Irak'ta seçimleri kaybedenler sonuçların iptal edilmesini talep ediyorhttps://turkish.aawsat.com/home/article/3327806/irakta-se%C3%A7imleri-kaybedenler-sonu%C3%A7lar%C4%B1n-iptal-edilmesini-talep-ediyor
Irak'ta seçimleri kaybedenler sonuçların iptal edilmesini talep ediyor
Sadr Kazımi’nin evine yapılan saldırının faillerinin ortaya çıkarılması gerektiğini vurguladı. Şii partiler Yeşil Bölge önünde protestolar düzenledi.
12 Kasım’da seçim sonuçlarının iptal edilmesi talebiyle Bağdat’ta düzenlenen gösteriler (AFP)
Bağdat/Şarku’l Avsat
TT
TT
Irak'ta seçimleri kaybedenler sonuçların iptal edilmesini talep ediyor
12 Kasım’da seçim sonuçlarının iptal edilmesi talebiyle Bağdat’ta düzenlenen gösteriler (AFP)
Irak’ta 10 Ekim’de yapılan seçimler, nihai sonuçlar açıklanmadan önceki son aşamaya girdi. Yüksek Federal Mahkeme’nin vereceği karar görünüşe göre Şii partilerden seçimi kazananlar ile kaybedenler arasında ciddi bir bölünmenin olduğu bu süreçte ülkenin 2003’ten bu yana karşılaşacağı en tehlikeli kriz olacak.
Seçimi kaybeden Şii partilerin yüzlerce destekçisi dün Bağdat’taki korunaklı Yeşil Bölge’nin Cumhuriyet Köprüsü’ne ve asma köprüye bakan kapılarına yöneldi ve seçim sonuçlarının iptal edilmesi talebiyle gösteriler düzenledi.
DPA’nın haberine göre, Fetih Koalisyonu, Bedir Örgütü, Asaib Ehlil Hak, Irak Hizbullah Tugayları, Ulusal Hikmet Akımı, Nasr Koalisyonu ve Kanun Devleti Koalisyonu gibi Şii parti ve grupların destekçilerinin parlamento seçim sonuçlarının iptali için Yeşil Bölge yakınında düzenledikleri gösteri ve oturma eylemleri ikinci ayına girdi. Nitekim söz konusu seçimde Şii din adamı Mukteda es-Sadr’ın liderliğindeki Sadr Hareketi büyük bir ilerleme kaydetmişti. Seçim sonuçlarının iptalinin talep edildiği gösterileri ve oturma eylemleri sevk ve organize eden komite, dün (Cuma) yaptığı açıklamada, Bağımsız Yüksek Seçim Komiserliği’nin “Iraklıların kaderini ve geleceğini hiçe saydığını’’ ve “son nefesini hala ertelediğini” kaydetti. Protestolarda gösterilen kararlılığın seçim manipülatörlerini her geçen Cuma daha da zor durumda bıraktığı belirtilen açıklamada onurlu yargının temyiz davalarını çözmeye devam ettiği ve çoğu zaman şikayetçilerin ve haklarının yanında yer aldığı ifade edildi.
Irak’ta güvenlik önlemleri arttırıldı
DPA’nın haberine göre, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin Irak Özel Temsilcisi Jeanine Hennis Plasschaert’in görevinin durdurulması, sınır dışı edilmesi ve BM Irak Misyonu’nda görev yapan tüm kadroların değiştirilmesi için BM’ye çağrıda bulunulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, bu talebin hileli sonuçlarını reddeden kitlelerin değil, aynı zamanda bütün Iraklıların talebi olduğu ifade edildi. Irak makamları dün sabah erken saatlerden itibaren göstericilerin hareketini kolaylaştırmak ve güvenliklerini sağlamak amacıyla güvenlik önlemlerini artırdı ve bazı köprü ve yolları trafiğe kapattı.
Seçim Komiserliği önceki gün (Perşembe) Komiserlik bünyesindeki Hukuk Birimi’nin talebi üzerine parlamento seçim sonuçlarına karşı çıkan parti ve adayların itiraz ettiği bütün seçim merkezlerinde elle oy sayım işlemini tamamladı.
Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr ise dün yaptığı açıklamada, Başbakan Mustafa el-Kazımi’nin konutuna silahlı insansız hava aracıyla (SİHA) düzenlenen ve Kazımi’nin korumalarının yaralandığı saldırıyla ilgili soruşturmaların gidişatının kamuoyu ile paylaşılmasını talep etti.
Sadr, Twitter hesabından paylaştığı mesajda, “Devletin saygınlığı göz ardı edilmemelidir. Başbakan’ın konutuna yapılan saldırı açıkça ülkenin egemenliğine ve saygınlığına yapılmıştır ve Irak’ın güvenliğini tümüyle sarsmayı ve fitne çıkarmayı hedeflemiştir. Buradan hareketle bu dosyayla ilgili soruşturmaları açıklamak, bu terör eylemini gerçekleştiren teröristleri tutuklamak ve onlara münasip ve cezalarını vermek bizim için bir gereklilik haline gelmiştir” ifadelerini kullandı. Kazımi’ye yönelik suikast girişimiyle ilgili şüpheler seçimleri kaybeden Şii partiler üzerinde yoğunlaşıyor. Irak’ta ABD’nin 2003 işgaliyle birlikte yaşanan değişikliğin üzerinden 18 yıl geçti. Siyasi partilerin tümü daha önce Irak’ın en yüksek dini mercii Sali es-Sistani’nin ikamet ettiği Necef’ten yapılan açıklamayı belirleyici olarak kabul ederdi. Irak’ın üç ana bileşenini (Şii-Kürt-Sünni) temsil eden partiler ve gruplar aynı zamanda yargının verdiği kararları kabul ederdi. Ancak bugün bu partiler ne yargının kararlarını ne de Necef’in kararını kabul ediyor. Her parti, kendini en çok zarar gören taraf diye niteleyerek, kendisine ‘insaf edilmesini’ istiyor.
Herkesin bugüne kadar bağlı olduklarını dile getirdiği Necef’teki Yüksek Dini Merci’den yapılan açıklamalara bugün artık kulak verilmiyor. Sistani’nin temsilcilerinden biri yaklaşık iki sene önce Kerbela kentinde verdiği bir Cuma Hutbesi sırasında “Merci’nin sesi kısıldı ve halen kimse onu dinlemiyor” dedi. Bu açıklama Sistani’nin Irak’taki siyasi elitlerden memnun olmadığının bir ifadesiydi. Buradaki siyasi elitlerden kasıt Şii elitlerdir. Çünkü Yüksek Dini Merci Sünni ve Kürtlerin değil, Şiilerin taklit merciidir. Ancak Sünniler ve Kürtler de Necef’ten yapılan açıklamalara daima bağlı olduklarını belirtirler. Bütün siyasi partiler Yüksek Dini Merci’den yapılan açıklamaları kabul ettiğini ifade etmesine rağmen siyasi çalışmaları bu açıklamalarla uyuşmuyor. Bu da Yüksek Dini Merci’nin kapılarını siyasilere kapatmasına sebep oldu. Sistani 2015’ten bu yana ülkedeki üst düzey siyasilerden hiçbirinin görüşme talebini kabul etmezken, BM Genel Sekreteri'nin Irak Özel Temsilcisi Jeanine Hennis Plasschaert ve ondan önceki BM yetkilileriyle görüşmüştü. Sistani’nin yolundan gittiklerini söyleyen partiler bugün Plasschaert’i seçimlere hile karıştırma ve süreci manipüle etmekle suçluyorlar.
Siyasi rejimin son savunma hattı
Irak yargısı şu anda ülkede siyasi rejimin son savunma hattı sayılıyor. Fakat yeni bir değişimle birlikte tüm taraflar kendilerini haklı görüyor. Dolayısıyla da yargının kendisine sunulan delil ve veriye göre değil, kendi istekleriyle uyumlu kararlar almasını istiyorlar.
Halihazırda Yüksek Seçim Komiserliği seçim sonuçları sebebiyle zor durumda. Fakat Komiserlik bünyesindeki Hukuk birimi ve Federal mahkeme de seçimi kazanan ile kaybedenlerin sert iradeleri sebebiyle seçim sonuçları yüzünden zor durumda bulunuyorlar. Sonuçların Federal Mahkeme’ye ulaşmadığı doğru ancak en fazla on gün içinde bu sonuçlar ulaşacak. İşte o zaman seçimi kaybedenler sokakta gerginliği tırmandıracak. Ülkedeki siyasi rejimin bir parçası olan Yüksek Federal Mahkeme 2010 ve 2014 yılları arasında ‘en büyük meclis bloğu’ içtihadı sebebiyle siyasi çatışmaların ortasına düşmüştü. Bugün ise 2003’ten bu yana en tehlikeli sorunla karşı karşıya.
Krizin şiddeti sebebiyle Federal Mahkeme’nin seçim sonuçlarını kısmen onaylama seçeneğine başvurup başvurmayacağı sorusunu yanıtlayan hukuk uzmanı Ali et-Temimi, “Federal mahkeme ilk seçimden son seçime kadar eski seçimlerde işletilen tüm prosedürleri inceliyor. Anayasa ve kanuna uygun olup olmadığına bakıyor. Böyle bir onaylama sonuçlara anayasal sıfatı kazandırır. Federal Mahkeme’nin bu kapsamlı incelemesi herhangi bir temyiz ve itiraz olmaması içindir. Çünkü Mahkeme kamu düzeninin bir parçası ve vatandaşların haklarının anayasal bekçisi konumunda. Federal Mahkeme ya seçim sonuçlarını tümüyle onaylayacak ya da 2018’de yaptığı gibi bir kısmını onaylayacak (zira o dönem haklarında cezai kısıtlama bulunanları uzaklaştırmıştı) veya sonuçları onaylamamak için yeterli ölçüde anayasal ve hukuki ihlallerin ve itirazların olduğunu beyan edecek” ifadelerini kullandı.
‘Sessiz göç’ yolculukları Gazzelileri kurtuluş ve ‘Avrupa’nın ihtişamı’ umuduyla cezbediyorhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5214779-%E2%80%98sessiz-g%C3%B6%C3%A7%E2%80%99-yolculuklar%C4%B1-gazzelileri-kurtulu%C5%9F-ve-%E2%80%98avrupa%E2%80%99n%C4%B1n-ihti%C5%9Fam%C4%B1%E2%80%99
‘Sessiz göç’ yolculukları Gazzelileri kurtuluş ve ‘Avrupa’nın ihtişamı’ umuduyla cezbediyor
Gazze'nin Tel el-Heva mahallesindeki iki Filistinli çocuk, hasar görmüş bir arabada oynuyor. (AFP)
Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki Deyr el-Balah’ta yaşayan Cenin, aylardır sosyal medyada yayımlanan bir sponsorlu ilan aracılığıyla yurtdışına göç etme fırsatını sunan kişilerle temas halindeydi. İlan, Gazze’deki kanlı savaş ortamını fırsata çevirerek hedefi ‘Avrupa’ olarak belirledi ve böylece ilgiyi artırmayı amaçladı.
Facebook üzerinden yayımlanan ve Gazze’de ilk kez duyulan ‘Avrupa’nın İhtişamı’ adlı kuruluşun sponsor olduğu bu ilan, güvenilirliği konusunda birçok soru işaretine yol açtı. Buna rağmen bazı kişiler, iki yıldır devam eden bombardıman ve yıkım ortamından uzak, farklı bir yaşam umuduyla, ilanda yer alan WhatsApp numarası üzerinden iletişime geçmekten çekinmedi.
Gizlilik içinde gerçekleştirilen yolculuk
Gazze’den bu yolculuklara katılan kişilerle iletişim kurmak kolay olmadı. Hem çıkış sürecini çevreleyen sıkı gizlilik hem de son derece zor güvenlik ve insani koşullar nedeniyle ulaşmak güçtü. Ayrıca, yolcuların ulaştıkları ülkelerdeki mevcut durumları ve yasal statüleri henüz doğrulanmış değil. Yakın aile üyeleri aracılığıyla güven ağı kurarak WhatsApp üzerinden ulaştığımız Cenin, önce tereddüt etti, ardından konuşmayı kabul etti. Bulunduğu ülkede devlet takibinden korktuğu için kimliğinin tamamının açıklanmasını istemedi.
Gazze Şeridi’ndeki Filistinlileri taşıyan uçaklardan birinin Johannesburg'a iniş yaptığı sırada çekilmiş fotoğrafı (Sosyal medya)
Cenin, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, kuruluşun ilanında yer alan numarayla ilk temasta çok tereddüt ettiğini, ancak daha sonra riski göze alarak iletişime geçtiğini anlattı. İsrail numaraları kullanan kişilerle konuştuğundan emin olduktan sonra, kendisi, eşi ve üç çocuğunu Gazze Şeridi’nden göç etmeye karar verenler arasına kaydettirdi; amaçları güvenli bir hayat bulmaktı.
Cenin, savaş öncesinde ve savaş sırasında pek çok Gazzelinin dolandırıcılığa maruz kaldığını bildiği için başta çekindiğini, ancak kendisiyle iletişim kuran kişilerin, ödemelerin ‘son adım’ niteliğinde olduğunu ve çok önemsemediklerini belirtmeleri üzerine cesaret bulduğunu söyledi. Bu güvence, kendisinin ve ailesinin savaş sırasında yaşadığı zorluklardan sonra yeni bir umut arayışını sürdürmesini sağladı.
Söz konusu sürecin, yolculuk etmek isteyen her aile bireyi için detaylı bilgiler (tam ad, kimlik numarası, pasaport numarası ve diğer kişisel bilgileri) gönderilerek başlatıldığını anlatan Cenin, ardından her kişi (çocuklar dahil) için bin 500 dolar talep edildiğini belirtti.
Güvenlik taraması
Cenin, yolculuk tarihleri ve prosedürler hakkında bilgi almak için zaman zaman kuruluşla iletişim kurmaya devam ettiğini, kendisine sürecin ‘gereken adımlar doğrultusunda devam ettiği’ yönünde güvence verildiğini söyledi. Kuruluşun ayrıca, Gazze Şeridi’nden çıkacak her kişi hakkında ‘sıkı bir güvenlik taraması’ yapılacağını ve aralarında ‘Hamas veya diğer Filistinli gruplardan herhangi bir kişinin’ bulunmamasının sağlanacağını kendisine bildirdiğini aktardı.
Cenin, üç buçuk ay sonra kendisi ve eşinin cep telefonlarına beklenmedik bir mesaj geldiğini, mesajda altı saat içinde hazır olmaları ve yalnızca gerekli belgeleri yanlarına almaları gerektiği bildirildiğini anlattı. Yolculuk için gerekli paranın birkaç gün öncesinde, ağırlıklı olarak kripto para hesapları ve yabancı para cüzdan uygulamaları üzerinden transfer edildiğini belirtti.
Deyr el-Balah’dan Ramon Havalimanı’na
Cenin’e göre aile, ekim ayı sonunda, Deyr el-Balah yakınlarındaki bir noktadan küçük bir otobüsle yaklaşık 40 kişiyle birlikte Gazze’den ayrıldı. Grup, İsrail kontrolündeki bölgelere yönlendirildi, muhtemelen Doğu Han Yunus veya Refah civarında bir askeri noktaya ulaştı, buradan Kerem Şalom Sınır Kapısı’na götürüldü ve ardından Negev’deki Ramon Havalimanı’na ulaştı. Oradan Güney Afrika’ya uçtular. Cenin, daha önce Han Yunus’tan başka Gazze sakinlerinin de aynı rotayı kullandığını ifade etti.
Cenin, otobüsün yola çıktığı andan itibaren, Han Yunus ile Refah arasındaki İsrail kontrol noktalarına ulaşana kadar iki insansız hava aracının (İHA) otobüsü takip ettiğini ve geçiş noktasına kadar eşlik ettiğini aktardı.
Gazze şehrinde tahrip edilmiş bir İsrail askeri aracının önünden geçen Filistinliler, 27 Kasım 2025 (AP)
Cenin ve ailesi, Avrupa’nın İhtişamı kuruluşunun düzenlediği ilk yolculuğun bir parçasıydı. Ailenin Güney Afrika’ya ulaşımı ve giriş süreci, başka bir ülkeden geçerek gerçekleştirildi ve bu süreç, bazı Filistinlilerin Nairobi’den bindikleri uçakta saatlerce bekletildikleri durumlarla kıyaslandığında çok daha kolay geçti. O yolculukta yolcular, eksik belgeleri nedeniyle uzun süre uçağa alınmamıştı; bu durum, Cenin’in bindiği uçakta da yaşanmıştı.
Avrupa’nın İhtişamı yolculukları
Bazı Filistinlilerin ifadelerine göre Avrupa’nın İhtişamı kuruluşu, Mayıs-Kasım 2025 arasında Gazze’den Filistinlileri taşıyan üç uçuş gerçekleştirdi. İlk uçuşun hedefi Endonezya’ydı ve 57 Gazze sakini yolculuk yaptı; yolcular, Ramon Havalimanı’ndan kalkarak Budapeşte’ye inmişti. İkinci uçuş, geçtiğimiz Ekim ayında Ramon Havalimanı’ndan Nairobi’ye, oradan Güney Afrika’ya gerçekleşti; üçüncü ve son uçuş da geçen ay aynı güzergâhla yapıldı.
Bu yolculuklar, kendisini internet sitesinde ‘2010 yılında Almanya’da kurulan, çatışma ve savaş bölgelerindeki Müslüman topluluklara yardım ve kurtarma çalışmaları sunan insani bir kuruluş’ olarak tanımlayan Avrupa’nın İhtişamı hakkında birçok soru işareti yarattı.
Gazzelilerin yerinden edilmesine karşı düzenlenen bir gösteriye katılan İsrail vatandaşı Araplar, 8 Şubat 2025 (AFP)
Kuruluş, ana merkezinin Kudüs’te, Şeyh Cerrah Mahallesi’nde bulunduğunu iddia ediyor. Ancak Kudüs’teki Filistinli gazetecilerin belirtilen adrese yaptığı ziyaret, kuruluşun herhangi bir fiziksel varlığının olmadığını ortaya koydu. Adres olarak verilen yerin, uzun süredir kullanılmayan boş bir yapı olduğu belirlendi.
Kuruluş, geçen yıldan bu yana çalışmalarını ağırlıklı olarak Gazze’ye yardım üzerine yoğunlaştırdığını, özellikle yaralı ve hastalara destek sağladığını öne sürüyor. Açıklamalarında, ağır durumdaki hastaların kritik tıbbi bakıma erişimini kolaylaştırdığını, tedavi için yurtdışına seyahatlerini organize ettiğini ve tedavi süresince refakatçilerinin yanında kalmasını garanti ettiğini belirtiyor.
Dünya Sağlık Örgütü de işin içinde mi?
Bu durum, Avrupa’nın İhtişamı adlı kuruluşun Gazze’deki bazı yaralıların ve refakatçilerinin dış ülkelere çıkışını, ‘Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ile koordinasyon’ adı altında gizlice yürütüp yürütmediği yönünde soru işaretlerini artırıyor.
Gazze Şeridi’ndeki güvenlik kaynakları, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamalarda, savaş sırasında Gazze’den çok sayıda uçuşun gerçekleştiğini, güvenlik kaosunun, güvenlik görevlilerinin ve savaşçıların takibinin zorlaşmasının bu tür şüpheli seyahat biçimlerine zemin hazırladığını ifade etti.
Gazze'den gelen Filistinli aileler, Ürdün, İsviçre ve Norveç'in koordinasyonunda İsviçre hastanelerinde tedavi görmek üzere Cenevre Havaalanı’na vardı. (EPA)
Kaynaklara göre, bazı aileler hastalık ve tedavi gerekçesiyle Gazze’den ayrıldı. Bununla birlikte, bazı hastalar da Arap ve Avrupa ülkelerine resmi mekanizmalar ve WHO aracılığıyla tedavi için seyahat etti; öncelikli hastaların listeleri ve savaş yaralıları da bu kapsamda yer aldı.
Avrupa’nın İhtişamı kuruluşuna gelince, internet sitesini açtığınızda bazı uyarılar dikkat çekiyor. Site, iki kişinin (Adnan ve Müeyyed) isimlerini ve birinin Filistin, diğerinin İsrail numarasını, ayrıca İsrail’den iki WhatsApp numarasını iletişim için vermiş. Kullanıcılara, işlemlerin düzgün yürütülmesini sağlamak, ödemeleri belirlenen numaralar üzerinden yapmak ve başka numaralarla iletişime geçmemek gerektiği hatırlatılıyor. Başka bir uyarıda, kayıt sürecinde veya güvenlik izni alma hızlandırma gibi işlemlerde hiçbir aracı kullanılmaması gerektiği vurgulanıyor; bu, başvuranların dolandırıcılık veya sahtekârlıkla karşılaşmaması amacıyla yapılan bir uyarı niteliğinde.
İsrail planının uygulaması
Gazze içinden ve dışından bazı gözlemciler, kuruluşun doğrudan İsrail resmi makamlarıyla bağlantılı olduğunu ve Gazze’den göçü teşvik ederek bölgeyi boşaltmayı amaçladığını ileri sürdü. Kuruluşun kendini tanımlarken yaptığı çok sayıda yazım hatası ve isminin farklı biçimlerde geçmesi, kullanılan numaraların İsrail’e ait olması ve seyahatler için güvenlik onaylarının alınması, örgütün İsrail yetkilileriyle yakın ilişki içinde olduğunu ve yolculukların İsrail’den başlatıldığını gösteriyor. Kuruluşun faaliyetleri, İsrail’in Gazze’deki güvenlik kontrolünü artırmasının ardından daha belirgin hale gelmiş durumda.
Daha da önemlisi, teknoloji uzmanları, aralarında Filistinliler ve Arapların da bulunduğu kişiler, kuruluşun internet sitesinin bu yıl 2 Şubat’ta oluşturulduğunu ve İzlanda’da kayıtlı olduğunu ortaya koydu.
İsrail kaynakları, Haaretz gazetesine verdikleri bir raporda, Avrupa’nın İhtişamı kuruluşunun, internet sitesi üzerinden veya kuruluş yetkilileriyle iletişim kuran göçmen adaylarının bilgilerini içeren önceden hazırlanmış listeleri İsrail ordusu ve Filistin Topraklarındaki Hükümet Aktivitelerini Koordinasyon Birimi’ne (COGAT) teslim ettiğini kabul etti.
Haaretz’in araştırmasına göre Avrupa’nın İhtişamı, Estonya’da kayıtlı Talent Globus adlı bir şirketle bağlantılı ve şirketin kurucusu İsrail asıllı Estonyalı Tomer Janar Lind. Gazete, kuruluşun İsrail Savunma Bakanlığı bünyesinde bu yıl şubat ayında kurulan bir birimle koordinasyon halinde olduğunu ve amacının Gazze sakinleri için ‘gönüllü göçü kolaylaştırmak’ olduğunu belirtti. Bu birimin özellikle, dönemin ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze halkına gönüllü göç olanağı açılması önerisinin ardından oluşturulduğu ifade edildi.
Gazze'den gelen bir baba ve çocuğu, Ürdün, İsviçre ve Norveç'in koordinasyonunda İsviçre hastanelerinde tedavi görmek üzere Cenevre Havaalanı’na vardı. (AFP)
18 Kasım’da Avrupa’nın İhtişamı kuruluşu bir açıklama yayınlayarak, Gazze halkının kendi yaşam alanlarını seçme özgürlüğünden mahrum bırakılması ve günlük tehlike ile sıkıntı altında tutulmalarını sağlamak amacıyla aleyhlerinde büyük bir karalama kampanyası yürütüldüğünü belirtti. Kuruluş, İsrail ile sadece çıkış işlemlerinin koordinasyonu konusunda bağlantısı olduğunu, Mossad veya herhangi bir istihbarat örgütü ile ilgisi bulunmadığını vurguladı.
Karşılıklı suçlamalar ve belirsiz durumlar
33 yaşındaki Ahmed, Avrupa’nın İhtişamı’nın ikinci uçuşunu kullanarak Gazze’den ayrılanlardan biri olarak, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Gazze’den ayrıldıktan sonra herhangi bir Filistinli kurumdan tehdit almadığını söyledi. Bununla birlikte, bazı Filistinli büyükelçilik çalışanlarının kuruluşa karşı uyarılarda bulunduğunu ve kendisinden kayıt ve çıkış süreci ile Ramon Havalimanı’nda görüştüğü kişiler hakkında bilgi istediklerini aktardı.
Ahmed, yolculuğunun Ramon Havalimanı’ndan Nairobi üzerinden Güney Afrika’ya olduğunu belirtti ve eşiyle birlikte göç etmekten büyük mutluluk duyduğunu ifade etti. Ancak hayatın zorluklarıyla yüzleşmek zorunda kaldığını da sözlerine ekledi.
Gazze Şeridi'nde yaşayan Filistinlileri taşıyan bir yolcu uçağının Johannesburg Havalimanı'na iniş yaptığı ve yetkililerin yolculara ülkeye giriş izni vermediği anlara ait videodan alınan ekran görüntüsü (Sosyal medya)
Genç adam, Nairobi Havalimanı’ndan ayrıldıktan sonra kuruluşun kendilerinin koşullarını takip etmediğini, kaderlerinin belirsiz kaldığını ve Güney Afrika’da kendilerini karşılayan kimsenin olmadığını belirtti. Sadece Ramon Havalimanı’nda ve Nairobi’de bir ekip tarafından karşılandıklarını, Johannesburg’daki OR Tambo Havalimanı’nda ya da uçakta yanlarında kimsenin bulunmadığını aktardı. Ahmed, “Bizi kaderimizle baş başa bıraktılar; havalimanı önünde bekleyen araçlar bizi ucuz misafirhanelere götürdü ve tüm masraflarımızı kendimiz karşıladık” dedi. Öte yandan, Güney Afrika yetkilileri, bu tür uçuşlarla daha fazla Filistinlinin kabul edilmesini reddettiklerini, bunun İsrail’in Gazze’yi boşaltma planının bir parçası olabileceğinden endişe ettiklerini açıkladı.
Tüm bunlara rağmen Ahmed ve eşi, Gazze’de yaşanan trajik durumu geride bırakmış olmanın mutluluğunu yaşıyor.
Hamas ile Filistin Yönetimi arasında
Güvenlik kaynakları, Hamas yönetiminde olan Gazze Şeridi’nde, bu yolculukların gerçek niteliğinden ve arkasındaki kuruluştan haberdar olmadıklarını belirtti. Genel kanının, yolcuların hastalar veya Avrupa’da akrabaları olan kişiler olduğu ve seyahatlerinin söz konusu ülkelerin büyükelçilikleri aracılığıyla aile birleşimi amacıyla kolaylaştırıldığı yönünde olduğunu ifade ettiler.
Kaynaklar, yolcuların sorgulanmadığını veya onlarla iletişime geçilmediğini, ancak şu anda yeni seyahat girişimlerinin engellenmesi için çalışmalar yürütüldüğünü belirtti.
İsrail'in operasyonları şu ana kadar Batı Şeria'nın kuzeyinde 40 bin Filistinliyi yerinden etti. (Reuters)
Filistin Yönetimi, Avrupa’nın İhtişamı kuruluşunun yönelttiği suçlamalar veya olaylarla ilgili resmi bir açıklama yapmazken, Dışişleri Bakanlığı yalnızca bir uyarı yayımlayarak, Gazze halkını ‘insan kaçakçılığı ağları ve göç acenteleri tuzaklarına düşmemeleri’ konusunda uyardı ve söz konusu kuruluş hakkında yasal işlem başlatma kararlılığını vurguladı.
Filistin’in Güney Afrika Büyükelçiliği ise 14 Kasım’da, ‘yanıltıcı ve şüpheli’ olarak tanımladığı bir tarafın, Gazze Şeridi’ndeki insani durumu istismar ederek halkı kandırıp yasadışı ve sorumsuz bir şekilde seyahatlerini organize etmeye çalıştığını duyurdu. Büyükelçilik, Johannesburg’a ulaşan son uçuş krizi sonrası, söz konusu tarafın, yolcular varış ülkesine ulaştığında rutin işlemler ve komplikasyonlar ortaya çıkınca sorumluluktan kaçmaya çalıştığını belirtti.
Hamas yönetimindeki güvenlik kaynakları, ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından, güvenlik koşullarının hâlâ istikrarsız olmasına ve İsrail’in hareketleri izleme çabalarına rağmen, şüpheli yolculukları engellemeye çalışacaklarını ifade etti. Kaynaklar, tedavi veya insani amaçlı seyahatler hariç, şüpheli kuruluşların düzenlediği operasyonlara karşı önlem alacaklarını ve Gazze halkının göç ettirilmesini önlemeyi amaçladıklarını söyledi.
Takip ve süreklilik
Kuruluşun ciddi bir takiple karşı karşıya olduğu, siber saldırılar ve bazı merciler tarafından yasal işlemlerle baskı altına alındığı görülüyor. Bu durum, WhatsApp’ın kuruluşun ilan ettiği numaraları hem sosyal medya üzerinden hem de web sitesi aracılığıyla engellemesine yol açtı.
Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda düzenlenen protesto sırasında ‘Yerinden edilmeye hayır’ ve ‘Gazze ölüyor’ yazılı pankart taşıyan Filistinliler (DPA)
Kuruluş, Facebook üzerinden yaptığı bir paylaşımda, numaralarının engellenmesini ismini vermediği bazı tarafların ‘faaliyetlerine yönelik saldırının’ bir parçası olarak gerçekleştirdiğini iddia etti. Kuruluş, çalışmalarına devam ettiğini, bu sorunu çözmek ve iletişim için yeni numaralar düzenlemek üzere adımlar attığını, hazır olduğunda takipçileriyle alternatif numaralardan iletişim kuracağını duyurdu.
Tüm bu tartışmalara ve kuruluş hakkındaki şüphelere rağmen, Avrupa’nın İhtişamı hâlâ Gazze’den yolcu başvurularını kabul etmeye devam ediyor. Bu durum, hem internet sitesinde hem de Facebook sayfasında görülebiliyor; ayrıca, Gazze halkına sosyal medya üzerinden gösterilen sponsorlu reklamlar da devam ediyor.
41 yaşındaki Gazze sakini Nadir, güvenlik gerekçesiyle tam adını açıklamadı. Evli ve dört çocuk babası olan Nadir, yaklaşık bir buçuk ay önce kuruluşa başvuranlardan biri ve hâlâ kuruluşun sağladığı numaralar üzerinden iletişim sürecini sürdürüyor.
Gazze'de gün batımı (Reuters)
Nadir, zor yaşam koşullarının onu göç etmeyi düşünmeye ve ailesi için daha iyi bir gelecek aramaya zorladığını söylüyor. Seyahat girişimlerinin başarılı olmasını umut ettiğini ve diğerleri gibi şansının yaver gitmesini diliyor.
Nadir, “Tek istediğim, Gazze’den herhangi bir ülkeye çıkmak ve oradan gidebileceğim herhangi bir yere gitmek… Önemli olan, çadır yaşamından kurtulmak ve kendim, eşim ve çocuklarım için güvenli bir hayat aramak” şeklinde konuştu.
Papa Leo Lübnan'ı barışa çağırdıhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5214770-papa-leo-l%C3%BCbnan%C4%B1-bar%C4%B1%C5%9Fa-%C3%A7a%C4%9F%C4%B1rd%C4%B1
Papa 14. Leo, dün Lübnan'ı barışa çağırarak, ülkeye yaptığı ziyaretin başında Lübnanlılara ülkelerinde kalma "cesaretini" göstermeleri çağrısında bulundu ve ortak bir gelecek için "uzlaşmanın" önemini vurguladı.
Papa Francis, yarına kadar sürecek Lübnan ziyaretine başladı ve Lübnan halkına seslenerek, "Barışa bağlılık ve barış sevgisi, bariz yenilgiler karşısında korku duymaz ve başarısızlığın onları caydırmasına izin vermez" dedi. Papa Francis, "Kaçmanın daha kolay, hatta başka bir yere gitmenin daha iyi olduğu anlar vardır. Evde kalmak veya geri dönmek cesaret ve öngörü gerektirir" ifadelerini kullandı. Papa Francis, "Dünyanın diğer bölgelerinde olduğu gibi burada da istikrarsızlık, şiddet, yoksulluk ve diğer birçok tehlikenin, vatanlarını terk etmenin derin acısını yaşayarak başka bir gelecek arayan gençlerde ve ailelerde kan kaybına neden olduğunu biliyoruz" dedi.
Papa, Lübnanlılara "zorlu uzlaşma yolunu" izlemeleri çağrısında bulunarak, "iyileşmesi yıllar, hatta bazen nesiller süren kişisel ve kolektif yaralar var" ifadesini kullandı.
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Papa'yı karşılamada yaptığı konuşmada, "Lübnan'ı korumak yaşayan insanlığın görevidir, çünkü farklı dinlerin evlatları arasında özgür ve eşit yaşam modeli çökerse, yeryüzünde buna uygun başka hiçbir yer yoktur" dedi.
Avn, Papa'yı kabul ederken: Ne teslim olacağız ne de ayrılacağızhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5214760-avn-papay%C4%B1-kabul-ederken-ne-teslim-olaca%C4%9F%C4%B1z-ne-de-ayr%C4%B1laca%C4%9F%C4%B1z
Avn, Papa'yı kabul ederken: Ne teslim olacağız ne de ayrılacağız
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Papa XIV. Leo'yu Baabda Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda kabul ederken (Reuters)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn dün yaptığı açıklamada, "Lübnan özgürlük için ve özgürlük nedeniyle kuruldu. Herhangi bir din, mezhep veya grup için değil" ifadelerini kullandı.
Beyrut'ta Papa 14. Leo ile yaptığı görüşmede Avn, Lübnan'ın "her insan için özgürlük ve her insan için onur vatanı" olduğunu belirterek, "Ölmeyeceğiz, terk etmeyeceğiz, umutsuzluğa kapılmayacağız ve teslim olmayacağız" dedi.
Avn, "Lübnan, Hristiyanlar ve Müslümanların, Hristiyanlar ve Müslümanlar arasında eşitliğe dayalı, her insana ve her özgür vicdana açık bir anayasal sistem içinde, farklı ama eşit bir şekilde birlikte yaşadığı, sistemiyle benzersiz bir ülkedir" şeklinde konuştu.
Papa 14. Leo’nun, geçen perşembe günü başlayıp dün öğlene kadar süren Türkiye ziyaretinin ardından geldiği Lübnan’ı ziyareti yarına (Salı) kadar devam edecek ve akabinde Roma'ya dönecek.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة