Filistin'den İsrail'in Doğu Kudüs'te yeni yasa dışı yerleşim birimi inşasını onaylamasına tepki

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Filistin'den İsrail'in Doğu Kudüs'te yeni yasa dışı yerleşim birimi inşasını onaylamasına tepki

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Filistin Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in, işgal altındaki Doğu Kudüs'te 10 bin haneli yeni yasa dışı Yahudi yerleşim inşasını onaylamasına tepki gösterdi.
Bakanlıktan, İsrail'e bağlı Kudüs Belediyesi Bölge Planlama ve İnşa Komitesi'nin aldığı karara ilişkin yazılı bir açıklama yapıldı.
İsrail'in, "yerleşim birimini genişletmek için Uluslararası Kudüs Havalimanı arazisinde 10 bin yeni yerleşim konutunun inşasına onay vermesini kınadıkları" aktarılan açıklamada, İsrail'in planının, Kudüs'ün tarihi, yasal ve demografik yapısını değiştirmeyi amaçladığı ve Filistin devletinin başkenti olacak kenti, gelecekte yapılması muhtemel herhangi bir müzakereden çıkarma çabaları kapsamında olduğu kaydedildi.
Açıklamada, plandan duyulan endişe ifade edilerek, uluslararası toplum ve ABD yönetimine Yahudi yerleşim projelerinin durdurulması için acil müdahale çağrısı yapıldı.

İsrail, yasa dışı yerleşim yeri için geçmişte de girişimde bulunmuştu
İsrail basınının bugün, Ordu Radyosu'ndan aktardığı habere göre, İsrail'in Kudüs Belediyesi'ndeki ilgili bir alt komite, Doğu Kudüs yakınlarında bulunan ve 2000'lerin başındaki İkinci İntifada'dan bugüne atıl durumda bekleyen Uluslararası Kudüs (Atarot) Havalimanı çevresinde 10 bin haneli yasa dışı Yahudi yerleşim yeri inşası için ilk onayı vermişti.
İsrail söz konusu yasa dışı yerleşim yeri için geçmişte girişimde bulunmuş ancak uluslararası baskı karşısında geri adım atmıştı.
İsrailli sivil toplum örgütü Barış Şimdi (Peace Now), Doğu Kudüs yakınlarındaki yerleşim yerine ilişkin İsrail'in havalimanı bölgesini kamu arazisi olarak saydığını ancak bu toprakların bir kısmının Filistinlilerin özel mülkü olduğuna dikkat çekmişti.
İsrail'in 1967'de işgal ettiği Doğu Kudüs ve Batı Şeria'da 250'den fazla yasa dışı Yahudi yerleşim birimi bulunuyor. Bu yerlerde ikamet eden 450 bini Batı Şeria'da 150 bin kadarı Doğu Kudüs'te olmak üzere yaklaşık 600 bin Yahudi yerleşimci, işgal altında yaşayan Filistinliler için hayatı daha da zor hale getiriyor.
Uluslararası hukuka göre, işgal altındaki Filistin topraklarında bulunan tüm Yahudi yerleşim birimleri yasa dışı kabul ediliyor.



Şara: Devlet, azınlıkları korumaya ve hangi taraftan olursa olsun tüm ihlalcileri sorumlu tutmaya kararlıdır

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (Arşiv – DPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (Arşiv – DPA)
TT

Şara: Devlet, azınlıkları korumaya ve hangi taraftan olursa olsun tüm ihlalcileri sorumlu tutmaya kararlıdır

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (Arşiv – DPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (Arşiv – DPA)

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, Dürzilerin çoğunlukta olduğu Süuveyda vilayetinde bir hafta içinde 700'den fazla kişinin ölümüne neden olan şiddet olaylarının ardından, devletin ülkedeki ‘azınlıkları koruma’ ve ‘hangi taraftan olursa olsun tüm ihlalcileri sorumlu tutma’ konusundaki kararlılığını yineledi. Eş-Şara bugün Suriyelilere hitaben yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Suriye devleti ülkedeki tüm azınlıkları ve mezhepleri korumaya kararlıdır ve hangi taraftan olursa olsun tüm ihlalcileri sorumlu tutmaya devam edecektir. Hiç kimse hesap vermekten kaçamayacak. İşlenen tüm suçları ve ihlalleri reddediyoruz... Adaletin sağlanmasının ve hukukun herkese uygulanmasının önemini vurguluyoruz.”

“Süveyda vilayetindeki son olaylar tehlikeli bir hal aldı” diyen Suriye Cumhurbaşkanı, “Suriye devleti durumu yatıştırmak için müdahale etmeseydi gruplar arasındaki şiddetli çatışmalar kontrolden çıkacaktı” ifadesini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Suriye resmi haber ajansı SANA’dan aktardığına göre eş-Şara bugün yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: “Suriye devleti zor duruma rağmen durumu sakinleştirmeyi başardı. Ancak İsrail'in müdahalesi, güneyin ve Şam'daki hükümet kurumlarının bariz bir şekilde bombalanması sonucunda ülkeyi istikrarını tehdit eden tehlikeli bir aşamaya itti. Bu olaylar sonucunda ABD’li ve Arap arabulucular durumu yatıştırmak amacıyla devreye girdiler.”

Eş-Şara sözlerini şöyle sürdürdü: “Devlet bazı bölgeleri terk ederken, Süveyda'daki silahlı gruplar Bedevilere ve ailelerine karşı intikam saldırıları düzenlemeye başladı. İnsan hakları ihlallerinin eşlik ettiği bu intikam saldırıları, diğer kabilelerin Suveyda'daki Bedeviler üzerindeki kuşatmayı kırmak için bölgeye akın etmesine neden oldu.”

Eş-Şara, “Devlet, Suriye'nin kurtuluşundan sonra Süveyda'nın yanında durdu ve onu desteklemeye hevesliydi. Ancak bazı kişiler şehri ve ulusal istikrardaki rolünü kötüye kullandı. İçerideki bazı tarafların Süveyda'yı uluslararası çatışmalarda dış destek aracı olarak kullanması Suriyelilerin çıkarlarına hizmet etmiyor, aksine krizi daha da kötüleştiriyor” dedi.

Suriye Cumhurbaşkanı, “İster Süveyda'nın içinden ister dışından olsun, işlenen tüm suçları ve ihlalleri reddediyor, adaleti sağlamanın ve hukuku uygulamanın önemini vurguluyoruz. Bu hassas noktada, aklın ve bilgeliğin sesinin galip gelmesine ve akıllı ve sağduyulu olanın önünün açılmasına ihtiyaç vardır. Gerçekler Suriye'nin bölünme, ayrılık ya da mezhepsel kışkırtma projeleri için bir deneme alanı olmadığını doğrulamaktadır” ifadelerini kullandı.

Eş-Şara, “Suriye devletinin gücü, halkının bütünlüğünden, bölgesel ve uluslararası ilişkilerinin gücünden ve ulusal çıkarlarının birbirine bağlılığından kaynaklanmaktadır” diyerek sözlerini noktaladı.