Ay'da tehlikeli yakınlaşma: Hindistan'ın uzay aracı, NASA'nınkine çarpmamak için manevra yaptı

Türkçesi Ay Yörünge Kaşifi olan Lunar Reconnaissance Orbiter, 2009'da fırlatıldı (NASA)
Türkçesi Ay Yörünge Kaşifi olan Lunar Reconnaissance Orbiter, 2009'da fırlatıldı (NASA)
TT

Ay'da tehlikeli yakınlaşma: Hindistan'ın uzay aracı, NASA'nınkine çarpmamak için manevra yaptı

Türkçesi Ay Yörünge Kaşifi olan Lunar Reconnaissance Orbiter, 2009'da fırlatıldı (NASA)
Türkçesi Ay Yörünge Kaşifi olan Lunar Reconnaissance Orbiter, 2009'da fırlatıldı (NASA)

Hindistan Uzay Araştırma Organizasyonu (Indian Space Research Organisation - ISRO), Ay'daki uzay aracının NASA'nınkiyle çarpışmaması için geçen ay manevra yaptığını duyurdu.
ISRO, 15 Kasım'da yaptığı açıklamada verilerin Chandrayaan-2'yla NASA'nın uzay aracı Lunar Reconnaissance Orbiter'ın 20 Ekim'de Ay'ın kuzey kutbunda birbirine 3 kilometre kadar yaklaşacağını gösterdiğini bildirdi.
ISRO ve NASA muhtemel bir çarpışmadan kaçınmak için Chandrayaan-2'nun manevra yapması gerektiği konusunda anlaştı.
NASA Sözcüsü Nancy Jones şöyle konuştu:
NASA ve ISRO, Chandrayaan-2'nun 18 Ekim'deki çarpışmadan kaçınma manevrasında birbiriyle çalıştı. Uzay ajansları arasındaki bu koordinasyon, uyduların Ay'ın çevresinde güvenli bir şekilde çalışmasını sağlamanın bir parçası. İki araç hiçbir zaman tehlikede değildi.
ISRO da açıklamasında "Bu olay, Ay ve Mars görevlerinde uzay araçlarının birbirine yakınlaşmalarının sürekli olarak takip edilmesinin gerekliliğini gösteriyor" ifadelerini kullandı.
Bu tür manevralar trafiğin ve çöpün yoğun olduğu uzayda yaygın. Örneğin Çin'in 1999'da fırlattığı ve 2002'de hizmet dışı bıraktığı hava durumu uydusunun bir parçası, geçen hafta Uluslararası Uzay İstasyonu'yla (UUİ) çarpışma tehlikesi yaratmıştı.
Ülkenin 2007'de balistik bir füzeyi denemek için vurduğu ve 3 bin parçaya ayırdığı Fengyun-1C'nin kalıntısının kendilerine yaklaştığını tespit eden UUİ astronotları, tehlikeden kaçınmak için manevra yapmak zorunda kalmıştı.
Manevra sonucunda istasyon yaklaşık 1,2 kilometre yukarı çıkarılmıştı.
Independent Türkçe, CNET, Futurism



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news