Iraklı partiler Federal Mahkeme’nin seçim kararını bekliyor

Fetih Koalisyonu ekim ayında düzenlenen seçim sonuçlarını Bağdat’ta düzenledikleri gösteri ile protesto etti. (EPA)
Fetih Koalisyonu ekim ayında düzenlenen seçim sonuçlarını Bağdat’ta düzenledikleri gösteri ile protesto etti. (EPA)
TT

Iraklı partiler Federal Mahkeme’nin seçim kararını bekliyor

Fetih Koalisyonu ekim ayında düzenlenen seçim sonuçlarını Bağdat’ta düzenledikleri gösteri ile protesto etti. (EPA)
Fetih Koalisyonu ekim ayında düzenlenen seçim sonuçlarını Bağdat’ta düzenledikleri gösteri ile protesto etti. (EPA)

Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komiserliği dün mecliste sandalye kazananların isimlerini, onaylaması için Federal Mahkeme’ye göndereceğini açıkladı. Mahkeme’nin yeni meclisin oluşturulmasına onay vermesi beklenirken seçimi kaybedenlerin destekçileri ekim ayında düzenlenen genel seçimlerin sonuçlarını protesto etmek için başkent Bağdat’taki Yeşil Bölge’nin önündeki eylemlerini sürdürdü.
Irak resmi haber ajansı INA’da yer alan habere göre Seçim Komiserliği’nin medya ekibinden İmad Cemil, mecliste sandalye kazananların isimlerini, onaylaması için Federal Mahkeme’ye göndereceklerini söyledi. Cemil açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Sunulan itirazların onaylanması için belirli bir zaman kısıtlaması yok. Federal Mahkeme’ye sunulan şikayetler Koordinasyon Grubu’na ve anket şirketine ait. Şikayetler seçim sonuçlarının gecikmesi, seçim merkezlerinde çekilen görüntüler, sahte evraklar ve elektronik sistemin bozulmasıyla ilgili. Tüm bunlar teknik meseleler. Ayrıca kadın kotalarıyla ilgili başka itirazlar ve şikayetler de bulunuyor. Federal Mahkeme şikayetleri Seçim Komiserliği’ne gönderdi. İlgili teknik komiteler tarafından bu şikayetler yanıtlandı ve Federal Mahkeme’ye geri gönderildi.”
Bu adımın atılmasıyla birlikte geriye seçimde kazananlar ile kaybedenler arasındaki ‘kısa mesafeli koşu yarışında’ son etaba kalınacak. Bu sonuçlar seçimi kazananlar açısından iki kez sevinç, seçimi kaybedenler için de iki kez yenilgi anlamına geliyor. Seçimi kazananlar sevinçli. Nitekim 73 sandalye ile ilk sırada yer alan Mukteda es-Sadr liderliğindeki Sadr Hareketi ve 37 sandalye ile ikinci olan Muhammed el-Halbusi liderliğindeki Takaddum (İlerleyiş) Partisi meclisteki sandalyelerin neredeyse yarısını kazandılar. Sadr Hareketi ve Takaddum, bu zaferin arkasında kitlelerin güveni ve seçim kampanyalarının doğru yürütülmesi olduğunu belirtiyorlar. Seçimi kaybedenler, ya da bir başka ifadeyle kasıtlı bir manipülasyonun ve siyasi hedeflerin kurbanı olduklarını düşünen partiler ise durumdan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Irak Özel Temsilcisi Jeanine Hennis Plasschaert’i sorumlu tutuyorlar. Söz konusu partiler aynı zamanda rakiplerinin kazandığı bazı bölgelerde yürütülen seçim kampanyalarına daha iyi yatırım yapsalardı daha fazla sandalye kazanabileceklerini düşünerek pişmanlık hissediyorlar.
Bu seçimlerde ayrıca 43 sandalye kazanan bağımsız adaylar da dikkat çekti. 2005 seçimlerinden bu yana ilk kez böyle bir durum yaşanıyor. Nitekim 2005 seçimlerine katılan bağımsız adaylar tek bir sandalye bile kazanamamıştı. Bu seçimlerde eğer biraz daha sandalye kazanabilselerdi rakipsiz bir şekilde ‘en büyük meclis bloğunu’ oluşturabilirlerdi. Fetih Koalisyonu, Kanun Devleti Koalisyonu, Asaib Ehlil Hak, Hizbullah Tugayları, Ulusal Anlaşma, Devlet Güçleri ve Nasr Koalisyonu’ndan oluşan Şii Koordinasyon Grubu ile bağımsız adaylar arasındaki fark ise şöyle oluştu:
Bağımsız adayların elinde bir tarafa bağlı olmamaları haricinde başka bir koz bulunmuyor. Koordinasyon Grubu’ndaki tarafların çoğu 2003’ten bu yana ülke yönetiminde söz sahibi ve çoğunun silahlı kanadı var. Bağımsız adaylar herhangi bir gerginlik oluşturmazken Koordinasyon Grubu’nun destekçileri seçim sonuçlarını protesto için bir buçuk aydan uzun süredir Bağdat Yeşil Bölge’nin kapılarının önünde oturma eylemi düzenliyor.
Seçim Komiserliği, uğradığı saldırılara rağmen itiraz başvurularını başlattı. Bin 400’den fazla itiraz başvurusu kabul etti. Komiserlik bunlar arasından 15 itirazı Yargı Temyiz Kurulu’na sevk etti. Kurul bu itirazları değerlendirmesinin ardından 329 sandalyeli mecliste sadece 5 sandalyede değişiklik yaptı.
Hukuk uzmanı Faysal Rikan itirazları değerlendirme sürecine ilişkin Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“İtirazların ve şikayetlerin hukuki sürecini belirleyen 2019 tarihli ve 31 sayılı Seçim Komiserliği Kanunu’nun 19’uncu ve 20’inci maddeleri, itirazların ve şikayetlerin Seçim Komiserliği’ne sunulabileceğini belirtiyor. Kanun, Seçim Komiserliği’ne itirazları yanıtlama ve bazılarını Yargı Temyiz Kurulu’na sevk etme yetkisi veriyor. Kanun, Seçim Komiserliği’ne itirazları kabul etme veya yanıtlama hakkı da tanıyor. Yargı Temyiz Kurulu’na da itirazları kabul etme, yanıtlama ve incelemesi için Seçim Komiserliği’ne gönderme yetkisi veriyor. Kanun şikayette bulunacak kimselere Seçim Komiserliğine ve Yargı Temyiz Kurulu’na itirazda bulunma hakkı tanıyor. Kanuna göre Yargı Temyiz Kurulu’nun kararları nihai ve kesindir. Dolayısıyla Yargı Temyiz Kurulu dışında başka herhangi bir kuruma itiraz ve şikayette bulunulamaz ve Kurul’un verdiği kararlar nihaidir. Bu süreçten sonra anayasanın 93üncü maddesinin yedinci fıkrasına göre Seçim Komiserliği’nin önünde, Yargı Temyiz Kurulu’ndan çıkan sonuçları sonuçlara dayanarak kazananların isimlerinin yer aldığı listeyi onaylaması için Federal Mahkeme’ye göndermekten başka bir yol kalmıyor. Anayasa Federal Mahkeme’nin onaylaması için bir zaman sınırlaması getirmiyor. Fakat anayasa, Federal Mahkeme’nin sonuçları onayladığı tarihten sonraki 15 gün içinde Cumhurbaşkanı’nın bir kararname yayınlayarak meclisi toplamasını zorunlu tutuyor.”



İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
TT

İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)

Lübnan’ın resmî haber ajansı Ulusal Haber Ajansı (NNA), bugün (Cuma) Güney Lübnan’daki Vezzani ve Mecidiye çevresinin İsrail topçuları tarafından hedef alındığını bildirdi.

Ajansa göre, İsrail’e ait bir insansız hava aracı Ras el-Nakura bölgesinde bir balıkçı teknesinin yakınına ses bombası bıraktı; olayda yaralanan olmadı. Aynı bölgede İsrail’e ait bir savaş botu da ülkenin kara sularına doğru makineli tüfekle ateş açtı.


İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
TT

İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)

Filistinli kaynaklar, İsrail’in iki gündür öne sürdüğü, İslami Cihad Hareketi’nin Hamas ile iş birliği yapmayı reddettiği ve ateşkesin ikinci aşamasına geçilmeden önce elindeki son İsrailli esirin cesedini teslim etmediği yönündeki iddiaları yalanladı.

İsrail’in Maariv gazetesinin güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Hamas ile İslami Cihad arasında, Ran Gafeli isimli son esirin cesedinin teslim edilmemesi konusunda gerilim yaşandığı iddia edildi. İsrail, Gafeli’nin kaçırılmasında İslami Cihad mensuplarının doğrudan rol aldığını düşünüyor.

İslami Cihad’ın askeri kanadı Saraya el-Kudüs, günler önce yaptığı açıklamada tüm esirleri teslim ettiklerini ve ateşkes anlaşmasına tamamen uyduklarını belirtti. Hareketten Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Gafeli’nin cesedinin kendi ellerinde bulunmadığını, cesedin Hamas’ın kontrolünde olduğunu ifade etti. Kaynaklar, Hamas ile koordinasyonun “mükemmel seviyede” olduğunu ve İsrail basınında yer alan gerilim iddialarının gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

dsvf
İslami Cihad savaşçıları ve Mısırlı işçiler, Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat'ın kuzeyinde İsrailli rehinelerin cesetlerini arıyor (Arşiv - AP)

Hamas kaynakları da Şarku’l Avsat’a, cesedin Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye ve Zeytun mahallelerinde 3 veya 4 farklı noktada bulunmuş olabileceği yönünde şüpheler olduğunu aktardı. Ancak bu noktalarda yürütülen aramalarda cesede ulaşılamadığı, esir alma ve gömülme süreçlerine dahil olan saha sorumluları ve militanların tamamının çeşitli saldırılarda öldüğü için kesin yer tespiti yapmanın zorlaştığı bildirildi. Kaynaklar ayrıca yoğun bombardıman ve bölgenin tamamen yıkılması nedeniyle tespit çalışmalarının daha da güçleştiğini belirtti.

Yediot Aharonot gazetesine göre İsrail, arabulucular aracılığıyla Hamas’a, cesedin yerinin belirlenmesine yardımcı olabilecek kişilere ilişkin bilgiler ve bölgenin olası konumunu gösteren uydu görüntüleri iletti. Hamas kaynakları, bu dosya ve diğer konularla ilgili arabulucularla temasın sürdüğünü söyledi.

Yeni videonun ortaya çıkardığı soru işaretleri

Bu gelişmeler, İsrailli esir ailelerinin yayımladığı görüntülerle eş zamanlı yaşandı. Videolarda, Ağustos 2024’te Refah’taki bir tünelde cesetleri bulunan altı esirin, tünelde birlikte yaşarken Hanuka’yı kutladıkları, 2024 yeni yılına girdikleri, konuşup saç tıraşı oldukları ve tünel içinde farklı noktalara hareket ettikleri görülüyor.

dfgh
Hamas militanları, 20 Şubat 2025'te Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerinin Kızılhaç'a teslimi sırasında tabutlardan birini taşıyor (DPA)

Görüntüler, İsrail ordusunun söz konusu altı kişinin tünele ulaşımdan iki gün önce Hamas tarafından öldürüldüğü yönündeki açıklamalarına dair soru işaretleri doğurdu. Hamas bu iddiayı reddederek, esirlerin bölgeyi hedef alan İsrail bombardımanında öldüğünü söyledi.

Maariv'den gazeteci Miki Levine, esirlerin “Nisan ayında anlaşma sağlanmış olsaydı hayatta olabileceklerini” belirten bir değerlendirme yayımladı. Levine, Başbakan Netanyahu ile bakanlar Smotrich ve Ben-Gvir’in “tam zafer” stratejisinde ısrar etmelerinin, Refah’a girilmesinin esirleri tehlikeye atacağı yönündeki uyarıları göz ardı ettiklerini yazdı.

İsrail devlet televizyonu da, esirlerin öldürülmesinden birkaç gün önce müzakerelerin tıkanma noktasına gelmesinin, Tel Aviv’in Filadelfi Koridoru’nun kontrolünü şart koşmasından kaynaklandığını; o aşamada anlaşma imzalansaydı altı esirden beşinin serbest bırakılacağını aktardı.

Hamas kaynakları ise Şarku’l Avsat’a, esirlerin topçu ve hava bombardımanında öldüğünü, saldırı sırasında bazı esir gardiyanlarının da yaşamını yitirdiğini teyit etti. Kaynaklar, savaş boyunca İsrail güçleri esirlere yaklaşırsa “tehlike durumunda esirin öldürülmesi” yönünde talimat bulunduğunu da belirtti.7Tünelin Refah’ın batısındaki Tel Sultan’da bulunduğu, İsrail ordusunun sonraki incelemelerinde esirlerin “bölgedeki yoğun askeri baskı nedeniyle hayatını kaybettiğini” kabul ettiği bildirildi.

Ekim 2024’te İsrail, Hamas’ın eski siyasi büro şefi Yahya es-Sinvar’ı, Tel Sultan’daki bir evde, yanında silahlı bir grupla bulunduğu sırada öldürmüştü. Kasım ayında Hamas kaynakları, Muhammed es-Sinvar’ın oğlu İbrahim’in de Refah’taki bir tünelde hava saldırısında öldüğünü açıklamıştı. DNA bulgularının, aynı tünelde Hamas mensuplarının bulunduğuna işaret ettiği belirtildi. Esirlerin, İbrahim es-Sinvar’ın öldüğü saldırıda hayatını kaybetmiş olabileceği değerlendiriliyor.

Hamas kaynakları, İsrailli esirlere ilişkin talimatların çok sıkı olduğunu ve hayatta kalmaları için tüm imkânların seferber edildiğini vurguladı.


Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
TT

Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)

Gazze Şeridi'ni 24 saatten kısa bir süre içinde vuran fırtına ve derin alçak basınç sistemi, birçok evin çökmesi ve bölge genelinde çadırların sular altında kalması sonucu 11 Filistinlinin ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) göre yerel kaynaklar, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'nın Bir el-Naja bölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir evin çökmesi sonucu 5 Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

 Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı kaynaklar, bugün şafak vakti Gazze şehrinin batısındaki el-Rimal mahallesinde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının üzerine büyük bir duvarın çökmesi sonucu 2 vatandaşın öldüğünü, Gazze şehrinde aşırı soğuktan bir çocuğun, el-Şati kampında ise bir bebeğin hayatını kaybettiğini belirtti. Dün de el-Şati kampında bir duvarın çökmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Dün el-Amadi bölgesindeki Ebu Cebel kampında bir çadırın çökmesi sonucu iki çocuk yaralandı; Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki mülteci çadırında ise bir bebek aşırı soğuktan hayatını kaybetti.

Sivil savunma ekipleri, son birkaç saat içinde en az 10 evin çöktüğünü, son olarak da el-Kerame ve Şeyh Rıdvan mahallelerinde 2 evin yıkıldığını bildirdi.

Bu olumsuz hava koşulları ayrıca Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki kampların tamamının sular altında kalmasına, Deyr el-Belah'taki el-Bassa ve el-Baraka'nın geniş alanlarının, Nuseyrat'taki Merkez Pazarı'nın ve Gazze Şehri'ndeki Yermuk ve liman bölgelerinin hasar görmesine yol açtı.

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), dün yaptığı açıklamada, şiddetli yağmur ve ıslak çadırların, aşırı kalabalık Gazze Şeridi'ndeki kötüleşen sağlık ve yaşam koşullarını daha da kötüleştirdiğini belirterek, soğuk hava, yetersiz sanitasyon ve hijyen eksikliğinin salgın hastalık riskini artırdığını vurguladı. UNRWA, insani yardıma erişimin acilen kolaylaştırılması çağrısında bulundu.