Fırat'ın doğusunda çocukların silah altına alınmasına tepki büyüyor

Suriye'nin kuzeydoğusundaki SDG unsurları. (Şarku’l Avsat)
Suriye'nin kuzeydoğusundaki SDG unsurları. (Şarku’l Avsat)
TT

Fırat'ın doğusunda çocukların silah altına alınmasına tepki büyüyor

Suriye'nin kuzeydoğusundaki SDG unsurları. (Şarku’l Avsat)
Suriye'nin kuzeydoğusundaki SDG unsurları. (Şarku’l Avsat)

Suriye'nin kuzey doğusundaki Ed-Derbasiye kasabasından Ümran son bir yıldır Facebook sayfasından yaptığı paulaşımlarda henüz reşit olmayan, 16 yaşındaki kızının kendi rızası olmadan askere alındığını duyurmaya çalışıyor. Kızının kaçırılmasından PYD’ye bağlı Devrimci Gençlik Hareketi’nin kızın kaçırılmasından sorumlu olduğunu vurguladı. Ümran açıklamasında şunları söyledi:
“Kızım SDG’nin Kadın Koruma Birlikleri’ne teslim edildi. Kızım henüz 16 yaşındayken kaçırıldı. Yönetimin tüm askeri ve sivil kurumlarıyla görüştüm ama kızımın akıbetine ilişkin açıklamada bulunmayı, ailesine ve okul sıralarına geri dönmesi için bizimle iş birliği yapmayı reddettiler.”
 SDG, çocuk haklarına ilişkin uluslararası sözleşmeleri imzalamasına ve Özerk Yönetim'in etki alanlarında çocuk haklarının korunmasına yönelik özel bir ofis açmasına rağmen reşit olmayanların silah altına almaya devam ediyor.
 
Ümran WhatsApp üzerinden yolladığı bir ses kaydında şunları söyledi:
“Kızım bugün 17 yaşına girdi. Umarım okula geri döner. Çocukların bu yaşta silahlanmamaları ve ülkelerine hizmet eden doktor, öğretmen ve eğitimci olmaları gerekiyor.”
Özerk Yönetim ve SDG liderliği, çocukların silahlı çatışmalarda kullanılmasının durdurulması amacıyla ortak bir sivil şikayet mekanizması oluşturdular. Geçen yılın eylül ayında, reşit olmayanların askere alınması ve çocukların askeri oluşumlardaki durumları hakkında ailelere bilgi verilmesi gibi başlıklardsa çalışacak bir ofis açtı. Ancak söz konusu eylemler devam ediyor.
Kamışlı şehrinden kendi adının ve 14 yaşındaki kızının adının açıklanmasını istemeyen bir baba da şunları söyledi:
“Onu, Devrimci Gençlik Örgütü'ne bağlı bir grup kaçırdı. Örgütün önde gelen iismlerinden biri bizimle iletişime geçip kendi isteğiyle (kadın birliklerine) katıldığını ve bir savaşçı olduğunu bildirdi. Bu açıklamaya kadar onun hakkında haber alamıyorduk ancak bu hikaye doğru değil.”
 Haseke vilayetine bağlı Tel Tamer kasabasından 16 yaşındaki bir çocuğun babası da 20 gün önce oğlunu nasıl kaybettiğini anlattı. Günler boyunca ailesi, komşuları ve uğradığı tüm yerlerde çocuğu aradılar. Ta ki arkadaşlarından biri çocuğun askeri birliklere katıldığını söyleyene kadar. Ancak arkadaşı çocuğun nerede olduğunu bilmediğini ifade etti.
Çocuk Hakları Dairesi Başkanı Nevruz Ali son dönemde ailelerden çok sayıda şikayet aldıklarını belirttiği açıklamasında şunları söyledi:
“Kaçırma vakalarını doğrulamaları ve bu konuda gerekli önlemleri almaları için şikâyetleri SDG yönetimine ilettik. Özerk Yönetim kontrolündeki şehir ve kasabalardaki çocuk hakları dairelerinin çalışma mekanizmaları güçlendirilmeli. UNICEF'in Orta Doğu ve Kuzey Afrika'daki ofislerinin temsilcileriyle SDG liderliği ve Birleşmiş Milletler arasında çocuk işçiliği ve işe alımın önlenmesi konusunda imzalanan anlaşmanın şartlarını görüşmek üzere düzenli toplantılar yapıyoruz. Çocuk Haklarının Korunması Bürosu geçen ekim ayından itibaren yaklaşık 54 çocuğu reşit olmadıklarının tespit edilmesinin ardından askeri güçlerden çıkardı. Bu çocuklar ailelerine teslim edildiler. İki yılda 204'ten fazla çocuk entegre bir şekilde askeri güçlerden çıkarıldı. Reşit olmayıp askere alınan çocukların geri kalanının ordudan çıkarılması için çabalar devam ediyor.”

Çocuk yaştaki üç kızı askere alındı
Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS), Devrimci Gençlik Hareketi’nin Hasaka'nın kuzey kırsalındaki Amuda kasabasından çocuk yaştaki 3 kızı kaçırıp askere aldığını kaydetti.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre yaklaşık iki ay önce de El-Malikiye kasabasından küçük bir kız Devrimci Gençlik Hareketi tarafından askere alınmıştı.
Konsey Sekreterliği, örgütü yüzlerce çocuğu kaçırmak ve silah altına almakla suçlarken söz konusu durumun bu yılın başından beri arttığını kaydetti.
Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Kaçırılan kızların aileleri, örgüt yetkililerinden çocuklarının askeri güçlere alındığını teyit eden telefonlar aldı. 6 ay boyunca askeri eğitim kurslarına gidecekleri ve bu süre içinde aileleriyle iletişim kuramayacakları ifade edildi.”
Konsey, Devrimci Gençlik Hareketi’nin çocuklara yönelik  ihlallerine son verilmesi için Özerk Yönetim ve SDG Genel Komutanlığı'na çağrıda bulundu. İhlallerden söz konusu tarafları sorumlu tuttu.
SDG lideri Mazlum Abdi, 2019 yılında BM Çocuklar ve Silahlı Çatışma Özel Temsilcisi Virginia Gamba ile 18 yaş altındaki çocukların askere alınmasına son vermeyi ve onları askeri eylemlerde kullanmamayı taahhüt eden bir plan imzaladı.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres geçen mayıs ayının sonunda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde yapılan bir oturumda söz alarak Suriye'deki çatışmaya karışan 32 tarafı suçladı. Bunların başında çocuklara karşı ağır ihlaller yapan iktidar rejiminin olduğunu vurguladı.
BM Genel Sekreteri çocukların askere alınması ve savaşta kullanılmasının halen yaygın ve sistematik bir biçimde sürdüğünü belirttiği açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“2018'in ikinci yarısında 274, 2019'da 837 ve 2020'nin ilk yarısında da 312 olmak üzere toplam bin 423 (bin 306 erkek ve 117 kız) doğrulanmış vaka ile çocukların askere alındığı tespit edildi. Bu vakaların yüzde 73'ü Suriye'nin kuzeybatı kesiminde (İdlib, Halep ve Hama) ve yüzde 26'sı da kuzeydoğu kesiminde (Rakka, Haseke ve Deyrizor) kaydedildi.”
Guterres açıklamasında ayrıca Suriye’nin çocuklar için en tehlikeli ülkeler arasında yer aldığına dikkat çekti.



Hamas, İsrail'e baskı yaparak Refah sınır kapısının her iki yönde de açılmasını sağlamaları için arabuluculara çağrıda bulundu

İnsani yardım yüklü bir kamyon, Gazze Şeridi ile Refah sınır kapısının Mısır tarafında izin bekliyor (AFP)
İnsani yardım yüklü bir kamyon, Gazze Şeridi ile Refah sınır kapısının Mısır tarafında izin bekliyor (AFP)
TT

Hamas, İsrail'e baskı yaparak Refah sınır kapısının her iki yönde de açılmasını sağlamaları için arabuluculara çağrıda bulundu

İnsani yardım yüklü bir kamyon, Gazze Şeridi ile Refah sınır kapısının Mısır tarafında izin bekliyor (AFP)
İnsani yardım yüklü bir kamyon, Gazze Şeridi ile Refah sınır kapısının Mısır tarafında izin bekliyor (AFP)

Hamas, arabuluculara ve Gazze'deki Şarm el-Şeyh ateşkes anlaşmasının garantör ülkelerine, İsrail'in anlaşmayı "ihlal etmesini" durdurması ve anlaşmada yer alan taahhütlerini, özellikle de Refah sınır kapısının her iki yönde açılması gibi taahhütlerini yerine getirmesi için ciddi baskı yapmaları çağrısında bulundu.

Hamas Sözcüsü Hazım Kasım, bugün yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun "sivilleri hedef alarak, çadırlarını içerideyken yakarak, Şeridin evlerinden geriye kalanları yıkarak ve Refah sınır kapısını kapatmaya devam ederek Gazze Şeridi'ndeki halkımıza karşı katliamlar yapmaya devam ettiğini" söyledi.

Kasım, hareketin ateşkes anlaşmasına bağlı kaldığını belirtti. Anlaşmanın uygulanması kapsamında dün tutuklularından birinin cenazesini teslim ettiklerini kaydeden Kasım, tutuklu değişimini tamamen sonuçlandırmak için çalışmalarına devam edeceklerini ifade etti.

İsrail hükümeti dün, Refah sınır kapısının önümüzdeki günlerde yalnızca Gazze Şeridi'nden ayrılanların Mısır'a seyahat edebilmeleri için açılacağını duyurdu.

Ancak Mısır Devlet Enformasyon Servisi daha sonra bir yetkilinin, İsrail'in Gazze Şeridi'nden çıkış kapısının açılması için Kahire ile iş birliği yapılacağı yönündeki açıklamasını yalanladığını bildirdi.

Resmi kaynak, "Sınır kapısının açılması konusunda anlaşmaya varılması halinde, Trump'ın planında belirtildiği gibi, sektöre giriş ve çıkışlar çift yönlü olarak sağlanacak" ifadelerini kullandı.


Refah Sınır Kapısı ve cephe hattı Gazze meselesini körüklüyor

2023 yılının Kasım ayında Refah Sınır Kapısı’nın Gazze Şeridi tarafındaki Filistinliler (AFP)
2023 yılının Kasım ayında Refah Sınır Kapısı’nın Gazze Şeridi tarafındaki Filistinliler (AFP)
TT

Refah Sınır Kapısı ve cephe hattı Gazze meselesini körüklüyor

2023 yılının Kasım ayında Refah Sınır Kapısı’nın Gazze Şeridi tarafındaki Filistinliler (AFP)
2023 yılının Kasım ayında Refah Sınır Kapısı’nın Gazze Şeridi tarafındaki Filistinliler (AFP)

Refah Sınır Kapısı’nın açılması konusunda Mısır ile İsrail arasında çıkan anlaşmazlık ve aynı cephede Hamas üyesi olduğu sanılan unsurların İsrail güçlerine düzenlediği saldırı, Gazze'de gerginliği yeniden alevlendirdi.

Mısır dün, İsrail'in ‘Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafından sadece çıkış için açılması konusunda bir anlaşmaya varıldığı’ iddiasını yalanladı. Mısırlı bir yetkili, “Sınır kapısı, eğer anlaşma sağlanırsa, geçiş noktası ABD Başkanı Donald Trump'ın barış planına çerçevesinde her iki yönde de giriş ve çıkış için açılacak” dedi. İsrail hükümetinin Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü, sınır kapısının ‘önümüzdeki günlerde, yalnızca Gazze sakinlerinin Mısır'a çıkması için’ açılacağını bildirdi.

Öte yandan sahada silahlı unsurlar, Refah Sınır Kapısı’nda konuşlu İsrail güçlerine tanksavar füzeleriyle saldırdı.

Bir diğer gelişmede, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu liderliğindeki iktidar koalisyonu, Filistin devleti kurulmasını öngören Trump’ın Gazze’deki savaşı sona erdirme planını desteklemekten kaçınmak için, muhalefetin dün İsrail parlamentosu Knesset'te önerdiği oylamayı boykot etti.


Petrol zengini Babnusa'dan sonra HDK’nin yeni hedefi Kadugli mi, el-Ubeyd mi?

Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) Kordofan eyaletindeki el-Ubeyd şehrine düzenlediği saldırının yol açtığı yıkım (Sosyal medya)
Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) Kordofan eyaletindeki el-Ubeyd şehrine düzenlediği saldırının yol açtığı yıkım (Sosyal medya)
TT

Petrol zengini Babnusa'dan sonra HDK’nin yeni hedefi Kadugli mi, el-Ubeyd mi?

Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) Kordofan eyaletindeki el-Ubeyd şehrine düzenlediği saldırının yol açtığı yıkım (Sosyal medya)
Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) Kordofan eyaletindeki el-Ubeyd şehrine düzenlediği saldırının yol açtığı yıkım (Sosyal medya)

İki yılı aşkın süredir devam eden şiddetli çatışmaların ardından Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) geçtiğimiz pazartesi günü, Orta Sudan’daki Batı Kordofan eyaletinin merkezi Babnusa şehrinde, Sudan ordusunun son kalesi olan 22. Piyade Tugayı üzerinde ‘tam kontrol’ sağladığını duyurdu. Bu arada bazı askeri uzmanlar, petrol zenginliği ve süt ürünleri üretimi ile tanınan stratejik şehrin düşmesinin, kuzey ve güneydeki diğer bölgelere yönelik yeni saha kazanımları için bir sıçrama noktası haline gelebileceğini öngörüyor. Olayın üzerinden iki gün geçmesine rağmen Sudan ordusundan resmi bir açıklama gelmezken, orduya yakın platformlarda, şehirdeki birliklerin aynı eyaletteki Heglig bölgesine çekildiği iddiaları paylaşıldı.

Kordofan şehirleri sallantıda

Kordofan’daki büyük şehirler, HDK’nin baskılarının artmasıyla sallantıda. Sudan ordusunun elinde sadece, Batı Kordofan’da Nuhud ve Babnusa’nın düşmesinin ardından Kuzey Kordofan eyaletinin el-Ubeyd ve Um Ruvabe şehirleri ile Batı Kordofan’daki petrol zengini Heglig kaldı. Güney Kordofan eyaletinde ise ordu Kadugli ve Deleng’i kontrol ederken, HDK ed-Dubeybat’ta hakimiyet kurmuş durumda. Diğer yandan HDK’nin müttefiki olan Sudan Halk Kurtuluş Hareketi’nin Abdulaziz el-Hilu kanadı, Güney Kordofan’daki Nuba Dağları’ndaki Kauda şehrini kontrol ediyor.

Babnusa’nın önemi

Batı Kordofan eyaletinde, Doğu Darfur sınırına yakın konumda bulunan Babnusa, başkent Hartum’a yaklaşık 600 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Sudan demiryolu ağının en önemli kavşaklarından biri olan şehir, ülkenin batısı ile doğusu ve kuzeyini birbirine bağlıyor. Babnusa, Sudan’ın önde gelen süt fabrikalarına ev sahipliği yapmasının yanı sıra petrol zenginliği ile ekonomik açıdan stratejik bir şehir olarak kabul ediliyor.

dfvg
El-Faşir'in Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) eline geçmesinin ardından şehirden kaçmak zorunda kalan yerlerinden edilmiş Sudanlılar, 26 Ekim 2025 (AFP)

HDK, Babnusa’nın düşüşünün ardından izleyeceği net stratejiyi henüz açıklamamış olsa da, eski Sudan ordusu askerleri olası senaryolar üzerinde değerlendirmelerde bulundu. İsminin açıklanmasını istemeyen eski bir Sudan ordusu subayı, Babnusa’nın hem askeri hem de coğrafi açıdan büyük öneme sahip olduğunu, düşmesinin savaşın gidişatında kritik bir dönüm noktası oluşturabileceğini ve bunun, Güney Kordofan’ın başkenti Kadugli, Deleng ve ordunun hâlâ kontrolünde tuttuğu diğer bölgelerin ele geçirilmesine kapı açabileceğini belirtti. Subay, “HDK, Kuzey Kordofan eyaletinin başkenti el-Ubeyd’i öncelikli askeri hedefleri arasına almış ve sürekli saldırılar düzenlemeye devam etmiştir. Kuvvetlerini stratejik noktalara yaymaları, şehre yönelik bir saldırının her an gerçekleşebileceğini gösteriyor” dedi.

HDK ateşkese uymadı

Kaynak, HDK’nin tek taraflı bir ateşkes ilan etmiş olmasına rağmen buna uymadığını ve 22. Piyade Tugayı’na bağlı askerlerin mevzilerine yönelik saldırılarına devam ederek şehri ele geçirdiğini belirtti. Bu durum, grubun askeri hedeflerinin henüz tamamlanmadığını ortaya koyuyor.

Askeri uzmanlara göre HDK’nin bu bölgeyi ele geçirmesi, ona daha fazla askeri operasyon için iyi bir üs sağlıyor. Uzmanlar, kuvvetlerin müttefiki olan Abdulaziz el-Hilu liderliğindeki Halk Kurtuluş Hareketi’ni destekleyerek, Güney Kordofan eyaletinin başkenti Kadugli’yi ele geçirmeye çalışmasının muhtemel olduğunu belirtiyor. Bu, ordunun eyaletteki önemli bazı kasabaları ele geçirmesinin ardından gelen stratejik bir adım olarak değerlendiriliyor.

Sudan ordusunun eski Genelkurmay Başkan Yardımcısı ve sözcüsü Tümgeneral Muhammed Beşir Süleyman, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Babnusa’nın HDK’nin eline geçmesinin beklenen bir gelişme olduğunu ve kenti kontrol eden tarafın operasyonel manevra alanını büyük ölçüde genişleteceğini söyledi. Süleyman, “Babnusa, petrol zenginliğiyle ekonomik açıdan önemli bir eyalette yer alıyor. Ayrıca demografik yapısı, HDK’nin sosyal tabanlarını oluşturuyor. Bu durum, onlara siyasi bir boyut kazandırıyor; özellikle Darfur bölgesi ile bağlantılı olarak kontrol alanlarını genişletmek ve Kordofan’da savaşçılar için lojistik destek sağlamak amacıyla bir tür geçici yönetim oluşturma stratejisi izliyorlar” ifadelerini kullandı.

efrf
El-Faşir'den gelen Sudanlı mülteciler, Tine Mülteci Kampı (Reuters)

Süleyman, HDK’nin Babnusa’yı ele geçirmesinin, ordunun Kuzey Kordofan eyaletindeki operasyonel ilerleyişine karşı onu daha avantajlı bir askeri konuma getirdiğini, buna rağmen ordunun el-Ubeyd’in batısı ve Nuba Dağları’nda elde ettiği zaferlerin önemini koruduğunu belirtti.

Ordu neye ihtiyaç duyuyor?

Süleyman, ordunun Kuzey ve Batı Kordofan’daki tüm cephelerde operasyonları yönetebilmesi için doğru planlamaya ihtiyaç duyduğunu vurguladı. Bunun, kuvvetler, lojistik destek ve yedeklerin sağlanması gibi büyük askeri kaynakları gerektirdiğini ifade ederek, “Operasyonel başarısızlığa yer yok. Stratejik hedef, Darfur’un yeniden kontrolünü sağlamak” dedi.

Eski asker, HDK’nin Babnusa’yı ele geçirerek başarmayı hedeflediği askeri amaçların başında, Sudan ordusunu Batı Kordofan’daki sosyal tabanlarından uzaklaştırmak olduğunu söyledi.

Süleyman, “Bu bölgeyi kontrol etmek HDK’ye, operasyonlarında asker ve teçhizat tedarikini sürdürme imkânı sunuyor, böylece daha fazla toprak kazanabiliyor, aynı zamanda Darfur’u güvence altına alıyor ve stratejik öneme sahip el-Ubeyd şehrine yönelik operasyonlarını geliştirebiliyor” dedi.

Süleyman ayrıca, HDK’nin kenti ele geçirme çabasının, askeri ve siyasi olarak konumunu güçlendirme, kara hakimiyetini genişletme ve böylece daha güçlü bir müzakere pozisyonu elde etme amacı taşıdığını vurguladı. Bu çerçevede, ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır’ın dahil olduğu Dörtlü’nün Sudan’da üç aylık bir insani ateşkes sağlama çabaları da devam ediyor.