oyunu açıkladı

(Netflix)
(Netflix)
TT

Squid Game'in yönetmeni çekmesi en zor oyunu açıkladı

(Netflix)
(Netflix)

Dijital yayın platformu Netflix'in izlenme rekorlarını altüst eden yapımı Squid Game'in senaristi ve yönetmeni Hwang Dong-hyuk, dizideki ölümcül oyunlardan hangisinin çekiminin daha zor olduğunu açıkladı.
The Hollywood Reporter'a verdiği röportajda Hwang dizideki ilk oyun olan "Kırmızı Işık, Yeşil Işık"ın çekimlerinin kendisini zorladığını söyledi. 
Yönetmen seyirciye ilk izlenimi vereceği için ilk oyunun çekiminin stresli geçtiğini ifade etti. 300'den fazla kişinin yer aldığı sahneye dair yönetmen şu ifadeleri kullandı:
"İlk oyunun çekildiği zaman setteki ilk günlerden biriydi ve iyi gitmesi gerekiyordu çünkü seyirciler açısından ilk izlenim olacaktı. Hem fiziksel hem de psikolojik olarak gerçekten zorlayıcıydı. Seyircilerin dizinin geri kalanını izlemek için yeterince büyük bir etkiye sahip olması gerekiyordu. Sahneyi hayata geçirmek için 10 yıldan fazla bir süre boyunca onu hayal etmiştim. Pek çok düzeyde gerçekten en zorlu sahneydi."
Squid Game yüzlerce yoksulun büyük para ödülünü kazanmak üzere birbirleriyle yarıştığı ölümcül oyunları konu alıyor. 
Söz konusu sahnedeyse büyük bir robot bebek "Yeşil Işık" dediğinde yarışmacılar hareket ediyor, "Kırmızı Işık" dediğinde de duruyordu. "Kırmızı Işık" dendiğinde hareket etmeye devam eden yarışmacılar vurularak öldürülüyordu.
Squid Game'in 2. sezonunun Yönetici karakterine odaklanması bekleniyor. 
Independent Türkçe, The Hollywood Reporter, Screen Rant



Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Android akıllı telefonları gerçek zamanlı deprem dedektörlerine dönüştüren yeni bir sistem geliştirerek büyük bir sarsıntıdan önce halkı daha hızlı uyarma potansiyeline sahip bir yol buldu.

Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (US Geological Survey/USGS) ve diğer araştırmacıların geliştirdiği sistem, milyonlarca telefondan alınan verileri kullanarak bir depremden kaynaklanan en erken sarsıntı sinyallerini tespit ediyor.

Bir cihaz kümesi aynı yer hareketini kaydettiğinde, sistem bunu işaretleyerek yakın bölgelerdeki diğer cihazlara uyarı gönderiyor.

Science'ta yayımlanan çalışma, ağın ayda 300'den fazla deprem tespit ettiğini ortaya koydu. Uyarıların gönderildiği bölgelerde, daha sonra depremi hissettiğini bildiren kişilerin yüzde 85'i uyarıyı aldığını söyledi. Yüzde 36'sı sarsıntı başlamadan önce, yüzde 28'i sarsıntı sırasında ve yüzde 23'ü de sarsıntıdan sonra uyarı almış.

Çalışmada sistemin, geleneksel sismik sensörlerin yerini almasa da yoğun bilimsel ağlara sahip olmayan bölgelerde ölçeklenebilir, düşük maliyetli bir erken uyarı aracı sunabileceği belirtiliyor. Yazarlar bunun özellikle akıllı telefonların yaygın ancak sismometrelerin nadir bulunduğu, gelişmekte olan ülkeler için umut vaat ettiğini söylüyor.

Google yaptığı açıklamada, sistemin insanlara "uyarı vererek sarsıntı başlamadan önce birkaç değerli saniye" kazandırabileceğini ifade ediyor.

Bu saniyeler bir merdivenden inmek, tehlikeli nesnelerden uzaklaşmak ve korunmak için yeterli zamanı sağlayabilir.

Uyarılar, deprem sırasında daha yıkıcı olan S dalgalarından önce gelen ve hızlı hareket eden P dalgalarının saptanmasına dayanıyor. Yeterli sayıda telefon P-dalgalarını tespit ederse sistem, sarsıntıyı hissetmesine belki de birkaç saniye kalan kullanıcılara uyarılar gönderiyor. Bu saniyeler korunmak, bir ameliyatı durdurmak ya da kritik altyapıyı duraklatmak için yeterli olabilir.

2020'de çıkmaya başlayan Android Deprem Uyarı Sistemi halihazırda Birleşik Devletler, Japonya, Yunanistan, Türkiye ve Endonezya gibi çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Doğrudan Android işletim sistemine yerleştirilen teknoloji, kullanıcıların ayrı bir uygulama indirmesini gerektirmiyor.

cdfgthy
Harita, Android'in deprem uyarı sisteminin aktif olduğu ülkeleri (açık yeşil) gösteriyor. Kırmızı ve sarı sırasıyla güçlü (MMI 5+) ve hafif (MMI 3-4) sarsıntıların yaşandığı alanlar. Gri noktalar uyarı verilmeyen algılamaları gösteriyor. Kaliforniya, Oregon ve Washington'daki uyarılar (koyu yeşil) ShakeAlert'ten geliyor (Google)

Araştırmacılar doğruluk oranı bilimsel sensörler kadar yüksek olmasa da akıllı telefonlardan gelen uyarıların en çok işe yaradığı yerlerin, telefon yoğunluğu ve güvenilir veri bağlantıları yüksek seviyedeki kentsel alanlar olduğunu tespit etti. 

Çalışma, MyShake uygulaması gibi daha önceki kitle kaynaklı deprem uygulamalarının üzerine inşa edilse de milyonlarca cihaza gömülü olması sisteme fayda sağlıyor.

Yazarlar, "Kitle kaynaklı sistemlerin giderek daha önemli hale geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanıyor. 

Geleneksel sensörleri kişisel cihazlardan gelen verilerle birleştirerek daha dayanıklı, kapsayıcı erken uyarı sistemleri oluşturmak mümkün.

Independent Türkçe