Japonya, Çin ve Kuzey Kore’nin cephaneliği genişlerken, saldırı silahları edinmeyi planlıyor

Japonya Kara Öz Savunma Kuvvetleri (GSDF) askerleri Tokyo’daki Asaka üssünde bir denetleme sırasında (AP)
Japonya Kara Öz Savunma Kuvvetleri (GSDF) askerleri Tokyo’daki Asaka üssünde bir denetleme sırasında (AP)
TT

Japonya, Çin ve Kuzey Kore’nin cephaneliği genişlerken, saldırı silahları edinmeyi planlıyor

Japonya Kara Öz Savunma Kuvvetleri (GSDF) askerleri Tokyo’daki Asaka üssünde bir denetleme sırasında (AP)
Japonya Kara Öz Savunma Kuvvetleri (GSDF) askerleri Tokyo’daki Asaka üssünde bir denetleme sırasında (AP)

Japonya Başbakanı Fumio Kishida bugün (Cumartesi) yaptığı açıklamada, ülkesinin savunma imkanlarını güçlendireceğini, bu kapsamda düşman üslerine saldırı operasyonları başlatma imkanları dahil olmak üzere tüm seçeneklerin ele alınacağını söyledi.
Japonya merkezli Kyodo haber ajansına göre, Başbakan Kishida’nın bu açıklamaları, Japonya Kara Öz Savunma Kuvvetleri (GSDF) üssünde yaptığı konuşma sırasında geldi.

Başbakan Kishida, Kuzey Kore’nin füze teknolojisindeki hızlı gelişimi ve Çin’in askeri genişlemesine yönelik endişelerini dile getirdi.
Kishida, ülkesinin dış işleri ve güvenlik politikaları ele alınırken, Öz Savunma Kuvvetleri’ne düşman üslerine saldırı operasyonları gerçekleştirme imkanları sağlama fikri de dahil olmak üzere tüm seçeneklerin masada olacağını belirtti.

Japonya’nın bu tür operasyon yeteneklerine sahip olması fikri hassas bir konu olarak görülüyor, zira Öz Savunma Kuvvetleri’nin, savaşın sona ermesine yönelik kanun gereğince, güç kullanımları ile ilgili olarak katı kısıtlamalar bulunuyor.

Başbakan Japonya’nın, Kuzey Kore’nin hipersonik füzeler gibi son teknoloji ürünleri geliştirmesine göz yummasının mümkün olmadığını da sözlerine ekledi.

Kishida, Çin’in yeterli şeffaflık olmaksızın ordusunu güçlendirmeye devam ettiğini aynı zamanda bölgedeki mevcut durumu değiştirmek için tek taraflı girişimlerde bulunduğunu söyledi.



ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
TT

ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Lübnan'da kendi ifadesiyle ‘Başkan Trump'ın sabrına bağlı’ sınırlı bir zaman dilimi olduğunu vurguladı.

Barrack, New York'ta düzenlediği ve Şarku’l Avsat'ın da davet edildiği basın toplantısında şunları söyledi: “Trump sabrıyla tanınsa da bu sabır sınırsız değil. Lübnan'ı çok seviyor ve belki de Dwight Eisenhower'dan bu yana hiçbir ABD başkanı bu sevgiyi göstermemiştir. Bu ülkeye yönelik samimi takdirlerini ifade etti. Ancak Lübnanlılar harekete geçmeli. Bu fırsatı değerlendirmek zorundalar. Aramızda bir etkileşim var, bu nedenle zaman zaman biraz hayal kırıklığına uğrasam da iyimserim.”

Hizbullah'ın silahları konusunda Barrack, kabine içinde ve üç başkan (Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı) arasında bir uzlaşmaya varılırsa ve Hizbullah ağır silahlarını yavaş yavaş bırakmayı kabul ederse bunun bir başlangıç olacağını söyledi. Barrack sözlerini şöyle sürdürdü: “Lübnan'da herkes hafif silahlar taşıyor ama burada söz konusu olan İsrail'i etkileyebilecek silahlar. Bu desteklenmesi gereken bir süreç ve Lübnan ordusunun silah toplama işini yapabilmesi için güçlendirilmesi gerekiyor. Sorun şu ki orduya bir süredir ödeme yapılmıyor ve bu da engellerden biri. Tüm bu unsurların aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor. Lübnanlılar arasında büyük saygı gören Lübnan ordusunun silahların nasıl iade edileceği ve bir iç savaşa yol açmadan nasıl toplanacağı konusunda Hizbullah ile yumuşak bir müzakere yürütmesi için güçlendirilmesi lazım. Çünkü bu silahlar yeraltı garajlarında, mahzenlerde ve evlerin altında saklanıyor.”

Barrack, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ın silahlarıyla ilgili olarak gecikmesinin sebebinin iç savaş korkusu olduğuna inanıyor.

ABD elçisi, Suriye ile İsrail arasındaki herhangi bir normalleşmenin doğal olarak Lübnan, İsrail, Irak ve nihayetinde İsrail arasında da normalleşmeyi gerektireceğini belirtti. Barrack, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, İsrail'in düşman olmadığını ve mevcut sorunlara çözüm bulmak için İsrail'le görüşmeye ve müzakereye açık olduğunu söylerken tutumunda netti. Bu süreç diğer komşu ülkelerde olduğu gibi kademeli adımlarla başlayacak” ifadelerini kullandı.

Barrack, “Başkan Trump'ın İran'ın bombalanmasına verdiği destek gibi attığı cesur adımlar kısa vadeli de olsa bir fırsatı temsil ediyor. Çünkü İran, Hamas, Hizbullah ve Husiler şu anda geçici bir geri çekilme durumunda. Geri kalan ülkelerin kendilerini yeniden tanımlama şansı var” dedi ve kararın kendilerine bağlı olduğunu vurguladı. Barrack, “Bu adımların zaten atılmakta olduğuna ve herkesin bu yönde ilerlemek için sorumlulukla hareket ettiğine inanıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.