Tunus Cumhurbaşkanı, 2019 seçimlerindeki ihlalleri karara bağlanmasını eleştirdi

Cumhurbaşkanı Kays Said (AP)
Cumhurbaşkanı Kays Said (AP)
TT

Tunus Cumhurbaşkanı, 2019 seçimlerindeki ihlalleri karara bağlanmasını eleştirdi

Cumhurbaşkanı Kays Said (AP)
Cumhurbaşkanı Kays Said (AP)

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, Sayıştay’ın 2019 parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin raporunda belirtilen ihlaller ve seçim suçlarıyla ilgili yasal sonuçları düzenlemede yargının ‘yavaşlığını’ eleştirdi. Anayasa hukuku profesörleri Sadık Belaid ve Emin Mahfuz ile görüşen Said, bu raporda bahsi geçen suiistimallerin hukuki yansımalarının belirlenmesi gerektiği çağrısında bulunurken, “Sonuçların açıklanmasının üzerinden yaklaşık iki yıl geçmesine rağmen bir mahkeme raporunun hiçbir hukuki etkisi olmadan kalması kabul edilemez” dedi.
Sayıştay, raporlarında Nahda, Tunus’un Kalbi ve Aich Tounsi partilerini de seçim döneminde yabancı fon almak ve 2019 seçimlerinde şansını desteklemek için dış lobiye güvenmekle suçladı.
Cumhurbaşkanı Said, seçim yasasının açık olduğunu söylerken, ‘bir aday veya seçim listesinin seçim kampanyası için yabancı fon alması halinde’ bu fon miktarının 10 ila 50 katı arasında değişen bir para cezası ödemesi gerektiğini şart koştuğuna dikkati çekti. Ayrıca yasada, liste üyelerinin parlamento üyeliklerini kaybettikleri belirtilirken, ‘dış kaynaktan yararlanan cumhurbaşkanı adayının 5 yıl hapis cezasına çarptırılması ve hüküm giyenlerin tamamının yapılacak seçimlere katılmaktan menedileceği’ öngörülüyor.
Cumhurbaşkanı Kays Said, “Bunun bir kanun meselesi olmasını istiyorlar ve bu gerçekten bir kanun meselesi” derken, sözde meşruiyete göre değil, yasalara göre çalıştıklarını vurguladı.
Öte yandan Silyana vilayetinde dokuz yıl önce güvenlik güçlerinin saldırısına uğrayan onlarca kişi, gerçeğin ortaya çıkarılmasını ve faillerden hesap sorulmasını talep etti. Vatandaşlar, 30 Kasım’da vilayette belediye binası önünde düzenlenen nöbette suçlulardan hesap sorulması çağrısında bulundu.
Silyana olayları, Nahda Hareketi yönetimi sırasında ve Ali el-Arid’in İçişleri Bakanı olduğu 2012 yılına kadar uzanıyor. O dönemde güvenlik güçlerinin, kalkınma talep eden göstericilere karşı gaz bombası kullanmasının ardından, yaklaşık 350 eylemci yaralanmıştı. Gaz kullanımı, derin psikolojik hasara ek olarak, bazı kişilerde kansere ve tamamen körlüğe neden oldu.
Eylemcilerin sözcüsü Falah el-Mansuri, resmi Tunus Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, “2012 olayları, Tunus’taki en büyük insan hakları ihlalidir. Çünkü mağdurlar psikolojik, maddi ve manevi zararların yanı sıra vücutlarındaki kurşun kalıntılarından hala zarar görmektedir” diyerek, gerçeklerin ortaya çıkarılmasını ve gerçek faillerden hesap sorulmasını istedi.
Yüzden fazla avukatın mağdurları savunmak için gönüllü olduğu bildirildi. Ancak el-Kaf’taki askeri mahkeme, 2017’de dört güvenlik liderini protestocularla çatışmaya neden olmakla suçlayarak soruşturmayı sonlandırmıştı. Ancak mağdurlar, bu sonucu reddederken, Nahda Hareketi liderlerinden eski İçişleri Bakanı Ali el-Arid ve güvenlik görevlileri hakkındaki ‘kasten cinayet’ suçlamasının temyize götürülmesi çağrısı yaptılar. İddianame Dairesi, soruşturmanın kapatılması kararına yapılan itirazı kabul ederek, çalışmalarına yeniden devam etmek üzere dosyayı yeniden soruşturmaya açtı.
‘Hakikat ve Onur Komisyonu (geçiş dönemi adaleti sürecini uygulamakla görevli anayasal bir organ)’, el-Kaf Asliye Mahkemesi’nde geçiş dönemi adaleti konusunda yetkili yargı dairesine bir dava sunmuştu. İçişleri Bakanlığı eski müdürleri ve saha güvenlik liderleri de dahil olmak üzere 11 güvenlik görevlisinin yer aldığı bir iddianame hazırlandı.
Tunus Ekonomik ve Sosyal Haklar Forumu (bağımsız bir insan hakları örgütü) tarafından kurulan Soruşturma Komisyonu’nun raporu, ‘güvenlik güçlerinin aşırı ve haksız güç kullandığını ve silahlara başvurulmadan önce eylemcilerle mücadele ederken Tunus yasalarına ve uluslararası anlaşmalara saygı gösterilmediğini belirtti.



İsrail, Sana Havaalanı'na saldırı düzenledi

Sana'da maket roketler ve İHA’lardan oluşan bir anıtın önünden geçen Yemenli bir adam (AP)
Sana'da maket roketler ve İHA’lardan oluşan bir anıtın önünden geçen Yemenli bir adam (AP)
TT

İsrail, Sana Havaalanı'na saldırı düzenledi

Sana'da maket roketler ve İHA’lardan oluşan bir anıtın önünden geçen Yemenli bir adam (AP)
Sana'da maket roketler ve İHA’lardan oluşan bir anıtın önünden geçen Yemenli bir adam (AP)

Yemen'de Husilere bağlı medya organları bugün Sana Uluslararası Havaalanı'nın İsrail hava saldırısına uğradığını bildirdi. Bu haber, havaalanı bölgesinde bulunanlara yapılan uyarıdan yaklaşık bir saat sonra geldi.

İsrail bombardımanı, Husilerin pazar günü Ben Gurion Havaalanı'na balistik bir füzeyle düzenlediği saldırıya karşılık olarak gerçekleşti. İsrail ordusu daha önce savaş uçaklarının Sana Havaalanı’nı hedef almak üzere yola çıktığını doğrularken, İbrani medyası Netanyahu'nun mahkeme oturumunu terk ederek ordu karargâhına gittiğini bildirdi.

Husi Sağlık Bakanlığı bugün erken saatlerde, İsrail'in dün akşam Hudeyde'ye düzenlediği hava saldırılarında dört kişinin hayatını kaybettiğini ve 39 kişinin de yaralandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Husilere bağlı medya organları, Hudeyde vilayetinin Bacil ilçesindeki bir çimento fabrikasına düzenlenen saldırıda, ‘üç vatandaşın hayatını kaybettiğini ve 35 kişinin yaralandığını’, vilayetin ana limanına düzenlenen saldırıda ise dördüncü bir kişinin yaşamını yitirdiğini ve dört kişinin yaralandığını duyurdu.

Husiler, dünkü saldırıların İsrail ve ABD'nin ortak saldırısı olduğunu iddia etti.

İsrail saldırıları doğrularken, ABD'li bir yetkili ABD'nin herhangi bir dahli olduğunu reddetti. İsrail ordusu saldırıların Yemen'in batısındaki Hudeyde'de Husilerin altyapısını hedef aldığını söyledi.

İsrail, Temmuz 2024'ten bu yana Yemen'i beşinci kez bombaladığını duyurdu.

Dünkü saldırılar, Husilerin ‘hedefini başarıyla vuran hipersonik balistik bir füzeyle işgal altındaki Yafa'da bulunan Ben Gurion Havaalanı'nı’ hedef almasından bir gün sonra gerçekleşti.

İsrail ordusu, ‘füzenin Yemen'den fırlatıldığını ve birkaç önleme girişimine rağmen uluslararası havaalanı bölgesine düştüğünü’ doğruladı.

Hamas’ın 7 Ekim 2023'te İsrail’in güneyine başlattığı benzeri görülmemiş bir saldırının ardından Gazze Şeridi'nde İsrail ile Hamas arasında savaşın patlak vermesinden bu yana Yemen'deki Husiler, İsrail'e düzenli olarak roket ve insansız hava aracı (İHA) fırlatıyor.

Husiler ayrıca, Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere ‘destek’ olarak gördükleri bir adımla, Yemen'de kontrolleri altındaki bölgelerden Kızıldeniz ve Aden Körfezi'ndeki ticari gemilere saldırılar düzenliyor.

Bu saldırılara karşılık olarak ABD, bazen Birleşik Krallık ile birlikte, Yemen'deki Husi askeri mevzilerine saldırılar gerçekleştiriyor.