ABD, Rusya’nın Ukrayna sınırlarındaki askeri faaliyetlerinden endişeli

Kiev’deki Savunma İstihbarat Başkanı şubat ayında ülkesine bir saldırı bekliyor.

Fotoğraf  (Reuters)
Fotoğraf (Reuters)
TT

ABD, Rusya’nın Ukrayna sınırlarındaki askeri faaliyetlerinden endişeli

Fotoğraf  (Reuters)
Fotoğraf (Reuters)

ABD, Rusya’nın Ukrayna sınırındaki ‘olağanüstü’ askeri faaliyetinden ve Moskova yönetiminin uluslararası alanda sürdürdüğü gerginliği tırmandırma politikasından duyduğu endişeyi dile getirdi. ABD sahada yaşananları yakın takibe aldığını vurgularken müttefikleri Avrupa ve NATO üyeleri de aynı tavrı benimsedi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, ABD’nin ‘Rusya’nın Kırım’daki varlığını tanımadığını’ vurguladığı açıklamasında Bulgaristan’ın ‘Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini’ destekleyen tavrını memnuniyetle karşıladıklarını belirtti. Price, Kırım’ın Ukrayna’ya bağlı olduğunun altını çizdi.
Ned Price, düzenlediği basın toplantısında ABD’nin, G7, Avrupa Birliği (AB) ve NATO’nun, ‘Rusya’nın ilhak etme ve işgali sürdürme girişimine rağmen Kırım’ın Ukrayna toprağı olduğu’ konusunda ortak bir tutum sergilediğini belirtti. “Rusya’nın yarımadayı ele geçirmesini ve işgalini meşrulaştırma çabalarını tanımayacağız” ifadesini kullandı.
ABD yönetiminin, ‘olağanüstü’ Rus askeri hareketlerine ilişkin raporlar ve Moskova’nın sınırda güçlerini seferber ettiği 2014 senaryosunun tekrarlanması konusundaki endişelerini dile getiren Sözcü sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu nedenle gerilimi artıran veya saldırgan herhangi bir eylemin ABD ve müttefikleri için büyük bir endişe kaynağı olacağı konusunda çok net konuşuyoruz. Avrupalı ​​müttefiklerimiz ve Ukrayna ile yaptığımız tüm görüşmelerde sadece endişelerimizi ifade etmekle kalmadık, Ukrayna’nın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne olan sarsılmaz desteğimizi de yineledik.”
Ned Price ayrıca Washington’ın ‘Moskova’daki oyunun kurallarının yazılı olduğu kitaba aşina olduğunu’ vurguladı. “Bu aşamada yapmak istemediğimiz şey, oyunumuzun kurallarını ilan etmek ve bu yönde açık bir mesaj göndermektir” dedi. Sözcü, Washington’ın Moskova’dan gerilimi artırmamasını ve saldırgan hamlelerde bulunmamasını istediğini söyledi.

Ukrayna’dan Rusya açıklaması
Ukrayna Askeri İstihbarat Teşkilatı Başkanı General Kirill Budanov, Rusya’nın amacına ulaşmak için Ukrayna’ya saldırmaya yakın olduğunu iddia etti. Budanov, “Bu senaryo yakında, belki de şubat ayı başlarında, yaklaşık 92 bin Rus askerinin Ukrayna sınırına yerleştirilmesinden sonra gerçekleşebilir” ifadesini kullandı.
Budanov, Military Times’a verdiği röportajda, Rusya’nın büyük olasılıkla doğuda havadan ve karadan topçularla ve zırhlılarla saldırılar gerçekleştireceğini, ardından Odessa ve Mariopol’e yöneleceğini belirtti. Budanov açıklamasının devamında “Rusya’nın hazırlandığı saldırı, 2014’te başlayan ve 14 bin Ukraynalının öldürüldüğü çatışmadan daha yıkıcı olacak” dedi.
Birçok gözlemci ise bu açıklamayı, diğer üst düzey Ukraynalı yetkililerin gönderdiğinden farklı bir mesaj olarak değerlendirdi. Washington Post gazetesinin geçen haftaki haberine göre yeni Ukrayna Savunma Bakanı Oleksiy Reznikov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yeni bir işgal kararı alıp almadığını bilmediğini söyledi.
Ancak Budanov’un açıklamalarının şahsi görüşü doğrultusunda mı gelip gelmediği belli değil. Bununla birlikte ABD’nin eski Avrupa Kara Kuvvetleri Komutanı Ben Hodges, “Savunma İstihbaratı Başkanı’nın üzerinde çalıştığı bir plan var” dedi. Geçen pazartesi günü Twitter üzerinden açıklama yapan Hodges şu ifadeleri kulandı:
“Budanov’un değerlendirmesi son derece güvenilir. Kremlin, Ukrayna’yı Batı’ya ‘başarısız bir devlet olarak’ sunmaya ve ‘işgal halinde Batı’nın Ukrayna’yı desteklemeye yönelik her türlü isteği bastırmaya çalışıyor.”
Senato İstihbarat Komitesi Başkanı, Virginia Eyaleti’nden Demokrat Senatör Mark Warner de yaptığı açıklamada ABD Başkanı Joe Biden’ı ‘müttefikleriyle birlikte çalışarak, Avrupa’nın güvenliğini istikrarsızlaştırmaya yönelik daha fazla adım atmaya çağırdı. Rusya’nın dünyadan izolasyonunun ekonomisi için korkunç sonuçlara yol açacağını Putin’e göstermesini istedi.
Washington, Rus petrolünü Almanya’ya ulaştırma amaçlı ‘Nord Stream 2 (Kuzey Akım 2)’ boru hattı sebebiyle Rusya ile bağlantılı ve proje üzerinde çalışan bir şirkete ve gemiye yaptırım uygulayarak Moskova üzerindeki baskısını sürdürdü.
Zira ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, enerji projesinin Avrupa’da Rusya’ya kazandıracağı ek nüfuzdan endişeli. Boru hattının inşasını durdurmayı defalarca denedi ancak sonuç alamadı. Avrupalı şirketler tarafından yatırım yapılan boru hattının sahibi Rus devi ‘Gazprom’ şirketi. ABD geçen yaz projeye dahil olan Almanya ile bir anlaşmaya vardı.
Diğer yandan pazartesi günü onaylanan yaptırımlar, Transadria Ltd. ve Nord Stream’de faaliyet gösteren bir gemiyi hedef aldı. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken yaptığı açıklamada, Biden yönetiminin şu ana kadar boru hattı ile ilişkili 8 kişiye ve 17 gemiye yaptırım uyguladığı bilgisini verdi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Almanya’nın yeni boru hattının faaliyete geçmesine izin vermesi halinde ülkesinin AB’ye doğal gaz tedarikini hızla artırabileceğini duyurdu.
Yapılan açıklamalar doğal gazın büyük bir kısmını Rusya’dan ithal eden Avrupa’da enerji fiyatlarının artmasının şirketlerin ve hane halklarının zarar görmesine neden olduğu yönünde.



İsrail Güvenlik Kabinesi işgal altındaki Batı Şeria'da 19 yeni yerleşim birimini onayladı

İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
TT

İsrail Güvenlik Kabinesi işgal altındaki Batı Şeria'da 19 yeni yerleşim birimini onayladı

İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)

İsrail Güvenlik Kabinesi dün  (Perşembe) geç saatlerde, Maliye Bakanı ve Savunma Bakanlığı'nda Yerleşimden Sorumlu Bakan Bezalel Smotriç tarafından sunulan, İşgal altındaki Batı Şeria’da 19 yeni yerleşim biriminin inşası ve mevcut bazı kaçak yerleşimlerin yasallaştırılmasına yönelik planı onayladı.

Aşırı sağ çizgideki Kanal 14, yeni planın onaylandığını ilk duyuran medya kuruluşu oldu. Haberde, yeni yerleşim birimlerinin kurulmasının ve daha önce kaçak statüsünde olan bazı noktaların yasallaştırılmasının yanı sıra, İsrail’in 2005’te Gazze ve Kuzey Batı Şeria’dan çekilme planı kapsamında boşalttığı yerleşimlere geri dönüşün de öngörüldüğü aktarıldı.

Söz konusu yerleşimlerin bir bölümü Batı Şeria’nın merkezinde, bir kısmı ise kuzey ve güney bölgelerinde, Kudüs çevresine kadar uzanıyor.

sddf
İsrail'in aşırı sağcı maliye bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (Arşiv - AFP)

İsrail Güvenlik Kabinesi onayıyla, daha önce boşaltılan Ganim ve Kadim yerleşimlerinin Cenin yakınlarında yeniden inşa edilmesinin yolu açıldı. Aynı bölgede aylardır devam eden süreçle birlikte Homeş ve Sanur’un da yeniden kurulması kararlaştırılmıştı. Kanal 14, bu gelişmeleri tam anlamıyla kuzeydeki eski yerleşimlere dönüşün tamamlanması şeklinde değerlendirdi ve Smotriç’in hamlesini yerleşim dünyasında gerçek bir devrim olarak nitelendirdi.

Birkaç ay önce de Güvenlik Kabinesi, Batı Şeria’da 22 yeni yerleşimin yasallaştırılması ve inşasına yönelik benzer bir planı kabul etmişti.

Yeni kararla birlikte, her bir yerleşim için hızlandırılmış teknik ve imar hazırlık sürecinin başlatılacağı bildirildi. Kanal 14’ün haberinde, adımın “2005’teki çekilme planıyla ağır darbe alan yerleşim projesinin tarihi bir şekilde düzeltilmesi” olarak görüldüğü ifade edildi.

ds
İsrailli yerleşimciler, işgal altındaki Batı Şeria'da yakınlardaki bir yerleşim karakolunun yakınlarında eşeklere binerek keçi ve koyun sürülerini otlatıyorlar (Arşiv - AFP)

Filistin tarafı karara sert tepki gösterdi.  Filistin'e bağlı Duvar ve Yerleşimlere Karşı Direniş Kurumu Başkanı Müeyyed Şaban, İsrail’in bu adımını “Filistin coğrafyasını ortadan kaldırmaya yönelik kolonyal bir proje kapsamında yürütülen yarış” olarak tanımladı. Şaban, bunun ilhak, ayrımcılık ve toprakların tamamen Yahudileştirilmesi hedeflerini açıkça ortaya koyan tehlikeli bir tırmanış olduğunu söyledi.

ssdc
Kudüs'ün doğusundaki İsrail yerleşimi Ma'ale Adumim'i gösteren bir fotoğraf  (AFP)

İsrail basını da Smotriç’in planlarının kapsamını gündeme taşıdı. Yediot Aharonot birkaç gün önce yayımladığı haberinde, bakanın Batı Şeria’daki yerleşim faaliyetlerini genişletmeyi amaçladığını, 2026 bütçesine bu doğrultuda milyarlarca şekelin ayrıldığını yazdı. Gazeteye göre bütçe, yeni yerleşimler kurulmasını, mevcutların statülerinin düzenlenmesini, altyapı projelerini, yol açmayı ve sağlık, eğitim ile kültür kurumlarının inşasını da kapsıyor.

Aynı haberde, Smotriç’in özellikle Kuzey Batı Şeria’ya yeniden yerleşimi merkez alan bir plan yürüttüğü, çekilme planı kapsamında “yeşil hattın içine” taşınan bazı askeri üslerin yeniden bölgeye taşınmasının değerlendirildiği aktarıldı. Yerleşimci liderlerin hedefinin, 2005’te boşaltılan kuzeydeki yerleşimlere tekrar nüfus yerleştirmek ve uzun vadede Batı Şeria’ya bir milyon yerleşimci taşımak olduğu ifade edildi.


Putin: İran ile ilişkilerimiz olumlu yönde gelişiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
TT

Putin: İran ile ilişkilerimiz olumlu yönde gelişiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bugün Türkmenistan’da düzenlenen uluslararası bir forum kapsamında İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile yaptığı görüşmede, Moskova ile Tahran arasındaki ilişkilerin ‘son derece olumlu bir şekilde geliştiğini’ söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Rus haber ajansı Sputnik’ten aktardığına göre Putin, görüşmede, Rusya’nın Birleşmiş Milletler’de (BM) İran’ın nükleer programı konusunda Tahran ile yakın koordinasyon içinde çalıştığını ifade etti.

dfrgt
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)

Putin, iki ülkenin Buşehr Nükleer Santrali başta olmak üzere çeşitli alanlarda iş birliği yürüttüğünü, ayrıca Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru gibi altyapı projelerinde birlikte çalıştıklarını belirtti. Rus lider, gaz ve elektrik sektörlerinde ortaklık imkanlarının da değerlendirildiğini dile getirdi.

Pezeşkiyan ise görüşmede, Tahran’ın Moskova ile imzalanan kapsamlı stratejik ortaklık anlaşmasının tüm maddelerine bağlı olduğunu vurguladı.


Fildişi Sahili, El Kaide ile bağlantılı militanlara karşı koymak için ABD casus uçaklarını görevlendirmeyi planlıyor

Casus uçak
Casus uçak
TT

Fildişi Sahili, El Kaide ile bağlantılı militanlara karşı koymak için ABD casus uçaklarını görevlendirmeyi planlıyor

Casus uçak
Casus uçak

Fildişi Sahili’nden iki güvenlik yetkilisi, ülkenin ABD Başkanı Donald Trump yönetiminden, El Kaide bağlantılı militanlara karşı sınır ötesi operasyonlarda kullanılmak üzere ülkenin kuzeyine Amerikan keşif uçakları konuşlandırmasını talep ettiğini söyledi. Yetkililer, Washington’dan gelecek kararın gelecek yıl netleşmesini beklediklerini belirtti.

Terörle mücadelede görevli üst düzey bir yetkili, Abidjan ile Washington’ın bölgesel güvenlik ihtiyaçları konusunda mutabakata vardığını, ancak zamanlamanın hâlâ kesinleşmediğini ifade etti.

Beyaz Saray yorum talebine yanıt vermezken, Pentagon şu anda Fildişi Sahili’nde operasyon planı olmadığını açıkladı. ABD Dışişleri Bakanlığı ise değerlendirme yapmaktan kaçındı, ancak “Amerikan çıkarlarıyla bağlantılı olduğunda terörle mücadele hedeflerimizi sürdürmeye devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.

Fildişi Sahili Savunma Bakanlığı da yorum talebine yanıt vermedi.

Washington, geçen yıl Batı Afrika’daki ana üssünü kaybetmişti. Nijer’in güvenlik desteği için Rusya’ya yönelmesi üzerine ABD, 100 milyon dolar değerindeki insansız hava aracı (İHA) üssünden çıkarılmıştı.

Bu üs, Sahel bölgesinde El Kaide ve DEAŞ bağlantılı gruplara ilişkin kritik istihbarat sağlıyordu. Küresel Terörizm Endeksi’ne göre, geçen yıl bölgede bu gruplarla bağlantılı faaliyetler nedeniyle 3 bin 885 kişi hayatını kaybetti. Bu sayı, dünya genelindeki terör kaynaklı ölümlerin yarısına denk geliyor.