Kral Selman: Rusya ile köklü ilişkiler, son yıllarda niteliksel sıçramalara tanık oldu

Putin, İslam ülkeleriyle ilişkilerin geliştirilmesinin önceliğine işaret etti

Mekke Emiri ve Merkezi Hac Komitesi Başkanı Prens Halid el-Faysal, Tataristan Cumhurbaşkanı Rüstem Minnihanov ve Rusya Federasyonu ile İslam dünyası ülkelerinden çok sayıda yetkili, alim ve düşünür dün Cidde'de bir araya geldiler (SPA)
Mekke Emiri ve Merkezi Hac Komitesi Başkanı Prens Halid el-Faysal, Tataristan Cumhurbaşkanı Rüstem Minnihanov ve Rusya Federasyonu ile İslam dünyası ülkelerinden çok sayıda yetkili, alim ve düşünür dün Cidde'de bir araya geldiler (SPA)
TT

Kral Selman: Rusya ile köklü ilişkiler, son yıllarda niteliksel sıçramalara tanık oldu

Mekke Emiri ve Merkezi Hac Komitesi Başkanı Prens Halid el-Faysal, Tataristan Cumhurbaşkanı Rüstem Minnihanov ve Rusya Federasyonu ile İslam dünyası ülkelerinden çok sayıda yetkili, alim ve düşünür dün Cidde'de bir araya geldiler (SPA)
Mekke Emiri ve Merkezi Hac Komitesi Başkanı Prens Halid el-Faysal, Tataristan Cumhurbaşkanı Rüstem Minnihanov ve Rusya Federasyonu ile İslam dünyası ülkelerinden çok sayıda yetkili, alim ve düşünür dün Cidde'de bir araya geldiler (SPA)

Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz adına konuşan Mekke Emiri ve Merkezi Hac Komitesi Başkanı Prens Halid el-Faysal, Rusya-İslam Dünyası Stratejik Vizyon Grubu’nun “Diyalog ve İş birliği İçin Beklentiler” başlığı altında Cidde’de düzenlenen toplantısında, Suudi Arabistan ile Rusya ilişkilerinin köklü ve sağlam olduğunu ve bu ilişkilerin son yıllarda niteliksel sıçramalara tanık olduğunu vurguladı. Faysal, iki ülke arasında her alanda birçok anlaşmanın imzalanmasıyla sonuçlanan üst düzey ziyaretler gerçekleştiğinin de altını çizdi.
Emir Halid el-Faysal, ülkesinin İslam dünyası ile Rusya Federasyonu arasında gerçekleşen Rusya-İslam Dünyası Stratejik Vizyon Grubu toplantısının, bölgesel ve uluslararası güvenlik ve istikrarı teşvik etmedeki, dinler ve kültürler arası diyalogun yoğunlaştırılmasındaki ve radikalizm ve terörizmle mücadelede iş birliğinin arttırılmasındaki öneminin farkında olduğunu belirtti.
Emir Halid el-Faysal, Kral Selman adına yaptığı konuşmada, Suudi Arabistan ile Rusya arasında köklü ve sağlam ilişkilerin olduğunu ve bu ilişkilerin 95. yılını doldurduğunu ifade etti. Mekke Emiri, iki ülke arasındaki ilişkilerin son yıllarda niteliksel sıçramalara tanık olduğunu ve karşılıklı olarak gerçekleştirilen üst düzey ziyaretlerde ekonomik, kültürel ve savunma alanlarında birçok anlaşmanın imzalandığını belirtti.
Kral Selman, Emir Halid el-Faysal aracılığıyla yaptığı açıklamada, dünyamızın karşı karşıya olduğu mevcut zorlukların ‘hepimizin aynı gemide olduğunu ve hiçbir ülke veya bölgenin siyasi çatışmalar, salgın hastalıklar, ekonomik durgunluk ve iklim değişikliği gibi dünyada olup bitenlerden uzakta olmadığını gösterdiğini’ vurguladı.
Emir Halid el-Faysal, İslam dininin hoşgörü ve ılımlılık dini olduğunu, tüm ırk ve etnik kökenlerden insanlar arasında kabul görmesinin nedeninin de bu olduğunu ve ülkesinin ılımlılık ve bir arada yaşama ilkelerini benimsemede onurlu bir rol üstlendiğini belirtti. Suudi Arabistan’ın, bu alandaki bölgesel ve uluslararası çabaları desteklemeye çalıştığını ve bu konuda birçok girişimde bulunduğunu vurgulayan Mekke Emiri, bunların başında, Mekke Bildirgesi’nin kabulü ve Suudi Arabistan’ın Birleşmiş Milletler Medeniyetler İttifakı'na (UNAOC) olan desteği, farklılığın anlaşmazlık anlamına gelmediğine ve hoşgörünün aşkınlık gerektirdiğine inanarak, bu ilkelere hizmet etmeye yönelik gelecekteki her türlü çabayı destekleyeceğine dair taahhüdünün geldiğini kaydetti.
Mekke Emir, Suudi Arabistan’ın Rusya ile uluslararası meşruiyete saygı duyulması ve ilişkilerin karşılıklı saygı, devletlerin egemenliği, bağımsızlığı ve birliği temelinde kurulması, ülkelerin bir birlerinin içişlerine karışmaması başta olmak üzere birçok temel ilkeyi paylaştığını, iki ülkenin de uluslararası hukukla yönetilen, güvenlik ve istikrarı artıran adil bir dünya düzenine bağlı olduklarını ve bölgesel çatışmaların çözümüne arabuluculuk yaptıklarını söyledi. Emir Halid el-Faysal, Suudi Arabistan ve Rusya’nın aynı zamanda uluslararası iş birliğini geliştirmek için birlikte çalışmalarını sağlayan G7 ve OPEC + gruplarına üye olduklarını da hatırlattı.
Rusya'nın uzun yıllara dayanan bir kültürel mirası paylaştıkları için İslam dünyası ile sağlam ilkeleri paylaştığını da sözlerine ekleyen Emir, ayrıca Rusya’nın, 15 yılı aşkın bir süredir İslam İşbirliği Teşkilatı'nın (İİT) gözlemci üyesi olmasının ve verimli bir iş birliği içerisinde bulunmasının, İslam dünyası ile güçlü ilişkilere sahip olduğunun göstergesi olduğunu vurguladı. Mekke Emiri, Rusya'da 20 milyondan fazla Müslüman’ın, topluluklarıyla uyum içinde yaşadıklarının ve dini vecibelerini özgürce yerine getirme haklarından yararlandıklarının da altını çizdi.
İslam ülkelerinin Rusya ile ilişkilerinin dinamiklerinin çok yönlü ve çeşitli olduğunu ifade eden Emir Halid el-Faysal, bu ilişkilerin kalkınma, eğitim, yazılım ve Dördüncü Sanayi Devrimi'nin (Endüstri 4.0) uygulamaları alanlarında bilimsel ve teknolojik iş birliği köprülerini güçlendirmeye hazırlandığını belirtti.  Ekonomik iş birliğinin, İslam dünyası ülkeleri ile Rusya arasındaki karşılıklı bağımlılığın bel kemiğini oluşturduğunu söyleyen Emir Faysal, Rusya-İslam Dünyası Stratejik Vizyon Grubu ülkeleri için helal ürünler ve İslami finans sistemi de dahil olmak üzere çeşitli alanlarda sağlam ekonomik ortaklıklar kurmak için elverişli fırsatlar olduğunu, bunlara yatırım yapılması ve bunları geliştirmek için çalışılması gerektiğini ifade etti.
Dün Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz’in himayesinde Cidde'de düzenlenen ve Mekke Emiri ve Merkezi Hac Komitesi Başkanı Prens Halid el-Faysal tarafından açılışı gerçekleştirilen Rusya-İslam Dünyası Stratejik Vizyon Grubu toplantısına katılanlar arasında, Rusya Federasyonu’na bağlı Tataristan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve Rusya-İslam Dünyası Stratejik Vizyon Grubu Başkanı Rüstem Minnihanov’un yanı sıra Rusya Federasyonu ve İslam dünyası ülkelerinden yetkililer, alimler ve düşünürler yer aldı.
Cumhurbaşkanı Minnihanov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin adına yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Putin, ülkesinin İslam ülkeleriyle ikili düzeyde dostane ilişkileri ve İİT ile diyalogu geliştirmeye büyük önem veriyor. Bölgesel ve küresel gündemdeki çok sayıda zorlu konuda tutumlarımızın oldukça yakın olduğunu söylüyor. Hepimizi, hukukun üstünlüğüne ve devletler arasında barış içinde bir arada yaşamaya dayalı, her türlü dayatmadan ve her türlü ayrımcılıktan uzak, adil ve demokratik bir dünya inşa etmeye çağırıyor.”
Ticari, ekonomik, bilimsel ve insani alanlarda iş birliğinin ciddi bir ilgiyi hak ettiğini vurgulayan Minnihanov, “Bu ortak çalışmanın yapıcı ve verimli olmasını, ülkeler arasındaki iş birliği ve karşılıklı güvenin güçlenmesine yardımcı olmasını umuyoruz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Minnihanov, Rusya-İslam Dünyası Stratejik Vizyon Grubu Başkanı sıfatıyla yaptığı konuşmada, Rusya Devlet Başkanı Putin'in 2005 yılından bu yana İslam ülkeleriyle iş birliğine büyük önem verdiğinden bahsetti. Tek bir kutba dayalı yeni bir dünya düzeni dayatmaya yönelik tüm girişimlerin başarısız olduğuna işaret eden Minnihanov, “Birçok ülke bağımsızlığa yöneliyor, tutumlarını ortaya koyuyor ve ilişkilerimizde yaklaşan fırsatları değerlendirmemiz gerekiyor” dedi.
Öte yandan Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan adına konuşan Dışişleri Bakan Yardımcısı Velid el-Hureyci, Suudi Arabistan ve Rusya ilişkilerinin 95 yılı aşkın bir süredir karşılıklı güven, anlayış ve iki ülke ile bölgeyi ilgilendiren konularda sürekli koordinasyon temellerine dayanan istikrarlı bir gelişmeye tanık olduğuna işaret ederek, bunun da siyasi, ekonomik, kültürel ve diğer alanlarda iş birliği fırsatlarını artırdığını, iki dost ülkenin büyümesinin ve refahının yanı sıra uluslararası barış ve güvenliğin korunmasına katkı sağladığını belirtti.
Suudi Arabistan’ın bir arada yaşama ve hoşgörü kültürünü yaymaya çalıştığını ve bu bağlamda uluslararası diyalog için somut çabalar sarf ettiğini vurgulayan Hureyci, Kral Abdülaziz Ulusal Diyalog Merkezi aracılığıyla toplumun tüm kesimleri arasında etkili bir iç diyalog kurulmaya çalışıldığını, farklı dinler ve kültürler arasında diyalog kültürünün yayılmasına uluslararası düzeyde katkıda bulunulduğunu ve Kral Abdullah Uluslararası Dinler ve Kültürler Arası Diyalog Merkezi’nin (KAICIID) kurulması, Mekke Bildirgesi’nin kabulü ve UNAOC’ın çabalarına destek gibi bu konuda çeşitli girişimler başlatıldığını kaydetti.
İİT Genel Sekreteri Hüseyin İbrahim Taha ise telekonferans aracılığıyla yaptığı konuşmada, Rusya Federasyonu'nun İslam dünyası, İİT ve İİT üyesi ülkelerle ilişkilere olan ilgisinin, İİT üyesi ülkelerin ve üye olmayan ülkelerdeki Müslüman toplulukların Rusya ile İslam dünyası arasında iş birliğini sürdürme ve kültürel ve ekonomik bağları geliştirme arzusuyla örtüştüğünü söyledi.  Taha, toplantının “Diyalog ve İş birliği İçin Beklentiler” şeklindeki başlığının, sürdürülebilir kalkınma sorunlarının yanı sıra barış ve güven ortamının korunması, çatışmaların sonlanması, radikalizm ve terörizmle mücadele alanında hem Rusya hem de İslam dünyasının çıkarlarına uygun olduğunu açıkladı.
Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreteri Dr. Nayef el-Hacref de Suudi Arabistan’ın dinler ve kültürler arasında diyalog başlatma, karşılıklı saygı temelinde ortak bir uzlaşıya ulaşmak amacıyla toplantı düzenlemek, ortak çıkara değinmek ve fikir ve görüş alışverişinde bulunmak için bir çerçeve oluşturduğunu söyledi. Hacref, Suudi Arabistan’ın dinler ve kültürler arasında diyalog girişimi, ortak bir anlayış ve karşılıklı saygıya ulaşmak amacıyla bir araya gelmek, meseleleri sunmak ve fikir alışverişinde bulunmak için bir çerçeve oluşturdu.
Toplantıda Dünya İslam Birliği Genel Sekreteri Dr. Şeyh Muhammed el-İsa’nın mesajını ileten Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Abdurrahman ez-Zeyd, insan medeniyeti kazanımlarını korumaya yönelik ahlaki taahhüdü yenileyen öncü bir girişimin parçası olarak iletişimi ve yakınlaşmayı geliştirme çabalarına övgüde bulundu. Zeyd, Rusya’nın seçkin medeni vizyonunun, dini ve etnik çeşitlilik arasında uyumu teşvik ederek ve milliyetleri ve dinleri ne olursa olsun herkesi ulusun ortak kaygıları, başarıları, hırsları ve umutlarına dahil ederek tek bir vatandaş inşa etmedeki önemini vurguladı.
Etnik ve dini çeşitliliği ile Rusya deneyiminin, dinlerin barış, hoşgörü ve bir arada yaşama ilkelerine dayalı sürdürülebilir bir insani yakınlaşmanın inşasına rehberlik ettiğini kanıtladığını belirten Dr. Zeyd, Suudi Arabistan’ın kuruluşundan bu yana, dünyanın tüm ülkelerine açık, dengeli ilişkiler sürdürdüğünü, İslam'ın beşiğindeki dini konumundan ve kültürel bir merkez olmasından ötürü İslam dünyası ile dünyanın çeşitli ülkeleri arasında uluslararası ilişkiler kurma konusundaki lider bir role sahip olduğunu söyledi.
Mekke Emiri ve Merkezi Hac Komitesi Başkanı Prens Halid el-Faysal, toplantının ardından, Dünya İslam Birliği himayesinde açılan ‘Rusya'da İslam Gelenekleri’ sergisini gezdi. Emir Halid el-Faysal, İslam'ın Rusya'ya girişinin 1100. yıl dönümünü ve Suudi Arabistan ile Rusya ilişkilerinin tarihini ortaya koyan sergi ile ilgili bilgi aldı. Ardından, Sputnik Haber Ajansı ve Rus Radyosu ile İİT Haber Ajansları Birliği arasında yapılan görüşmenin oturum aralarında bir iş birliği anlaşması imzalandı.



Katar arabuluculuğunun "dar siyasi çıkarlar için" istismar edildiğini belirtiyor

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman es-Sani
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman es-Sani
TT

Katar arabuluculuğunun "dar siyasi çıkarlar için" istismar edildiğini belirtiyor

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman es-Sani
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman es-Sani

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdul Rahman Al Sani dün (Çarşamba), ülkesinin İsrail ile "Hamas" hareketi arasında yürüttüğü arabuluculuğun "dar siyasi çıkarlar için" istismar edildiğini söyledi. Al Sani, Katar'a, arabuluculuğun rolü konusunda kapsamlı bir değerlendirme yapması çağrısında bulundu.

Arap Dünyası Haber Ajansı'nın (AWP) haberine göre Katar Başbakanı, mevcut arabuluculuğu değerlendirme aşamasının, "kabul edilemez sömürü ve istismar söz konusu olduğu için" tarafların arabuluculuğa nasıl dahil olacaklarının değerlendirilmesini içerdiğini belirtti.

Al Sani, "Bazı siyasetçilerin seçim kampanyaları uğruna Katar'ın rolüne hakaret ederek siyasi tekliflerde bulunmaları var." ifadelerini kullandı.

Şeyh Muhammed bin Abdul Rahman Al Sani, Katar'ın rolüne olan bağlılığını teyit ederken, "Bu rolün ve müzakerelere yapıcı bir şekilde katkıda bulunabilme yeteneğimizin sınırları var" şeklinde konuştu.


Rapor: İngiliz BAE Systems, darbe ya da insan hakları ihlalleri yapılan ülkelere silah satıyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Rapor: İngiliz BAE Systems, darbe ya da insan hakları ihlalleri yapılan ülkelere silah satıyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İngiltere merkezli Silahlı Şiddete Karşı Eylem (Action on Armed Violence-AOAV) adlı kuruluşun Direktörü Iain Overton, İngiliz savunma şirketi BAE Systems'in silah sattığı ülkelerin 9'unda darbe yapıldığını, 13'ünde insan hakları ihlallerinin bulunduğunu, 29'unda ise silahların sivillere karşı kullanıldığını ifade etti.

Overton, BAE Systems'in ürettiği askeri ürün ve parçaların insan hakları ihlalleri tespit edilen ülkeler ile darbe yapılan ülkelere satışına ilişkin detayların yer aldığı "BAE Systems dünyanın neredeyse yarısının silahlanmasına nasıl yardımcı oldu?" raporunu AA muhabirine değerlendirdi.

BAE Systems ürünlerine ilişkin kesinleşmiş resmi satışlar ve basına yansıyan "rapor edilmiş" satışlar bulunduğunu kaydeden Overton, 29 ülkede BAE Systems ürünlerinin sivillere yönelik saldırılarda kullanıldığını kaydetti.

Suudi Arabistan'ın kullandığı BAE Systems ürünlerinin Yemen'de çok sayıda sivil ölümüne sebep olduğunu, Gazze'de ise İsrail tarafından kullanıldığını anlatan Overton, "BAE Systems'in, son 10 yılda darbe yapılan 17 ülkenin 9'una satış yaptığı kesin ya da rapor edilmiş. Burada soru, insan hakları endişelerimizin bu satışlarda göz önünde bulundurulup bulundurulmadığı. BAE Systems bulundurulduğunu iddia ediyor." dedi.

Sivil ölümlerinin yaşandığı birçok olayda da BAE Systems ürünlerinin kullanıldığı yönünde kanıtlar bulunduğunun altını çizen Overton, İngiltere hükümetinin insan hakları ihlalleri endişelerini rapor ettiği birçok ülkeye de satış yapıldığını kaydetti.

Overton, "İnsan hakları ihlali rapor edilmiş yaklaşık 30 ülkenin neredeyse 10'unda BAE Systems silahları bulunduğu tespit edildi." diye konuştu.

İngiltere hükümetinin insan hakları ihlalleri konusundaki endişesine rağmen şirketin silah satışlarını durdurmadığını da kaydeden Overton, "Bu ülkelere silah satışı, İngiliz hükümetinin, Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütünün kanıtlarına rağmen şu an hala devam edebilir." ifadelerini kullandı.

- "İngiliz hükümeti insan hakları, darbeler ve sivil ölümlerini göz ardı ediyor"

Overton, İsrail'e silah satışlarının Uluslararası Adalet Divanında İsrail aleyhine yürütülen soykırım davası ve diğer yasal süreçlerin konusu olabileceğine de işaret ederek, "BAE Systems, doğrudan Howitzer toplarının satışını yapıyor. Ayrıca İsrail'e de satılan F-35'leri üreten konsorsiyumun da bir parçası. Bu silahlar, uluslararası insancıl hukukun doğrudan ihlali ve soykırım dahil her türlü iddianın bulunduğu durumda açıkça kullanılıyor." değerlendirmesini yaptı.

İngiltere'nin bu ticarete, çeşitli anlaşmalarla izin vermemesi gerekirken bunu sürdürmesini de değerlendiren Overton şunları söyledi:

Bu durum, yalnızca Silah Ticareti Anlaşması'nın ihlali değil, İsrail'in soykırımdan suçlu bulunması halinde başka yasal süreçlerin de kapısını aralayabilir. Bu raporda İsrail’in soykırıma karıştığını iddia etmiyoruz. Ancak İsrail'in angajman kurallarının oldukça eksik olduğunu ve Gazze'deki angajmanı sonucunda çok sayıda sivilin öldürüldüğünü kesinlikle biliyoruz.

İngiliz hükümetinin BAE Systems'e neden ihracat izinleri verdiğinin sorulması gerektiğine işaret eden Overton, "Şu anda İngiliz hükümeti İsrail veya Suudi Arabistan gibi yerlere silah ihracatını askıya almıyor. Dolayısıyla bu raporun amacı, İngiliz hükümetinin ihracat lisanslarıyla ilgili kararlarının BAE Systems örneğiyle ne kadar sorunlu olduğunu, yolsuzluk, insan hakları ihlalleri, darbeler ve sivillerin doğrudan hedef alınmasını göz ardı ederek dünyanın yarısına silah sattığını göstermek." ifadelerini kullandı.

Overton, "Uluslararası silah ticaretini kontrol eden mekanizmalar işliyor mu? İsrail'in BAE Systems gibi gruplardan silahlandırılmasını engelleyecek bir şey var mı?" diye sorarken, ABD ve İngiltere'nin İsrail'e silah ihracatının devam etmesine istekli olduğunu söyledi.

AOAV'nin 2013'ten beri çalışmalar yaptığını ve bu sürede sivil yerleşimleri ve sivilleri doğrudan hedef alan 29 ülkeye BAE Systems'in silah satışı yaptığını kaydeden Overton, F-35'lerin de uluslararası insancıl hukukun ihlalinde kullanılabileceği endişesini dile getirdi.

Overton, bu konuyu araştıracak ve denetleyecek bir mekanizma bulunmadığına da işaret etti.

- 7 Ekim'den sonra hisseler yüzde 12 değer kazandı

AOAV'nin 6 aylık çalışması sonucu hazırlanan rapora göre BAE Systems dünyanın yüzde 48'ine tekabül eden 93 ülkeye silah ve savunma sanayisi ürünleri satıyor.

Bu ülkelerin 81'iyle kesinleşmiş ilişkisi bulunan şirketin 12 ülkeyle yaptığı ticaret ise basın ya da çeşitli ticari anlaşmalar yoluyla "rapor edilmiş" satış olarak geçiyor.

Şirket, dünyanın en büyük ordularına satış yaparken, BAE Systems müşterilerinin yüzde 55'i Uluslararası Şeffaflık Örgütünün Yolsuzluk Algılama Endeksi'nde 100 üzerinden 50'nin altında puan aldı.

Son 10 yılda darbe ya da darbe girişimi gerçekleşen 17 ülkenin 9'una silah sattığı kesinleşen ya da rapor edilen BAE Systems, İngiliz Dışişleri'nin insan hakları konusunda izlemeye aldığı 32 ülkeden 13'üne de satış yaptı.

Şirketin satış yaptığı resmi olarak bilinen 81 ülkeden 29'u ise son 10 yılda silahlarını sivillere karşı kullandı. Bu kullanımlardan 44 bin 103 kişi etkilenirken 24 bin 19 kişi öldü.

Savunma sanayisi ürünlerinin toplamda 6 bin 292 kere sivillere yönelik kullanıldığı kaydedilen raporda, BAE Systems ürünlerinin ne ölçüde kullanıldığına ilişkin ise bilgi bulunmadığı bilgisi yer aldı.

İsrail'in Gazze saldırılarının başladığı 7 Ekim 2023'ten sonra BAE Systems hisselerinde yüzde 12'lik artış kaydedildi.


İki Kutsal Caminin Hizmetkarı ve Veliaht Prens, Tahliye Günü münasebetiyle Suriye Devlet Başkanı’nı kutladı

İki Kutsal Caminin Hizmetkarı Kral Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
İki Kutsal Caminin Hizmetkarı Kral Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

İki Kutsal Caminin Hizmetkarı ve Veliaht Prens, Tahliye Günü münasebetiyle Suriye Devlet Başkanı’nı kutladı

İki Kutsal Caminin Hizmetkarı Kral Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
İki Kutsal Caminin Hizmetkarı Kral Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

İki Kutsal Caminin Hizmetkarı Kral Selman bin Abdulaziz, Tahliye Günü münasebetiyle Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'e bir tebrik telgrafı gönderdi.

Kral Selman, Esed'e sağlık ve mutluluk, Suriye hükümeti ve halkına da daha fazla ilerleme ve refah için en içten tebriklerini ve en iyi dileklerini iletti.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman da Tahliye Günü münasebetiyle Esed'e bir tebrik telgrafı gönderdi.

Veliaht Prens, Suriye hükümeti ve halkına daha fazla ilerleme ve refah dileyerek Esed’e sağlık ve mutluluk dileklerini iletti.


Suudi Arabistan yapay zekâ stratejileri geliştiren ilk ülkeler arasında yer alıyor

Suudi Arabistan Veri ve Yapay Zekâ Kurumu (SDAIA)
Suudi Arabistan Veri ve Yapay Zekâ Kurumu (SDAIA)
TT

Suudi Arabistan yapay zekâ stratejileri geliştiren ilk ülkeler arasında yer alıyor

Suudi Arabistan Veri ve Yapay Zekâ Kurumu (SDAIA)
Suudi Arabistan Veri ve Yapay Zekâ Kurumu (SDAIA)

Politika yapıcıların, araştırmacıların ve sektör profesyonellerinin yapay zekânın mevcut durumunu ve gelecekteki eğilimleri daha iyi anlamaları için kapsamlı bir kaynak olan ve kısa süre önce yayınlanan Stanford Üniversitesi Uluslararası Yapay Zekâ 2024 Endeksi'ne göre Suudi Arabistan, dünyada ulusal yapay zekâ stratejisi geliştiren ilk ülkeler arasında yer aldı.

Bu ileri seviye, Suudi Arabistan Veri ve Yapay Zekâ Kurumu (SDAIA) Başkanı Veliaht Prens ve Başbakan Muhammed bin Selman'ın rehberliği ve desteği altında, veri ve yapay zekâ teknolojilerinden yararlanma, bu etkili ve derin teknolojileri insanlığın yararına kullanma ve yapay zekâ alanında uluslararası iş birliğini destekleyen küresel bir çerçeve oluşturma çabasıyla paralellik gösteriyor.

Suudi Arabistan’ın veri ve yapay zekâ alanında ulaştığı bu seviye, ülkenin yapay zekâ alanı da dâhil olmak üzere çeşitli alanlarda küresel göstergelerde seçkin bir konuma sahip olması için yapay zekânın yüzde 70 oranında doğrudan, geri kalanının ise dolaylı olarak bağlantılı olduğu Vizyon 2030 hedeflerinin başarısını gösteriyor. Şarku’l Avsat’ın ulaştığı bilgiye göre süreç, 2019'daki kuruluşundan bu yana veri ve yapay zekâ konusunda yetkili otorite ve bunların organizasyonu, geliştirilmesi ve ele alınmasıyla ilgili tüm konularda ulusal referans olarak SDAIA tarafından yönetiliyor.

Bu adım, Suudi Arabistan’ın 2023 yılında dünyada 60'tan fazla ülkeyi ölçen Tortoise Intelligence Küresel Yapay Zekâ Sıralaması göstergelerinden biri olan Yapay Zekâ için Devlet Stratejisi Endeksi’nde birinci sırada yer almasının yanı sıra, Stanford Üniversitesi Uluslararası Yapay Zeka 2023 Endeksi'ne göre yapay zekâ konusunda toplum farkındalığı alanında ikinci sırada yer alma başarısını tamamlıyor.

Bu küresel seviyeler, SDAIA'nın Suudi Arabistan’ın veri ve yapay zekâ alanındaki lider konumunu güçlendirme ve kapasite geliştirme, politika geliştirme, yatırım ve inovasyon sağlama, teknik altyapı geliştirme ve ulusal önceliklere hizmet etmek için öncelikli alanlarda yapay zekânın benimsenmesini teşvik etme yoluyla, yapay zekâ ekosistemini etkinleştirme çabalarıyla uyumludur.

SDAIA, Suudi Arabistan’ın bilgi, veri ve yapay zekâ odaklı ekonomiler arasında liderliğe yükselmesini sağlamak için ulusal veri ve yapay zekâ gündemini güncellemeye devam etmek, ulusal veri ve yapay zekâ gündemini ulusal düzeyde uygulamak da dahil olmak üzere bir dizi stratejik hedefe ulaşmaya kendini adamıştır.


Suudi Arabistan ve Pakistan ekonomik iş birliğini artıracak

Suudi Arabistan ve Pakistan dışişleri bakanlıkları heyetleri, iki ülke arasındaki Özel Yatırımları Kolaylaştırma Konseyi toplantısının ardından toplu fotoğraf çektirdi. (SPA)
Suudi Arabistan ve Pakistan dışişleri bakanlıkları heyetleri, iki ülke arasındaki Özel Yatırımları Kolaylaştırma Konseyi toplantısının ardından toplu fotoğraf çektirdi. (SPA)
TT

Suudi Arabistan ve Pakistan ekonomik iş birliğini artıracak

Suudi Arabistan ve Pakistan dışişleri bakanlıkları heyetleri, iki ülke arasındaki Özel Yatırımları Kolaylaştırma Konseyi toplantısının ardından toplu fotoğraf çektirdi. (SPA)
Suudi Arabistan ve Pakistan dışişleri bakanlıkları heyetleri, iki ülke arasındaki Özel Yatırımları Kolaylaştırma Konseyi toplantısının ardından toplu fotoğraf çektirdi. (SPA)

Suudi Arabistan ve Pakistan dün (Salı) ekonomik iş birliğini güçlendirmenin, ticareti arttırmanın ve yatırımcıların her iki ülkedeki işlerini büyütmelerini desteklemenin yanı sıra Gazze Şeridi'nde bir an önce ateşkes sağlanmasının ve yardımların bölgeye girmesinin önemini vurguladı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Pakistanlı mevkidaşı İshak Dar, Özel Yatırımları Kolaylaştırma Konseyi toplantısına başkanlık etti. Bu toplantı, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Pakistan Başbakanı Muhammed Şahbaz Şerif arasında Mekke'de yapılan görüşmenin devamı niteliğindeydi. Bin Ferhan toplantının başında yaptığı açıklamada, iki tarafın çeşitli alanlarda yatırım fırsatlarını arttırma ve her iki ülkedeki yatırımcıları destekleme arzusunda olduğunu söyledi.

İki taraf, egemenlik taahhütlerini somut ekonomik sonuçlara dönüştürmek amacıyla yatırımla ilgili konuları performans düzeyinde koordine etmek ve uygulamak için ikili bir uygulama mekanizması kurdu.

Suudi Arabistan -Pakistan İş Konseyi Başkanı Fehd el-Baş Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, toplantının Pakistan ekonomisine büyük bir yatırım paketi hazırladığını ve Suudi Arabistan’ın Pakistan halkını destekleme ve iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari bağları güçlendirme konusundaki kararlılığını yansıttığını söyledi. El-Baş, “İki ülke arasındaki iş birliği ve ortaklığa inanıyoruz. Bu ilişkileri stratejik yatırımlar ve gelecek vaat eden ortaklıklar yoluyla çeşitli sektörlerde güçlendirmeyi arzuluyoruz. Ekonomik ve ticari ilişkilerin geleceği konusunda iyimseriz. Yeni bir verimli ve sürdürülebilir iş birliği dönemini dört gözle bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

İki dışişleri bakanı düzenledikleri ortak basın toplantısında, ‘Gazze'de derhal ateşkes sağlanması’ yönündeki taleplerini yineledi. Bin Ferhan, “Gazzelilerin açlıktan ölmesi, uluslararası sistemin Gazze'deki durumla başa çıkmakta tamamen başarısız olduğunu gösteriyor. Dünya, Gazze'de yedi insani yardım görevlisinin öldürülmesine tepki gösterirken, Gazze'de bugüne kadar 33 binden fazla sivilin öldürülmesini görmezden geldi” dedi.


21'inci Suudi yardım uçağı Ukrayna’ya ulaştı

Polonya'nın Rzeszow Havalimanı’ndaki Suudi yardım uçağı (SPA)
Polonya'nın Rzeszow Havalimanı’ndaki Suudi yardım uçağı (SPA)
TT

21'inci Suudi yardım uçağı Ukrayna’ya ulaştı

Polonya'nın Rzeszow Havalimanı’ndaki Suudi yardım uçağı (SPA)
Polonya'nın Rzeszow Havalimanı’ndaki Suudi yardım uçağı (SPA)

Kral Salman Yardım Merkezi (KSRelief) tarafından gönderilen 21'nci Suudi yardım uçağı Ukrayna sınırı yakınındaki Polonya'nın Rzeszow Havalimanı'na ulaştı. Uçakta, Krallığın Ukrayna halkına yaptığı yardım kapsamında toplam 43 ton elektrikli aletler bulunuyor.

Suudi Arabistan'ın Ukrayna'ya sağladığı yardım, dünyanın dört bir yanındaki ihtiyaç sahibi ve yaşadıkları çeşitli kriz ve sıkıntılardan etkilenen insanların, yanında olduğu bilinen Suudi Arabistan'ın tarihi rolü çerçevesinde gerçekleşiyor.

Suudi Arabistan geçtiğimiz yıl Birleşmiş Milletler ile Ukrayna'ya 400 milyon dolar tutarında insani yardım sağlanmasına yönelik bir anlaşma ve mutabakat zaptı imzalamıştı. Ayrıca daha önce Polonya hükümeti ve kuruluşlarıyla koordineli olarak, Ukrayna'dan başta Polonya olmak üzere komşu ülkelere giden mültecilere 10 milyon dolar değerinde acil tıbbi ve barınma yardımı da sağlamıştı.


Sel, Körfez'in birçok bölgesini sular altında bıraktı

 Dubai'de su altında kalan arabalar (Reuters)
Dubai'de su altında kalan arabalar (Reuters)
TT

Sel, Körfez'in birçok bölgesini sular altında bıraktı

 Dubai'de su altında kalan arabalar (Reuters)
Dubai'de su altında kalan arabalar (Reuters)

Fırtına ve sağanak yağışlar nedeniyle meydana gelen sel; Umman Sultanlığı, Emirlikler ve Suudi Arabistan'ın doğu bölgesindeki birçok şehrin sular altında kalmasına ve birçok şehirde eğitimin durmasına neden oldu.


Suudi Veliaht Prensi, BAE ve Katar liderleriyle bölgedeki gelişmeleri görüştü

Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bin Abdülaziz (SPA)
Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bin Abdülaziz (SPA)
TT

Suudi Veliaht Prensi, BAE ve Katar liderleriyle bölgedeki gelişmeleri görüştü

Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bin Abdülaziz (SPA)
Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bin Abdülaziz (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Salman bin Abdulaziz, Salı günü Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayid Al Nahyan ile Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

Görüşmelerde Ortadoğu'da son dönemde yaşanan askeri gerginlik ve bunun güvenlik ve istikrar üzerindeki yansımaları ve durumun daha da kötüleşmesini önlemek ve bölgeyi savaş tehlikelerinden korumak için her türlü çabayı göstermenin önemi ele alındı.

Suudi Veliaht Prensi ve Katar Emiri de Gazze ve çevresindeki durumla ilgili gelişmeleri değerlendirdi.


Kuveyt'te Ahmed Abdullah es-Sabah başbakanlığa getirildi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Kuveyt'te Ahmed Abdullah es-Sabah başbakanlığa getirildi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Kuveyt Emiri Meşal el-Cabir el-Ahmed es-Sabah, Ahmed Abdullah es-Sabah'ı başbakan olarak atadı.

Kuveyt resmi ajansı KUNA'da yer alan habere göre, Emir'in yayımladığı kararname gereğince Ahmed Abdullah es-Sabah yeni başbakan olarak görevlendirildi.

Kuveyt Emiri Sabah, 4 Nisan'daki milletvekili seçimlerinin ardından istifa eden Başbakan Muhammed es-Salim es-Sabah başkanlığındaki hükümetin istifasını 7 Nisan'da kabul etmişti.

Ülkedeki genel seçimlere katılım yüzde 62 olarak kaydedilmiş, 50 sandalyelik Meclise 1 kadın


Suudi Veliaht Prensi, Irak Başbakanı ile bölgedeki askeri gerilimi görüştü

Veliaht Prens Muhammed bin Selman (Şarku’l Avsat)
Veliaht Prens Muhammed bin Selman (Şarku’l Avsat)
TT

Suudi Veliaht Prensi, Irak Başbakanı ile bölgedeki askeri gerilimi görüştü

Veliaht Prens Muhammed bin Selman (Şarku’l Avsat)
Veliaht Prens Muhammed bin Selman (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Salman bin Abdülaziz, telefonda bölgede son dönemde yaşanan askeri gerilimi ve bunun güvenlik ve istikrar üzerindeki ciddi yansımalarını görüştü.

Suudi Veliaht Prens'in Irak Başbakanı ile yaptığı telefon görüşmesinde, durumun daha da kötüleşmemesi ve bölgenin gerilimin artması riskinden korunması için gerekli çabaların gösterilmesinin önemi vurgulandı.

Suudi Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, Krallığın bölgedeki askeri gerilimin gelişmesinden ve yansımalarının ciddiyetinden duyduğu derin endişeyi dile getirerek, “tüm tarafları en üst düzeyde itidal göstermeye, bölgeyi ve halklarını savaş tehlikelerinden korumaya çağırıyoruz” dnildi.

Suudi Dışişleri Bakanlığı, ülkesinin, Güvenlik Konseyi'nin, özellikle küresel barış ve güvenliğe son derece hassas olan bu bölgede, uluslararası barış ve güvenliğin korunmasına ve genişlemesi durumunda çok kötü sonuçlar doğurabilecek olan krizin daha da kötüleşmesini önlemeye yönelik sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiği yönündeki tutumunu vurguladı.