Rusya-İslam Dünyası Stratejik Vizyon Grubu toplantısına katılanlardan ‘yakınlaşma ve diyaloğun’ önemine vurgu

Rusya-İslam Dünyası Stratejik Vizyon Grubu toplantısından bir kesit (SPA)
Rusya-İslam Dünyası Stratejik Vizyon Grubu toplantısından bir kesit (SPA)
TT

Rusya-İslam Dünyası Stratejik Vizyon Grubu toplantısına katılanlardan ‘yakınlaşma ve diyaloğun’ önemine vurgu

Rusya-İslam Dünyası Stratejik Vizyon Grubu toplantısından bir kesit (SPA)
Rusya-İslam Dünyası Stratejik Vizyon Grubu toplantısından bir kesit (SPA)

Suudi Arabistan’ın Cidde şehrinde ‘Diyalog ve İşbirliği Beklentileri’ sloganı altında dün başlayan Rusya-İslam Dünyası Stratejik Vizyon Grubu toplantısına katılanlar, diyaloğun görüşleri yakınlaştırma ve ilişkileri her yönden pekiştirmedeki önemine vurgu yaptı.
Şarku’l Avsat’a demeç veren Pakistan Din İşleri ve İnançlararası Uyum Bakanı Dr. Pir Nurulhak Kadri, “Grup kapsamında yürütülen diyalog, Rus tarafı ile ilişkilerin sağlamlaştırılmasına yönelik tüm konu ve alanlar araştırıldığı için büyük önem taşıyor. Toplantının bu ilişkilerin devamı ve güçlenmesi için bir köprü olacağına inanıyoruz” diyerek, toplantıya ev sahipliği yapan Suudi Arabistan liderliğine teşekkür etti.
Kadri, Kral Selman bin Abdulaziz liderliğindeki Suudi Arabistan politikasını, İslam ülkelerini desteklemek için attığı adımları ve bu toplantı da dahil olmak üzere Müslümanları bir araya getirmek için yaptıklarını Pakistan’ın her zaman desteklediğini vurguladı.
Bakan Kadri, “Bölge ve dünya meselelerinde önemli bir role sahip olduğu için Rusya ile bağlantı kurmak akıllıca bir adım. Özellikle Müslümanların bir dereceye kadar radikalizmle karşı karşıya kaldığı Rusya’da İslamofobi terimini boşa çıkaran bu tür toplantıların olumlu sonuçları olacaktır. Bu toplantı tüm noktaları ele alacak ve fikir birliğini yaygınlaştıracaktır” ifadelerini kullandı.
Endonezya Diyanet İşleri Bakanı Yakut Kamas ise, Şarku’l Avsat’a, Rusya ve İslam dünyası arasındaki diyaloğunun önemli ve dünyadaki mevcut durumla orantılı olduğunu söyledi.
Kamas, radikal gruplar ile ilgili görüşlerini ise şu ifadelerle anlattı;
“İslamın derin köklerinin anlaşılması gereken önemli bir unsur olduğunu, günlük sosyal ve bireysel hayatımızda yaşadığımız her şeyi içerdiğini vurguluyoruz. Bu nedenle radikalizmle mücadele, İslam dininin bireyin hayatındaki kapsamlı pratik uygulamasından geçer ve metnin dışında bir şey varsa, bu dinden değildir. İslam, nasıl yaşanacağını ve hayattaki temel şeylerin nasıl organize edileceğini öğreten bir dindir.”
Mısır Baş Müftüsü Şevki Allam ise Şarku’l Avsat’a şunları söyledi:
“Bu aşamada yakınlaşmaya çok ihtiyacımız var ve insanlığın sadece diyalogla olan tanışmanın yanı sıra Kur’an-ı Kerim’de anlatılan takva üzerine işbirliğini de uygulaması gerekiyor. Kral Selman’ın himayesinde düzenlenen Cidde toplantısı bu yöndedir ve bu toplantının arzu edilen hedeflerle sonuçlanacağına güveniyoruz. Farklı toplumlar arasındaki diyaloğu derinleştiren bu tür toplantılara himayelerinden dolayı Kral Selman ve Veliaht Prens’e büyük saygı ve takdirlerimizi ifade ediyoruz.”
Allam, bu toplantıların bölünme çağrısı yapan sesleri susturmadaki rolüne değinerek, “Ümmet, liderleri ve halkının zekasıyla çok şey yapabilir. İşbirliği ve ortaklığa hevesli olabilir, bölünme ve parçalanmayı reddedebilir. Aynı zamanda, Müslümanları dağıtmak isteyen fitne ve radikal düşünce savunucuları açığa çıktı, ancak alimlerimiz ve ümmetin önde gelenleri, başta başarılı olduğumuz fikri yön olmak üzere birçok yönden tetikteydi. Gençlerimize açık bir mesaj olarak, bu radikal grupların unsurlarının devam etmeyeceğini söylüyoruz. Resulullah’tan miras kalan doğru düşünce, geriye kalan tek şeydir” dedi.



Bir inanç yolculuğunun ardından... Danimarkalı mühtedi kadın, İslam’la tanışalı henüz bir yıl olmadan hacca gitti

Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
TT

Bir inanç yolculuğunun ardından... Danimarkalı mühtedi kadın, İslam’la tanışalı henüz bir yıl olmadan hacca gitti

Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)

Mekke: Ömer el-Bedevi

Danimarka vatandaşı Liz Christensen, bir yıldan kısa bir süre önce, bir inanç sığınağı arayışı yolculuğunun ardından İslam'ı seçtiğini açıkladı.

Şarku’l Avsat ile yaptığı sohbette, dünyanın farklı yerlerinden dua ederek gelen hacıların görüntüsü de dahil olmak üzere İslam'a ait olmanın tüm tezahürlerini anlatırken sözleri gözyaşlarıyla karıştı.

Liz, bu yıl dünyanın 100 ülkesinden 2 bin 443 hacı adayını ağırlayan İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Misafir Programı'nın bir parçası. Misafirlerin her birinin inançlarının özünü ve çevreleri üzerindeki etkisini yansıtan bir hikayesi var.

Bu misafirlerin arasında, Danimarka'dan Suudi Arabistan'a yaklaşık on saatlik bir yolculukla gelen ve Haccın büyük rüknünü yerine getirmek üzere Arafat'ta vakfeye duran, inanç atmosferiyle dolu, huşu ve sükûnet içinde, takdir-i ilahi ile kuşatılmış hacılara katılarak, kendilerine af, mağfiret, merhamet ve ateşten kurtuluş bahşetmesi için Allah'a dua etmesine vesile olan kendi hikâyesine sahip Liz de bulunuyor.

Danimarkalı mühtedi Liz Christensen, yıllarını inanç yolculuğu üzerine düşünerek geçirdi. (Şarku’l Avsat)Danimarkalı mühtedi Liz Christensen, yıllarını inanç yolculuğu üzerine düşünerek geçirdi. (Şarku’l Avsat)

Şarku’l Avsat'a konuşan Liz gözyaşlarına hâkim olmaya çalışarak şunları söyledi: “Mutluluktan ağlıyorum. Çünkü küçüklüğümden beri Tanrı'yı arıyordum. Pek fazla insanın Tanrı hakkında düşünmediği ya da konuşmadığı bir toplumda büyüdüm ama ben Tanrı'yı arıyordum.”

Liz, inanç yolculuğu boyunca yıllarını düşünerek ve tefekkür ederek geçirmiş, mantığa aykırı olduğuna inandığı şeyleri eleştirmeye cesaret etmiş ve doğayı tefekkür etmesi onu gerçeğin özünü aramaya yöneltmiş.

Liz şöyle diyor: “Dünyadaki güç her zaman galip geldi ve sonra bu güce sevgi demeye başladım. ‘Sevgi en büyük güçtür’ dedim ve bundan tatmin oldum. Sonra doğaya geçtim ve ağaçlardan çok etkilendim. Bu yüzden ağaçlara baktığımda ‘Bir şey var, bir yaratıcı var diyorum’. Zira doğaya baktığımda bunun kendi kendine olması imkânsız.”

Yaklaşık iki milyon Müslüman bu yıl Hac ibadetini yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitti. (Fotoğraf: Beşir Salih)Yaklaşık iki milyon Müslüman bu yıl Hac ibadetini yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitti. (Fotoğraf: Beşir Salih)

Liz kendi inanç yolculuğuna devam ederken, oğlu geçen yıl şubat ayında İslam'ı seçtiğini açıkladı ve bu onun hareketi hakkında konuşmak için bir fırsat oldu. Liz şöyle diyor: “Bana bunu anlattığında ağlıyordum ama şimdi bunun gerçek olduğunu biliyorum.”

Bu yıl yaklaşık iki milyon Müslüman'ın Hac ibadetini yerine getirdiği kutsal topraklara gelen Liz, mekânın dinginliği karşısında şaşkına döndüğünü ifade etti. “Burada olduğum ve bu kadar çok kız kardeşle konuşabildiğim için çok mutluyum” diyen Liz, Haccın inanç arayışındaki uzun yolculuğunun doruk noktası olduğunu söyledi.