Cezayir’de yolsuzluk soruşturmaları sürüyor

Soruşturmayla eş zamanlı olarak ünlü bir iş adamı hapis cezasına çarptırıldı

Cumhurbaşkanı Tebbun, ‘yağmalanan fonları’ geri alma ve yolsuzlukla mücadele sözü verdi (DPA)
Cumhurbaşkanı Tebbun, ‘yağmalanan fonları’ geri alma ve yolsuzlukla mücadele sözü verdi (DPA)
TT

Cezayir’de yolsuzluk soruşturmaları sürüyor

Cumhurbaşkanı Tebbun, ‘yağmalanan fonları’ geri alma ve yolsuzlukla mücadele sözü verdi (DPA)
Cumhurbaşkanı Tebbun, ‘yağmalanan fonları’ geri alma ve yolsuzlukla mücadele sözü verdi (DPA)

Başkent Cezayir’de bir mahkeme, ülkede önde gelen bir iş insanını eski Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika’nın görev süresiyle bağlantılı yolsuzluk suçlamalarıyla hapis cezasına çarptırdı. Öte yandan jandarma birlikleri inşaat, mühendislik ve bayındırlık işleri çerçevesinde en önemli hükümet grubunun kadrolarını, ‘yolsuzluk ve kamu parasının manipülasyonu şüphesiyle’ yönetim faaliyetleri ve büyük projeler hakkında soruşturmaya başladı.
Medya organlarına göre ‘Özel Şirketler Başkanları Forumu’ Başkan Yardımcısı İbrahim bin Abdusselam, soruşturma hakimi tarafından ‘devlet şirketleri ve bankaların yararına, tasarım kurslarının özelleştirilmesi ve kadroların yeniden eğitilmesiyle ilgili anlaşmalar yapmakla’ suçlanmasının ardından geçen hafta ihtiyati hapis cezasına çarptırıldı. Bin Abdusselam, başkanı Ali Haddad’ın hapis cezasına çarptırılması sonrasında, ismi şu anda Sami Akli’nin başkanlığını yaptığı ‘Cezayir Uluslararası İşverenler Konfederasyonu’ olarak değiştirilen bir forumun üyesiydi.
İbrahim bin Abdusselam’a yönelik suçlamalar arasında ‘kara para aklama’ ve ‘yurt dışına yasadışı para transferi’ yer alıyor.
Yargı ayrıca, eski cumhurbaşkanının çevresi, özellikle (cezaevinde olan) cumhurbaşkanının kardeşi Said ve Başbakanlar Ahmed Uyahya ve Abdulmalik Sellal ile kişisel ilişkileri sayesinde elde ettikleri devasa projeler ve anlaşmalarda parmakları oldukları gerekçesiyle, forumun zengin üyelerine ağır hapis cezaları verdi.
İki yıldır iş dünyası, siyaset dünyasından uzaklaşmaya ve hükümet yetkililerinden ilişkilerini koparmaya karar verdi. Aynı şekilde şirket sahiplerinin, seçim kampanyaları sırasında ve hatta normal zamanlarda partilerin toplantılarına katılmaları engellendi.
Ayrıca geçen Haziran ayında, yolsuzlukla mücadele davaları bağlamında mahkemeler tarafından el konulan ‘yağmalanmış para ve mallar için özel bir fon’ oluşturulduğu belirtildi.
Öte yandan başkentte jandarmaya bağlı, ‘ekonomik suçlar’ konusunda uzmanlaşmış bir araştırma ekibi, ‘Cosider’ olarak bilinen Müteahhitlik, Yapım İşleri ve Mühendislik Grubu başkanı Lakhdar Rekhroukh’u soruşturmaya aldı. Soruşturma, kötü yönetim ve kamu fonlarının israfı şüphesiyle yürütülen, büyük teknik projelerle ilgili ön soruşturmalar çerçevesinde gelişti. Adını vermeyi reddeden grubun avukatlarından birinin belirttiğine göre soruşturma, savcılığın emriyle başlatıldı.
Grubun üst düzey yetkilileri, devlet konut programlarının bir parçası olarak, ‘uzun yıllara dayalı projeler çerçevesindeki’ büyük yerleşim bölgelerinin inşası, köprü ve yolların inşası hakkında sorgulandı. Soruşturmacılar, ‘Cosider’ yetkililerinden, belirtilen süreler içinde tamamlanmayan tesislerin ve kesintiye uğrayan diğer tesislerin akıbetinin ayrıntılı bir açıklamasını istediler. Ekonomik Topluluğun şu anda üzerinde çalıştığı en önemli proje, Cezayir metro ağının genişletilmesi olarak biliniyor.
Rekhroukh’un gazetecilere yaptığı açıklamaya göre Buteflika döneminde ‘Cosider’, Ali Haddad Müteahhitlik Şirketi’nin ‘dürüst olmayan’ rekabetiyle karşı karşıya kaldı. Sahadaki uzmanlara göre bu durum, alanda yeterli deneyime sahip olmadan Haddad’a büyük sanatsal projeler sağlanarak gerçekleşti. Ancak Haddad’ın hapse girmesiyle tüm iş duraksadı ve yargı, onun birçok mülküne ve şirketine el koydu. Bu da binlerce işçi ve çalışanın, işlerini kaybetmesine neden oldu.



Mısır-Somali-Eritre görüşmeleri Afrika Boynuzu'nda iş birliğini derinleştiriyor

Mısır, Eritre ve Somali, ikinci tur başkanlık zirvesi yapma konusunda anlaştı. (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır, Eritre ve Somali, ikinci tur başkanlık zirvesi yapma konusunda anlaştı. (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
TT

Mısır-Somali-Eritre görüşmeleri Afrika Boynuzu'nda iş birliğini derinleştiriyor

Mısır, Eritre ve Somali, ikinci tur başkanlık zirvesi yapma konusunda anlaştı. (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır, Eritre ve Somali, ikinci tur başkanlık zirvesi yapma konusunda anlaştı. (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Kahire dün, Mısır'ın ‘Somali'nin birliğinden ya da Kızıldeniz'e kıyısı olmayan herhangi bir devletin varlığından ödün vermeyi reddetme’ vurgusu eşliğinde, Afrika Boynuzu'nda bölgesel iş birliği, istikrar ve güvenliği güçlendirmeye odaklanan Mısır-Somali-Eritre bakanlık görüşmelerine ev sahipliği yaptı.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlara göre üçlü görüşmeler, ‘iş birliğinin ve Afrika Boynuzu'ndaki Mısır-Somali-Eritre ittifakının derinleştirilmesi’ anlamına geliyor. Mısır'ın açıklamaları ise Addis Ababa'ya, Kahire'nin ulusal güvenliği için önemli olan Somali ve Kızıldeniz'de istikrarın sağlanması için ‘daha fazla baskı yapması’ yönünde dolaylı mesajlar gönderiyor.

Mısır, Mogadişu ile Addis Ababa arasında yaşanan krizin ardından Somali ile askeri iş birliğini güçlendirdi ve Etiyopya hükümetinin Ocak 2024'te ayrılıkçı Somaliland bölgesiyle, Etiyopya'nın Somaliland’ı bağımsız bir devlet olarak tanıması karşılığında Addis Ababa'nın Berbera bölgesinde 50 yıl boyunca ticari bir liman ve askeri bir üs de dahil olmak üzere bir deniz çıkışı elde etmesini öngören ön anlaşma imzalamasına karşı çıktı.

Mısır Dışişleri Bakanlığı'nın dün yaptığı açıklamaya göre, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Somali Dışişleri Bakanı Ahmed Muallim Faki ve Eritre Dışişleri Bakanı Osman Salih Muhammed arasında ‘bölgesel iş birliğini güçlendirmek ve Afrika Boynuzu'nda güvenlik ve istikrarı desteklemek’ amacıyla kurulan bakanlar komitesinin ilk toplantısı Kahire'de yapıldı.

Mısır Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan ve üç ülkenin ortak basın açıklamasında yer alan bilgiye göre ilk bakanlar toplantısı, Afrika Boynuzu ve Kızıldeniz bölgesinde güvenliğin güçlendirilmesi amacıyla geçtiğimiz ekim ayında Mısır, Eritre ve Somali devlet başkanları arasında düzenlenen Asmara Zirvesi'nin sonuçları temelinde gerçekleştirildi.

Toplantıda, ‘Mısır'ın Somali'deki barışı koruma ve barışı inşa çabalarına katılımı ve bu yılın başından beri planlanan Somali'deki Afrika Birliği Destek ve İstikrar Misyonu'na (AUSSOM) katılımı da dahil olmak üzere iş birliğinin geliştirilmesinde kaydedilen ilerleme’ memnuniyetle karşılanarak Mısır, Eritre ve Somali arasında ‘yakın gelecekte’ ikinci bir başkanlık zirvesi düzenlenmesi kararlaştırıldı.

Mısır Afrika İşleri Konseyi Başkan Yardımcısı ve eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Salah Halime, toplantının ‘özellikle Addis Ababa'nın Somaliland ile imzaladığı mutabakat zaptının, geçen ay Ankara'da anlaşmazlığı sona erdirmek ve şubat ayında dört ay boyunca görüşmeler yapmak üzere varılan mutabakata rağmen iptali konusunda nihai bir anlaşmaya varılamadığı için, Afrika Boynuzu ve Kızıldeniz bölgesindeki güvenlik sorunlarıyla yüzleşmede iş birliğini ve üçlü ittifakı derinleştirmeyi amaçladığına’ inanıyor.

Somalili siyasi analist Abdulveli Cami Berri, üçlü toplantının ‘ortak zorluklarla yüzleşmek ve Kızıldeniz'le bağlantılı stratejik çıkarları geliştirmek için Afrika Boynuzu'nda bölgesel ittifakları derinleştirmenin önemini yansıttığına’ inanıyor. Berri ayrıca, ‘Mogadişu'nun istikrarı Mısır'ın ulusal güvenliğinin bir parçası olduğundan artan iş birliği ve Mısır'ın barışı koruma misyonuna katılmayı onaylamasıyla bunun tercüme edildiğini’ düşünüyor.

Berri, “Kısa bir süre içerisinde yeni bir üçlü başkanlık zirvesi düzenlenmesi, bu ittifakı desteklemek için uluslararası ilgiyi çekmenin yanı sıra, üç tarafın sadece diplomatik anlayışlar değil, uzun vadeli stratejik bir ittifak kurma konusundaki ciddiyetini de göstermektedir” dedi.

Somalili ve Eritreli mevkidaşlarıyla düzenlediği basın toplantısında Abdulati, Etiyopya'ya dolaylı bir mesaj vererek, ‘toplantı sırasında Kızıldeniz'in güvenliğinin sadece kıyıdaş ülkelerin iradesine tabi olduğu ve kıyıdaş olmayan herhangi bir ülkenin varlığının hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğinin görüşüldüğünü’ söyledi.

Halime, Mısır'ın kıyıdaş olmayan devletlerle ilgili tutumunu ‘herhangi bir deniz çıkışının uluslararası hukuka uygun olması gerektiği; aksi takdirde herhangi bir devlet için tehdit oluşturacağı’ gerçeğine bağladı. Halime, “Etiyopya-Somali mutabakatları henüz sonuçlandırılmadı, bu da Addis Ababa'nın mevcut tutumunu kabul edilemez kılıyor ve Afrika Boynuzu ile Kızıldeniz'in güvenliğini tehdit ediyor” ifadesini kullandı.

Abdulati'nin Kızıldeniz'le ilgili yorumlarının Kahire'nin kendi ulusal güvenliğini ve Eritre ve Somali dâhil kıyıdaş ülkelerin güvenliğini koruma arzusunu yansıttığını ve Etiyopya'ya bölgede artan rolü konusunda dolaylı mesajlar taşıdığını belirten Berri'ye göre Kahire, Etiyopya'nın Kızıldeniz veya Afrika Boynuzu'na herhangi bir müdahalesini ‘potansiyel tehdit’ olarak görüyor. Berri, Mısır'ın Somali ve Eritre'ye verdiği desteğin ‘Etiyopya'nın artan etkisine karşı bir denge oluşturduğunu’ ve bunun da ‘Mısır ve Somali'nin Etiyopya politikalarına karşı pozisyonunu güçlendirdiğini’ belirtti.

Berri, üçlü ittifakın Etiyopya üzerindeki baskıyı artırabileceğini, ancak ‘Addis Ababa'nın bu iş birliğinin hedefi olduğunu hissetmesi halinde bölgesel gerilimi tırmandırabileceğini’ söyledi. Berri, söz konusu gelişmelerin ‘Afrika Boynuzu'ndaki ittifaklar haritasında önemli değişikliklere işaret ettiğini ve Mısır, Somali ve Eritre arasında bölgesel zorluklara karşı birleşik bir cephe oluşturmak için iş birliğini derinleştirme olasılığı bulunduğunu’ kaydetti.