Mali’de devletin bıraktığı boşluğu militanlar dolduruyor

BM’Nin barış gücü MINUSMA ülkedeki misyonuna devam ediyor. (AFP)
BM’Nin barış gücü MINUSMA ülkedeki misyonuna devam ediyor. (AFP)
TT

Mali’de devletin bıraktığı boşluğu militanlar dolduruyor

BM’Nin barış gücü MINUSMA ülkedeki misyonuna devam ediyor. (AFP)
BM’Nin barış gücü MINUSMA ülkedeki misyonuna devam ediyor. (AFP)

Mali’nin kuzeydoğusunda Menaka’ya bakan kumlu bir tepede konuşlu bir Birleşmiş Milletler (BM) görevlisi, ağacın gölgesine park etmiş bir kamyonete yaklaşıyor. Dİğer yandan ise silahlı beş kişi, bir hasırın üzerine oturmuş çay demliyor.
Birleşmiş Milletler Mali Çok Boyutlu Entegre İstikrar Misyonu (MINUSMA) İngiliz birliğinden Kaptan Charlie söz konusu silahlı adamdan ‘kim olduklarını, ne yaptıklarını ve silahların hangi gruba ait olduğunu anlamak’ için silah taşıma ruhsatlarını istiyor. Zira Sahel ve Sahra arasındaki bu çöl bölgesinde militanlar kamyonet, motosiklet veya zırhlı araçlarla dolaşsalar da birbirine çok benziyor. Ağacın altındaki silahlı adamlar ‘Kaptan Charlie’ye bir kontrol noktası kurduklarını ve cihatçıların gelmesini önlemek için şehrin güvenliğini sağlayan  silahlı bir grubun parçası olduklarını’ söylüyorlar.
Bu, Sahel'de, Burkina Faso ve orta Mali'deki meşru müdafaa milisleri dışında, çatışmanın neredeyse tüm taraflarının faaliyet gösterdiği tek bölge. Bölgede El Kaide ya da DEAŞ'a bağlılık yemini etmiş cihatçı gruplar, eski Touareg ve Arap isyancılar, ağırlıklı olarak hükümet yanlısı Touareg silahlı grupları, Barkhane Operasyonu’ndan Fransızlar, Takuba Görev Gücü’nden Avrupalılar, MINUSMA'dan Nijeryalılar, Togolular ve İngilizler ve Mali Ulusal Ordusu askerleri var. Grupların gücüne ilişkin güvenilir istatistikler yok.
İngiliz Alayı Komutanı Yarbay Will Meddings durumun adeta bir bulmaca olduğunu söylüyor. Her yerde silahlı adamlar olduğunu, bu nedenle ciddi tehlike bulunduğuna dikkat çekiyor. Kasım ayının başlarında, Takuba'dan seçkin Estonya askerleri yanlışlıkla İngiliz barış güçlerine ateş açmıştı.
Güvenliği BM’ye bağlı İngilizler sağlıyor.  Şehirde, tüm ‘yasal’ güvenlik yetkililerini bir araya getiren haftalık toplantılar düzenleniyor. Zırhlı araçlarını ve ağır silahlarını valiliğin girişinin önüne bırakıp görüşmelere katılıyorlar.
Menaka Valisi Muhammed Mega bunun, temsilcilerin toplantıda ‘bilgi alışverişinde bulunduğu’ tek zaman olduğunu belirtiyor.  Ancak bunun aksine, birçok aktör, grupların her birinin sahada çok az veya hiç bilgi paylaşımı olmadan faaliyet gösterdiğini söylüyor.
MINUSMA Barışı Koruma Misyonunun Yerel Başkanı Francisco Osler De Almeida, bazı yasal ve cihatçı silahlı gruplar arasındaki sınırların boşluklarla dolu olması nedeniyle bazı temsilcilerin birden fazla yöü takip ettiğini ifade ediyor.
Herkes, 60 binden az (kilometrekare başına iki kişi düşüyor) nüfusa sahip geniş bir alanda kimin hangi kesimi kontrol ettiğini, hangi  gruba biat ettiğini veya cihatçı olup olmadığını anlamaya çalışıyor.
Kentteki silahlı gruplar ve askerler, ‘Silahsız Menaka Harekatı’ kapsamında ortak devriyeler yürütüyor. Vali Mega, ormanların başta DEAŞ olmak üzere silahlı gruplar ve cihatçılar tarafından kontrol edildiğini söylüyor.
Bölgenin ormanlarındaki iki kampını hedef alan saldırının ardından Mali ordusu, 2020 yılının başlarında Menaka'ya çekildi. Şarku’L Avsat’In edindiği bilgilere göre Menaka dışında herhangi bir yerde yetkili görevlendirilmedi. BM güçleri şeridin birçok bölgesine halen ayak basmış değil. Menaka'ya komşu bir köyden gelerek sığınan Ömer adlı vatandaş ormanda sadece cihatçıların olduğunu aktardı.
Siviller kendi başlarına kalmış durumdalar. Mali ile Nijer arasındaki sınırda DEAŞ kontrolü altında zekat veriyorlar ve reddederlerse veya direnirlerse köyleri yıkılıyor. Şu ana kadar yüzlercesi bu nedenle öldürüldü.
Bani Bango sınırının Nijerya tarafında kasım ayı başlarında 69 sivil öldürüldü. Bölgenin gözlerden uzak olması nedeniyle güvenlik alanında büyük boşluklar bulunuyor.
MINUSMA gücünden üst düzey bir isim, kimliğinin açıklanmaması şartıyla verdiği bilgilerde bölgede ‘göremedikleri pek çok şey olduğunu’ itiraf etti. Ormanda boşluk olduğu sürece bir devlet de olamayacağını vurguladı.
BM, ülkenin istikrar kazanmasına yardımcı olmaya çalışıyor. Bu durum kısa süre önce Vali’nin Menaka'ya 28 kilometre uzaklıktaki, ülkenin bağımsızlığını kazandığı 1960'tan bu yana yasal otorite görmemiş bir köyü ziyaret etmesine olanak sağladı. Ancak devletin gözetiminde olmayan onlarca köyün akıbeti halen belirsizliğini koruyor.
Osler de Almeida duruma yaptığı açıklamada ‘bir devletin kendisini kurması ne kadar uzun sürerse, sorunları çözmenin o kadar zor olacağını’ söylüyor.



2025'in ilk yarısında Batı Şeria'da Filistinlilere yönelik 11 binden fazla saldırı gerçekleştirildi

İşgal altındaki Batı Şeria'da El Halil'in kuzeyinde inşa edilen yeni bir İsrail yerleşim karakoluna bakan Filistinli çocuklar, 6 Temmuz 2025 (AFP)
İşgal altındaki Batı Şeria'da El Halil'in kuzeyinde inşa edilen yeni bir İsrail yerleşim karakoluna bakan Filistinli çocuklar, 6 Temmuz 2025 (AFP)
TT

2025'in ilk yarısında Batı Şeria'da Filistinlilere yönelik 11 binden fazla saldırı gerçekleştirildi

İşgal altındaki Batı Şeria'da El Halil'in kuzeyinde inşa edilen yeni bir İsrail yerleşim karakoluna bakan Filistinli çocuklar, 6 Temmuz 2025 (AFP)
İşgal altındaki Batı Şeria'da El Halil'in kuzeyinde inşa edilen yeni bir İsrail yerleşim karakoluna bakan Filistinli çocuklar, 6 Temmuz 2025 (AFP)

Filistin resmi istatistikleri, bu yıl içinde Batı Şeria'daki Filistinlilere yönelik ordu ve yerleşimci saldırılarının 11 bini aştığını gösterdi.

Ayrım Duvarı (Utanç Duvarı) ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyi Başkanı Mueyyed Şaban, 2025 yılının ilk yarısında işgal devleti tarafından gerçekleştirilen toplam saldırı sayısının, yerleşimci milisler de dahil olmak üzere çeşitli İsrail kurumları tarafından gerçekleştirilen 11 bin 280 saldırıya ulaştığını bildirdi.

Şaban düzenlediği basın toplantısında, “Saldırıların şekli, sayısı ve niteliğindeki bu önemli artış, işgal devletinin Gazze Şeridi'nde ve Filistinlilerin bulunduğu tüm yerlerde halkımıza karşı yürüttüğü saldırganlıkla eş zamanlı geliyor” dedi.

Şaban, konseyin bu yılın ilk yarısında Batı Şeria'da meydana gelen saldırıları belgeleyen yıl ortası raporunu inceliyordu. ‘İşgal devletinin Filistin topraklarına saldırıları ve sömürgeci genişleme tedbirleri’ başlıklı rapora göre bu saldırılar, sahada gerçekleri dayatmaktan (toprak gaspları, sömürgeci genişleme ve zorla yerinden etme) saha infazlarına, arazi sabotajlarından buldozer operasyonlarına, ağaçların sökülmesinden mülklere el konulmasına, Filistin coğrafyasının bağlarını kesen kapatma ve kontrol noktalarına kadar uzanıyordu.

Saldırılar bin 975 saldırı ile Ramallah’ta yoğunlaşırken, bunu bin 918 saldırı ile El Halil ve bin 784 saldırı ile Nablus izledi.

Siyasi destekli saldırılar

Rapor, Batı Şeria'nın İsrail'deki siyasi düzeyin desteğiyle art arda gelen yerleşimci saldırılarına tanık olduğu bir dönemde geldi.

İşgal Edilmiş Topraklarda İnsan Hakları için İsrail Bilgi Merkezi (B'Tselem), yerleşimci şiddetinin hükümet politikasının parçası olduğunu ve İsrail apartheid rejiminin Filistin topraklarına el koymayı genişletme ve tamamlama stratejisinin bir uzantısı olarak resmi devlet yetkililerinin buna izin verdiğini, olanak sağladığını ve katıldığını bildirdi.

Şaban, yerleşimcilrin toplamda 2 bin 153 saldırıya ulaştığını ve ‘dört sivilin şehit olmasına neden olduğunu’ vurguladı.

Rapora göre yerleşimci saldırıları, ‘Filistin köylerine saldırmak, buralardaki insanlara şiddet uygulamak, sahipleri içerideyken evleri ateşe vermek, vatandaşlara ateş etmek, yerleşim karakolları kurmak, vatandaşların topraklarını kontrol etmek, sokaklara ve araçlara saldırmak , organize ve tehlikeli saldırılar başlatmak’ arasında değişiyordu.

Bu saldırılar Ramallah (491), El Halil (409) ve Nablus (396) vilayetlerinde yoğunlaştı.

Filistin istatistiklerine göre, yerleşimciler geçtiğimiz 2024 yılı boyunca 2 bin 400 saldırı gerçekleştirdi.