Beş aylık bekleyişin ardından Viyana müzakerelerine geri dönüş yolu risklerle dolu görünüyor. 29 Kasım’da başlayacak yedinci tur müzakerelerin 2015 tarihli nükleer anlaşmaya yeniden uyum sağlama yönünde anlayışa varmanın önünü açacak ciddi bir atılıma yol açacağına dair hiçbir belirti yok. Nitekim şuanda Avusturya'nın başkentinde bir araya gelen Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Yönetim Kurulu toplantısı çerçevesinde yaşananlar iyimserliği beraberinde getirmiyor.
İran nükleer dosyasındaki gelişmelere ilişkin bir Avrupa yorumuna göre, UAEA Direktörü Rafael Grossi, iki gün kaldığı, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ve İran Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) Başkanı Muhammed İslami ile görüştüğü Tahran’dan sembolik dahi olsa bir imtiyaz elde edemedi. Bu durum, İran’ın bir karşılık görmeden adım atmak istemediği, Grossi’yi Tahran ile işbirliğinde elde ettiğini söyleyeceği bir hediyeden mahrum ettiği anlamına geliyor. Grossi’nin daha önceki teknik görüşmelerinde Kerec’deki santrifüj bileşeni üretim tesisindeki kamera kayıtları, dört farklı tesiste insan yapımı nükleer izlerin varlığına ilişkin sorular ve uluslararası denetçilerle etkileşimi hususları ele alınmıştı.
Avrupa’nın düşündüğüne göre hesaplamaları başka yönde olan İran, UAEA’nın, İran'ı kınayacak veya ona karşı herhangi bir işlem yapacak konumda olmadığını düşünüyor. UAEA’nın önündeki en büyük zorluk ise Grossi’nin ifade ettiğine göre Viyana'daki müzakerecilerin ne üzerine müzakere ettiklerinin farkında olmaları için İran nükleer programına ulaşamamaları.
Yüksek oranda zenginleştirilmiş nükleer stokunu artırmaya devam eden Tahran ise altıncı nesil (IR-6) santrifüjlerden de üste ulaşma yönünde yeteneklerini geliştirmeyi sürdürüyor. ABD'li ve İsrailli yetkililer İran'ın yakın gelecekte nükleer silah edinemeyeceğini öne sürse de İran’ın nükleer zenginleştirme kapasitesi (eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin açıkladığına göre yüzde 60 ve üzeri), ‘nükleer eşiğe’ çok yaklaştığı yönünde büyük bir endişe kaynağı haline geldi.
Bu durum dolayısıyla dün ABD ve Avrupalı taraflar bu yöndeki tonlarını yükseltmeye, daha net uyarılar göndermeye başladı. ABD'nin UAEA temsilcisi, dün İran'ın nükleer gerilimleri teşvik etmeye devam etmesinin Washington'un anlaşmaya dönmesini engelleyeceğini açıkladı. Bu yöndeki önceki açıklamalarda da kaydedildiği gibi İran'ı UAEA ile derhal işbirliğine dönmeye çağıran temsilci, Tahran'ın UAEA’nın nükleer tesislerini izlemesini sağlama yönündeki yükümlülüklerini yerine getirmemesinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price ise Grossi'nin Tahran'daki misyonunun başarısızlığını Tahran'ın müzakerelere dönmesi ve başarılı bir sonuca varılması konusundaki ciddiyeti açısından ‘kötüye işaret’ olarak yorumlamıştı.
ABD, açık açık, Viyana müzakerelerinin başarısız olması durumunda ‘başka seçeneklere’ başvurma tehdidinde bulunuyor. Fransa, İngiltere ve Almanya ise sert ifadelerin, İran'ın nükleer yeteneklerini güçlendirmeye devam etmesinin uluslararası toplumu ciddi tehlikelere maruz bıraktığı, Tahran’ın uranyum zenginleştirmesinin ‘hiçbir sivil gerekçesi olmadığı’ değerlendirmesinin yer aldığı, 16 paragraf uzunluğunda bir açıklama yayınlama girişiminde bulunmuştu. Açıklamada, İran'ın araştırma geliştirme faaliyetlerinin ve gelişmiş santrifüjlerin kapsamlı kullanımının İran'ın zenginleştirme yeteneklerini kalıcı olarak desteklediği belirtilmişti.
Modern cihazların daha hızlı şekilde ve daha yüksek miktarlarda yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum üretme kapasitesine sahip olduğu biliniyor. Böylece bugün Tahran, nükleer silah üretme yönünde ihtiyacı olacağının söylendiği yönündeki tahminleri kırabilir. Nitekim Avrupa, Tahran'ın nükleer anlaşmada yer alan nükleer silahların yayılmasını önleme değerlerini geri dönülemez bir şekilde baltaladığını düşünüyor. Tüm bu endişe verici gelişmelere rağmen söz konusu üç Avrupa ülkesi ve ABD, nükleer anlaşmayı yeniden hayata geçirme yönünde hala bir fırsat olduğuna inanıyor. Diğer yandan Avrupa Birliği (AB) Grossi'nin Tahran ziyaretinde Kerec tesisine dair teftişin yeniden başlatılmasında herhangi bir ilerleme kaydedilmemesi konusundaki ‘derin endişesini’ dile getirdi.
UAEA’ya, özellikle de Avrupalı ve ABD’li taraflara yöneltilecek asıl soru, 2015 anlaşması kapsamında yer alan, nükleer dosyanın Güvenlik Konseyi’ne iade edilmesine neden olabilecek, dolayısıyla Tahran’a yönelik yaptırımlara yol açabilecek snapback mekanizmasının aktif hale getirilmesinin istenip istenmediği yönünde. Ancak böyle bir adım, Viyana müzakerelerinin yeniden başlatılması olasılığını derhal ortadan kaldırabileceği, Tahran'ın uluslararası müfettişlerden ülkeyi terk etmelerini istemesine sebep olabileceği için birçok riski de beraberinde getiriyor. Nitekim böyle bir gelişme, İran nükleer programını serbest bırakabilir, dolayısıyla İsrail ve ABD tehditleri karşısında askeri gelişmelere kapı aralayabilir.
Dolayısıyla Avrupalıların böyle bir adım atmayacağı, şuan onları ilgilendiren hususun İran'ın Viyana'ya geri dönmesini sağlayarak burada ne istediğini anlamak, Tahran’ın elde edeceği asgari kazanımlar ve Washington’un vazgeçmeyi kabul edeceği maksimum miktar ile uzlaşma olasılığı sağlamak olduğu yönünde fikir birliği mevcut.
ABD ve Avrupa, Grossi'nin yürüttüğü görevin başarısızlığı nedeniyle İran’ı kınadı
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, dün, ABD temsilcisinin Yönetim Kurulu’nda gerçekleştirdiği konuşmadan bir fotoğrafı yayınladı
ABD ve Avrupa, Grossi'nin yürüttüğü görevin başarısızlığı nedeniyle İran’ı kınadı
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة