ABD ve Taliban arasındaki müzakerelerde insani yardımlar, insan hakları ve yaptırımların kaldırılması ele alındı

Taliban’a bağlı bir güç Celalabad’da DEAŞ unsurları arıyor (EPA)
Taliban’a bağlı bir güç Celalabad’da DEAŞ unsurları arıyor (EPA)
TT

ABD ve Taliban arasındaki müzakerelerde insani yardımlar, insan hakları ve yaptırımların kaldırılması ele alındı

Taliban’a bağlı bir güç Celalabad’da DEAŞ unsurları arıyor (EPA)
Taliban’a bağlı bir güç Celalabad’da DEAŞ unsurları arıyor (EPA)

ABD ve Taliban arasında geçtiğimiz 3 ay içindeki temas sadece Afganistan’da mahsur kalan vatandaşlarla ilgiliydi. Fakat iki taraf arasındaki ilişkiler özellikle ABD ve Taliban yetkililerini bir araya getiren Katar’ın başkenti Doha’daki görüşme sonrasında değişmeye başladı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price tarafların son iki günde 3 temel meseleyi görüştüğünü bildirdi. Price’ın açıklamasına göre, görüşmelerde Taliban’ın kamuoyu önünde hiç kimsenin Afganistan topraklarını kullanarak diğer ülkelerin çıkarlarına zarar verilmeyeceği yönündeki taahhüdü, Amerikan vatandaşları ve ABD ile çalışan Afganların ülkeden çıkması için güvenli bir koridorun açılması ve son olarak kadınlar ve azınlıklar da dahil olmak üzere tüm Afgan vatandaşların haklarının korunması meseleleri ele alındı. Taliban ise ABD’nin dondurduğu Afganistan’a ait milyar dolarları serbest bırakmasını istedi.
ABD heyeti ayrıca Şubat 2020’den bu yana Taliban tarafından alıkonulan 59 yaşındaki mühendis Mark Frerichs’in serbest bırakılmasını talep etti.
Price, açıklamasında, Doha’da bir araya gelen iki heyetin, uluslararası toplumun Afganistan’daki insani krizin iyileştirilmesi yönündeki sürekli ve acil taleplerinin karşılanması hususunu konuştuklarını ve ABD heyetinin, Birleşmiş Milletler (BM) ve aktif insani yardım kuruluşların özellikle kış ayında insani ihtiyaçları daha çok karşılamak için gösterdiği çabalara destek vermeye devam etme taahhüdünde bulunduğunu aktardı.
ABD’nin Afganistan Özel Temsilcisi Thomas West’in başkanlığındaki Amerikan heyetinde dışişleri ve hazine bakanlıkları, ABD’nin Uluslararası Kalkınma Ajansı ve istihbarat servislerinden üst düzey yetkililer yer aldı. Price, ülkesinin, Afgan sivillerin Amerikan hükümetinden ve uluslararası toplumdan destek almasının ABD yaptırımları kapsamına alınmayacağı yönündeki taahhüdünü yineledi. Özel Temsilci West, insani yardım kuruluşlarında çalışan görevlilerin herhangi bir engele takılmadan güvenli bir şekilde seyahat etmelerine izin verme noktasında Taliban’ın yaptığı bazı iyileştirmeleri kabul etti. Taliban hiç kimsenin Afganistan topraklarını kullanarak başka bir ülkenin çıkarlarının aleyhine faaliyet yürütmesine izin vermeme taahhüdüne olan bağlılığını dile getirdi. Price’ın açıklamasına göre, ABD heyeti görüşme sırasında Taliban liderlerinin kadınların eğitim hakkıyla ilgili son açıklamalarına dikkat çekerek, konuyla ilgili sözlerin hayata geçirilmesini talep etti. Nitekim Taliban liderleri bu açıklamalarda kız çocuklarının ve kadınların tüm düzeylerde eğitim almalarını desteklediklerini belirtiyordu.
Doha’daki görüşmelerde Taliban heyetinin başkanlığını, uluslararası alanda tanınırlığı olmayan Taliban hükümetinin Dışişleri Bakanı Emirhan Muttaki üstlendi. Taliban heyeti Amerikalı muhataplarından kara listelere son verilmesini ve yaptırımların kaldırılmasını istedi.
Bu görüşme, ABD’nin Afganistan’dan çekilmesinden bu yana iki taraf arasındaki müzakerelerin ikinci turu olarak biliniyor. Taliban’ın ülkede yönetime el koymasından sonra enflasyon oranları ve işsizlik ciddi ölçüde artarken, ülke genelindeki bankacılık sistemi çöktü. Afganistan Merkez Bankası’na ait yaklaşık 10 milyar dolar değerindeki mal varlıklarının dondurulması ve Dünya Bankası ile Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) Afganistan'a sağladığı fonları askıya alması, ülkedeki durumu daha da kötüleştirdi.
Taliban’ın Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abdulkahhar Belhi, Twitter hesabından paylaştığı mesajda, “İki heyet bankacılık ve gerekli nakit imkanlarının sağlanmasının yanı sıra siyasi, ekonomi, insani, sağlık, eğitim ve güvenlik meselelerini ele aldı. Afgan heyeti ABD tarafını güvenlik konusunda tatmin etti ve Afganistan’ın dondurulan paralarını şartsız olarak serbest bırakmaya, kara listelere ve yaptırımlara son vermeye, insani meseleler ile siyasi konuları birbirinden ayırmaya teşvik etti” diye yazdı. Taliban Afganistan’daki yönetiminin meşruiyetinin uluslararası alanda tanınması ve ülkeyi bir insani felaketten korumak, yaşadığı boğucu ekonomik krizin etkilerini hafifletme noktasında yardım almak için çabalıyor.
Birleşmiş Milletler (BM) dün, içerisinde çocuk, yaşlı ve engellilerin olduğu Afgan ailelere yıllık 300 milyon dolar nakit ödeme programının ülkede artan yoksullukla mücadelenin en iyi yolu olduğunu belirtti. Afganistan’a yapılacak para yardımlarının ABD’nin Taliban’a yönelik yaptırımlarına takılmadan nasıl ulaştırılacağı konusu en önemli sorun olarak öne çıkıyor. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Afganistan’da istihdamı desteklemek için 100 milyon dolarlık ‘iş karşılığı nakit’ projesini ve küçük işletmeler için 90 milyon dolarlık ödemeleri hayata geçirdi. Programda önümüzdeki 13 ay için ülkenin sosyal ve ekonomik tahminleri "endişe verici" olarak nitelendirildi. Birleşmiş Milletler Asya ve Pasifik Bölgesi Kalkınma Programı Müdürü Kanni Wignaraja, Reuters’a verdiği demeçte, “Yüksek ihtimalle bu (program) sosyal çöküşü ve kapsamlı yoksulluk haline girmeyi durdurmanın en iyi yolu olacak” dedi.
Afganistan, Taliban hareketinin iktidara gelmesinden bu yana ciddi bir uluslararası yardım sıkıntısı nedeniyle zorluklarla karşı karşıya bulunuyor. Ekonomi ile bankacılık sistemi Kovid-19 salgını ve ülkeyi kasıp kavuran şiddetli bir kuraklığın gölgesinde çöküşün eşiğinde. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı, 2022 yılının gelişiyle birlikte yoksulluğun 39 milyon nüfuslu ülkedeki vatandaşların yüzde 90’ını etkileyecek şekilde ülkenin büyük bir bölümünü etkisi altına almasını öngörüyor. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın raporunda ayrıca kadınların çalışmasının önündeki kısıtlamaların kaldırılmaması halinde Afganistan ekonomisinin yakın zamanda kalkınmaya başlamayacağı belirtiliyor.



21'inci yüzyılda sınırlı savaş ve kapsamlı savaş

İHA’lar savaşta coğrafi derinliği geçersiz hale getirdi (Reuters)
İHA’lar savaşta coğrafi derinliği geçersiz hale getirdi (Reuters)
TT

21'inci yüzyılda sınırlı savaş ve kapsamlı savaş

İHA’lar savaşta coğrafi derinliği geçersiz hale getirdi (Reuters)
İHA’lar savaşta coğrafi derinliği geçersiz hale getirdi (Reuters)

Bazı uzmanlar ister sınırlı ister kapsamlı (topyekun) olsun, savaşların biçim ve türlerinin uluslararası sistemin şekli, yapısı (çok taraflı, iki taraflı veya hatta tek taraflı) ve güç dengesiyle doğrudan ilişkili olduğuna inanırken bunun yanında savaşta, askeri stratejilerin oluşturulmasında teknolojinin rolü göz ardı edilemez.

Telgraf ve demiryolu ağları 20’nci yüzyılda savaşların yapılış şeklini değiştirmedi mi? Evet, elbette değiştirdi. Demiryolları, Birinci Dünya Savaşı'nda milyonlarca askerin cepheye taşınmasına yardımcı olsa da aynı zamanda savaşın 10 milyon asker ve 7 milyon sivilin hayatına mal olan dört buçuk yıllık bir insanlık eziyetine dönüşmesine de doğrudan katkıda bulundu.

21’nci yüzyıl, bir güç çarpanı haline gelen teknolojinin yatay ve dikey olarak yayılmasıyla öne çıkıyor. Birinci Dünya Savaşı sırasında makineli tüfekler, kurbanların yüzde 20 ila 40'ının ölümüne katkıda bulundu. Peki yapay zekanın savaşlardaki rolü, özellikle de etkisi nükleer düzeye ulaşırsa ne olacak hiç düşündünüz mü? İçinde bulunduğumuz yüzyılda belki de en tehlikeli olan durum, savaşmanın maliyetinin herhangi bir devlet dışı aktörün (non state actor) savaşabileceği bir seviyeye düşmüş olmasıdır.

Soğuk Savaş sırasında, nükleer silahlar büyük güçler arasında dünya sahnesinde önemli bir caydırıcı unsur oluşturuyordu. Her zaman karşılıklı yıkım korkusu (MAD) vardı. Bundan dolayı söz konusu güçler vekalet savaşlarına (by proxy) başvurdular. Bu nedenle Soğuk Savaş döneminde sadece sınırlı (limited) savaşlar yaşandı. Sınırlı savaştan bahsederken, bu savaşın hedefleri, kullanılan araçlar ve dolaylı olarak bu savaşın süresi kastediliyor. 1950 yılındaki Kore Savaşı, İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden sonra, küresel düzeyde gerçek anlamda kapsamlı bir savaş olan ilk sınırlı savaştı.

fghyu
Geçtiğimiz haziran ayında 12 gün süren İran-İsrail savaşı sırasında ABD tarafından bombalanan Fordo Nükleer Tesisi’nin çevresinin uydu görüntüsü (Reuters)

Yazar Andrew Davidson, Soğuk Savaş sırasında süper güçlerin olası savaşlar için çeşitli senaryolar hazırladığını söylüyor. Ancak insanlığın şansına, bu savaşlar gerçekleşmedi. Zira bu senaryoların güç ölçütü, hassasiyet değil, büyüklüğe dayanıyordu. Başka bir deyişle, ölçünün temelinde büyük güçlerin sahip olduğu uçak, tank, denizaltı ve diğer askeri araçların sayısı yer alıyordu. Nükleer silahlar, geleneksel silahların en büyük koruyucusu konumundaydı.

Sınırlı savaş ile kapsamlı savaş

İsrail'in İran'a karşı başlattığı Yükselen Aslan Operasyonu, süresi (sadece 12 gün sürdü), kullanılan araçlar ve hatta hedefler açısından sınırlı bir savaş olarak nitelendirilebilir. İsrail, bu savaşta elindeki en iyi silahları kullandı, ancak sahip olduğu tüm silahları (örneğin nükleer silahlar) kullanmadı. İran ise sahip olduğu en iyi füzeler ve insansız hava araçlarıyla (İHA) karşılık verdi. Öte yandan İsrail, Gazze Şeridi'nde Arap-İsrail çatışmasının tarihindeki en uzun savaşı sürdürüyor. Savaş 21 aydır devam ediyor. İsrail bu savaşta ise sahip olduğu en iyi silahları her boyutta kullandı. Peki bu savaş kapsamlı mı yoksa sınırlı mı olarak sınıflandırılabilir? Eğer savaşlar havadan sonuçlanmıyorsa, İsrail ordusunun bu savaşı sonuçlandıramamasını nasıl açıklayabiliriz? Oysa İsrail ordusu şimdiye kadar kara, hava ve deniz kuvvetlerini kullandı. Ayrıca siber savaş yönetimini ve dolayısıyla yapay zekayı da kullandı.

Birçok uzmana göre bu sorunun cevabı şu şekilde olabilir:

21’inci yüzyılda savaşın özellikleri değişti ve bu durum, birçok ülkenin, özellikle de büyük ve güçlü ülkelerin askeri doktrinlerinde bir dönüşüme (doctrinal shift) yol açacak.

Öte yandan asimetrik savaş, 21’inci yüzyılda büyük güçler için en büyük ve en tehlikeli zorluk olarak öne çıkıyor.

Teknoloji, özellikle İHA’lar, coğrafi derinliği değersizleştirirken siber savaş ve elektronik savaş lehine büyüklük ve kitle değerini de ortadan kaldırdı.

tyu7ı8
Tayvan’ın başkenti Taipei'deki bir Patriot bataryası... Tayvan, ABD ile Çin arasında bir çatışmaya neden olabilir (EPA)

ABD’li komutan Douglas MacArthur, “Asya'da asla kara savaşı yapılmamalı” diye meşhur bir sözü vardır. Peki, özellikle Washington'ın Pekin'in önümüzdeki yıllarda Tayvan'ı kontrol altına almaya çalışacağından endişe duyduğu bir ortamda, ABD-Çin çatışması nasıl olacak? Bu çatışma nasıl gerçekleşecek, askeri mi olacak? Nerede yapılacak? Kapsamlı mı, sınırlı mı, yoksa vekiller aracılığıyla mı olacak?

Bugün bu sorular, uzmanların Çin ve ABD arasında bir savaşın kaçınılmaz olduğunu teyit etmesiyle birlikte güçlü bir şekilde gündemde yer tutuyorlar. ABD’li düşünür Graham Allison, görüşünü ‘Tukidides tuzağı’ olarak bilinen teoriye dayandırarak, dünya düzenine hakim olan güç (ABD) ile bu hegemonyayı tehdit eden yükselen güç (Çin) arasında çatışmanın kaçınılmaz olduğunu savunuyor.

Bu analizŞarku'l Avsat için bir askeri analist tarafından yapıldı