İran ile dünya güçleri arasında 2015 nükleer anlaşmasını canlandırmak için dün Viyana'da uluslararası görüşmelerin yeniden başlamasıyla Tahran'ın nükleer programı gündeme geldi.
İran'ın son nükleer faaliyetlerinin yoğunlaşması uluslararası uzmanların endişesini arttırıyor. Tahran, nükleer programının barışçıl olduğunda ısrar ediyor, ancak bu inkara rağmen bu endişeleri pekiştiren şeyler var. Mahmud Ahmedinejad hükümeti döneminde İran nükleer programının başkanı olan Feridun Abbasi geçtiğimiz Cumartesi günü yayınlanan televizyon röportajında, nükleer programın bomba inşa etmeye yönelik olduğunu söyledi.
Hali hazırda milletvekili olan Abbasi, bir yıl önce Tahran’da suikaste uğrayan nükleer fizik ve füze çalışmalarıyla bilinen Muhsin Fahrizade Mahabadi’nin rolüne atıfta bulundu.
Abbasi, İran dini liderinin nükleer silahlarla ilgili fetvasına rağmen Fahrizade'nin silah üretimi için bir sistem kurmaya çalıştığını söyledi.
2015 yılında İngiltere, Fransa, Almanya, Çin, Rusya ve ABD ile imzaladığı nükleer göre İran, nükleer anlaşma kapsamında uranyumdaki saflık oranını yüzde 3,67'nin, stokunu da 202.8 kilogramın altında tutmakla yükümlü.
Ancak 2018 yılında dönemin ABD Başkanı Donald Trump’ın anlaşmadan tek taraflı çekilmesi ve İran’a yaptırımları arttırmasına yönelik kararının ardından Tahran Mayıs 2019’da anlaşmanın yükümlülüklerini ihlal ettiğini duyurdu.
Birleşmiş Milletler Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) tarafından yayınlanan son rapora göre, İran'ın zenginleştirilmiş uranyum stoğu şu anda toplam 250 kilogram seviyesinde. İran Atom Enerjisi Kurumu Sözcüsü Behruz Kemalvendi'nin devlet medyasına yaptığı açıklamada, "Şu ana kadar yüzde 60 saflıkta 25 kilogram uranyum ürettik. Bu, nükleer enerjiye sahip ülkeler dışında hiçbir ülkede yapılabilmiş bir şey değil" dedi.
Stokta ise yüzde 20 ve yüzde 60 saflıkta zenginleştirilmiş uranyum bulunuyor.
Washington merkezli Bilim ve Uluslararası Güvenlik Enstitüsü'nün yakın tarihli bir analizinin ortak yazarı Andrea Stryker'e göre, İran, sivil kullanım bahanesiyle nükleer silahların çekirdeğinin yapımında kullanılan temel bir malzeme olan metalik uranyumu üretmeye başladı.
Nükleer anlaşmaya göre İran, metalik uranyum üretmeyecekti. Ayrıca, uranyumu zenginleştirmek için kullanılan makinelerden gelişmiş santrifüjlerin çalıştırılmasında anlaşmadan önce olduğundan daha fazla ilerleme kaydetti.
Stryker AFP’ye yaptığı açıklamada, İran’ın, ileri santrifüjler alanında ve silah üretimine geçişi kısaltmak için çok aşamalı zenginleştirme dahil uranyum zenginleştirme alanında geri dönüşü olmayan ilerleme kaydettiğini söyledi.
Anlaşmaya göre, bir nükleer bomba yapmak adına bölünebilir malzemeyi elde etmek için gereken "atılım süresi" yaklaşık bir yıl.
Ancak diplomatlardan birine göre, son gelişmelerle birlikte bu önemli ölçüde küçüldü.
Stryker, meslektaşlarından biri tarafından yürütülen araştırmaya dayanarak, yüzde 60 zenginleştirmenin, silah endüstrisine girme çabasının yaklaşık yüzde 99'u olabileceğini, bunun da durumun ciddiyetini doğruladığına dikkati çekerken, ancak panik yapmak için bir neden olmadığını kaydetti.
Yetkili, İran’ın hali hazırda, ek zenginleştirmeden sonra silah seviyesinde ilerleme kaydetmesi adına dört nükleer silah için yeterince zenginleştirilmiş uranyuma sahip olduğunu vurguladı.
Uzmanlar, İran'ın bomba elde etmek için uranyum zenginleştirmenin yanı sıra başka adımlar da atması gerekeceğine dikkat çekti.
Washington'daki Uluslararası Gelecek ve Stratejik Araştırmalar Merkezi'nden Eric Brewer, “İran nükleer silah yapacak kadar bölünebilir malzeme üretse bile bu malzemeyi nükleer bir çekirdeğe dönüştürmek ve nükleer bir cihaz yapmak için patlayıcılar ve diğer bileşenlere ihtiyaç duyacak. Bu cihazı bir füzenin üzerine kurmak ve düzgün bir şekilde çalıştırmak için ek adımlar gerekecek” dedi.
Ayrıca UAEA gözlemcileri, İran’ı düzenli olarak ziyaret ediyor. Brewer’a göre, nükleer tesislere erişim bu yılın başlarında azaltılmış olsa da, takip bir nükleer silaha geçişin oldukça hızlı bir şekilde tespit edilmesine yardımcı olmaya devam eder.
Brewer, asıl zor olan şeyin İran’ın genişletilmiş nükleer faaliyetleri olduğunu söyleyerek, özellikle nükleer anlaşmaya dönülmesi halinde silinmesi zor olan şeyin Tahran’ın bilgileri yaratan gelişmiş santifüjleri kullanması olduğuna vurgu yaptı.
Geçtiğimiz hafta UAEA Genel Müdürü Rafel Grossi, ajans ile İran arasındaki farklılığı ela almak için Tahran’ı ziyaret etti.
Ancak dönüşünde gündeme getirdiği konularda "ilerleme kaydedilmediğini" söyledi.
Eurasia Group'ta İran uzmanı olan Henry Rohm, “İran'ın Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile nispeten doğrudan bir uzlaşmaya varma konusundaki isteksizliği, gelecekteki nükleer müzakerelere gölge düşürüyor” şeklinde konuştu.
İran'ın nükleer ihlalleri uluslararası bir endişe kaynağı
İran'ın nükleer ihlalleri uluslararası bir endişe kaynağı
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة