ABD’den Fas’a Batı Sahra için çözüm desteği

Washington, Batı Sahra sorununu çözmek için Fas’ın özerklik girişimine desteğini yineledi

Antony Blinken, geçen pazartesi akşamı Faslı mevkidaşı Nasır Burita’yı Washington’da kabul etti (Fas Dışişleri Bakanlığı)
Antony Blinken, geçen pazartesi akşamı Faslı mevkidaşı Nasır Burita’yı Washington’da kabul etti (Fas Dışişleri Bakanlığı)
TT

ABD’den Fas’a Batı Sahra için çözüm desteği

Antony Blinken, geçen pazartesi akşamı Faslı mevkidaşı Nasır Burita’yı Washington’da kabul etti (Fas Dışişleri Bakanlığı)
Antony Blinken, geçen pazartesi akşamı Faslı mevkidaşı Nasır Burita’yı Washington’da kabul etti (Fas Dışişleri Bakanlığı)

Washington, geçen pazartesi akşamı Batı Sahra sorununu nihai olarak çözüme ulaştırmak için ‘ciddi, güvenilir ve gerçekçi bir çözüm’ olarak, Fas’ın özerklik girişimine verdiği desteği yineledi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Fas Dışişleri Bakanı Nasır Burita ile ABD’li mevkidaşıAntony Blinken’i bir araya getiren görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, “Fas’ın özerklik planını ciddi, güvenilir ve gerçekçi olarak değerlendirmeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. 
Öte yandan iki taraf, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin yeni Batı Sahra Özel Temsilcisi Staffan de Mistura’ya, BM himayesinde Sahra’daki siyasi sürece liderlik etme görevinde ‘desteklerini’ dile getirdi. Açıklamada, iki bakanın, özünde zorlu bir müzakere görevi bulunan Mistura’ya ‘sarsılmaz desteklerini’ ilettiği belirtildi.
Görüşmede, ABD, Fas ve İsrail arasında imzalanan ve Krallığın Sahra üzerindeki tam egemenliğinin ABD tarafından tanınmasını sağlayan, ‘son derece önemli’ üçlü anlaşmaya odaklanıldı.
Bu çerçevede Price, Burita ve Blinken’ın ‘Fas, İsrail ve ABD arasında 22 Aralık’a denk gelen ortak bildirinin birinci yıldönümüne övgüde bulunduklarını’ söylerken, ikili ortaklığın ‘barış, güvenlik ve bölgesel refah için ortak çıkarlara dayalı uzun vadeli bir ilişki’ olduğunu hatırlattı.
Eski ABD Başkanı Donald Trump döneminde ABD, Aralık 2020’de Fas’ın Batı Sahra üzerindeki egemenliğini tanırken, bunun karşılığında Fas ise İsrail ile ilişkilerini düzeltti. Joe Biden yönetimi de üçlü anlaşma konusundaki tutumunu değiştirmedi ve anlaşmaya bağlı kaldı.
Öte yandan ABD’li ve Faslı taraflar, Fas- İsrail ilişkilerinin ‘sürekli derinleşmesinin’ önemli olduğunu belirtti. ABD’li ve Faslı bakanların Washington’daki toplantısı, İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz’ınbenzeri görülmemiş Rabat ziyaretinden iki gün önce gerçekleşti.
Aynı şekilde ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, “Bakan Blinken, ortaklığın uzun vadeli olduğunu ve ortak çıkarlara dayandığını vurguladı” derken, görüşmenin iki tarafın ‘bir dizi bölgesel meseleyi’ ele alması için bir fırsat oluşturduğunu da ifade etti. 
ABD diplomasisi başkanı, Burita ile görüşmesinin başlamasından önce yaptığı kısa bir konuşmada, ABD ile Fas arasındaki ‘güçlü ve uzun vadeli’ ortaklığa övgüde bulunurken, ülkesinin bu ortaklığı daha da güçlendirmek istediğini vurguladı.
Bu çerçevede Blinken, “Fas ile uzun vadeli bir ortaklığımız var ve bunu güçlendirmek ve derinleştirmek istiyoruz” dedi.
Diğer taraftan Fas Dışişleri Bakanı, iki ülkeyi birleştiren uzun soluklu ve çok boyutlu ilişkilere dikkati çekti. Blinken, Kral 6. Muhammed’in vizyonu doğrultusunda, ortak zorluklar karşısında bu ilişkileri daha da sağlamlaştırmanın önemli olduğunu kaydetti. 
Burita ise, “Uzun vadeli bir ortaklığımız var. Onu, stratejik diyaloğumuzu ve askeri iş birliğimizi daha da zenginleştirmenin ve dünyadaki çıkarlarımızı ve değerlerimizi savunmanın zamanı geldi” dedi. 
Aynı şekilde Bakan Burita, ‘iklim değişikliği, radikalizm, barış ve güvenlik’ de dahil iki ülke arasındaki bir dizi ortak soruna da değinirken, bunları ‘bu ilişki için önem arz eden konular’ olarak nitelendirdi.



Şiddetli su kıtlığı, yağışların az olduğu bir dönemin ardından Beyrut'un sıkıntılarını daha da artırıyor

Beyrut sokaklarında su taşıyan bir tanker, 3 Temmuz 2025 (AFP)
Beyrut sokaklarında su taşıyan bir tanker, 3 Temmuz 2025 (AFP)
TT

Şiddetli su kıtlığı, yağışların az olduğu bir dönemin ardından Beyrut'un sıkıntılarını daha da artırıyor

Beyrut sokaklarında su taşıyan bir tanker, 3 Temmuz 2025 (AFP)
Beyrut sokaklarında su taşıyan bir tanker, 3 Temmuz 2025 (AFP)

Beyrut sokakları, Lübnanlıların yıllardır görmediği ciddi bir su kıtlığıyla başa çıkmak için halkın satın aldığı su depolarıyla dolup taşıyor. Bu kıtlık, yağışların rekor düzeyde azalması, kuyuların kuruması ve dağıtım şebekelerinin yıpranmasına bağlı.

Beyrut'un güney banliyösü Burc el-Baracne'deki evinde mutfak eşyalarını özenle yıkayan 50 yaşındaki Rima es-Seba, “Su eskiden her gün geliyordu, ama şimdi üç günde bir geliyor” diyor.

Resmi kurumun su tedarikini kesmesi durumunda es-Seba ailesi, yaşadıkları binanın su depolarına su pompalayan özel tankerlere başvuruyor. Rima, mutfak eşyalarını paslandıran tuzlu suyla depoyu doldurmak için 5 dolar ödediğini belirtiyor. İçme suyunu ise Lübnan'daki çoğu kişi gibi hazır şişelerde satın alıyor.

Ancak sosyal hizmet alanında çalışan Rima es-Seba, bu maliyetlerin sınırlı gelire sahip aile için çok ağır olduğunu belirtiyor. Rima, “Bu parayı nereden bulacağım?” diye soruyor. Ülke, Hizbullah ile İsrail arasındaki savaşın yanı sıra, birçok vatandaşını yoksullaştıran ağır bir ekonomik krizle boğuşuyor.

Lübnanlılar uzun yıllardır su kıtlığına alışkın. Enerji ve Su Bakanlığı'nın Ulusal Su Sektörü Stratejisi metninde belirtildiği gibi, ‘nüfusun yüzde 50'den fazlası düzenli olarak kamu su hizmetlerinden yararlanamıyor’.

Bakanlık, barajlar gibi yüzey depolamanın bu açığı kapatmak için yeterli olmadığını, hükümetin sağladığı suyun yarısının ulusal su şebekelerindeki sızıntılar veya hırsızlık nedeniyle ‘israf edildiğini’ belirtiyor.

Yağışların azalması, krizi daha da kötüleştirdi.

Meteoroloji İdaresi'nin yüzey tahminleri bölüm başkanı Muhammed Kenc, 2024-2025 kışında yağış miktarının ‘çok az’ olduğunu belirterek, bu miktarın gözlemlerin başladığı günden bu yana ‘80 yılın en düşük yağış miktarı’ olduğunu söyledi.

cdfgthy
Beyrut'taki bir kuyu suyu dağıtım tesisinde tankerini dolduran bir adam, 3 Temmuz 2025 (AFP)

Ulusal Su Sektörü Stratejisi’ne göre iklim değişikliği su kıtlığını artıracak. Dünya Bankası ise yılın başında ‘iklim değişikliğinin 2040 yılına kadar kuraklık mevsiminde su miktarını yarı yarıya azaltacağı’ öngörüsünde bulundu.

Kısıtlama

Enerji ve Su Bakanı Joseph Saddi geçen hafta ‘mevcut durumun çok zor’ olduğunu bildirdi.

Su kıtlığı, Beyrut'un farklı bölgelerinde farklılık gösteriyor. Yollar, binaların çatılarında yoğun olarak bulunan su depolarını besleyen tankerlerle dolup taşıyor.

Hükümet geçen ay, su tüketimini azaltmaya teşvik etmek için bir kampanya başlattı ve ülke genelinde kurumuş kaynak ve göllerin fotoğraflarını yayınladı.

Beyrut Kuzey İstasyonları Bölümü Başkanı Zuheyr Kazzi, “33 yıldır buradayım ve bu, Beyrut'a pompaladığımız su miktarı açısından geçirdiğimiz en kötü yıl” dedi.

Beyrut ve Lübnan Dağı Su Tesisleri Teknik Uzmanı Antoine ez-Zağbi, geçtiğimiz temmuz ayında AFP ile yaptığı röportajda, başkentte su kısıtlamasının genellikle yaz mevsiminin bitiminden ve kış mevsiminin başlamasından önce, ekim ve kasım aylarında başladığını açıkladı.

Ancak ez-Zağbi'ye göre bu yıl su sıkıntısı erken başladı. Zira bazı kaynaklarda yağışların azalması nedeniyle su miktarının yüzde 50'si bitti. Ez-Zağbi, aşırı tüketim ve deniz suyunun sızma riskini azaltmak için bazı kuyularda kısıtlamanın haziran ayında başladığını belirtti.

Ez-Zağbi, barajlar da dahil olmak üzere daha fazla depolama tesisine ihtiyaç olduğunu vurguladı.

cf90p
Lübnan'ın Batroun kentindeki bir baraj, 10 Temmuz 2025... Lübnan, yağışların az olduğu bir mevsimden sonra bu yaz şiddetli su kıtlığı çekiyor. (Reuters)

Dünya Bankası geçtiğimiz ocak ayında, Beyrut ve çevresindeki bölgelerde su hizmetlerini iyileştirmek için 250 milyon dolardan fazla bir kredi onayladı.

2020 yılında ise çevre aktivistlerinin biyolojik çeşitlilik açısından zengin bir vadiyi tahrip edebileceği gerekçesiyle, başkentin güneyinde bir baraj inşa etmek için verdiği krediyi iptal etti.

Kuyular

Beyrut'un güney banliyösünde yaşayan 66 yaşındaki emekli memur Ebu Ali Nasreddin, aylardır devletin su şebekesinden su alamadığını söyledi.

“Devletin suyu nerede? Nereye aktarılıyor? Kimse bilmiyor” diyen Nasreddin, yaşadığı binayı besleyen kuyunun da kuruduğunu belirtti. Nasreddin ayrıca, tankerlerin sağladığı suyun fiyatının da günden güne yükseldiğini ifade etti.

Bazı bölgelerde 2 bin litre kapasiteli su tankeri fiyatı 20 dolara ulaşıyor ve bu fiyat, tasarruflu kullanımla 5 kişilik bir ailenin bir haftalık ihtiyacını zar zor karşılıyor.

Küçük kamyonuyla su taşıyan 45 yaşındaki Bilal Selheb, suya olan talebin büyük ölçüde arttığını kaydetti.

“Su durumu çok kritik” diyen Selheb, kuyular kuruduğu veya tuzlu hale geldiği için su temininde zorluk yaşadığını belirtti.

Beyrut'un bazı bölgelerinde kuyular uzun zamandır devlet şebekesinin alternatifi veya tamamlayıcısı olarak kullanılıyordu. Ancak söz konusu kuyuların çoğu eskimiş durumda; bu da boruların hasar görmesine ve suyun tuzluluğunun artmasına neden oluyor.

Lübnan Amerikan Üniversitesi Sürdürülebilirlik Sorumlusu Nedim Faracallah, Beyrut'un iç savaşın (1975-1990) başlangıcından bu yana alan ve nüfus açısından büyük ölçüde genişlediğini, ancak su altyapısının bu büyümeye ayak uyduramadığını ifade etti.

Faracallah, birçok sakinin yasadışı olarak kuyular kazdığını, bunların arasında stratejik yeraltı su rezervlerine ulaşan kuyuların da olduğunu belirterek, “Kuyuların sayısını kimse bilmiyor” dedi.

Faracallah, mevcut krizle birlikte tasarruf ve farkındalık kampanyalarının daha erken başlaması gerektiğini düşünüyor.