İsrail, 3 bin Etiyopyalı Yahudiyi Tel Aviv’e getirme planını onayladı

Yaşlı bir Falaşa Yahudisi, iki hafta önce İsrail hükümetine çağrıda bulunan bir protesto yürüyüşü sırasında hala Etiyopya’da olan akrabalarının fotoğraflarını tutuyor (EPA)
Yaşlı bir Falaşa Yahudisi, iki hafta önce İsrail hükümetine çağrıda bulunan bir protesto yürüyüşü sırasında hala Etiyopya’da olan akrabalarının fotoğraflarını tutuyor (EPA)
TT

İsrail, 3 bin Etiyopyalı Yahudiyi Tel Aviv’e getirme planını onayladı

Yaşlı bir Falaşa Yahudisi, iki hafta önce İsrail hükümetine çağrıda bulunan bir protesto yürüyüşü sırasında hala Etiyopya’da olan akrabalarının fotoğraflarını tutuyor (EPA)
Yaşlı bir Falaşa Yahudisi, iki hafta önce İsrail hükümetine çağrıda bulunan bir protesto yürüyüşü sırasında hala Etiyopya’da olan akrabalarının fotoğraflarını tutuyor (EPA)

İsrail hükümeti, on yıllardır İsrail’deki akrabalarına katılmak için bekleyen toplam 8 bin Etiyopyalı Yahudiden 3 binini ülkeye getirme planını onayladı.
Akrabaları İsrail’de olan bu Etiyopyalılar, şu an Addis Ababa havaalanı yakınlarındaki derme çatma bir kampta Tel Aviv’e uçmayı bekliyor.
Söz konusu karar, Etiyopya doğumlu olan, Aliyah (Yahudi göçü) ve Entegrasyon Bakanı Pnina Tamano-Shata tarafından temsil edilen Etiyopya kökenli İsrail vatandaşlarının baskısı altında alındı.
Bakan Tamano-Shata, Etiyopya’nın kuzeyinde hükümet güçleri ve Tigray Halk Kurtuluş Cephesi (TPLF) arasındaki çatışmanın tırmanması ve bu çatışmanın yol açtığı kaosun Etiyopyalı Yahudiler için büyük bir endişe kaynağı olduğunu söyledi.
Ancak İçişleri Bakanı Ayelet Shaked, son zamanlarda İsrail’e gelen Etiyopyalıların çoğunun Yahudi olmadığını söyleyerek ülkeye alınmalarına şiddetle karşı çıktı.
Bakan, “Ülkelerindeki çatışmalar nedeniyle yaşamları için herhangi bir tehlike yok, ancak bu durumdan yararlanarak iş bulmak için İsrail’e göç ediyorlar” dedi.
İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi ise, Etiyopyalıların getirilmemeleri konusunda uyarıların yer aldığı gizli bir belgeyi sundu.
İsrail’e nakledilmeyi bekleyenlerin hayatları için herhangi bir risk olmadığına dikkat çekilen belgede, “Askeri bir operasyon veya diplomatik çabalarla transferlerini hızlandırmaya yönelik herhangi bir girişim, Etiyopya ile ilişkileri tehlikeye atacak bir diplomatik kriz yaratacaktır” denildi.
Ancak Başbakan Naftali Bennett, kimliklerini kontrol ettikten sonra önümüzdeki haftalarda yaklaşık 3 bin kişiyi getirmek üzere uzlaşmacı bir çözüm önerdi.
Buna istinaden hükümet planı onayladı ve Etiyopyalıların İsrail’e göç etme ‘hakkına’ ilişkin tavsiyelerde bulunup, çabaları takip edecek özel bir proje koordinatörü atadı.
Ayrıca, yeni tip koronavirüsün mutasyona uğrayan varyantı Omikron’un nedeniyle, Etiyopyalıları İsrail’e getirmenin Sağlık Bakanlığı’nın talimatlarına tabi olmasına karar verildi.
Bu Etiyopyalılar, 2015 yılında Binyamin Netanyahu başkanlığındaki hükümet tarafından alınan bir karara göre, Yahudi olduklarını doğruladıktan sonra İsrail’e gönderilmeye hazırlanmak için yıllarca toplandıkları kamplarda bulunuyor.
Etiyopya asıllı İsrail vatandaşları, Temmuz 2019’da İsrail’de Etiyopya asıllı Solomon Tekah isimli bir gencin polis kurşunuyla hayatını kaybetmesini protesto ederek, haftalarca süren gösteriler düzenledi.
Böylece, İsrail’de Etiyopyalılara karşı ırk ayrımcılığı politikası açıkça ortaya çıktı.
Göstericileri kontrol altına almak ve öfkelerini sindirmek isteyen Netanyahu, bin 800 Etiyopyalıyı İsrail’e getirme planını açıkladı.
Hatta Etiyopya asıllı Gadi Yevarkan, Likud partisinde Knesset’e seçildi ve Netanyahu onu Polisten Sorumlu İç Güvenlik Bakan Yardımcılığı’na atadı.
Etiyopya kökenli İsraillilerin sayısının şu anda 160 bin olduğu ve nüfusun yüzde 1,7’sini oluşturdukları biliniyor.
Onları İsrail’e getirme süreci, 1977’de eski Başbakan Menahem Begin liderliğindeki ilk Likud hükümeti döneminde başladı.
Sadece 50’sinin getirilmesi ve geçici vatandaşlık verilmesine rağmen, bu karar İsrail’e getirilen Etiyopyalıların Yahudiliğini tanımayı reddeden Avrupa kökenli (Aşkenazi) din adamları arasında infial yarattı.
Ancak Bağdat’ta dünyaya gelerek, ailesiyle Kudüs’e göç eden Haham Ovadia Yosef, onların Yahudiliklerini kabul eden bir fetva yayınladı.
1984 yılına gelindiğinde, çoğunluğu Etiyopya’nın Tigray bölgesinden olmak üzere yaklaşık 4 bin kişi İsrail’e göç etti.
Ertesi yıl Sudan’da da açlık tehlikesinin baş göstermesi ve terör ile kaosun artmasıyla, Mossad’ın ‘Musa Operasyonu’ adı altında yürüttüğü gizli operasyon ile çoğu Gondar bölgesi ve çevresinden 8 bin Falaşa Yahudisi getirildi.
Konunun gizli kalması konusunda dönemin Sudan Devlet Başkanı Cafer Nimeyri ile anlaşıldı ve operasyon Sudan toprakları üzerinden gerçekleştirildi.
1991’de ise, Washington ve ABD’deki Yahudi cemaatinin himayesinde yürütülen Süleyman Operasyonu kapsamında 34 uçakla 14 bin 500 Etiyopyalı ülkeye getirildi.



İran Cumhurbaşkanı: Nükleer bomba geliştirildiği iddiaları asılsız

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan bugün Tahran'da düzenlenen bir forumda konuşma yaptı. (IRNA)
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan bugün Tahran'da düzenlenen bir forumda konuşma yaptı. (IRNA)
TT

İran Cumhurbaşkanı: Nükleer bomba geliştirildiği iddiaları asılsız

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan bugün Tahran'da düzenlenen bir forumda konuşma yaptı. (IRNA)
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan bugün Tahran'da düzenlenen bir forumda konuşma yaptı. (IRNA)

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Avrupalı güçlerle görüşmelerin yeniden başlaması öncesinde ülkesinin atom bombası yapma niyeti olduğunu reddederek, bu tür iddiaları ‘yalan ve uydurma’ olarak nitelendirdi.

Şarku’l Avsat’ın İran medyasından aktardığına göre Pezeşkiyan bugün ‘Sonsuza Kadar İran’ başlıklı anma programına katılımı sırasında yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: “Düşmanlar İran'ın atom bombası yapmasına izin verilmemesi gerektiğini iddia ediyor. Bizim böyle bir niyetimiz yok, ancak onlar bunun aksini iddia eden sahte bir medya atmosferi yarattılar.”

Pezeşkiyan İsrail'in 12 günlük savaşına da değinerek şunları söyledi: “İstediği zaman istediği kişiye saldıran ve hesap vermeksizin istediği kişiyi öldüren bir devlet (İsrail) yaratıldı. Dünya bu vahşete tahammül edebilir mi?”

Pezeşkiyan sözlerini şöyle sürdürdü: “İran'ın atom bombasına sahip olmasını engellemek istediklerini iddia ediyorlar, oysa bizim atom bombası yapmak gibi bir niyetimiz yok. O zaman neden siviller ve hastaneler hedef alındı? Bombayla ilgili iddialarınız sadece bir bahane değil mi? Atom bombası peşinde olduğumuzu söylemek yalan, biz bomba yapmıyoruz.”

Yurtdışında Farsça yayın yapan medya kuruluşlarını da sert bir dille eleştiren Pezeşkiyan, “Bazen bu kanalları izliyorum ve söylediklerine dayanamıyorum” dedi.

Pezeşkiyan'ın açıklamaları cuma günü İstanbul'da İran ile Fransa, Birleşik Krallık ve Almanya temsilcileri arasında İran'ın nükleer meselesini görüşmek üzere yapılacak toplantı öncesinde geldi.

Üç Avrupa ülkesi Tahran'ı nükleer anlaşma kapsamındaki taahhütlerini yerine getirmemekle suçluyor ve 2015 anlaşmasında öngörülen ve taahhütlerinden vazgeçmesi halinde İran’a uluslararası yaptırımların yeniden uygulanmasına olanak tanıyan snapback mekanizmasını devreye sokmakla tehdit ediyor.

Söz konusu toplantı, İran'ın geçen ay İsrail ile yaptığı ve ABD'nin İran'daki nükleer tesislere saldırılar düzenlediği 12 günlük savaştan bu yana yapılacak ilk toplantı olacak.

Bu arada İran devlet medyası, Dışişleri Bakan Yardımcısı Kazım Garibabadi’nin bugün yaptığı açıklamada, İran'a uluslararası yaptırımların yeniden uygulanmasının nükleer dosyayla ilgili ‘durumu’ daha da karmaşık hale getireceğini söylediğini aktardı.

Cuma günü İstanbul'da yapılacak toplantıya atıfta bulunan Garibabadi, “Avrupa Troykası'nın herhangi bir yasal dayanaktan yoksun olduğuna inandığımız snapback mekanizması ile ilgili yorumlarına ilişkin tutumumuzu ifade edeceğiz” şeklinde konuştu.

sxdfrgt
İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Kazım Garibabadi (X)

Garibabadi, “Çabalarımız durumu yönetmek için ortak çözümler bulmaya odaklanacaktır” dedi.

Üç Avrupa ülkesi, Çin ve Rusya ile birlikte, ABD'nin 2018'de çekildiği 2015 nükleer anlaşmasının kalan tarafları.

Garibabadi, “Yedi yıl oldu ve Avrupalılar ABD'nin çekilmesinin ardından nükleer anlaşmayı uygulamadılar. Anlaşmaya uymadıkları halde İran'ın anlaşmaya uymadığını nasıl iddia edebilirler?” ifadelerini kullandı.

İran ayrıca bugün Çin ve Rusya temsilcileriyle İran'ın nükleer dosyasını ve olası yaptırımları görüşmek üzere üçlü bir toplantıya ev sahipliği yapacak. Çin Dışişleri Bakanlığı, Pekin'in ‘yapıcı bir rol oynayarak ilgili tarafları tüm tarafların meşru kaygılarını dikkate alan bir çözüme ulaşmak için diyalog ve müzakereleri yeniden başlatmaya zorlama’ niyetinde olduğunu bildirdi.