Kazımi, suikast girişimiyle ilgili soruşturmanın sonuçlarını yakında açıklayabilir

Kazımi, Bakanlar Kurulu'nun son toplantısına başkanlık etti (Reuters)
Kazımi, Bakanlar Kurulu'nun son toplantısına başkanlık etti (Reuters)
TT

Kazımi, suikast girişimiyle ilgili soruşturmanın sonuçlarını yakında açıklayabilir

Kazımi, Bakanlar Kurulu'nun son toplantısına başkanlık etti (Reuters)
Kazımi, Bakanlar Kurulu'nun son toplantısına başkanlık etti (Reuters)

Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi'nin siyasi danışmanı Maşrık Abbas, güvenlik güçlerinin 7 Kasım'da Kazımi'nin evinin hedef alındığı olayla ilgili ikna edici kanıtlar topladığını açıkladı. Abbas, Cuma günü, Twitter hesbından yaptığı açıklamada, “Teröristlerin Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi'ye düzenlediği hain saldırıya ilişkin bazı gerçekler, görüntüler, fotoğraflar ve kanıtlar birkaç gün içinde açıklanacak” ifadelerini kullandı. Abbas, görüntüler ve fotoğraflar başta olmak üzere ellerinde olduğunu söylediği kanıtların neye işaret ettiğini açıklamazken, Kazımi karşıtlarının saldırının uydurma olduğu yönündeki şüphelerinin artmaya başladığı bir zamanda gerçekleri ortaya çıkaracak söz konusu kanıtların açıklanması bekleniyor. Ancak Abbas, bu kanıtların ne zaman açıklanacağını belirtmedi.
Hükümetin kanıtlarla ilgili açıklaması, Sadr Hareketi’nin lideri Mukteda es-Sadr'ın Başbakan’ın evine düzenlenen saldırıyla ilgili ‘tam bir açıklama yapılması’ çağrısında bulunmasından bir gün sonra yapıldı. Mukteda es-Sadr, yaptığı açıklamada, Başbakan Kazımi’ye üç hafta önce silahlı insansız hava aracıyla (SİHA) Bağdat’ın göbeğindeki evi hedef alınarak düzenlenen suikast girişimine ilişkin soruşturma sonuçlarının açıklanmasını istedi.
Sadr, açıklamasında şunları söyledi:
“Devletin prestiji ve Başbakan’ın evine yapılan saldırı göz ardı edilmemelidir. Bu saldırı, devletin egemenliğine ve prestijine karşı açık ve bariz bir ihlaldir. Fitneyi kışkırtmakta ve Irak'ın güvenliğini istikrarsızlaştırmaktadır. Olayla ilgili özel soruşturmaların sonuçlarının açıklanması, bu menfur eylemi gerçekleştiren teröristlerin tutuklanması ve gerekli cezanın verilmesi artık zorunlu hale gelmiştir.”
Sadr’ın elde edilenlerin açıklanması çağrısı, bu eylemi gerçekleştirenleri tanıyor olabileceği ihtimalini akıllara getirdi. Sadr ayrıca, söz konusu verilerin ifşa edilmemesi halinde olayın aleyhine döneceğini belirtti.
Hem Abbas, hem de Sadr, açıklamalarında, suikast girişimini gerçekleştirenler ‘terörist’ olarak nitelendi. Irak’ta bu kelime genellikle DEAŞ terör örgütü üyelerini tanımlamak için kullanılsa da olayın arkasında, SİHA’lara sahip olan taraf olarak İran'a yanlısı silahlı grupların olduğu düşünülüyor. Ancak şimdiye kadar gerek Kazımi’nin ofisi tarafından gerekse Sadr tarafından olsun kimse belirli bir grubu suçlamadı.
Kazımi, suikast girişiminden günler sonra Bakanlar Kurulu toplantısında yaptığı açıklamada, şuan yürütülen iki soruşturmanın devam edeceğini ve geri adım atılmayacağını vurguladı. Başbakan Kazımi, bu soruşturmalardan birincisinin, Yeşil Bölge çevresinde meydana gelen ve güvenlik güçleri ile göstericiler arasında ölüm ve yaralanmalara yol açan olaylarla ilgili, ikincisinin ise ilk olaydan sadece birkaç saat sonra evine SİHA ile düzenlenen suikast girişimi olduğunu söyledi. Kazımi, “İki olay arasındaki bağlantı, iki olaydan tek bir tarafın sorumlu olduğunun ve yaşananlardan da sorumlu olduğunun kanıtıdır” şeklinde konuştu.
Konuyla ilgili Şarku’l Avsat’a açıklamada bulunan bir hükümet kaynağı, eldeki bilgi ve verilere göre Kazımi’nin oluşturduğu ve doğrudan çalışmalarını sürdürdüğü komitelerin ciddi ve somut sonuçlara ulaştığını söyledi. Kaynak, “İlk olayın soruşturulmasında ilk heyette görev alan çok sayıda güvenlik birimi, soruşturmada ve sonuca varılmasında aktif bir rol üstlendi. İkinci olayda ise eylemin nasıl gerçekleştiğinin belirlenmesi ve ipuçlarının analiz edilmesi için alanında uzman bir teknik heyet oluşturuldu ve somut sonuçlara ulaşıldı.
Kaynak, elde edilen bilgilere göre komitelerin ilk olayda yaşananların ve suikast girişiminde sürecin işleyişinin ortaya çıkması da dahil olmak üzere, ulaştıkları sonuçları açıklamalarıyla önümüzdeki günlerde yeni gelişmelerin yaşanması bekleniyor. Böylece söylentilere, kamuoyuna sunulacak belgelerle yanıt verilecek.
Irak güvenlik güçlerinin geçtiğimiz hafta İçişleri Bakanlığı'nda üst düzey bir yetkiliyi Başbakan Kazımi’ye yönelik suikast girişimine karıştığı gerekçesiyle gözaltına alınması büyük yankı uyandırdı. Hükümet kaynaklarına göre özel bir güvenlik gücü geçtiğimiz hafta İçişleri Bakanlığı’nın Patlayıcılarla Mücadele Müdürü Tümgeneral Sabah Hasan eş-Şibli’yi Kazımi'nin evinin çatısında bulunan ‘patlamamış’ roketlerden birini patlattığı için tutukladı. Şibli’nin roketi infilak ettirmesi suikastı kimin gerçekleştirdiğini araştırmak ve bulmak için kurulan soruşturma komitesini yanıltma girişimi olarak değerlendirildi.



Suriyeliler, Suriye'nin kurtuluşu ve Beşşar Esed’in kaçışının yıldönümünü kutluyor

Dün Şam’da Beşşar Esed rejiminin düşüşünü kutlayan törenlere katılırken ülkelerinin bayraklarını sallayan Suriyeliler (AP)
Dün Şam’da Beşşar Esed rejiminin düşüşünü kutlayan törenlere katılırken ülkelerinin bayraklarını sallayan Suriyeliler (AP)
TT

Suriyeliler, Suriye'nin kurtuluşu ve Beşşar Esed’in kaçışının yıldönümünü kutluyor

Dün Şam’da Beşşar Esed rejiminin düşüşünü kutlayan törenlere katılırken ülkelerinin bayraklarını sallayan Suriyeliler (AP)
Dün Şam’da Beşşar Esed rejiminin düşüşünü kutlayan törenlere katılırken ülkelerinin bayraklarını sallayan Suriyeliler (AP)

Şam, bugün ‘kurtuluşunun’ birinci yıldönümünde Suriyelilerin ülkelerine dönüşünü, eski rejimin çöküşünü ve lideri Beşşar Esed'in ülkeden kaçışını kutluyor.

Adeta bir tatil havasının hakim olduğu başkentte, geri dönüş hakkının sevinci, hatıraların ağırlığıyla iç içe geçmiş durumda. Sokaklar ise ‘karanlık dönemin’ sembollerinin yerini alan yeni bir kimliği yansıtıyor. Silahlı grupların üyeleri yeni devletin güvenlik kurumlarına entegre edilirken Şamlılar gelecekleriyle ilgili endişelerinin bir kısmından kurtulmuş durumdalar.

Süslemelerin, kalabalıkların, dolu otellerin ve yıllarca süren sürgünün ardından geri dönenlerin ardında, hala kayıp olanların aileleri ve yıkılmış bölgelerin sakinleri arasında hiç bitmeyecek bir hüzün var. Yine de insanlar, sanki ‘duvarların artık kulakları yokmuş’ gibi, açıkça konuşma cesaretini yeniden kazandılar ve bireysel karar verme gücünü ve geri dönme hakkını yeniden kazandıklarına dair genel duygularını ifade ettiler.

Bu değişim, 8 Aralık 2024 tarihinde Beşşar Esed'in ülkenden kaçışının ardından yaşanan hareketli gecenin hatıralarını silebilmiş değil. O gece, güvenlik kurumları çöktü, silahlı gruplar kritik öneme sahip karargahları yağmalamak için acele etti ve eski rejimin üyeleri üniformalarını sokaklarda bıraktı. Şam kaosun eşiğine gelmişti.

Ancak Cisr el-Ebyad, Bab Tuma ve el-Kassa gibi mahalleler, doktorlar, öğrenciler ve tüccarlardan oluşan geçici mahalle komiteleri sayesinde kendilerini korumayı başardılar. Bu girişimler sayesinde 200'den fazla hırsız tutuklandı ve mezhep çatışmaları önlerken halkın durumun kontrolden çıkmasını engelleme yeteneğini ortaya koydu.

Öte yandan Tahran'da bugün, İran'ın Suriye'deki dayanak noktasını kaybetmesi, İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney’in ‘dış komplo’ hakkındaki konuşması, Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) Suriye'yi ‘35. Eyalet’ olarak görmesi, diplomasinin savunulması ve milletvekillerinin on milyarlarca doların israf edildiği yönündeki suçlamaları arasında ‘direniş çadırının ana direğinin’ çöküşüyle ilgili çelişkili haberler basında yer alıyor.


Caca: Hizbullah Lübnan’ın en büyük sorunudur

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)
Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)
TT

Caca: Hizbullah Lübnan’ın en büyük sorunudur

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)
Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)

(Maruni Hristiyan) Lübnan Kuvvetleri Partisi (LK) lideri Samir Caca, Hizbullah'ın askeri kanadının Lübnan'ın en büyük sorunu olduğunu söylerken Hizbullah’ın askeri yapısının tasfiyesini geciktirmek için hiçbir neden olmadığını savunuyor.

Caca, LK’nin ilk genel konferansında, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ve Başbakan Nevvaf Selam'a açık bir mesaj göndererek şunları söyledi:

“Hizbullah'ın askeri kanadının, yaşadığımız büyük sorunun merkezinde olduğu artık açıkça ortada. Herkes, bu sorunun çözülmesinin mali durumu hafifletmek için bir ön koşul olduğu konusunda hemfikir.”

Caca ayrıca, önümüzdeki bahar için planlanan parlamento seçim yasası ile ilgili olarak Meclis Başkanı Nabih Berri'ye bir mesaj gönderdi. Ona, iç düzenlemelerin uygulanmak için oluşturulduğunu, partizan amaçlara ulaşmak, parlamentonun işleyişini bozmak ve parlamento seçimlerini sekteye uğratmaya çalışmak için kullanılmak üzere oluşturulmadığını söyledi.


Hamas yetkilisi: Silahların "dondurulması veya depolanması" konusunu görüşmeye hazırız

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan, (AP)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan, (AP)
TT

Hamas yetkilisi: Silahların "dondurulması veya depolanması" konusunu görüşmeye hazırız

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan, (AP)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan, (AP)

Hamas'tan üst düzey bir yetkili dün yaptığı açıklamada, hareketin İsrail ile varılan ateşkes anlaşması kapsamında silah cephaneliğinin "dondurulması veya depolanması" konusunu görüşmeye hazır olduğunu belirtti. Yetkili, böylece ABD arabuluculuğundaki anlaşmanın en karmaşık konularından birini çözmek için olası bir formül önerdiğini söyledi.

Hareketin siyasi büro (karar alma organı) üyesi Basem Naim'in açıklamaları, tarafların anlaşmanın ikinci ve daha karmaşık aşamasına geçmeye hazırlandığı bir zamanda geldi.

Naim, hareket liderlerinin çoğunun bulunduğu Katar'ın Doha kentinde Associated Press'e (AP) verdiği demeçte, "Daha fazla gerilimi veya daha fazla çatışma veya patlamayı önlemek için kapsamlı bir yaklaşım benimsemeye açığız" ifadelerini kullandı.

Naim, Hamas'ın "direnme hakkını" koruduğunu, ancak hareketin Filistin devleti kurma sürecinin bir parçası olarak silah bırakmaya hazır olduğunu ifade etti. Naim, bunun nasıl uygulanacağı konusunda ayrıntı vermese de müzakerelere olanak sağlamak için beş ila on yıllık uzun vadeli bir ateşkes önerdi.

Naim, "bu sürenin ciddi ve kapsamlı bir şekilde kullanılması gerektiğini" vurgulayarak, Hamas'ın silahlarıyla ilgili mevcut seçeneklere "çok açık" olduğunu belirtti. Naim, "Filistin'in ateşkes veya müzakere süresince silahların hiçbir şekilde kullanılmayacağına dair garanti vermesiyle, silahların dondurulması, depolanması veya imha edilmesi hakkında konuşabiliriz" ifadesini kullandı.

Ateşkes, ABD Başkanı Donald Trump'ın ekim ayında sunduğu ve "garantör devletler" olarak hareket eden uluslararası tarafların da katılımıyla hazırlanan 20 maddelik bir plana dayanıyor. Naim, "planın çok fazla açıklığa kavuşturulması gerektiğini" belirtti.

Uluslararası bir istikrar gücünün konuşlandırılması şu anda en acil endişeler arasında.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre en önemli konulardan biri, bu gücün Hamas'ı silahsızlandırmaktan sorumlu olup olmayacağı.

Naim, bunun Hamas için kabul edilemez olduğunu ve hareketin, söz konusu gücün anlaşmanın uygulanmasını izlemesini beklediğini vurguladı. Naim, "Ateşkes anlaşmasını izlemek, ihlalleri bildirmek ve olası bir gerilimi önlemek için sınıra yakın bir BM gücünün bulunmasını memnuniyetle karşılıyoruz" dedi. "Ancak, bu güçlere Filistin topraklarında silahsızlanma veya bu tür eylemlerde bulunma yetkisi verilmesini kabul etmiyoruz" diye ekledi.

Naim, ilerlemenin bir işareti olarak, Hamas ve rakibi Filistin Yönetimi'nin, Gazze'deki günlük işleri yönetecek yeni teknokrat komiteyi kurma konusunda ilerleme kaydettiğini açıkladı.

Yönetim ve Hamas'ın, Batı Şeria'da ikamet eden ancak aslen Gazzeli olan Filistin hükümetinden bir bakanın komiteye başkanlık etmesi konusunda anlaştıklarını söyledi.