Mars'ta ilk: NASA, Kızıl Gezegen'in metrelerce altındaki yapıları ortaya çıkardı

Mars'taki Olympus Mons volkanının yüksekliği 21 bin 287 metreye ulaşıyor. Dağ Dünya'daki Everest Dağı'ndan üç kat yüksek (NASA)
Mars'taki Olympus Mons volkanının yüksekliği 21 bin 287 metreye ulaşıyor. Dağ Dünya'daki Everest Dağı'ndan üç kat yüksek (NASA)
TT

Mars'ta ilk: NASA, Kızıl Gezegen'in metrelerce altındaki yapıları ortaya çıkardı

Mars'taki Olympus Mons volkanının yüksekliği 21 bin 287 metreye ulaşıyor. Dağ Dünya'daki Everest Dağı'ndan üç kat yüksek (NASA)
Mars'taki Olympus Mons volkanının yüksekliği 21 bin 287 metreye ulaşıyor. Dağ Dünya'daki Everest Dağı'ndan üç kat yüksek (NASA)

NASA'nın Mars'taki uzay aracı InSight, Kızıl Gezegen yüzeyinin metrelerce altında volkanik yapılar keşfetti.
Gezegenin Elysium Planitia adı verilen ovasındaki uzay aracı yüzeyin yaklaşık 200 metre altını haritalandırdı ve kurumuş lav akıntılarının izlerini buldu.
Bilim insanları Mars yüzeyinin bu kadar altını ilk kez gördüklerini belirtiyor. Bulguların açıklandığı araştırma makalesinde konuyla ilgili şu ifadeler yer alıyor:
"Şimdiye kadarki sismoloji araştırmaları, en üstteki 10 ila 20 metrelik alanla sınırlıydı. Onlarca ve yüzlerce metre derinlikteki yapıları haritasız bırakıyordu."
InSight'ın oluşturduğu yeni haritada 30 ila 75 metre derinlikte volkanik kayaların arasına sıkışmış tortul kayaçlardan oluşan bir tabaka da ortaya çıktı.
Bu veiler, Mars'ın nasıl oluştuğu, zaman içinde nasıl geliştiği ve bugün hala var olan jeolojik özelliklere dair önemli ipuçları sunabilir.
Araştırma ekibinden Bruce Banerdt, "İki volkanik kaya arasına sıkışmış bu tortul tabaka, volkanik aktivitede bir duraklama olduğunu söylüyor" diye konuştu:
"Üstelik bu epey uzun bir duraklama. Çünkü tortul kayaçların oluşması uzun zaman alır."
Gökbilimciler yaşamın mümkün olduğu, yüzeyde sıvı halde su aktığı ve atmosferin henüz yok olmadığı "eski Mars" tablosunun volkanik aktiviteyle birlikte tamamlandığını belirtiyor.
Zira bilim insanlarına göre Mars'ın milyarlarca yıl önce volkanik açıdan çok aktif bir gezegendi. Örneğin Kızıl Gezegen, Güneş Sistemi'ndeki bilinen en büyük yanardağ olan Olympus Mons'a ev sahipliği yapıyor.

InSight, gezegenin iç yapısının 3D modellerini oluşturuyor (NASA)
2018'de fırlatılan uzay aracı InSight, Mars derinliklerini incelemek ve sismik faaliyetlerden yola çıkarak volkanik  aktiviteye dair izler bulmakla görevli.
Uzay aracı bu amaçla yüzeyin altındaki en ufak titreşimleri bile algılayabilen, son derece gelişkin cihazlar taşıyor. 
Bulgularını hakemli bilimsel dergi Nature Communications'ta yayımlayan bilim insanları yeni keşifte işte bu cihazlardan yararlandı.
Araştırmacılar, Mars derinliklerinin haritasını çıkarırken rüzgarın yüzeyle etkileşime girmesiyle oluşan küçük titreşimleri kullandı.
Uzay aracı mart ayında büyük bir keşfe de imza atmıştı. Insight'ın topladığı sismik verileri inceleyen uluslararası bir araştırma ekibi, Kızıl Gezegen'in çekirdeğinin boyutunu hesaplamıştı.
Hesaplamalar, Mars çekirdeğinin boyutunun Dünya'nınkinin yarısı kadar olduğunu ortaya koymuştu.
Independent Türkçe, Inverse, Science Alert



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news