Aile içi şiddet radikalleşmeyi artıran bir faktör

Olaylar, evde şiddete tanık olan bir çocuktan, eşini öldürmeye teşebbüsten hüküm giymiş kişilere kadar uzanıyordu (Reuters-Arşiv)
Olaylar, evde şiddete tanık olan bir çocuktan, eşini öldürmeye teşebbüsten hüküm giymiş kişilere kadar uzanıyordu (Reuters-Arşiv)
TT

Aile içi şiddet radikalleşmeyi artıran bir faktör

Olaylar, evde şiddete tanık olan bir çocuktan, eşini öldürmeye teşebbüsten hüküm giymiş kişilere kadar uzanıyordu (Reuters-Arşiv)
Olaylar, evde şiddete tanık olan bir çocuktan, eşini öldürmeye teşebbüsten hüküm giymiş kişilere kadar uzanıyordu (Reuters-Arşiv)

İngiltere Terörle Mücadele Polisi tarafından yaptırılan ve bugün sonuçları açıklanan araştırmada, radikalleşme riski altında olan kişilerin hayatında aile içi şiddetin yaygın olduğu görüldü.
Reuters’a göre, radikalleşmeye karşı savunmasız olarak (V2R) sınıflandırılan 3 bin 45 kişiyi inceleyen çalışmada, bunların üçte birinden fazlasının suçlu, istismarcı, mağdur veya bu üçünün birleşimi olarak bir aile içi şiddet olayıyla bağlantısı olduğu tespit edildi.
Olaylar, evde şiddete tanık olan bir çocuktan, eşini öldürmeye teşebbüsten hüküm giymiş kişilere kadar uzandı.
Starlight Projesi olarak bilinen araştırma, 2019’da İngiltere ve Galler’deki V2R programına başvuranların yaklaşık yarısını içerdi.
Çalışma, programa başvuran 16 ila 64 yaşları arasındaki kişilerin yüzde 15’inden biraz fazlasının aile içi şiddet mağduru olduğu sonucuna ulaştı. Bu, tahmin edilen oranın yaklaşık üç katı.
Söz konusu çalışmada, erkekler çoğunlukla fail olarak kaydedilirken, kadınlar genellikle kurban olarak not edildi.
Çalışma, aile içi şiddet bağlantısı olduğu kanıtlanan vakalarda, programa başvuranların yüzde 18’inde aşırı sağ ideolojinin olduğunu da kaydetti.



Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
TT

Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)

Yeni bir çalışma, özellikle günlük kalorinin yüzde 22'sinden fazlasının proteinden geldiği yüksek proteinli beslenme biçimlerinin, ateroskleroz gelişimine yani atardamarların sertleşmesine katkıda bulunarak kalp sağlığı sorunlarına yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

Pittsburgh Üniversitesi'nden araştırmacılar hem hayvan hem de küçük ölçekli insan deneylerini kullanarak fazla proteinin, özellikle de et ve yumurta gibi hayvansal kaynaklarda bulunan lösin adlı amino asidin, arteriyel plak oluşumunda rol oynayan temel bağışıklık hücreleri makrofajlarda mTOR sinyalini tetiklediğini keşfetti.

Hakemli dergi Nature Metabolism'de çarşamba günü yayımlanan çalışmanın başyazarı Dr. Babak Razani, "Yaklaşık yüzde 22 kilokalori protein içeren yemekler yemek, protein ve lösinin riski artırdığı eşik noktasına denk geliyor" diyor.

Ancak tüm uzmanlar aynı fikirde değil. Razani'nin ekibinin 2020'de yaptığı bir çalışma, yüksek proteinli beslenme biçimlerini kardiyovasküler hastalık riskinin artmasıyla ilişkilendirmişti.

2023'te insanlar üzerinde yapılan daha büyük bir çalışmada, yüksek ve standart seviyede protein içeren diyetler arasında kardiyovasküler çıktılar açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştı.

Araştırmada yer almayan kardiyolog Dr. Stephen Tang, çalışmanın herhangi bir sonuca varılamayacak kadar küçük ölçekli olduğunu iddia ediyor. Yine de bu çalışmanın, kalp uzmanlarının bitki ağırlıklı beslenme biçimlerine giderek daha fazla yöneldiğine dair artan kanıtlara işaret ettiğine değiniyor.

Medical News Today'e konuşan Tang, "Ben olsam farklı bir şey yapmazdım" diyor. 

Ancak bu çalışma, yüksek proteinin doğru yol olmadığına dair daha fazla kanıt sunuyor. Kardiyologlar genellikle proteine değil, kolesterol ve yüksek tansiyona odaklanır. Bu çalışma, bitki temelli beslenmenin kalp sağlığına iyi geldiğini doğruluyor.

1984'te yapılan bir çalışmada ekmek, sebze, meyve, kuruyemiş, fasulye ve makarna gibi gıdalardan elde edilenler bitkisel protein diye tanımlanmıştı. Bunlardan daha fazla tüketen kadınların sağlıklı yaşlanma olasılığı yüzde 46 daha fazlayken, hayvansal proteinlere bel bağlayanların yaşlandıkça sağlıklı kalma ihtimali yüzde 6 daha azdı.

Mevcut beslenme kılavuzları genel olarak proteinin günlük kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını tavsiye ederken, alt sınırı vücut ağırlığının bir kilogramı başına yaklaşık 0,8 gram (enerjinin yaklaşık yüzde 11'i) olarak belirlemek çoğu yetişkin için yeterli.

Amerikan Kalp Derneği de protein niteliğinin kritik olduğunu belirtiyor. Fasulye, mercimek, kuruyemiş, tohumlar ve omega-3 bakımından zengin yağlı balıklar gibi bitki bazlı proteinleri tercih edip kırmızı ve işlenmiş etlerle doymuş yağ tüketimini sınırlandırmayı öneriyor.

Harvard araştırmacıları da aşırı proteinin doğası gereği zararlı olmadığını ancak hayvansal proteine fazla bel bağlamanın bitkisel proteine kıyasla kolesterolü ve ölüm riskini artırabileceğini ifade ediyor.

Independent Türkçe