SDG ve Şam, ülkenin doğusunda ‘uzlaşı’ faaliyetleri yürütüyor

SDG lideri Mazlum Abdi, bu ayın başlarında Suriye'nin kuzeydoğusunda düzenlenen bir törende (AFP)
SDG lideri Mazlum Abdi, bu ayın başlarında Suriye'nin kuzeydoğusunda düzenlenen bir törende (AFP)
TT

SDG ve Şam, ülkenin doğusunda ‘uzlaşı’ faaliyetleri yürütüyor

SDG lideri Mazlum Abdi, bu ayın başlarında Suriye'nin kuzeydoğusunda düzenlenen bir törende (AFP)
SDG lideri Mazlum Abdi, bu ayın başlarında Suriye'nin kuzeydoğusunda düzenlenen bir törende (AFP)

Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) bağlı Askeri Konsey, Suriye rejimi güçlerinin Deyrizor'da ‘uzlaşı’ sağlamaya çalıştığı bir dönemde Haseke ilinin farklı bölgelerinin ileri gelenleriyle bir toplantı gerçekleştirdi.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) dün (cumartesi) SDG ve aşiretlerin ileri gelenleri arasında Derbesiye'nin güneyindeki Evan Salonu'nda gerçekleşen toplantının amacının SDG'nin elindeki 850 tutuklunun serbest bırakılması ve tutukluların akıbetinin ortaya çıkarılması ihtiyacı ile ilgili bölge halkının taleplerini dinlemek ve bölgenin ileri gelenleri ile istişare etmek olduğunu aktardı. Söz konusu 850 kişi DEAŞ mensubu olmak, Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu (SMO) ile çalışmak gibi çeşitli suçlamalarla farklı zamanlarda tutuklandılar. Bölgenin ileri gelenleri toplantıda ayrıca, bölge sakinlerinin hayat şartlarının iyileştirilmesi, temel hizmetlerin sağlanması, tarım için yeterli yakıt temin edilmesi ve tarım sektörünün desteklenmesini talep ettiler.
SDG, DEAŞ üyesi oldukları gerekçesiyle tutuklanan çok sayıda kişiyi serbest bırakmaya hazırlanıyor. Farklı zamanlarda tutuklanan ve çoğunluğu Haseke ve Deyrizor illerinden olan en az 850 mahkûmun önümüzdeki saatlerde serbest bırakılması bekleniyor.  Tahliye sürecine bölgedeki aşiret büyükleri ve ileri gelenleri aracılık edecek.
Öte yandan SOHR, Suriye rejime bağlı güvenlik güçlerinin, ordu komutanlarının ve üst düzey istihbarat görevlilerinin katılımıyla Deyrizor ili ve el-Meyadin'de birkaç gün önce başlattığı ‘uzlaşı’ faaliyetlerine ilişkin yeni ayrıntılara değindi. Kaynaklar, anlaşma yapan ve barış imzalayanlar arasında DEAŞ terör örgütünün polis gücü Hisbah’ın eski üyeleri olduğunu doğruladılar. Kaynaklara göre yine anlaşma yapanlar arasında Heyetu Tahriru'ş Şam’ın (HTŞ) ve diğer savaşan grupların eski üyeleri ile Fırat'ın batısındaki İran destekli milislerin ‘kalesi’ olarak görülen el-Meyadin’deki DEAŞ’ın önde gelen eski üyeleri de ön saflarda yer aldılar.
SOHR, Suriye Genel İstihbarat Daire Başkanı Tümgeneral Husam Luka ve bazı güvenlik birimlerinin komutanlarının, İran destekli milislerin ve rejim güçlerinin kontrolünde olan el-Meyadin’e ‘gösterişli’ bir şekilde gelerek rejim güçlerinin yaklaşık on gün önce Deyrizor’da başlattığı uzlaşılara benzer şekilde güvenlik birimlerince arananlar ve zorunlu askerlik hizmetinden kaçanlarla, bölgenin ileri gelenleri ve İranlıların da katılımıyla uzlaşı girişimi başladıklarına işaret etti.
SOHR, 22 Kasım’da uzlaşı faaliyetlerinin yapıldığı Deyrizor kentindeki spor salonunda, uzlaşı yapanların büyük çoğunluğunu eski DEAŞ üyelerinin oluşturduğunu, diğerlerinin ise daha önce İran destekli milislerin saflarına katılan, askerlikten kaçan ve liderleri tarafından ekranlarda görünmeleri için uzlaşı yapmaya zorlananlar olduklarını aktardı. SOHR ayrıca uzlaşı merkezine Rakka’dan ve Fırat'ın doğusundan bazı aşiretlerden de gelenlerin olduğunu kaydetti.
SOHR, 14 Kasım’da rejim güçlerinin Rusların da desteğiyle Deyrizor’da başlattığı uzlaşı süreçlerinin neredeyse tamamen başarısızlıkla sonuçlandığını bildirdi. SOHR’a göre Deyrizor’daki spor salonu, Deyrizor’da İran destekli milislerin ve rejim güçlerinin nüfuz alanlarından gelen az sayıdaki kişinin katılımına tanık oldu. Uzlaşıların ilk gününde uzlaşı süreçlerinin Başarılı olması amacıyla rejim yanlısı aşiretlerin ileri gelenlerinin yanı sıra Ulusal Savunma Kuvvetleri unsurları ve rejime bağlı kurumlarda çalışan memurlar ve basın da salonda yer aldı. Güvenlik güçleri, Deyrizorun el-Curat bölgesindeki spor salonuna gitmeyen ve uzlaşı yapmayan memurları işten çıkarmakla tehdit etti.
SOHR, Deyrizor sakinlerinin çoğunun, Deyrizor kırsalının birçok bölgesinde rejimin otoritesinin olmadığı, ancak SDG’nin kontrolü altında olduğu bilinciyle uzlaşıları kategorik olarak reddettiklerini aktardı.
Deyrizorda başlatılan uzlaşı faaliyetlerinin, daha sonra batı kırsalına, ardından Elbukemal ve el-Meyadin’in kent ve kırsal kesimleri ile kuzey kırsalına kadar uzanması bekleniyor.



İsrail’in Gazze ve Batı Şeria’da düzenlediği saldırılarda 5 Filistinli hayatını kaybetti

Filistin sivil savunma ekipleri, Gazze Şeridi’ne yönelik İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin cenazelerini aramak için Han Yunus’taki bir evin enkazını kaldırıyor (EPA)
Filistin sivil savunma ekipleri, Gazze Şeridi’ne yönelik İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin cenazelerini aramak için Han Yunus’taki bir evin enkazını kaldırıyor (EPA)
TT

İsrail’in Gazze ve Batı Şeria’da düzenlediği saldırılarda 5 Filistinli hayatını kaybetti

Filistin sivil savunma ekipleri, Gazze Şeridi’ne yönelik İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin cenazelerini aramak için Han Yunus’taki bir evin enkazını kaldırıyor (EPA)
Filistin sivil savunma ekipleri, Gazze Şeridi’ne yönelik İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin cenazelerini aramak için Han Yunus’taki bir evin enkazını kaldırıyor (EPA)

Gazze Şeridi’nin doğusundaki Şucaiyye Mahallesi’nde İsrail ordusunun bugün (pazar) sabah saatlerinde düzenlediği hava saldırısında üç Filistinli yaşamını yitirdi. Batı Şeria’da ise iki Filistinli, İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu öldürüldü.

Filistin resmi ajansı WAFA’nın sağlık kaynaklarına dayandırdığı habere göre Şucaiyye’de İsrail insansız hava aracının sivillerin bulunduğu bir topluluğu hedef alması sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Aynı kaynaklar, İsrail savaş uçaklarının Mansura Caddesi üzerindeki Şeva akaryakıt istasyonu yakınında iki sivili öldürdüğünü bildirdi.

Bu ölümlerle birlikte, 11 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasından bu yana can kaybı 404’e, yaralı sayısı ise 1108’e yükseldi.

Öte yandan İsrail ordusu, Batı Şeria’nın kuzeyinde yürütülen operasyonlarda iki Filistinliyi öldürdüğünü duyurdu.

Kuzeydeki Kabatiya bölgesinde bir Filistinli gencin askerlere taş attığını belirten ordu, askerlerin ateş açtığını ve gencin öldüğünü açıkladı. Ramallah’taki Filistin Sağlık Bakanlığı, hayatını kaybeden kişinin 16 yaşında olduğunu belirtti.

Diğer yandan Silat el-Harithiya bölgesinde bir Filistinlinin askerlere el yapımı patlayıcı attığı gerekçesiyle öldürüldüğü bildirildi. Filistin Sağlık Bakanlığı, 22 yaşındaki gencin göğsünden vurularak öldüğünü açıkladı.

Gazze Savaşı’nın Ekim 2023’te başlamasının ardından Batı Şeria’daki gerilim belirgin şekilde yükseldi. İsrail ordusu bu süreçte, bölgede faaliyet gösteren silahlı gruplara karşı operasyonlarını yoğunlaştırdı.

Filistin Sağlık Bakanlığı verilerine göre, son iki yılda Batı Şeria’da 1030 Filistinli öldürüldü; bunların 235’i yalnızca bu yıl içinde gerçekleşti.


Iraklı gruplar, silahların devletin elinde sınırlandırılması çağrısına katıldı

Bağdat'taki Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) unsurları tarafından düzenlenen bir tören (DPA)
Bağdat'taki Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) unsurları tarafından düzenlenen bir tören (DPA)
TT

Iraklı gruplar, silahların devletin elinde sınırlandırılması çağrısına katıldı

Bağdat'taki Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) unsurları tarafından düzenlenen bir tören (DPA)
Bağdat'taki Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) unsurları tarafından düzenlenen bir tören (DPA)

Iraklı milis gruplarının liderleri son günlerde silahların devletin elinde sınırlandırılması çağrısı yapmaya başladı. Bu gelişme, yerel düzeyde sürpriz, soru işaretleri ve eleştirileri beraberinde getirdi. Zira söz konusu isimler, kısa süre öncesine kadar direniş eksenine mensup oldukları gerekçesiyle silahlarını açıkça sergiliyor, devlete meydan okuyor; ABD karşıtlığını vurgulayarak Amerikan güçlerinin Irak’tan çekilmesini talep ediyordu.

Yerel analizlerde bu olgu, Irak’taki Amerikan baskıları, olası bölgesel dönüşümler ve bu grupların yeni parlamentoda sandalye kazanmalarının ardından siyasi alana yönelme arayışlarıyla ilişkilendiriliyor.

Diğer yandan Ulusal Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim’in çağrısına ek olarak, son iki gün içinde ABD’nin yaptırım ve terör listesinde yer alan, fraksiyonlarla bağlantılı üç tanınmış isimden de silahların devletin elinde sınırlandırılması yönünde çağrılar geldi.

Üç grup

Bu isimlerin başında, yaklaşık 27 sandalyeyle parlamentoda güçlü bir varlık elde eden Asaib Ehli’l Hak Hareketi Genel Sekreteri Kays el-Hazali geliyor. Hazali cuma günü yaptığı açıklamada, “Silahların devletin elinde sınırlandırılmasına inanıyoruz ve bunu gerçekçi adımlarla hayata geçirmek için çalışacağız” dedi. Aynı yönde açıklamalar, Ensarullah el-Evfiya Hareketi Genel Sekreteri Haydar el-Garavi ile İmam Ali Tugayları lideri Şibl ez-Zeydi’den de geldi.

Üç grubun liderlerini ortak paydada buluşturan unsurlar, Şii Koordinasyon Çerçevesi güçleri çatısı altında yer almaları ve ABD’nin terör listesinde bulunmaları olarak öne çıkıyor. Bu durum, söz konusu isimlerin, silahlı gruplara mensup unsurların yeni kurulacak hükümette yer almasına karşı çıkan Washington’a yönelik siyasi manevra arayışında oldukları yorumlarını güçlendiriyor.

Irak’ta en yüksek yargı organının başkanı dün yaptığı açıklamada, silahların devletin elinde sınırlandırılması konusunda silahlı grupların liderlerinin iş birliğine onay verdiğini duyurdu.

Yüksek Yargı Konseyi Başkanı Faik Zeydan, yayımladığı açıklamada, ‘hukukun üstünlüğünün sağlanması, silahların devletin elinde sınırlandırılması ve askeri çalışmaya duyulan ulusal ihtiyacın ortadan kalkmasının ardından siyasi faaliyete geçilmesi’ yönündeki tavsiyesine olumlu yanıt verdikleri için ‘kardeş fraksiyon liderlerine’ teşekkür etti.

Washington'ın ciddiyeti

İslamcı gruplar üzerine çalışan araştırmacı Nizar Haydar, fraksiyon liderlerinin silahların devletin elinde sınırlandırılmasına yönelik çağrılarının, ‘Şii güçler ve tüm fraksiyonların, fraksiyonları içeren yeni bir hükümetle anlaşmayı reddeden Amerikan tutumunun ciddiyetini hissetmeye başlamasından’ kaynaklandığına inanıyor.

Haydar, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, “Fraksiyonlar, ABD’nin Irak Özel Temsilcisi Mark Savaya’nın Bağdat’a gelmesinden önce Washington’a iyi niyetlerini kanıtlamak için şu sıralar zamanla yarışıyor” ifadesini kullandı.

Haydar, silahlı fraksiyonları iki gruba ayırıyor. İlk grup, siyasi ve seçim sürecine çeşitli aşamalarda dahil olan, son olarak da son parlamento seçimlerine katılan ve geçmiş hükümetlerde bir ya da daha fazla bakanla temsil edilen fraksiyonlardan oluşuyor. Bu gruplar, devlet otoritesi dışında silahlı bir güç olmaktan çıkarak, güvenlik başta olmak üzere devlet kurumlarının bir parçası haline gelmeyi hedefliyor.

Haydar’a göre bu ilk grup, ‘uluslararası ve bölgesel toplum nezdinde, özellikle de ABD’de kabul görmek amacıyla bugün silahların devlet elinde sınırlandırılmasını savunan kesim’ olarak öne çıkıyor.

İkinci grup ise son parlamento seçimlerine katılmış olmalarına rağmen kendilerini hâlâ siyasi sürecin içinde görmeyen, ‘direniş’ söylemini kullanmaya devam eden ve devlete tam entegrasyonunu ilan etmeden önce mümkün olan en büyük siyasi, mali ve güvenlik kazanımlarını elde etmeye çalışan fraksiyonlardan oluşuyor.

Aşamalı taktik

Siyasi Düşünce Merkezi Başkanı İhsan eş-Şemmeri de ABD’nin fraksiyonlar üzerindeki baskısının önem ve etkisi konusunda aynı görüşü paylaşıyor ve bu baskının, söz konusu grupları devlet çerçevesi dışında silah taşımaktan vazgeçtiklerini açıklamaya zorladığını belirtiyor.

Şemmeri, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, “Silahsızlanma çağrıları; ABD’nin silahların dağıtılması ve devlet ile silahlı kuvvetler başkomutanının denetimi altında toplanması yönündeki şartlarıyla ve Savaya’nın Irak’a gelişinin yaklaşmasıyla eşzamanlı olması bakımından ele alınmalı” dedi.

Bu çağrıların aynı zamanda yeni hükümetin kurulmasına yönelik müzakerelerin zamanlamasıyla da bağlantılı olduğunu ifade eden Şemmeri, “Bu gruplar, ABD’nin bu yöndeki itirazlarının boyutunu bilerek yeni hükümete dahil olmayı hedefliyor” değerlendirmesinde bulundu.

defrt
Ketaib Hizbullah üyeleri, Eylül 2024'te Bağdat'ta düzenlenen bir geçit töreninde (Reuters)

Şemmeri, söz konusu çıkışların, ‘ABD’nin bu tür çağrılara vereceği tepkiyi ölçmeyi amaçlayan geçici ve taktiksel bir bağlamda’ gündeme gelmiş olabileceğini, aynı zamanda bu fraksiyonların Washington ile doğrudan müzakerelere girmesi için bir kapı aralayabileceğini de dile getirdi.

Iraklı fraksiyonların çağrılarının, Hizbullah’ın söyleminden bağımsız ele alınamayacağını vurgulayan Şemmeri, bu tutumun Hizbullah’ın silahsızlanmaya ilişkin şartlarıyla örtüştüğünü belirterek, “Amaç, silahsızlanma sürecinin ABD ve dış baskıların sonucu değil, yerel ve iç düzenlemelerin bir parçası gibi görünmesini sağlamak” dedi.


Trump intikam alıyor: Suriye'de DEAŞ'a ait 70 hedef vuruldu

ABD askerleri, cuma günü Suriye'deki DEAŞ hedeflerine saldırmak üzere havalanmadan önce bir F-15E savaş uçağına mühimmat yüklüyor (AFP)
ABD askerleri, cuma günü Suriye'deki DEAŞ hedeflerine saldırmak üzere havalanmadan önce bir F-15E savaş uçağına mühimmat yüklüyor (AFP)
TT

Trump intikam alıyor: Suriye'de DEAŞ'a ait 70 hedef vuruldu

ABD askerleri, cuma günü Suriye'deki DEAŞ hedeflerine saldırmak üzere havalanmadan önce bir F-15E savaş uçağına mühimmat yüklüyor (AFP)
ABD askerleri, cuma günü Suriye'deki DEAŞ hedeflerine saldırmak üzere havalanmadan önce bir F-15E savaş uçağına mühimmat yüklüyor (AFP)

Başkan Donald Trump, geçen cumartesi günü Suriye çölündeki Palmira'da bir aşırılıkçı tarafından düzenlenen saldırıda üç Amerikalının (iki asker ve bir tercüman) öldürülmesinin ardından DEAŞ'a karşı misilleme tehdidini yerine getirdi. ABD hava saldırıları, cuma sabahı erken saatlerde Deyrizor, Hums ve Rakka çöllerindeki 70 DEAŞ mevzisini hedef aldı. Yaklaşık beş saat süren baskınlara uçaklar, helikopterler ve HIMARS roketatarları katıldı. Ürdün de uçaklarının saldırıya katıldığını açıkladı.

Trump cuma günü “çok güçlü bir misilleme saldırısı”ndan bahsederken, ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, “ABD güçleri, DEAŞ savaşçılarını, altyapısını ve silah depolarını ortadan kaldırmak için Suriye'de Hawkeye Operasyonuna başladı” diyerek, operasyonu üç Amerikalının ölümüne yol açan Palmira saldırısının ardından “misilleme ilanı” olarak nitelendirdi.

Şarku’kul Avsat’ın görüştüğü Şam'daki Suriye Savunma Bakanlığına yakın kaynaklar, ABD saldırılarının süresiz olabileceğini ve günlerce devam edebileceğini söyledi.