Tunuslu partilerden ‘ABD’nin ülkenin siyasi işlerine müdahalesine’ kınama

Güvenlik güçleri, ülkenin güneyindeki bir ilde protestocuları dağıtmak için göz yaşartıcı gaz kullandı

Cumhurbaşkanı Said tarafından alınan olağanüstü kararlara karşı başkentin merkezinde düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (AP)
Cumhurbaşkanı Said tarafından alınan olağanüstü kararlara karşı başkentin merkezinde düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (AP)
TT

Tunuslu partilerden ‘ABD’nin ülkenin siyasi işlerine müdahalesine’ kınama

Cumhurbaşkanı Said tarafından alınan olağanüstü kararlara karşı başkentin merkezinde düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (AP)
Cumhurbaşkanı Said tarafından alınan olağanüstü kararlara karşı başkentin merkezinde düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (AP)

Tunus Cumhurbaşkanı Kais Said'in Pazar günü ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile yaptığı telefon görüşmesi, ülkede öfkeli dolu ve eleştirel tepkilere neden oldu. Hem muhalefet kanadında yer alan Abir Musa liderliğindeki Hür Anayasa Partisi, hem de eski Cumhurbaşkanı Munsif el-Merzuki liderliğindeki Tunus İrade Hareketi, ‘ABD’nin Tunus’un siyasi işlerine müdahalesi’ olarak niteledikleri görüşmeyi kınadılar. İki siyasi parti, ‘Tunus için kötü bir imaj çizdiği’ iddiasıyla Cumhurbaşkanlığını eleştirdiler ve suçladılar.
Cumhurbaşkanı Said’i ‘Tunus halkını utandıran davranışlarda bulunmak ve Tunus devletinin itibarını zedelemekle’ suçlayan partiler, Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan ve anayasanın değil, sadece tehlike geçene kadar tedbir amacıyla milletvekillerinin milletvekilliklerinin askıya alındığı şeklindeki açıklamayı ‘büyük yanılgı’ olarak niteleyerek kınadılar. Cumhurbaşkanlığı açıklamasında, 117 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile milletvekillerinin milletvekilliklerinin dondurulmadığı, sadece parlamentonun yetkilerinin askıya alındığı, milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırıldığı ve milletvekili maaşlarından mahrum bırakıldıkları belirtildi.
Öte yandan ABD'nin Tunus Büyükelçiliği, Cumhurbaşkanı Said ile Dışişleri Bakanı Blinken arasındaki telefon görüşmesinin içeriğini ortaya koyan bir açıklama yaptı. Büyükelçilik, Said ve Blinken’ın yeni hükümetin kurulması konusu da dahil olmak üzere Tunus'taki son gelişmeleri ve ekonomik durumu hafifletmeye yönelik adımları ele aldıklarını bildirdi. Büyükelçilik açıklamasında, ABD’nin Tunus'un yanında olduğu belirtildi. Büyükelçiliğin bu açıklaması, bazı politikacılar tarafından ABD’nin Tunus’un siyasi işlerine ‘açık ve kabul edilemez şekilde müdahalesi’ olarak değerlendirildi.
Bir başka gelişmede ise güvenlik güçleri, dün, ülkenin güneyindeki Kıbli ilinin girişinde iki aydır maaşlarını alamamalarını protesto etmek amacıyla toplanan Çevre, Bitki ve Peyzaj Şirketi'nin çalışanlarını dağıtmak için göz yaşartıcı gaz kullandı.
Güvenlik güçlerinin göz yaşartıcı gaz kullanmasının ardından Kıbli'nin merkezindeki dükkanların çoğu kepenk kapatırken bölge sakinlerinden bazıları, güvenlik güçlerinin sert müdahalesini protesto ettiler. Göz yaşartıcı gaz kullanılmasını ‘aşırılık’ olarak niteleyen bölge sakinleri, göz yaşartıcı gaz kapsüllerinin bazı evlerin yakınlarına ve hatta içlerine düştüğünü, bu nedenle bazı sivillerin gazdan yoğun şekilde etkilendiklerini belirttiler. Peyzaj Çalışanları Sendikası Başkanı Hadi Lahmar'a göre bazı bölge sakinleri evlerini terk etmek zorunda kaldılar.

İşsiz üniversite öğrencileri de benzer protestoları izledi
Cumhurbaşkanı Said’in, işçileri kamu sektöründe işe alma kararından geri adım atmasının ardından yaşanan bu gelişmeleri, işsiz olan üniversite mezunlarının benzer protestoları izledi. Tunus Cumhurbaşkanlığı, ülkenin güneydoğusundaki Tatavin’de protesto gösterilerinin yeniden başlamasıyla petrol üretim sahalarının kapatılma tehdidiyle karşı karşıya kaldı.
Diğer taraftan başkentteki Asliye Hukuk Mahkemesi, Tunus Genel İşçi Sendikası (TGİS) Genel Sekreter Yardımcısı Sami et-Tahiri’nin milletvekili İmad ed-Daimi’nin ailesi hakkında sosyal medya üzerinden ‘hırsız ve para aklayıcı’ oldukları yönündeki iddialarından ötürü ‘sosyal medya aracılığıyla haksız yere iddiada ve hakarette bulunma’ suçlamasıyla yargılandığı davaya çok sayıda sendikacı katıldı. Sendikacılar, bu davanın ‘siyasi bir arka planı’ olduğunu vurguladılar.
Duruşmada Tahiri ise, yargıya olan güvenini dile getirerek İmad ed-Daimi'nin kendisine yönelttiği suçlamayı ‘kötü niyetli’ olarak nitelendirdi. Davanın siyasi olduğunu ifade eden Tahiri, davanın dışarıdan mali destek alan şüpheli derneklerle ilgili siyasi bir davaya dönüşmesi gerektiğini söyledi.
Tahiri, sendikacıların kendisine verdiği desteğin, yargıya baskı yapmayı hedeflediği iddialarını reddederek Daimi ve diğerlerinin TGİS’e karşı açtıkları davalara duydukları öfkenin bir ifadesi olduğunu söyledi.
 Meselenin ‘kişisel olmadığını’ söyleyen Tahiri, sosyal medyadaki açıklamalarında, dışarıdan mali destek alan şüpheli derneklere ve bu bağlamda Muhasebe Dairesi’nin yayınladığı ve Daimi tarafından yönetilen dernek de dahil olmak üzere birçok derneğe karşı suçlamaların olduğunu kanıtlayan ve İmad el-Daimi'nin kardeşi tarafından yönetilen bir derneğin dışarıdan mali destek aldığı belirtilen raporuna işaret ettiğini belirtti.



İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde 9 askerin yaralandığını duyurdu

Gazze Şeridi sınırındaki bir mevzide konuşlanan İsrail askerleri (AFP)
Gazze Şeridi sınırındaki bir mevzide konuşlanan İsrail askerleri (AFP)
TT

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde 9 askerin yaralandığını duyurdu

Gazze Şeridi sınırındaki bir mevzide konuşlanan İsrail askerleri (AFP)
Gazze Şeridi sınırındaki bir mevzide konuşlanan İsrail askerleri (AFP)

İsrail Ordu Sözcüsü bugün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde meydana gelen patlamada 9 askerin yaralandığını bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kanal 13 televizyonundan aktardığına göre, “Ordu güçleri Gazze'deki Şucaiye mahallesinde arama operasyonları sırasında patlayıcı bir cihaz buldu” diyen Ordu Sözcüsü, yaralılar arasında 6310. Tabur Komutanı ve 252. Bölük komutan yardımcısının da bulunduğunu belirtti.

Ordu Sözcüsü, “Tüm yaralılar tedavi için tahliye edildi ve ailelerine haber verildi” dedi.

Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü bugün, İsrail'in yıkıma uğramış ve kuşatma altındaki Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Gazze şehrinde yerlerinden edilmiş insanların barındığı bir çadıra düzenlediği saldırıda 5 kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu.

İsrail ordusu saldırıyla ilgili henüz bir açıklama yapmazken, kurbanların bir yakını ölenlerin bir çift ve üç çocukları olduğunu söyledi.

Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal AFP'ye yaptığı açıklamada, “İsrail savaş uçağının Gazze'nin es-Sabra mahallesindeki bir çadırı hedef alması sonucu 5 kişi şehit oldu. Çok sayıda vatandaş da yaralı olarak kurtarıldı” ifadelerini kullandı.

Bir AFP fotoğrafçısının çektiği görüntülerde, cesetleri yerde yatan ve farklı boyutlarda beyaz kefenlere sarılmış olan kurbanların yanında ağlayan bir dizi insan görüldü.

Hayatını kaybeden çocukların dedesi Ömer Ebu’l Kas, “Üç çocuk, anneleri ve babalarıyla birlikte bir çadırda uyuyorlardı ve herhangi bir uyarı olmaksızın bombalandılar” dedi.

Gazze Şeridi'ndeki savaş, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerine düzenlediği ve İsrail'in resmi verilerine göre bin 218 kişinin ölümüne yol açan eşi benzeri görülmemiş saldırının ardından başladı.

Saldırı sırasında kaçırılan 251 kişiden 58'i halen Gazze Şeridi'nde tutuluyor. Esirlerden 34'ünün İsrail ordusu tarafından öldürüldüğü açıklandı.

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı'na göre savaşın başlamasından bu yana en az 52 bin 787 Filistinli hayatını kaybetti. Bunların en az 2 bin 678'i İsrail'in iki aylık kırılgan bir ateşkesin ardından 18 Mart'ta askeri saldırı ve operasyonlara yeniden başlamasından bu yana yaşamını yitirdi.