BM Sudan Temsilcisi Peretz: Burhan ve Hamduk’un anlaşması Sudan’ı iç savaştan kurtardı

BM Sudan Temsilcisi Volker Peretz. (SUNA) Sudanlı göstericiler önceki gün Omdurman’da toplandı. (AFP)
BM Sudan Temsilcisi Volker Peretz. (SUNA) Sudanlı göstericiler önceki gün Omdurman’da toplandı. (AFP)
TT

BM Sudan Temsilcisi Peretz: Burhan ve Hamduk’un anlaşması Sudan’ı iç savaştan kurtardı

BM Sudan Temsilcisi Volker Peretz. (SUNA) Sudanlı göstericiler önceki gün Omdurman’da toplandı. (AFP)
BM Sudan Temsilcisi Volker Peretz. (SUNA) Sudanlı göstericiler önceki gün Omdurman’da toplandı. (AFP)

Birleşmiş Milletler Sudan Entegre Geçiş Yardım Misyonu (UNITAMS) Başkanı ve BM Sudan Temsilcisi Volker Peretz, Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile Başbakan Abdullah Hamduk arasında geçtiğimiz pazar günü imzalanan anlaşmanın tüm eksikliklerine rağmen ülkeyi bir iç savaştan kurtardığını söyledi.
Peretz AP’ye yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Anlaşma kesinlikle tamamlanmış değil. Ancak hiç yoktan iyidir. Anlaşmanın tarafları, ülkeyi daha fazla şiddet, kaos ve uluslararası izolasyondan korumak için acı tavizler vermenin önemini hissettiler. Yemen, Libya veya Suriye'de tanık olduğumuza benzer senaryo Sudan'da göz önüne alındı. En azından sonunda ortada anayasal düzenin restorasyonuna yol açabilecek önemli bir adım var.”
Sudan’da geçiş dönemi yönetiminin ortağı Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri’nden kaynaklara göre ülkede serbest bırakılmayan siyasi tutuklular açık açlık grevine başladı.
Ülkede başta feshedilen hükümetin Kabine İşleri Bakanı Halid Ömer Yusuf ve diğer yetkililer olmak üzere serbest bırakılmayan siyasi tutuklular Başbakan’ın tüm tutukluları serbest bırakacağına dair söz vermesine rağmen ‘anayasaya aykırı’ gözaltlarını protesto etmek ve serbest bırakılmak için açlık grevine gittiler. Söz konusu siyasetçiler, ordunun 25 Ekim’de iktidarı ele geçirmesinden sonra tutuklanmışlardı.
Tutuklanan çok sayıda bakan, siyasi liderler ve Direniş Komiteleri’nden birçok kimse bilinmeyen yerlere götürüldü. Ancak geçtiğimiz hafta Hamduk ile Burhan arasında imzalanan siyasi anlaşmanın ardından tutuklanan bazı isimler kademeli olarak serbest bırakılmaya başlandı.
Askeri yetkililerin önceki gece geç saatlerde, Sudan Meslek Odaları Birliği Başkanı Muhammed Naci el Esam, eski Sudan Sanayi ve Ticaret Bakanı Medeni Abbas, Gazeteci Fayez es Suleyk, Sudan Kongre Partisi lideri Hamza Faruk, Hartum Devlet Televizyonu Müdürü Yasin Awad ve diğerlerini serbest bıraktı.
Egemenlik Konseyi üyesi ve Komite Vekil Başkanı Muhammed el-Faki Süleyman, Kabine İşleri Bakanı Halid Ömer Yusuf, Sanayi Bakanı İbrahim eş Şeyh, Tasfiye Komitesi üyesi Vecdi Salih, Avukat Taha Osman, Hartum Valisi Eymen Nimr, Gazeteci Mahir Ebu el Cevh ve diğer siyasi isimlerin tutukluluk halleri ise sürüyor.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Özgürlük ve Değişim Bildrgesi Güçleri dünkü açıklamasında, tutuklananların bilinmeyen yerlere götürüldüğünü, darbe yetkililerin açıklama yapmadığını ve avukatlarının kendileriyle iletişim kurmasına izin verilmediğini bildirdi. Serbest bırakılanlar yaptıkları açıklamada tutuklulara aşırı soğutma kullanılarak işlkence yapıldığı, halk arasında ‘buzdolabı’ olarak bilinen Kuzey Hartum kentindeki istihbarat servisi hapishanesinde tutulduğunu aktardılar.
Faki Süleyman ve 30 Haziran rejimini Dağıtılması Komitesi muhabiri olan, Sanayi Bakanı ve Gazeteci Mahir Ebu el Cevh’in nereye götürüldüğü bilinmiyor. Açlık grevi yapmaya karar veren siyasi tutukluların, daha önce serbest bırakılan siyasi liderlere benzer şekilde Hartum’un güneyindeki ‘güvenlik akademisinde’ tutulması muhtemel.
Halk devrimine önderlik eden siyasi koalisyon, tüm siyasi tutukluların güvenliğinden tamamen ‘darbeci otorite’ olarak adlandırdığı oluşumu sorumlu tutarak serbest bırakılmalarının, Aralık Devrimi’ne karşı tüm suç ortaklarını yargılayacak olan Sudan halkının iradesi ile sağlanacağını vurguladı.
Diğer yandan Burhan ve Hamduk arasında imzalanan anlaşma, tüm siyasi tutuklularının serbest bırakılmasını şart koşuyor. Sudan Başbakan’ı geçtiğimiz perşembe günü Şarku’l Avsat’ın da katıldığı bir basın toplantısında yaptığı açıklamada yetkililerin saatler içerisinde serbest bırakılacağını söyledi. Ancak Hamduk’un belirlediği süre sona erdiğinde çok sayıda tutuklu halen serbest bırakılmamıştı. Protesto yürüyüşü sırasında rastgele tutuklanan direniş komiteleri üyeleri ve aktivistlerin sayılarının bilinmemesi ise endişe yaratıyor.
Askeri makamlar, anlaşmayı imzalamadan önce Devlet Güvenlik Savcılığı'nda silahlı kuvvetlere karşı durma ve isyana kışkırtma suçlamalarıyla yargılanmayan tutukluları serbest bırakacaklarını duyurdu. Tüm siyasi tutukluların serbest bırakılması için Başbakan Hamduk ile imzalanan anlaşmaya uyup uyulmayacağı ise henüz bilinmiyor.



Öcalan, Ankara'yı SDG ile Şam arasında bir anlaşmaya varılmasını kolaylaştırmaya çağırdı

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, SDG'yi Suriye ordusuna entegre etme anlaşmasını imzalarken, 10 Mart 2025 (EPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, SDG'yi Suriye ordusuna entegre etme anlaşmasını imzalarken, 10 Mart 2025 (EPA)
TT

Öcalan, Ankara'yı SDG ile Şam arasında bir anlaşmaya varılmasını kolaylaştırmaya çağırdı

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, SDG'yi Suriye ordusuna entegre etme anlaşmasını imzalarken, 10 Mart 2025 (EPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, SDG'yi Suriye ordusuna entegre etme anlaşmasını imzalarken, 10 Mart 2025 (EPA)

26 yıldır tutuklu bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan, Ankara’yı, Kürtlerin liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Şam arasında bir anlaşma sağlanmasına aracılık etmeye çağırdı. Bu çağrı bugün, Kürt yanlısı Türkiye’deki Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) tarafından iletildi.

Öcalan, 30 Aralık tarihli yazılı mesajında, “Türkiye’nin bu süreçte kolaylaştırıcı ve yapıcı bir rol oynaması, süreci diyalog odaklı yürütmesi çok önemlidir. Bu, bölgesel barış ve kendi iç barışını güçlendirmek için hayati bir gerekliliktir” ifadelerini kullandı.

Geçtiğimiz hafta Ankara ve Şam, SDG’yi 10 Mart’ta imzalanan Suriye ordusuna entegrasyon anlaşmasını uygulamakta gecikmekle suçladı ve Suriye’nin birliği ile istikrarına yönelik herhangi bir girişimi reddettiklerini açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın Suriye medyasından aktardığına göre SDG, ateşkes anlaşmasını ihlal ederek Halep’in kuzeyinde iç güvenlik noktalarına saldırdı.

Dün gelen haberlere göre, Halep’te eş-Şeyhan kavşağındaki İç Güvenlik Kuvvetleri (Asayiş) ve SDG’ye bağlı güvenlik güçlerinin ortak kontrol noktasına Suriye Savunma Bakanlığı’na bağlı birimler tarafından silahlı saldırı gerçekleştirildi. Saldırıda iki Asayiş mensubu yaralanırken, güvenlik birimleri saldırıya karşılık verdi ve bölge çevresinde güvenlik önlemleri artırıldı.


Suriye güvenlik güçleri Lazkiye'de gece sokağa çıkma yasağı ilan etti

Lazkiye'de protestolar sırasında çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)
Lazkiye'de protestolar sırasında çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)
TT

Suriye güvenlik güçleri Lazkiye'de gece sokağa çıkma yasağı ilan etti

Lazkiye'de protestolar sırasında çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)
Lazkiye'de protestolar sırasında çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)

Suriye haber ajansı SANA'nın haberine göre, Lazkiye vilayetindeki iç güvenlik güçleri bugün şehirde saat 17:00'den yarın sabah 06:00'ya kadar gece sokağa çıkma yasağı ilan etti.

İç Güvenlik Komutanlığı yaptığı açıklamada, sokağa çıkma yasağının acil durumları, sağlık personelini, ambulans ve itfaiye ekiplerini kapsamadığını belirtti.


İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararı ‘yerinden edilme’ ve ‘askeri üsler’ korkularını körüklüyor

Arap Birliği Komsiyonu’nun daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantısından (Arap Birliği)
Arap Birliği Komsiyonu’nun daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantısından (Arap Birliği)
TT

İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararı ‘yerinden edilme’ ve ‘askeri üsler’ korkularını körüklüyor

Arap Birliği Komsiyonu’nun daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantısından (Arap Birliği)
Arap Birliği Komsiyonu’nun daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantısından (Arap Birliği)

İsrail'in Somaliland'ı ‘bağımsız devlet’ olarak tanıma kararı, Filistinlilerin bu ayrılıkçı bölgeye yerleştirileceğine ve İsrail'in Kızıldeniz kıyılarını gören bölgede askeri üsler kuracağına dair endişeleri artırdı.

Somali Başbakanı Hamza Abdi Barre, ‘İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Somaliland'daki planının Afrika Boynuzu'nda gerilimi artıracağı’ uyarısında bulundu. Barre, bu hamlenin ‘Sudan, Somali ve diğer ülkeler dahil olmak üzere bölge için ciddi sonuçlar doğuracağını’ söyledi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, cuma günü, Somaliland'ı ‘bağımsız egemen bir devlet’ olarak tanıdığını duyurdu. Böylece Somali içindeki ‘ayrılıkçı bölge’ ilk kez tanındı. Somaliland Cumhurbaşkanı Abdurrahman Muhammed Abdullahi Arawa, bu hamleyi ‘tarihi bir an’ olarak nitelendirdi.

İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararı, Arap, İslam ve Afrika ülkeleri tarafından kınandı. Arap ve İslam ülkeleri, Arap Birliği (AL), Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ve Afrika Birliği Komisyonu, İsrail'in bu adımını tamamen reddettiklerini belirten açıklamalar yayınladı. Somali Başbakanı Barre, İsrail’in tanıma kararını Gazze Şeridi'nden Filistinlilerin yerinden edilmesiyle ilişkilendirdi. Barre, pazar günü Al-Qahera News'e verdiği röportajda “Tüm işaretler Netanyahu'nun Gazzelileri Somaliland'a yerleştirmeyi planladığını teyit ediyor” dedi. Somalili yetkili, ‘ülkesinin bunu kabul etmeyeceğini’ vurgularken, Filistin halkının kendi topraklarında yaşama ve kendi bağımsız devletine sahip olma hakkı olduğunu belirtti.

İsrail'in Somaliland’ı tanımasının Netanyahu’nun ‘Büyük İsrail’ adlı planının bir parçası olduğuna inanan Barre, İsrail'in, Somali'nin kuzeyindeki varlığının Kızıldeniz ve Babu’l-Mendeb Boğazı'nı kontrol etmesine ve bölgede askeri üsler kurmasına olanak sağlayacağını düşünerek, mevcut siyasi ve bölgesel koşulları istismar etmeye çalıştığını belirtti.

Somali hükümeti tarafından cuma günü yapılan açıklamada ‘Filistin’in işgalinin ve Filistinlilerin zorla yerinden edilmesini kategorik olarak reddedildiği’ belirtilerek, ‘Somali’nin Filistin halkının vatansız bırakılmasını asla kabul etmeyeceği’ vurgulandı.

Açıklamada ayrıca, Somali'yi vekalet savaşlarına sürükleyecek veya bölgesel ve uluslararası düşmanlıkları ülkeye taşıyacak herhangi bir yabancı askeri üs veya düzenlemenin kurulmasına izin verilmeyeceğinin altı çizildi.

İsrail'in hamlesinin ardından cuma günü Somali hükümetinin toplantısı (SONNA)İsrail'in hamlesinin ardından cuma günü Somali hükümetinin toplantısı (SONNA)

Somaliland bölgesinden araştırmacı ve siyasi analist Numan Hasan, ‘Somaliland hükümetinin Filistinlilerin kendi topraklarına yerleştirilmesini kabul etmeyeceğini’ düşünüyor. Somalilandlı yetkililer, bölgenin, bağımsız devlet olarak tanınması için herhangi bir siyasi çözümü engelleyeceğini düşünen Hasan, Filistinlilerin yerinden edilmeyi reddettiklerini açıkça ifade ettiklerini ve halkın da aynı fikirde olduğunu belirtti.

Şarku’l Avsat’a konuşan Hasan, Somaliland hükümetinin, komşu ülkelere zarar vermemeleri koşuluyla, bölgede İsrail askeri üslerinin kurulmasına itiraz etmeyeceğini düşündüğünü, özellikle Arap ve İslam dünyasının İsrail'in tanınmasını reddetmesi gibi son gelişmeler çerçevesinde bölgenin herhangi bir dış müdahaleye hazırlıklı olması gerektiğini söyledi.

Numan Hasan'a göre bağımsızlığın tanınması Somaliland hükümetinin birincil hedefi olmaya devam ediyor. Hasan, bu adımın başka hiçbir ülkenin çıkarlarına zarar vermeyeceğini düşündüğünü belirtti.

Öte yandan Somalili siyasi analist Hasan Muhammed Hac, İsrail'in tanınmasının, kalkınma veya güvenlik bölgeleri ve egemen tesislerin kurulması bahanesiyle yerel halkın veya Filistinlilerin bölgeye yerleştirilmesine kapı açarak, bölgenin demografik yapısı üzerindeki etkisine ilişkin endişeleri artırdığını değerlendiriyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan Hac, bu tanıma kararının Kızıldeniz kıyısında ve Babu’l-Mendeb bölgesinde İsrail’in askeri üsleri veya istihbarat tesislerinin kurulmasına kapı açacağına dair endişelerin arttığını belirtti.

Bunun, bölgeyi uluslararası çatışmaların merkezine yerleştireceğini ve Somali'nin iç meselesinden bölgesel ve uluslararası rekabetin sahnesine dönüştüreceğini söyleyen Hac, bu senaryoların (yerinden edilme ve militarizasyon) risklerinin daha geniş bölgeye ve Afrika'ya yayılacağını, kabile gerilimlerini körükleyeceğini ve kapsamlı siyasi çözümlerin şansını zayıflatacağını kaydetti.

Mısır Dışişleri Konseyi üyesi ve Yüksek ve Stratejik Araştırmalar Askeri Akademisi danışmanı Tümgeneral Adil el-Umde, Somali'de yaşananların, ayrılmayı teşvik eden hareketler arasında olumsuz algıları güçlendirerek Afrika devletleri arasındaki parçalanma ve bölünmeyi daha da şiddetlendirdiğini düşünüyor. Somali'nin bölünmesinin bölgesel ve uluslararası istikrarı etkileyeceğini, çünkü bu bölgenin dünyadaki çoğu ülkenin stratejik çıkarlarıyla bağlantılı olduğunu söyledi.

Umde, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, “İsrail'in Somaliland'ı tanıyarak bölgedeki çatışmada yeni bir cephe açmak ve uluslararası toplumun dikkatini Gazze Şeridi'nden başka yöne çekmek istediğini” düşündüğünü belirtti. Ayrıca, “Somali'nin birliğini ve egemenliğini korumak, Kızıldeniz bölgesinde Arap ve Mısır'ın ulusal güvenliğini korumak anlamına gelir” ifadesini kullandı.

Somali Başbakanı Barre'ye göre ülkesi, İsrail'in hamlelerine karşı egemenliği için bölgesel ve küresel destek bekliyor. Barre, yaptığı açıklamalarda, ülkesinin Netanyahu'nun kararına karşı diplomatik kanalları bir seçenek olarak kullandığını, ayrıca ülkesinin birliğini savunmak için yasal önlemler aldığını açıkladı. Barre, "anayasanın (Somaliland'ın) bunu yapmasına izin vermediğini" kaydetti.

Somaliland, 1991 yılından bu yana Somali Federal Cumhuriyeti'nden tek taraflı olarak ayrıldığını ilan etti, ancak şimdiye kadar uluslararası taraflarca tanınmadı.