Suriye'nin geri dönüşü ve ‘adım adım’ stratejisi!

ABD Başkanı Joe Biden ve Rus Devlet Başkanı Vladimir Putin, 16 Haziran'da Cenevre'deki görüşmelerinden önce (AFP)
ABD Başkanı Joe Biden ve Rus Devlet Başkanı Vladimir Putin, 16 Haziran'da Cenevre'deki görüşmelerinden önce (AFP)
TT

Suriye'nin geri dönüşü ve ‘adım adım’ stratejisi!

ABD Başkanı Joe Biden ve Rus Devlet Başkanı Vladimir Putin, 16 Haziran'da Cenevre'deki görüşmelerinden önce (AFP)
ABD Başkanı Joe Biden ve Rus Devlet Başkanı Vladimir Putin, 16 Haziran'da Cenevre'deki görüşmelerinden önce (AFP)

Suriye'ye yönelik yeni bir yaklaşım benimseme konusunda sessiz diplomatik tartışmalar yeniden başladı. Bu noktada bir kez daha Şam ve ortaklarından ‘talep edilenler’ ile Washington ve müttefikleri tarafından Rusya'ya ‘teklif edilen’ şeyleri ele alan bir yol haritasına ulaşmak denenecek.
Görünüşe göre Rusya, Şam'ın izolasyonunu ‘adım adım’ sona erdirmek için çalışıyor. Washington ise talepleri için baskı yapacak araçlara sahip. ABD, Suriye'nin kuzeydoğusundaki askeri varlığı, yaptırımları, Sezar Yasası ve Şam'a karşı siyasi tecridi savaşın parçaladığı ülkenin yeniden inşası için bunların hepsini kullanabilir. Öte yandan Moskova, Şam'daki ‘meşru hükümetin’ uluslararası alanda tanınmasını ve uluslararası izolasyona son verilmesini, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 2254 sayılı kararına dayalı bir çözüme ulaşılması, merkezi otoritenin güçlendirilmesi, Şam'a yönelik yaptırımların kaldırılması ve Suriye'nin yeniden inşasını istiyor.
Bu yaklaşım, daha önce Amerikalılar ve Ruslar tarafından birkaç kez gizlice denenen ‘eski bir rüyadır.’ Ancak eski ABD Başkanı Donald Trump döneminde bu kapsamda herhangi bir ilerleme kaydedilemedi. Suriye’nin güneyinde, ABD'nin silahlı muhalefeti terk ettiğini ve rejimin kademeli olarak geri dönmesini sağlayan anlaşma olan ‘Güney Anlaşması’ yoluyla ve Dera'ya kademeli bir dönüş ve uluslararası güçlerin Suriye ile İsrail arasındaki geri çekilmeyi sağlamak için Golan'da Hmeymim üssü polisinin konuşlandırılması ile bazı sınırlı ilerlemeler kaydedildi.
ABD Başkanı Joe Biden yönetiminde, bu yaklaşımın yeniden gözden geçirilmesi için bir kez daha taleplerde bulunuldu. Başkan Joe Biden'ın Beyaz Saray'a gelişinin ardından, bu çağrıların yeniden gündeme gelmesi, üç nedene dayanıyor: 2020 baharından bu yana üç etki alanı arasındaki askeri temas hatlarının çıkmazı, Suriye'de ekonomik çöküş ve oyuncuların, hiçbirinin ‘askeri zafer’ olasılığının mümkün olmadığı kanaatine varması.
Teklif kapalı kapılar ardında tutuldu. Aktif oyuncular tarafından muhalefet, sorular veya şüphecilikle karşılandı. ABD bu konuda ne hevesliydi ne de müttefiklerini onunla ilerlemeye teşvik etti. Aynı şekilde Rusya ile müzakerelerdeki acı tecrübelerini göz önünde bulunduran Almanya ve Fransa da buna pek hevesli değildi.
Moskova'nın kendisi de Türkiye ve İran ile birlikte Astana sürecine bağlı görünüyordu. Rusya bu Suriye yaklaşımı üzerinde kitlesel müzakerelere hevesli değildi, bunun yerine Washington ile ikili görüşmeleri ve mutabakatları tercih etti.
Ancak yeni gelişmeler, ‘adım adım’ yaklaşımını yeniden canlandırma olasılığı üzerinde tartışmalara yol açtı.
Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre, resme yeni faktörler de girdi. Yaklaşık iki yıldır değişmeyen cephe hatları ve süregelen ekonomik krizin yanı sıra Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Ürdün gibi Arap ülkeleri de Şam ile ilişkileri normalleştirmek için adımlar atıyor. Bunlar arasında Devlet Başkanı Beşşar Esed ve Ürdün Kralı 2. Abdullah'ın telefon görüşmesi, BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed'in ziyareti, hükümet temsilcilerinin Dünya Sağlık Örgütü ve “Interpol” gibi uluslararası kurumlara dönüşüne ek olarak Şam ile güvenlik temaslarının seviyesinin yükseltilmesi vardı.
Bu noktada en dikkat çeken ise, Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Başkan Biden'ın elçileri Haziran ortasında iki başkan arasındaki zirve toplantısının ardından Cenevre'de uluslararası basından uzak üç kez bir araya geldikleri için ABD-Rusya iletişimi. Putin ile Biden arasında yeni bir zirveden bahsediliyor. Önemli olan toplantılar değil, içeriklerdir. İki taraf, geçtiğimiz Temmuz ayında insani yardımın süresini uzatmak için uluslararası bir karar taslağı üzerinde anlaşmaya varmayı başardı.
Ancak bu yaklaşımı geçerli kılabilecek yeni ana faktör, Biden yönetiminin Suriye'deki taleplerini düşürmesidir. Örneğin Rusya, ABD'nin Şam'daki rejim değişikliği talebinden vazgeçmesi konusunda ısrar etmişti ve gerçekten de öyle oldu. Ancak bu, Biden yönetiminin politikasının temel taşı haline geldi. Birkaç gün önce Beyaz Saray'ın Ortadoğu Koordinatörü Brett McGurk, Washington'un 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından benimsediği ‘ulus inşası ve rejim değişikliği politikalarından’ vazgeçtiğini söyledi.
ABD’nin Washington'un Suriye'deki hedefleri artık DEAŞ’ın yenilmesinin ardından elde edilen kazanımları korumak, insani yardımın ulaştırılmasını sağlamak, ateşkesi sürdürmek, 2254 sayılı karara dayalı siyasi çözümü desteklemek ve savaş suçlularından hesap sormakla sınırlı. Bu durum, insani yardımda Rusya ile çalışmak, Amerikan yaptırımlarını hafifletmek, Şam ile Arapların normalleşmesini engellememek, Arap Gaz Boru Hattı gibi ekonomik projeleri desteklemek ve eğitim, sağlık ile su gibi çeşitli sektörlerde ‘erken toparlanma’ için BM kurumlarının projelerini finanse etme konusundaki vetoyu sona erdirmek için daha fazla alan bırakıyor. Yardım kararının uzatılması artık ‘tarihi bir başarı’ olarak görülüyor.
Mevcut durumda önümüzdeki günler, Suriye konusunda yapılacak ‘adım adım’ yaklaşımının başarılı olup olmadığını test etme ve uluslararası - bölgesel - Arap temas grubu oluşturmak ve Şam'a yönelik ikili normalleşme adımları arasında koordinasyon aramak açısından önemli olacak.
Gözler Washington'un Arap ve uluslararası müttefikleriyle 2 Aralık'ta Brüksel'de yapacağı toplantıya ve 21 Aralık'ta Astana'da Rusya, Türkiye ve İran arasında yapılacak bakanlar toplantısına çevrilecek.
ABD'nin ne sunacağı açık, ancak Rusya ve ortaklarının masaya ne getirebileceğini göreceğiz. Bu belirsizlik Moskova'nın gündemini Şam'a empoze edememesine bağlanabilir.
Belki de Moskova'nın gerçekten istediği, ‘adım adım’ bir yaklaşımdır, yani ABD ve müttefiklerinin Şam'a yaklaşması. ‘Amerikan adımı’ karşılığında bir ‘Rus adımı’ yaklaşımı değil.



Hamas kaynakları Şarku'l Avsat'a konuştu: Bize sunulan teklif birçok tuzakla dolu… Bu tuzakları şiddete başvurmadan atlatmaya çalışıyoruz

Gazze şehrinde bir çadıra düzenlenen İsrail hava saldırısının ardından hasarı inceleyen Filistinli gençler, 8 Eylül 2025 (Reuters)
Gazze şehrinde bir çadıra düzenlenen İsrail hava saldırısının ardından hasarı inceleyen Filistinli gençler, 8 Eylül 2025 (Reuters)
TT

Hamas kaynakları Şarku'l Avsat'a konuştu: Bize sunulan teklif birçok tuzakla dolu… Bu tuzakları şiddete başvurmadan atlatmaya çalışıyoruz

Gazze şehrinde bir çadıra düzenlenen İsrail hava saldırısının ardından hasarı inceleyen Filistinli gençler, 8 Eylül 2025 (Reuters)
Gazze şehrinde bir çadıra düzenlenen İsrail hava saldırısının ardından hasarı inceleyen Filistinli gençler, 8 Eylül 2025 (Reuters)

Hamas kaynakları, Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmek için kendilerine sunulan fikirlerin ‘ortadan kaldırılması gereken birçok tuzak ve engel içerdiğini, bu fikirlerin herkesin taleplerini karşılayan adil koşullar içermesi gerektiğini, bunların en önemlisinin ise Hamas ve diğer Filistinli grupların odaklandığı savaşın sona erdirilmesi olduğunu’ belirtti. Kaynaklar, ‘durumu daha da karmaşık hale getirebilecek sert tutumlar sergilemeden, kendilerine sunulanları ele almaya’ açık olduklarını vurguladılar.

Hamas kaynaklarının açıklamaları, Hamas ile ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff arasında, ABD Başkanı Donald Trump'ın ‘garantisi’ ile Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirme önerisi konusunda aracılar vasıtasıyla yapılan mesajlaşmaların açıklanmasından bir gün sonra geldi.

Axios internet sitesinin pazar günkü haberine göre Trump, yeni önerinin başarısız olması halinde Hamas'ı ‘düşünülemez’ bir adım ile tehdit etti.

Şarku'l Avsat'a konuşan Hamas kaynakları şu ifadeleri kullandı: “Şu anda sunulanlar, ana arabulucu ülkeler olan Mısır, Katar ve diğerleri de dahil olmak üzere çeşitli taraflarla yapılan görüşmeler kapsamında düzenlenmekte, değiştirilmekte ve geliştirilmekte olan fikirler. Arabulucular, bu savaşın kesin olarak sona ermesini sağlayacak şekilde herkesin taleplerinin yerine getirilmesini garanti eden kapsamlı bir öneriye ulaşmak amacıyla çalışıyor.”

cdfgt
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Netzarim Koridoru yakınlarında bulunan bir yardım dağıtım merkezinde un çuvalları taşıyan yerinden edilmiş kişiler (AFP)

Kaynaklar, görüşülen fikirler arasında ilk gün tüm rehinelerin teslim edilmesi de olduğunu doğruladı, ancak Hamas bunun zor olacağını belirtti. Kaynaklar, ‘İsrail'in geçen ocak ayında varılan anlaşmada kararlaştırılan sınırlara çekileceğine dair net garantiler olması ve ABD Başkanı Donald Trump'ın bizzat garanti edeceği savaşı sona erdirme müzakereleri sırasında Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinden kademeli bir çekilme olması gerektiğini’ ifade ettiler.

Cesetlerin teslimi ikilemi

Kaynaklar, Hamas liderliğinin arabuluculara ‘ateşkesin ilk gününde canlı ve ölü rehinelerin hepsini birden teslim etmenin mümkün olmadığını’ bildirdiğini belirtti. Kaynaklar, “Bazı yerlerde öldürülen rehineler var. Bunların cesetlerini, öldürüldükleri bazı bölgelerin enkazı altından çıkarmak veya İsrail güçlerinin girdiği yerlere gömülen cesetleri çıkarmak için İsrail ordusunun ateşkesi durdurması gerekiyor” şeklinde konuştular.

Tahminlere göre Hamas, 7 Ekim 2023'te kaçırılan toplam 256 kişiden (İsrailliler ve yabancılar) 48'ini şu anda elinde tutuyor. İsrail hükümetinin Rehineler ve Kayıp Kişiler Departmanı'nın resmi verilerine göre, 19 rehinenin hayatta olduğu doğrulandı.

Kaynaklar, ‘direniş gruplarının ilk gün hayatta olan bazı rehineleri serbest bırakmaya hazır olduğunu ve karşılıklı olarak kararlaştırılan bir günde hayatta olan ve ölen çok sayıda rehineyi serbest bırakabileceklerini, çünkü kalan rehinelerin cesetlerini çıkarmak için zamana ve belirli bir süreye ihtiyaçları olacağını’ belirtti.

jb
Geçtiğimiz şubat ayında Han Yunus'ta Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'na bağlı bir savaşçı (DPA)

Kaynaklar, “İsrail güçleri tarafından bombalanan bölgelerde öldürülen ve enkaz altında kalan rehinelerin serbestçe çıkarılmasını sağlayacak koşulların sahada yaratılması gerekiyor. Bazıları ise işgal güçlerinin konuşlandığı bölgelere yakın yerlere gömüldü, bu da bu güçlerin son aylarda girdiği bölgelerden çekilmesinin gerekli olduğu anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.

Koridorlar ve sınır kapıları

Hamas kaynaklarına göre ortaya atılan fikirler, İsrail güçlerinin Philadelphia Koridoru gibi bazı önemli noktalardan çekileceğine, Refah Sınır Kapısı’nın normal yolcu trafiğine yeniden açılmasına ya da işgal hükümetinden, ABD dahil olmak üzere garantör devletlere savaşı sona erdireceğine dair bir garanti alınmasına işaret etmiyor.

Kaynaklar, ‘İsrail veya ABD ile doğrudan veya dolaylı arabuluculukta yer alan birkaç taraf olduğunu’ belirterek, tüm çabaların başarıya ulaşması için bu konuda ülkelerin ve bireylerin rolünün olduğunu kaydetti.

Kaynaklar, tüm sürecin başarısını sağlayacak bir anlaşmaya varmak için ABD'nin hareketin liderliğiyle yeniden doğrudan iletişim kurmak istediğini belirtti. Kaynaklar, Hamas liderliğinin tüm arabuluculara, savaşı mümkün olan her yolla sona erdirecek herhangi bir anlaşmaya açık olduğunu bildirdiğini kaydetti.

Yeni arabulucular!

Olağandışı bir şekilde Hamas kaynakları sadece Mısırlı ve Katarlı arabuluculardan bahsetmekle kalmadı, aynı zamanda diğer arabuluculardan da bahsetti. Bu da bazı Yahudi ve uluslararası medya kuruluşlarının, ABD yönetimi ile Hamas arasında doğrudan iletişim kuran yeni arabulucuların onaylandığına dair haberleriyle örtüşüyor. Bahsedilenler arasında, 2011 yılında İsrailli asker Gilad Şalit'in serbest bırakılması için yapılan anlaşmada arabulucu olarak görev yapan İsrailli-Amerikalı gazeteci Gershon Baskin de vardı.

Şarku’l Avsat, Baskin ile iletişime geçmeye çalıştı. Ancak Baskin arabuluculuk hakkında ayrıntılı bilgi vermeyi reddetti ve sadece ‘şu anda medyaya konuşmayacağını’ söyledi.

hv
Mısır sınırındaki Philadelphia Koridoru yakınlarında iki İsrail askeri (Arşiv – AP)

Pazar akşamı geç saatlerde yayınlanan bir açıklamada Hamas, ateşkes anlaşmasına varmak için arabulucular aracılığıyla Amerikan tarafından bazı öneriler aldığını ve saldırıyı durdurma çabalarına yardımcı olacak her türlü adımı memnuniyetle karşıladığını belirtti.

Hamas, ‘savaşın sona erdirileceğine, Gazze Şeridi'nden tamamen çekilileceğine ve Gazze Şeridi'ni yönetmek üzere bağımsız Filistinlilerden oluşan ve çalışmalarına derhal başlayacak bir komite kurulacağına dair açık bir beyan karşılığında tüm rehinelerin serbest bırakılmasını görüşmek üzere derhal müzakere masasına oturmaya hazır’ olduğunu doğruladı. Böylece, daha önce varılan anlaşmaların reddedilmesi veya ihlal edilmesi gibi deneyimlerin tekrarlanmaması sağlanacak. Bu tür deneyimlerin en sonuncusu, arabulucuların Amerikan önerisine dayalı olarak Hamas’a sunduğu ve Hamas’ın 18 Ağustos 2025'te Kahire'de kabul ettiği anlaşmaydı. İşgalciler bugüne kadar bu anlaşmaya yanıt vermedi, bunun yerine katliamlarına ve etnik temizliğe devam etti.


Abdulati, İsrail'in Gazze'deki askeri operasyonlarının genişlemesi konusunda uyardı

Filistinliler, dün Gazze Şehri'ndeki el-Şifa Hastanesi'nde düzenlenen cenaze töreninde, İsrail hava saldırılarında hayatını kaybedenlerin naaşlarının yanında dua ediyor (AFP)
Filistinliler, dün Gazze Şehri'ndeki el-Şifa Hastanesi'nde düzenlenen cenaze töreninde, İsrail hava saldırılarında hayatını kaybedenlerin naaşlarının yanında dua ediyor (AFP)
TT

Abdulati, İsrail'in Gazze'deki askeri operasyonlarının genişlemesi konusunda uyardı

Filistinliler, dün Gazze Şehri'ndeki el-Şifa Hastanesi'nde düzenlenen cenaze töreninde, İsrail hava saldırılarında hayatını kaybedenlerin naaşlarının yanında dua ediyor (AFP)
Filistinliler, dün Gazze Şehri'ndeki el-Şifa Hastanesi'nde düzenlenen cenaze töreninde, İsrail hava saldırılarında hayatını kaybedenlerin naaşlarının yanında dua ediyor (AFP)

Mısır Dışişleri Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati'nin İtalyan mevkidaşı Antonio Tajani ile yaptığı telefon görüşmesinde, uluslararası toplumun acil müdahale etmesi ve İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını durdurmak için etkili adımlar atması gerektiğini vurguladığını belirtti.

Mısır Dışişleri Bakanlığı, Mısır dışişleri bakanının dün yapılan görüşmede İsrail'in Gazze'deki askeri operasyonlarını genişletmesinin tehlikesine karşı uyarıda bulunduğunu ifade etti.

Mısır Dışişleri Bakanlığı ikinci bir açıklamasında, Abdulati'nin dün akşam Alman mevkidaşı Johann Wadephul ile yaptığı telefon görüşmesinde, Mısır'ın İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik “acımasız saldırılarını” kategorik olarak reddettiğini vurguladığını belirtti.

kjnj
Filistinliler, Gazze Şehri'ndeki eş-Şifa Hastanesi'ne düzenlenen ilk İsrail hava saldırılarında hayatını kaybedenlerin kefenlenmiş bedenleri önünde ağlıyor (AFP)

Görüşme sırasında Mısırlı bakan, işgal altındaki Batı Şeria'da İsrail'in gerginliği tırmandırması ve yerleşim yerlerini genişletmesinin tehlikesine dikkat çekerek, Almanya'nın İsrail'e “sürekli ihlallerine” son vermesi için baskı yapmasını umduğunu ifade etti.

Bu uyarı, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Gazze Şehri sakinlerine, İsrail'in Gazze Şeridi'ne hava saldırılarını yoğunlaştırma niyetini açıklamasından birkaç saat sonra, derhal bölgeyi terk etmeleri yönünde uyarıda bulunduğu bir zamanda yapıldı. Netanyahu şunları söyledi: “Gazze sakinlerine şunu söylüyorum, bu fırsatı değerlendirin ve beni dikkatle dinleyin: uyarıldınız, şimdi gidin.” Netanyahu, İsrail güçlerinin şu anda Gazze Şehri içinde kara operasyonu için organize olduğunu belirtti.

İsrail Başbakanı, bir video konuşmasında, ordunun Gazze Şehri'nde Hamas tarafından kullanılan 50 binayı iki gün boyunca bombaladığını doğrulayarak, "İki gün içinde 50 terör kulesini imha ettik ve bu, Gazze Şehri'ndeki yoğun kara harekatının sadece başlangıcı. Bölge sakinlerine sesleniyorum: Uyarıldınız, hemen gidin" dedi. "Tüm bunlar sadece bir ön hazırlık, ana ve yoğun harekatın, güçlerimizin kara manevrasının başlangıcı. Şu anda toplanıp Gazze Şehri'ne girmek için organize oluyorlar" ifadelerini kullandı.


İsrail ordusunun Cenin kampında açtığı ateş sonucu iki Filistinli hayatını kaybetti

İsrail askerleri Batı Şeria'da bir Filistinli genci tutukladı- 7 Eylül 2025 (AFP)
İsrail askerleri Batı Şeria'da bir Filistinli genci tutukladı- 7 Eylül 2025 (AFP)
TT

İsrail ordusunun Cenin kampında açtığı ateş sonucu iki Filistinli hayatını kaybetti

İsrail askerleri Batı Şeria'da bir Filistinli genci tutukladı- 7 Eylül 2025 (AFP)
İsrail askerleri Batı Şeria'da bir Filistinli genci tutukladı- 7 Eylül 2025 (AFP)

Filistin Sağlık Bakanlığı, işgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Cenin kampında İsrail ordusunun açtığı ateş sonucu iki çocuğun hayatını kaybettiğini bildirdi.

Bakanlık açıklamasında, “Cenin kampında işgal güçlerinin ateş açması sonucu iki şehit ve bir ağır yaralı ile bir de orta derecede yaralı var” ifadeleri yer aldı.

Açıklamada, iki çocuğun “şehit İslam Abdulaziz Nuh Mecarime (14 yaşında) ve şehit Muhammed Sari Maskala (14 yaşında)” olduğunu açıkladı.

İsrail ordusu, iki çocuğun öldürülmesiyle ilgili henüz bir açıklama yapmadı.

Resmi Filistin Haber Ajansı, "İşgal askerleri, Cenin kampındaki evlerine girip bazı kişisel eşyalarını almaya çalışan bir grup vatandaşı, El-Bişr mahallesinde kuşattı ve gerçek mermiyle ateş açtı" ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre İsrail, 21 Ocak'tan bu yana Cenin kampında askeri operasyon yürütüyor ve o tarihten beri kuvvetleri kampta bulunuyor. Kamp sakinleri ise Cenin şehri ve komşu köylere yerleştirildi.