Rotterdam’da insanların ziyaret edebileceği dünyanın ilk ‘müze deposu’ açıldı

Rotterdam’da insanların ziyaret edebileceği dünyanın ilk ‘müze deposu’ açıldı
TT

Rotterdam’da insanların ziyaret edebileceği dünyanın ilk ‘müze deposu’ açıldı

Rotterdam’da insanların ziyaret edebileceği dünyanın ilk ‘müze deposu’ açıldı

Hollanda'nın liman kenti Rotterdam, artık yeni bir cazibe merkezine sahip. Depot Boijmans Van Beuningen isimli müze, dünyanın halka açık ilk ‘müze deposu’ olma özelliğine sahip.
Şarku’l Avsat’ın DPA’dan aktardığı habere göre, dışı tamamen aynalarla kaplı yuvarlak şekildeki bina, ziyaretçilerin tamamen erişebileceği dünyanın ilk müze depolama özelliğine sahip.
Dünyanın ilk halka açık müze deposu olma unvanını taşıyan Depot Boijmans Van Beuningen’nin değerli koleksiyonu, 700 yıl kadar geriye giden yaklaşık 151 bin eserden oluşuyor.
Bu arşivde, ziyaretçilerin görmesi için saklanan, korunan ve restore edilen tabloların yanı sıra, fotoğraflar, heykeller, tasarımlar, çizimler ve baskılar bulunuyor.
Açılışta konuşma yapan Depot Boijmans Van Beuningen müzesi müdürü Charly Ex, “Depo, müzenin makine dairesidir" dedi. Ziyaretçiler perde arkasında ne olduğunu görebildiği gibi aynı zamanda koleksiyon hakkında bir izlenim edinebilecekler.
Yetersiz olan önceki depolar, her şeyden önce değeri 8 milyar Euro’dan (9,1 milyar dolar) fazla olduğu tahmin edilen koleksiyon için güvenli değildi.
Depot Boijmans Van Beuningen müzesi, defalarca sel baskınına maruz kaldı. Şu anda kapsamlı bir yenileme sürecinden geçiyor. Ancak iklim değişikliği nedeniyle artan sel tehlikesi ışığında, bodrum katlarda depolama uzun bir süredir tercih edilmiyor.
Dikkat çekici binanın alt kısmı üst kısmına göre çok daha küçük olan ve dev bir yumurta kabını andıran bir tabana sahip.
Mimar Winy Maas, müze için ucuz bir mobilya mağazasından alınan metal bir meyve kasesinden ilham aldığını söyledi. Tamamen aynalı cephe, Rotterdam silüetini ve parkın ağaçlarını yansıtıyor.
Maas açıklamasının devamında "Bina çevreyle uyum sağlıyor" dedi. 35 metre yüksekliğindeki binanın çatı terasına da ağaçlar dikildi. İç mekanın merkezinde ise geniş merdivenler yer alıyor.
Merdivenlerden, Hollandalı bir ressam olan Carel Fabritius'un (1622-1654) bir tablosu ve Fransız heykeltıraş olan Auguste Rodin'in (1840-1917) bir büstü de dahil olmak üzere çeşitli sanat eserleri içeren 13 devasa vitrin görülebilir.
Nesneler, malzeme ve boyuta bağlı olmak üzere farklı malzemelerle üretilen sanat eserlerine uygun beş farklı iklim bölgesi bulunuyor.
Sanat eserleri, şu anda Vincent van Gogh'un bir tablosunda da olduğu gibi depoda restore edilebiliyor.



Dünya basınından özetler: İsrail, İran rejimini nasıl değiştirmek istiyor?

İran'ın Tel Aviv'e attığı balistik füzeler, İsrail'in Demir Kubbe savunma sistemini harekete geçirdi (AP) 
İran'ın Tel Aviv'e attığı balistik füzeler, İsrail'in Demir Kubbe savunma sistemini harekete geçirdi (AP) 
TT

Dünya basınından özetler: İsrail, İran rejimini nasıl değiştirmek istiyor?

İran'ın Tel Aviv'e attığı balistik füzeler, İsrail'in Demir Kubbe savunma sistemini harekete geçirdi (AP) 
İran'ın Tel Aviv'e attığı balistik füzeler, İsrail'in Demir Kubbe savunma sistemini harekete geçirdi (AP) 

İsrail ve İran arasındaki saldırılar sürerken, dünya basınındaki analizlerde Tel Aviv yönetiminin Tahran'da rejim değişikliğinin peşinde olduğu yazılıyor.

Reuters'ın analizinde, İsrail'in saldırılarda sadece İran'daki nükleer tesisleri değil, üst düzey askeri yetkilileri de hedef alarak Tahran yönetiminin "hem ülke içindeki hem de bölgedeki müttefikleri nezdindeki güvenilirliğini azaltmayı amaçladığı" belirtiliyor.

İran devlet medyasının aktardığına göre saldırılarda Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri, Devrim Muhafızları Genel Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami ve İsrail'e yönelik saldırıları komuta eden isimlerden General Gulam Ali Reşid öldürüldü. Ayrıca operasyonda 6 nükleer bilim insanı da yaşamını yitirdi.

ABD'li düşünce kuruluşu Washington Yakın Doğu Politikası Enstitüsü'nden Michael Singh, şu değerlendirmeleri paylaşıyor:

İsrail'in bunu yapmasının nedenlerinden birinin rejimi değiştirmek olduğu düşünülüyor. İran halkının ayaklanmasını görmek istiyorlar.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da dünkü saldırıların ardından yaptığı açıklamada İranlıları rejime karşı ayaklanmaya çağırmıştı.

Diğer yandan analizde, İran halkı arasında onlarca yıldır süren İsrail düşmanlığının, Netanyahu'nun beklediği desteği almasını güçleştireceğine dikkat çekiliyor. Ayrıca ABD Başkanı Donald Trump'ın, İsrail'in yanında yer alırken Tahran'da rejim değişikliği istediğine dair hiçbir işaret vermediği vurgulanıyor.

BBC'nin analizinde de İsrail'in bu saldırılarla İran'da "zincirleme reaksiyon" oluşturarak rejimi yıkmayı hedeflediği belirtiliyor. Ancak Netanyahu yönetiminin "büyük bir kumar" oynadığı yazılıyor.

Tahran'ın çok daha çatışmacı bir pozisyon almasıyla misillemelerin uzun süreli bir savaşa evrilebileceği belirtiliyor. Öte yandan İran'da rejimin çökmesi halinde 90 milyon nüfusa sahip ülkenin kaosa sürükleneceği, bunun da tüm Ortadoğu'yu etkileyeceği ifade ediliyor.

Wall Street Journal (WSJ) da İran'ın dini lideri Ali Hamaney'in yaklaşık 40 yıllık rejiminin "varoluşsal bir tehlikeyle" karşılaştığını yazıyor. İsrail saldırıları sonucu üst düzey askeri yetkililerini kaybeden İran'ın Tel Aviv yönetimine kuvvetli misillemeler yapamayabileceği ifade ediliyor. Ayrıca Hamaney'in Kızıldeniz'deki gemilere ya da ABD'nin çıkarlarını Ortadoğu'da temsil eden birimlere saldırmaktan büyük ihtimalle kaçınacağı belirtiliyor.

Kaliforniya'daki Donanma Yüksek Lisans Okulu'ndan Afshon Ostovar, şu değerlendirmeleri yapıyor:

Hamaney kendine karşı dürüst olursa, yenilgiye uğradığını kabul edecektir. Uğruna çalıştığı her şey gözlerinin önünde dağılıp gidiyor. Yönettiği gemi karaya oturdu.

New York Times (NYT) ise Tahran'ın İsrail saldırısını öngöremediğini yazıyor. İran'ın, ABD'yle nükleer müzakerelerin başarılı olmaması durumunda İsrail'den saldırı beklediği fakat görüşmeler sürerken Tel Aviv'in böyle bir hamle yapacağını ummadığı belirtiliyor.

Kimliklerinin paylaşılmaması şartıyla konuşan İranlı yetkililer, İsrail'in saldırı ihtimaline dair istihbaratların Tahran yönetimi tarafından "propaganda" diye nitelenip göz ardı edildiğini söylüyor.

"Yükselen Aslan" operasyonu

İsrail dün sabaha karşı başlattığı "Yükselen Aslan" operasyonuyla Tahran başta olmak üzere İran'daki birçok şehre saldırı düzenlemişti. 20'si üst düzey komutan, 6'sı nükleer bilimci en az 78 kişi ölmüştü.

İran misilleme olarak İsrail'e 100 kadar drone göndermiş, Tel Aviv ise bunların hava sahasına ulaşmadan imha edildiğini bildirmişti.

Ancak İran'ın balistik füzelerle başlattığı saldırıda roketler Tel Aviv'in güneyindeki bazı binalara isabet etti. İsrail'in kamu yayımcısı KAN'ın aktardığına göre saldırılarda üç kişi öldü, 172 kişi yaralandı.

İran’ın yarı resmi Mehr Haber Ajansı’na göre İsrail, bugün Tebriz rafinerisi yakınlarına saldırı başlattı. Ayrıca önemli savunma ve askeri üslerin bulunduğu Loristan, Hamedan, Kirmanşah şehirleri de hedef alındı. Henüz ölü ve yaralı sayısı bilinmiyor.

Diğer yandan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) İsrail'in hedef aldığı İran'ın Natanz nükleer tesisinde sızıntı olduğunu bildirdi. İsrail ordusu İsfahan'daki nükleer tesisi de vurmuştu.

Independent Türkçe, BBC, Reuters, Wall Street Journal, New York Times