Irak’ta nihai seçim sonuçları ilan edildi: Son umudunu da kaybeden Şii partiler gerginliği tırmandırmakla tehdit etti

Irak’taki nihai seçim sonuçları, kaybedenlerin son ümidini de bitirdi

Seçim sonuçlarına karşı yeni bir gerginlik ihtimaline karşı Bağdat Yeşil Bölge’de güvenlik tedbirleri alınıyor (EPA)
Seçim sonuçlarına karşı yeni bir gerginlik ihtimaline karşı Bağdat Yeşil Bölge’de güvenlik tedbirleri alınıyor (EPA)
TT

Irak’ta nihai seçim sonuçları ilan edildi: Son umudunu da kaybeden Şii partiler gerginliği tırmandırmakla tehdit etti

Seçim sonuçlarına karşı yeni bir gerginlik ihtimaline karşı Bağdat Yeşil Bölge’de güvenlik tedbirleri alınıyor (EPA)
Seçim sonuçlarına karşı yeni bir gerginlik ihtimaline karşı Bağdat Yeşil Bölge’de güvenlik tedbirleri alınıyor (EPA)

Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komiserliği’nin ilan ettiği nihai seçim sonuçları, Şii Koordinasyon Grubu’nda yer alan partilerin son umutlarını da bitirdi.
Yeni Seçim Kanunu’na göre sandıkların kapanmasından sonraki 24 saat içinde elektronik oy sayımı yapılarak nihai seçim sonuçlarının ilan edilmesi bekleniyordu. Fakat bunun yerine kesin olmayan seçim sonuçları açıklandı. Bu adımın siyasi arena üzerinde tehlikeli sonuçları oldu. Zira bir taraftan, Mukteda es-Sadr liderliğindeki Sadr Hareketi dışında kalan Şii siyasi parti ve grupların yer aldığı ve artık Koordinasyon Grubu olarak bilinen silah ve nüfuz sahibi partilerin çoğu ‘seçimlerin sistematik olarak manipüle edildiği’ iddiasıyla kesin olmayan seçim sonuçlarına itiraz ederken, diğer taraftan nihai sonuçların ilanı bir buçuk ay gecikmiş oldu. Irak’ta bundan önce yapılan 4 parlamento seçiminde böyle bir durum yaşanmamıştı.
İlan edilen nihai seçim sonucu ile birlikte 5 sandalyede değişiklik oldu. Bağımsız Yüksek Seçim Komiserliği, bünyesindeki Yargı Temyiz Kurulu’na ilettiği 15 itiraz dışında 1430’un üzerinde itiraz kabul etti ve hepsini yanıtladı. Yargı Temyiz Kurulu’nun 5 itirazı yanıtlaması sonrasında kesin olmayan seçim sonuçlarına göre seçimi kazanmış görünen 5 aday sandalyelerini kaybederken, 5 aday ise bu sandalyelerin yeni sahipleri oldu.
Nihai seçim sonuçlarına göre Sadr Hareketi 329 sandalye bulunan Meclis’te 73 sandalye alarak birinci sıradaki yerini korudu. Sadr Hareketi’ni 38 sandalye ile bağımsız adaylar, 37 sandalye ile Muhammed el-Halbusi’nin liderliğindeki Takaddum (İlerleyiş) Partisi, 33 sandalye ile Nuri el-Maliki’nin liderliğindeki Kanun Devleti Koalisyonu, 31 sandalye ile Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve 18 sandalye ile Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) takip etti.
Bu sonuçlar, İran destekli Haşdi Şabi’nin siyasi kanadı kabul edilen ve Hadi el-Amiri’nin liderlik ettiği Fetih Koalisyonu için hayal kırıklığı oldu. Zira Fetih Koalisyonu sadece 17 sandalye elde edebildi. Fetih Koalisyonu nihai seçim sonuçlarına ilk tepki olarak sokakta gerginliği tırmandırmakla tehdit etti ve herhangi bir tarafın bu sonuçlara itiraz eden göstericilere yönelik her türlü ‘kışkırtmasına’ veya ‘onlarla çatışmasına’ yanıt verileceğini belirtti. Fetih Koalisyonu üyesi Mahmud el-Hayani Rudaw’a yaptığı açıklamada, Seçim Komiserliği’nin dün ilan ettiği sonuçların ‘zaten beklendiğini ve Seçim Komiserliği’nin başından beri bu sonuçlar üzerinde ısrar ettiğini’ söyledi. Hayani, “Gösterilerin dozu artacak. Seçim Komiserliği’nin ısrarları ışığında bu apaçık bir şey. Gösteriler barışçıl olmaya devam edecek. Fakat yetkili herhangi bir taraftan saldırı veya çatışma gelmesi halinde kitleler tarafından her türlü provokasyona güçlü bir yanıt verilecek” dedi.
Nihai seçim sonuçlarına göre sandalye elde eden diğer siyasi parti, oluşum ve azınlık kotaları şunlar: Hamis el-Hancer liderliğindeki Azim Koalisyonu 14, Yeni Nesil 9, İmtidad Hareketi 9, İşrakat Kanun 6, Tasmim Koalisyonu 5, Ulusal Anlaşma 4, Ulusal Devlet Güçleri 5, Hristiyanlara ait kota 5, Ulusal Kitleler Koalisyonu 4, Reform İçin Karar Anı 3, Türkmen Cephesi 1, Arap Projesi 1, Irak Ulusal Proje 1, El-Muntic El-Vatani, Furateyn Akımı 1, Vefa ve Değişim 1, İktidar Vatan 1, Vasıt Sakinleri Bağımsız Topluluğu 1, Ulusal Umutlar Koalisyonu 1, Ulusal Sened 1, Ulusal Metot Koalisyonu 1, Adalet Topluluğu 1, Ülkem Vatanım Hareketi 1, Hukuk Hareketi 1, Ezidilere ait kota 1, Sabii Mandenler 1, Şebeklere ait kota 1, Feyli Kürtlere ait kota 1 sandalye.
Nihai seçim sonuçlarının ilan edilmesinin ardından dikkatler, yeniden gözden geçirilecek bir engel bulmaması halinde bu sonuçları imzalaması beklenen Yüksek Federal Mahkeme’ye çevrilmiş durumda. Kufe şehrindeki Ehl-i Beyt Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Prof. Dr. Galibe ed-Dami, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Hukuki açıdan Yüksek Federal Mahkeme, Yargı Temyiz Kurulu’nun kabul etmesinin ardından sonuçları onaylayacak. Federal Mahkeme sonuçlara itiraz edemez veya seçimleri yenileyemez. Çünkü görevi Anayasa ile sınırlandırılmıştır” dedi.
Bağdat’taki Yeşil Bölge’nin kapıları önünde bir buçuk aydan uzun süredir devam eden mevcut gerginliğe değinen Dami şu ifadeleri kullandı:
“Gergin şu ya da bu şekilde sürecek. Koordinasyon Grubu (Sadr Hareketi hariç Şii seçmen kitlesinin temsilcisi) özellikle de Fetih Koalisyonu’nun bazı mensupları, önümüzdeki hükümette yer almazsa Irak hükümetine sürekli sorun çıkarmaya devam edecekler. Siyasi süreçte silahlı kanatları bulunan güçlerin veya tarafların müdahaleleriyle ilgili meseleye son vermek için bir sonraki hükümetin müdahalede bulunmasına sebep olabilecek çatışmaların ve gelişmelerin yaşanması ihtimal dahilinde. Bu ihtimal artık, oradan buradan yapılan tehditlerden sıkılmaya başlayan Irak kamuoyunun bakış açısıyla da uyuşuyor. Irak kamuoyu hukuka riayet eden bir devlet istiyor. Silah, tehdit ve bu tür şeylerden uzaklaşmak istiyor. Gerginlik sürebilir. Ancak bu gerginlik, kurulması planlanan ulusal çoğunluk (Sünni-Şii-Kürt) hükümetinin kuruluşunu erteleyemeyecek. Kürtler ve Sünniler aynı potada anlaşabilir. Fakat Şiiler birbirleriyle anlaşamayacak. Dolayısıyla hükümetin ana eksenini Sadr Hareketi ile Kürt ve Sünni partilerin oluşturması daha muhtemel.”



Dürzi liderliğinde gerilim: Suveyda’da ‘darbe girişimi’ iddiasıyla din adamları gözaltına alındı

Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)
Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)
TT

Dürzi liderliğinde gerilim: Suveyda’da ‘darbe girişimi’ iddiasıyla din adamları gözaltına alındı

Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)
Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)

Şarku’l Avsat’a konuşan Suriye’nin Suveyda şehrinden Dürzi kaynaklar, Ulusal Muhafızlar’ın yaklaşık 10 kişiye yönelik tutuklama operasyonunun, Suriyeli Dürzilerin ruhani lideri Şeyh Hikmet el-Hicri'nin politikalarına ve projelerine karşı ‘darbe’ girişiminde bulunmak amacıyla ve ‘paralel bir akım’ oluşturmaya çalıştığı suçlaması çerçevesinde gerçekleştirildiğini açıkladılar. Kaynaklar, Suveyda’da ‘çatışma’ çıkmasından endişe duyduklarını ifade ettiler.

Kimliklerinin açıklanmamasını tercih eden yerel kaynaklar, ‘Ulusal Muhafızlar’ın, şehirde gerginliğin yüksek ve güvenlik önlemlerinin yoğun olduğu bir ortamda cumartesi günü geniş çaplı bir tutuklama kampanyası başlattığını’ söylediler.

Tutuklananlar arasında din adamı Şeyh Raid el-Mutni, Asım Ebu Fahr, Gandi Ebu Fahr ve Zeydan ailesinin bazı fertleri de vardı. Kaynaklar, Zeydan ailesinin Dürzi lider Leys el-Belus’un amcaları olduğunu belirtirken, Mutni ve Ebu Fahr ailelerinin kalabalık Dürzi aileler olduklarını ve ‘bu tutuklamaların Dürzi-Dürzi iç savaşının patlak vermesine yol açabileceğinden korkulduğunu aktardılar.


Batı Şeria'daki operasyonlarına devam eden İsrail ordusu Gazze'de Gazi Hamad'ın oğlunu öldürdü

Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)
Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)
TT

Batı Şeria'daki operasyonlarına devam eden İsrail ordusu Gazze'de Gazi Hamad'ın oğlunu öldürdü

Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)
Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)

İşgalci İsrail ordusu, Tubas’tan güçlerini çekmesine rağmen dün Batı Şeria'nın çeşitli bölgelerinde saldırılarına devam etti ve Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta silahlı dört unsurun öldürüldüğünü duyurdu.

Batı Şeria'nın Salfit, Beytullahim, El Halil, Nablus ve Ramallah şehirlerinde çok sayıda Filistinliyi gözaltına alan işgalci İsrail ordusu, Cenin Mülteci Kampı’nda 24 evi yıkmaya başladı. Cenin'in Barta’a beldesinde beş Filistinliden oluşan bir hücrenin üyelerini gözaltına aldığını duyuran İsrail ordusu, bu kişilerin yakında bir eylem hazırlığında olduğunu iddia etti.

İşgalci İsrail ordusu, Genel Güvenlik Servisi (Şabak) ve İsrail polisi tarafından yapılan ortak açıklamada, Yamam Özel Birimi’nin Menaşi Tugayı’ndan gelen ve Şabak'ın yönettiği güçlerin desteğiyle dün akşam Barta'a beldesinde bir operasyon düzenlediği ve ‘yakın gelecekte’ eylem hazırlığındaki bir hücrenin üyelerini tutukladığı belirtildi. Ancak eylemin niteliği veya hangi aşamada olduğu hakkında daha fazla ayrıntı verilmedi.

İşgalci İsrail ordusu geçtiğimiz hafta sonu Batı Şeria'nın kuzeyinde bir operasyon başlattı. Bu operasyon kapsamında Batı Şeria'nın kuzeyindeki Tubas vilayetindeki Tamun ve el-Fara’a’da yüzlerce ‘hedefe’ baskın düzenlendi. İşgalci İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada ‘İsrail vatandaşlarına yönelik her türlü tehdidi’ önlemek ve engellemek için ‘önleyici tedbirler almaya devam edileceği’ belirtildi.

rft56y
Filistinli Yusuf Asasa ve el-Muntasir Abdullah'ın Batı Şeria'nın Cenin kentinde öldürülmeden önce İsrailli askerlerin önünde ellerini kaldırdıklarını gösteren bir video görüntüsü (AFP)

İşgalci İsrail ordusu, operasyon sırasında Arap ve uluslararası kamuoyunun kınamasına neden olan bir hareketle, soğukkanlılıkla infaz edilen Yusuf Asasa ve el-Muntasir Abdullah da dahil olmak üzere çok sayıda Filistinliyi öldürdü. Bu arada İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Sınır Polisi'nin gizli biriminin komutanını, biriminin üyeleri Cenin şehrinde Filistinli Yusuf Asasa ve el-Muntasir Abdullah'ı infaz ettikten sonra albay rütbesine terfi ettirmeye karar verdi.

Abdullah Hamad

İşgalci İsrail ordusu Batı Şeria'daki saldırılarına devam ederken dün geçtiğimiz ekim ayında varılan ateşkes anlaşması kapsamında geri çekildiği Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta silahlı dört unsuru öldürdüğünü duyurdu.

İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamaya göre bahsi geçen dört kişi bir yeraltı tünelinden çıktı.

The Times of Israel gazetesinin haberine göre öldürülenler arasında Hamas'ın Doğu Refah Taburu Komutanı ve yardımcısı da bulunuyordu.

Hamas’tan kaynaklar daha sonra, Hamas lideri ve müzakere heyetinin üyesi Gazi Hamad'ın oğlu Abdullah Hamad'ın Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta öldürüldüğünü doğruladı.

Muhammed Hamad, kardeşi Abdullah'ın Refah tünellerinde ‘etrafı sarıldığını ve İsrail askerleriyle girdiği çatışmada öldürüldüğünü söyledi.

Tünellerde mahsur kalanlar

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP'den aktardığı habere göre bu gelişmeler, Refah’taki tünellerde mahsur kalanların akıbeti konusunda müzakerelerin sürdüğünü belirten çeşitli kaynakların açıklamalarına eşlik etti.

Refah sorunu, cesetler meselesi ile birlikte ikinci aşamaya geçişi geciktiriyor.

frgt
Pazar günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus’ta bir çadırın önünde bir mülteci yemek hazırlıyor (EPA)

Katar Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Macid el-Ensari, İsrail'in iki rehinenin cesetlerinin halen Filistin topraklarında tutulduğunu bahane ederek Gazze'deki ateşkes planının ikinci aşamasına geçişi geciktirmemesi gerektiğini söyledi.

Ensari, Katar ve bölgedeki ortaklarının şu an, birinci aşamadan ikinci aşamaya geçerek Gazze Şeridi'ndeki savaş durumunu kapsamlı bir şekilde sona erdirecek sürdürülebilir bir barışa ulaşma çabasında olduğunu söyledi.

Öte yandan pazar günü Gazze Şeridi’ndeki belediyeler, İsrail'in Gazze’deki hayati tesislerin çalışması için yeterli miktarda dizel yakıtın girişini engellemesi üzerine, hızla kötüleşen yakıt krizi nedeniyle temel hizmetlerin yakında çökebileceği uyarısında bulundu.

Gazze Şeridi Belediyeler Birliği, Han Yunus Belediye Başkanı Alaa el-Bata'nın basın toplantısında okuduğu açıklamada, ateşkesin başlamasından bu yana 50 gün içinde gelen yakıtın, yolları açmak, enkazları kaldırmak ve yerinden edilmiş kişilerin hareketliliğini kolaylaştırmak amacıyla sadece beş günlük çalışma için yeterli olduğunu belirtti.

Bata, “Krizin devam etmesi, halkın hayatını tehdit ediyor” ifadelerini kullandı.


Papa Francis: Filistin devleti, İsrail ile yaşanan çatışmanın "tek" çözümüdür

Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)
Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)
TT

Papa Francis: Filistin devleti, İsrail ile yaşanan çatışmanın "tek" çözümüdür

Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)
Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)

Papa 14. Leo dün yaptığı açıklamada, İsrail ile Filistinliler arasında on yıllardır süren çatışmanın tek çözümünün bir Filistin devletinin kurulmasını içermesi gerektiğini belirterek, Vatikan'ın bu konudaki tutumunu teyit etti.

Vatikan'ın ilk Amerikalı Papa'sı Leo, Türkiye'den Lübnan'a gitmek üzere bindiği uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, "İsrail'in bu çözümü hâlâ kabul etmediğini hepimiz biliyoruz, ancak bunu tek çözüm olarak görüyoruz" dedi.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığı habere göre Papa İtalyanca olarak yaptığı konuşmada, "Biz de İsrail'in dostuyuz ve iki taraf arasında arabulucu bir ses olarak, herkes için adaleti sağlayacak bir çözüme yaklaşmalarına yardımcı olmayı amaçlıyoruz" ifadelerini kullandı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, en yakın müttefiki olan ABD'nin Filistin bağımsızlığını desteklediğini belirtmesine rağmen, Filistin devletine karşı olduğunu yineledi.

Papa, sekiz dakikalık kısa basın toplantısı sırasında yaptığı açıklamada,perşembe günü başlayıp pazar gününe kadar devam eden Türkiye ziyaretine odaklandı. Papa, mayıs ayında Katolik Kilisesi lideri olarak seçilmesinden bu yana ilk yurt dışı seyahatini gerçekleştirdi.

Papa, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İsrail-Filistin ve Ukrayna-Rusya çatışmasını görüştüğünü belirterek, Türkiye'nin her iki savaşın da sona ermesinde önemli bir rol oynadığını vurguladı.

Papa Leo Türkiye ziyareti sırasında, dünyadaki olağanüstü sayıdaki kanlı çatışma nedeniyle insanlığın geleceğinin tehlikede olduğu konusunda uyarıda bulundu ve din adına işlenen şiddet eylemlerini kınadı.

Gazze'deki İsrail ordusuna eleştiri

Genellikle temkinli ve diplomatik bir dil kullanmayı tercih eden Papa Leo, bu yılın başlarında İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri harekatına yönelik eleştirilerini artırdı.

Türkiye, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olmasına rağmen, aynı zamanda dünyadaki 260 milyon Ortodoks Hristiyan'ın ruhani lideri Patrik Bartholomeos'a da ev sahipliği yapıyor.

Papa, Türkiye'yi dinsel birlikteliğin bir örneği olarak övdü. Papa Leo, yarına kadar Lübnan'ı ziyaretini sürdürecek ve ardından Roma'ya dönecek.

Papa Leo, "Farklı inançlara sahip insanlar barış içinde yaşayabilir... Sanırım bu, hepimizin dünya çapında dört gözle beklediği bir örnek" ifadelerini kullandı.