Libya, Omikron varyantına karşı aşıların üçüncü dozunu uyguluyor

Libya'nın başkenti Trablus merkezli Ulusal Hastalık Kontrol Merkezinin (NCDC) Müdürü Haydar el-Salih 29 Kasım tarihinde basın toplantısı düzenledi. (Merkez)
Libya'nın başkenti Trablus merkezli Ulusal Hastalık Kontrol Merkezinin (NCDC) Müdürü Haydar el-Salih 29 Kasım tarihinde basın toplantısı düzenledi. (Merkez)
TT

Libya, Omikron varyantına karşı aşıların üçüncü dozunu uyguluyor

Libya'nın başkenti Trablus merkezli Ulusal Hastalık Kontrol Merkezinin (NCDC) Müdürü Haydar el-Salih 29 Kasım tarihinde basın toplantısı düzenledi. (Merkez)
Libya'nın başkenti Trablus merkezli Ulusal Hastalık Kontrol Merkezinin (NCDC) Müdürü Haydar el-Salih 29 Kasım tarihinde basın toplantısı düzenledi. (Merkez)

Libyalı sağlık yetkilileri, koronavirüse bağlı epidemiyolojik durum istikrara kavuşmasına rağmen ülke genelinde artan endişeler doğrultusunda, ilk olarak Güney Afrika'da ortaya çıkan Kovid-19’un Omikron varyantına karşı bir dizi ihtiyati tedbir kararı aldı.
Libya'nın başkenti Trablus merkezli Ulusal Hastalık Kontrol Merkezi (NCDC) yönetimi yaptığı açıklamada, salgını kontrol altına almak için bir yandan birçok şehirde aşı kampanyaları devam ederken diğer yandan da sağlık personeli ve hemşirelerin öncülüğünde toplumdaki üç gruba üçüncü bir güçlendirici aşı dozu (rapel) verileceğini bildirdi.
NCDC Müdürü Haydar el-Salih, koronavirüse karşı ikinci doz aşısını almalarının üzerinden 6 ay geçmiş olanların, öncelikli grupların, tüm sağlık sektörü çalışanlarının, 50 yaş ve üzeri kişilerin ve buna ek olarak Primer İmmün Yetmezlikler (bağışıklık sistemi yetmezlikleri) ve kronik hastalıkları bulunanların üçüncü dozlarının Sinopharm veya Pfizer aşısı olabileceğini belirtti.
Hamile kadınların en az üç hafta arayla iki doz Pfizer aşısı olmasına karar verildiğine dikkat çeken Salih, Sinovac için ise altı aydan az bir sürede, aynı aşıdan ikinci doz uygulanacağını açıkladı.
NCDC Müdürü, ilk doz Sinovac aşısı olmasının üzerinden en az 6 ay geçmiş olanlara 2 doz Sinopharm aşısı verilmesini önerdi.
Libya’da son 24 saatte 600 yeni vaka tespit edildi. Ülkede salgının başlangıcından bu yana kaydedilen toplam vaka sayısı 373 bine ulaşırken 344 bin kişi sağlığına kavuştu. Virüse bağlı ölümlerin sayısı ise 5 bin 456 olarak açıklandı.
NCDC’den yapılan açıklamada, Akakuş Petrol İşletmeleri Şirketi ve Trablus Sağlık Hizmetleri İdaresi ile koordineli olarak, Libya'nın güneyindeki Ubari bölgesindeki el-Şarara petrol sahası çalışanlarını da kapsayan Kovid-19'a karşı aşı kampanyasının son gününe gelindiği bildirildi.
NCDC Koronavirüs ile Mücadele Bilimsel Komitesi, koronavirüsün yeni varyantı Omikron ile ilgili öneriler yayınladı. Bunlar arasında Omikron varyantının tespit edildiği ülkelere giriş-çıkışların askıya alınması, söz konusu ülkelerden gelen yolcuların 48 saat önce yapılmış negatif PCR testinin istenmesi ve karantina süresi boyunca temastan kaçınmak için 10 günlük bir ev karantinasına tabii tutulması yer alıyor.
Uluslararası Sağlık Kontrol Ofisi yaptığı açıklamada ayrıca virüsün mutasyona uğramış varyantının ortaya çıktığı ülkeler ve tüm limanlarda yapılması gerekenlere ilişkin de haftalık güncelleme yapılmasını önerdi.
Sağlık kaynakları, Libya'daki yetkilileri yeni varyanta karşı önlem almaya çağırarak Sahra Çölü üzerinden kaçak yollarla Libya'ya giren yasa dışı göçmenler nedeniyle virüsün ülkeye kolayca bulaştığını vurguladı.
Libya Sağlık Bakanı Dr. Ali el-Zanati, Yardımcı Tıp Meslekleri Genel Birliği Başkanı ve başkan yardımcıları ile sağlık sigortasının etkinleştirilmesi ve maaşlarının iyileştirilmesi hakkında görüştü.



Tunuslu muhalif Şeyma İsa, hapishanede başladığı açlık grevinin dokuzuncu gününde

Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
TT

Tunuslu muhalif Şeyma İsa, hapishanede başladığı açlık grevinin dokuzuncu gününde

Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)

Tunus ana muhalefet partisi Ulusal Kurtuluş Cephesi (NSFT) üyesi ve siyasi aktivist Şeyma İsa, tutukluluk koşullarını protesto etmek için başladığı açlık grevinde dokuzuncu gününe girdi.

1 Aralık'ta muhalefet tarafından düzenlenen yürüyüşe katılan İsa, devlet güvenliğine karşı komplo kurmak suçundan Temyiz Mahkemesi tarafından verilen bir kararla sivil polisler tarafından gözaltına alındı. Muhalif aktivist, hapishaneye girer girmez açlık grevine başladı.

Şeyma İsa (45), 2023 yılının şubat ayında yakalanmış, gözaltında tutulmuştu ve aynı yılın temmuz ayında serbest bırakılmıştı. Birinci Derece Mahkemesi tarafından 18 yıl hapis cezasına çarptırılan İsa’nın cezası temyiz sonucunda 20 yıla çıkarılmıştı.

İsa'nın yanı sıra aynı davayla bağlantılı olarak NSFT lideri, tanınmış siyasetçi Ahmed Necib eş-Şabi (82) de tutuklandı ve 12 yıl hapis cezasına çarptırdı. Muhalif Avukat Ayaşi Hammami (66) de terör suçlamasıyla beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölümü Müdür Yardımcısı Bessam Havaci, “Tunus muhalefetinin önemli simalarının tutuklanması, Cumhurbaşkanı Kays Said'in tek başına iktidarına alternatif olan her şeyi ortadan kaldırma planının son adımıdır. Bu tutuklamalarla Tunuslu yetkililer, siyasi muhalefetin çoğunu etkili bir şekilde hapse atmayı başardı” değerlendirmesinde bulundu.

Tunus muhalefeti ve NSFT, 25 Temmuz 2021'de olağanüstü hal (OHAL) ilan edip ardından yeni bir siyasi sistem kurarak geniş yetkilerle iktidarını sürdüren Cumhurbaşkanı Kays Said'in yönetimine karşı çıkıyor ve demokrasinin yeniden tesis edilmesini talep ediyor. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre buna karşın yetkililer tutuklananları hükümeti devirmeye ve devlet kurumlarını yıkmaya teşebbüs etmekle suçluyor. Muhalefet ise mevcut rejimi tutuklulara karşı siyasi suçlamalar uydurmak ve yargıyı emirlerine boyun eğdirmekle suçluyor.


Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
TT

Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)

Hamas, ateşkesin ikinci aşamasına geçilmesini desteklediklerini ve silah bırakmaya açık olduklarını duyurdu.

Adının paylaşılmaması şartıyla Times of Israel'e konuşan Hamas yetkilisi, Filistin devletinin kurulmasını sağlayacak müzakerelerin başlatılması halinde silah bırakacaklarını söylüyor:

Bu zorla veya ültimatomlarla yapılamaz. İsrail iki yıl boyunca Hamas'ı silahsızlandırmak için tüm askeri gücünü kullandı ama işe yaramadı. Silah bırakma meselesi siyasi bir sorunla bağlantılıdır ve bu nedenle siyasi bir çözüm gerektirir.

Yetkili, Filistinlilerin 78 yıllık İsrail işgaline karşı silahlı mücadele hakkının olduğunu belirterek, 1967 sınırlarının esas alınacağı bir Filistin devleti kurulması taleplerini yineliyor.

Gazze savaşının sonlandırılması için ABD öncülüğünde hazırlanan 20 maddelik barış planı 10 Ekim'de devreye girmişti. Anlaşmanın garantörleri arasında Türkiye, Mısır ve Katar var.

Plan kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve Gazze'nin geleceğinde söz sahibi olmaması isteniyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın başkanlık edeceği Barış Kurulu'na ek olarak bölgeye Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) konuşlandırılması öngörülüyor.

Anlaşmanın ilk aşamasında Hamas ve İsrail arasında rehine takası gerçekleştirilmişti. Ayrıca İsrail askerleri belirlenen "sarı hatta" geri çekilmişti. Haberde, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin yüzde 53'ünü kontrol ettiği belirtiliyor.

İsrail, Hamas'ın elindeki 28 rehinenin hepsini teslim etmeden ikinci aşamaya geçilmeyeceğini duyurmuştu. Filistinli örgüt şimdiye dek 27 rehineyi İsrail'e gönderdi. Ancak 7 Ekim saldırısında öldürülen İsrailli polis memuru Ran Gvili'nin naaşı hâlâ Gazze'de. Hamas yetkilisi, cesedin yerini bulmak için çalışmaların sürdüğünü söylüyor.

İkinci aşama kapsamında Barış Kurulu üyelerinin belirlenmesi ve Gazze'ye güvenlik gücü konuşlandırılması hedefleniyor. Bu aşamaya geçiş için Hamas'ın silah bırakmayı kabul etmesi gerekli. Bunun ardından İsrail askerleri daha gerideki bir hatta çekilecek.

Trump ikinci aşamaya "çok yakında geçileceğini" söylemiş fakat bir takvim açıklamamıştı. Ocak itibarıyla Gazze'ye ISF askerlerinin gönderilmesi planlanıyor.

Hamas yetkilisi, 7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nda esir alınan kişileri ilk etapta operasyondan kısa süre sonra bırakmayı düşündüklerini söylüyor.

Ancak İsrail'in saldırıları durdurmaması ve arabulucular tarafından savaşın sonlandırılacağına dair garantiler sunulmaması nedeniyle bu plandan vazgeçtiklerini ifade ediyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın öncülüğünde hazırlanan plana göre ISF, Hamas'ın silahsızlandırılmasında da rol oynayacak.

Öte yandan Hamas yetkilisi, ISF kontrolündeki böyle bir sürece yanaşmayacaklarını belirterek, güvenlik gücü askerlerinin Gazze'de İsrail ordusuyla Filistin halkı arasında "tampon bölge" görevi görmesi gerektiğini savunuyor.

Ayrıca silahsızlanma karşılığında İsrail ordusunun tamamen Gazze'den çekilmesini talep ettiklerini aktarıyor.

7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nın sonuçlarından pişmanlık duymadıklarını söyleyen Hamas yetkilisi, dünya kamuoyunun İsrail'in gerçek yüzünü görmesini sağladıklarını vurguluyor:

Tarihi değiştirmeyi başardık. Dünya gözlerini açtı, Filistinlilerin yaşadıklarını ve İsrail'in ne suçlar işlediğini gördü.

IDF ve Yahudi yerleşimciler işbirliği yapıyor

Diğer yandan İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF), Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilerle aktif işbirliği yaptığı aktarılıyor.

İsrail'in kamu yayıncısı Kan'ın hazırladığı Zman Emet (Gerçek Zamanlı) programına katılan Tuğgeneral Avi Bluth, ISF'nin "sınır bölgelerinde çiftlikler kurmaları için yerleşimcilerle tam işbirliği içinde hareket ettiğini" söyledi.

Bluth, bu işbirliğinin özellikle geçen yıl temmuzda hızlandırıldığını belirtti.

Independent Türkçe, Times of Israel, Haaretz


Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
TT

Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman bin Abdulaziz, dün Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'dan telefon aldı.

Prens Muhammed bin Salman ve Ahmed eş -Şara, Suudi Arabistan ve Suriye arasındaki ikili ilişkilerin çeşitli yönlerini ve bu ilişkileri bir dizi alanda güçlendirme fırsatlarını gözden geçirdiler.

İki taraf ayrıca ortak ilgi alanlarına giren konuları ve Suriye'de güvenlik ve istikrarın pekiştirilmesi ile ekonomik toparlanmanın sağlanması çabalarını görüştü.