Hollanda, Güney Afrika’dan gelen iki uçakta 61 vaka tespit etti

Büyük şehirler, salgının kontrol altına alınması kapsamında sağlık önlemlerinin sıkılaştırılmasına karşı artan bir gerginliğin ardından günler sonra sakinleşti

Güney Afrika’dan gelen ve Amsterdam’daki Schiphol Havalimanı’na inen uçakta bekleyen yolcular (AP)
Güney Afrika’dan gelen ve Amsterdam’daki Schiphol Havalimanı’na inen uçakta bekleyen yolcular (AP)
TT

Hollanda, Güney Afrika’dan gelen iki uçakta 61 vaka tespit etti

Güney Afrika’dan gelen ve Amsterdam’daki Schiphol Havalimanı’na inen uçakta bekleyen yolcular (AP)
Güney Afrika’dan gelen ve Amsterdam’daki Schiphol Havalimanı’na inen uçakta bekleyen yolcular (AP)

Hollanda sağlık makamları, Güney Afrika’dan Amsterdam’a gelen iki uçaktaki yolcular arasında 61 yeni tip koronavirüs (Kovid-19) hastası tespit edildiğini duyurdu. Sağlık makamları bugün (Cumartesi) söz konusu yolcular arasında, virüsün geçtiğimiz günlerde keşfedilen yeni varyantı “Omikron” ile enfekte olanların olup olmadığını tespit etmek için test yapılmaya başlandığını belirtti.
Söz konusu iki uçuş ile yaklaşık 600 yolcu Amsterdam’ın Schiphol Havalimanı’na geldi. Ardından yolcular yeni varyanta bağlı endişeler nedeniyle saatler süren testlere tabi tutuldu. Reuters haber ajansının aktardığına göre, Sağlık Bakanlığı bugün erken saatlerde yaptığı açıklamada, 61 yolcunun Kovid-19 testlerinin pozitif çıktığını duyurdu.
Hollanda hükümeti cuma günü Güney Afrika’dan tüm uçuşları durdurdu. Sağlık Bakanı Hugo de Jonge söz konusu karar alınmadan önce Hollanda’ya gelmek üzere yola çıkan yolcuların, test ve karantinaya tabi tutma kararı aldı.
Diğer yandan, Cuma günü hükümetin Kovid-19 enfeksiyonlarının artmasına karşı mücadele için sağlık kısıtlamalarını artırma açıklamasının ardından ülkede beklenenin aksine şiddetli protestolar yerine sakinlik hakimdi.
Hollanda Başbakanı Mark Rutte Lahey’de düzenlediği basın toplantısında, Pazar gününden itibaren, temel ihtiyaçları satan dükkan hariç olmak üzere tüm işletmelerin 17:00 ile 05:00 arasında kapalı olacağını belirtti.
Hükümetin açıklamalarına göre, vaka sayılarındaki en büyük artış çocuklar arasında kaydedilse de okullar açık kalacak ancak 10 yaş ve üstü öğrenciler sınıflarda bölge bir zorunluluk olmasa da koridorlarda maske takmak zorunda kalacak.
Geçen hafta Rotterdam ve Lahey de dahil olmak üzere çeşitli şehirlerde düzenlenen ve 4 gece süren protestoların neden olduğu yoğun gerilimin ardından Cuma günü gözlemlenen sakinlik ülke için iyi bir haber oldu. 



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP